I.Bölüm

II.Bölüm

III.Bölüm

IV.Bölüm

V.Bölüm

VI.Bölüm


ÇAĞDAŞ BiREYSEL VE YÖNLENDiRiCi EĞiTiM SiSTEMi

 

     






 
 
 

V.Bölüm

 
  1. PROGRAMLAR          
 

   
   
 Program, bireylerin yaşantılarının her döneminde, davranışlarında istendik değişiklikler yapmak, insan olmanın gerektirdiği temel  ve sosyal becerileri kazandırmak, kültürün tanıtılıp, gelecek kuşaklara aktarılması, toplumun her ferdinin bir değer olduğu ilkesi ile yola çıkarak topluma yararlı bireyler yetiştirmek, çağın teknolojik ve bilimsel gelişmelerine ayak uyduran, uyum sağlayan ve insanın hizmetine sunan, ondan yararlanan  bilimsel düşünceye sahip ve sağlıklı, toplumla ve kendisi ile barışık, verimli, üretken ve kişilik sahibi bireyler yetiştirilmesi amacına yönelik öğrenmeleri planlayıcı olmalıdır.
     Eğitim- öğretim programları, Anayasamızdaki eğitim hakkı, Milli Eğitimin ve Eğitim Sisteminin   temel ilkeleri ve eğitimde fırsat ve imkan eşitliğini gözeten, insan olmanın gerektirdiği temel hak ve özgürlükler, milli eğitimin temel amaçları ve ilgili kurumların özel amaçları, öğrenci kişilik ve sağlık hizmetleri, ders içi ve ders dışı sosyal beceri, aktivite, sosyal ve kültürel etkinlikler ve sportif faaliyetlerin tümü ile kazandırılan; bu doğrultuda bizzat eğitim programcıları ve eğitimcilerce hazırlanan ve verilen, okullarda neyin,nasıl ve ne amaçla öğretileceğini kapsayan  hizmetlerin bütünüdür.
     Öğretim programları eğitim programları ile iç içe olan, bulunduğu yaşın gereği bilgi, beceri ve ağırlıklı uygulama düzeyinde programlardan oluşan bir taraftan bireyi insan olmanın gerektirdiği temel beceri ve davranışları kazandırarak hayata, topluma yararlı bir birey haline dönüştürürken diğer taraftan bir üst programlara hazırlayan planlı ve sistemli yapılan çalışmalardır.
     Bugün eğitim programları ile öğretim programlarının iç içe girdiği, okulların genel ve özel amaçlarını gerçekleştirmek amacı ile yapılan çalışmaları kapsamaktadır. Bu nedenle okulların bazı kademelerinde eğitim programı ön planda, öğretim programı sonra gelirken, bazı kademelerde öğretim programları ön planda eğitim programları ise daha geri planlara itilmiştir.
     Bu günkü programlar çağın gerisinde kalması dışında, öğrencinin işine yaramayan ve ihtiyacına uygun olmayan lüzumsuz bilgilerin kuru kuruya ve ezberci bir anlayışla yükleme dışında hiçbir katkı sağlamamaktadır. Oysa çağımızda insan her zaman, istediği bilgiye ulaşacak ve bu bilgiden yararlanacak  makineleri üretmiştir ve süreç içinde bunu geliştirmektedir. Tüm bu nedenlerle makinelerden yararlanarak gerekli olan bilgilere ulaşılmak dururken, insana makineler gibi davranarak yararsız bilgileri yüklemeye çalışmak, mantıkdışı  olduğu kadar insanlık dışı bir anlayışın ürünüdür.    Bu amaçla eğitim programları tüm kademelerde bireyin bulunduğu yaştaki gelişim özellikleri ve bireysel ayrıcalıklarına uygun temel ve sosyal becerileri davranışa dönüştürecek, genel kültürü, bilgi ve becerileri kazandırıcı, sağlıklı bir kişilik gelişimini sağlayıcı ve çağın koşullarına uygun çevresinde karşılaştığı güçlükleri çözüp, üstesinden gelebilen, çevresinin değişen koşullarına uyum sağlayarak kendini sosyal yaşama hazırlayan, insanlar ve uluslarla iyi ilişkiler ve  sağlıklı iletişim kurabilen, üretken, verimli ve çağdaş insan yetiştirmeyi amaçlayan  eğitim programlarına yer vermek zorundadır. Ancak her gelişim dönemindeki bireyin özelliklerine uygun, ilgili dönemdeki olumlu davranışlar kazandırılırken,  bu  programların bireyin olduğu kadar, yakın çevresinden başlanarak toplumun ihtiyaçlarına uygun olarak düzenlenmesi, öğrencinin yaşantısı süresince ve gelecek yaşamında işine yaraması, gerekirse öğretim programları ile bütünleştirilerek verilmesi esas olmalıdır.

        Eğitim- öğretim programları, her kademedeki öğrencinin ilgi, istek ve ihtiyaçlarını karşılayacak, yaşantısında işine yarayacak ve potansiyeli oranında optimum gelişmesine katkı sağlayacak her türlü koşulun oluşturulup ön plana alındığı biçimde farklı, farklı düzenlenmelidir. Ön Eğitim ve Okul Öncesi Eğitim kurumlarında, bu dönemin gelişim özelliklerine ve bireysel ayrıcalıklarına uygun temel beceriler oyun, yaparak-yaşayarak ve uygulama ağırlıklı yöntem ve tekniklerle, zenginleştirilmiş programlarla, çok sayıda duyu organına hitap eden çeşitli uyarıcı araç-gereçlerle desteklenmelidir. Öğrencilerin yaşlarına uygun sosyal becerileri, demokrasi, sevgi, saygı, arkadaşlık, işbirliği, olumlu iletişim, liderlik, hoşgörü, paylaşım vb. insan olmasını gerektiren olumlu davranışlar yaparak, yaşayarak, uygulayarak ve izleyerek kazandırılmalıdır. Atatürk, vatan, millet, özgürlük, tutsaklık, savaş, barış, bayrak, bağımsızlık, bir arada yaşama, kalkınma, ülke,  ve vatandaşlık değerleri vb. soyut kavramların yaşantımızdaki yeri ve ülkemiz için önemi ve kişileri olumlu etkileyerek, kalıcı davranışlara dönüştürülmesi sağlanmalıdır.Yaşa uygun olarak, bu soyut kavramlar düzeye uygun ilgi çekici, merak uyandırıcı, heyecan verici, yaşam biçimine dönüştüğü vb. biçimde hazırlanan mini diziler, filimler, oyunlar ve şölensel etkinlikler aracılığı ile kazandırılmalıdır.

       Tüm bu amaçlarla, her yaşa uygun olan beceri ve davranışların ancak bulunduğu yaşta kazanıldığı, yanlış öğrenilen davranış ve becerilerin değiştirilmesinin de güç olduğu dikkate alınarak, her yaşın özelliğine uygu bilgi, beceri ve davranışın ancak eğitimle sağlanacağı gerçeği göz önüne alınmalıdır.  Ülkemizde, Ön Eğitim, Okul Öncesi ve İlköğretim kademesinde eğitime, sosyal beceriler ve olumlu davranışlar kazandırıcı eğitim programlarına, daha ağırlıklı olarak yer verilmelidir. Ayrıca her  kademede yaşının gerektirdiği düzeyde ihtiyacına uygun bilgi ve kültürü kazandırıcı öğretim programları, görsel-işitsel-düşünsel araçlarla ve uygulama ağırlıklı olarak verilmelidir. Çocuğun yaşı gereği  ilgi, yetenek, değerleri, bilişsel, duyuşsal, sosyal ve psiko-motor, kişisel vb. potansiyellerini ve gizil güçlerini diğer değişle bireysel farklılıklarını dikkate alacak öğretim programlarından,  öğrencilerin bireysel özelikleri oranında   en üst düzeyde yararlanmasını ve optimum gelişimini ve sürekli kendini yenileyip, geliştirmesini sağlayacak biçimdeki her türlü düzenlemeleri içermelidir.
      Bu amaçla ilgili eğitim kurumlarında programlar, zaman ve süre bakımından da seviyeye uygun günün belirli bir saatinde başlayıp, bitecek, daha kısa süreli ders saatlerinden oluşacak biçimde düzenlenmelidir. Çocukların uyku, istek, ilgi, motivasyon, yorgunluk, dinlenme, seçici dikkat ve diğer temel gereksinimlerini olumsuz etkilemeyecek,  çocukluğunu dolu, dolu ve mutlu  yaşamasını  sağlayan, eğitim-öğretimin iç içe verildiği  etkinlik  ve aktiviteler  ağırlıklı  olmalıdır.
        Mesleki teknik eğitim programları öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine ve ilin koşullarına uygun programlardan oluşmalı, öğrenilen bilgi ve beceriler ağırlıklı olarak yaparak-yaşayarak, uygulamalı eğitimle desteklenmeli, eğitim kompleksindeki bu tür kampus ve kurumların ürettikleri ürünlerden yararlanmasını ve gelir kazanmasını sağlayıcı düzenlemeler yapılmalıdır.   Bu  amaçla Eğitim Kompleksleri bünyesinde ilgili Kampusların  döner sermaye üniteleri oluşturulmalıdır.         
        Programlar, her dönem ve yaştaki öğrencilerin gelişim dönemlerine uygun temel bilgileri,  sosyal becerileri ve olumlu davranışları kazandırılırken, diğer taraftan çevresi ile sosyalleşerek, karşılaştığı güçlükler baş edebilen, sorumluluk duygusu kazanmış, verimli, yararlı ve üretken, çevresine uyum sağlayabilen, kendine güveni ve  özgüveni gelişmiş, katılımcı, paylaşımcı yaratıcı, lider ve yapıcı, sevgi ve saygı dolu, sorumluluk duygusu gelişmiş vb. sosyal değerleri kazanmakla kalmayarak, uygulayarak, yaşayarak, doğruyu ya da yanlışı ayırt etme, deneyimi ve becerisi kazanarak, olumlu ve insani davranışları yaşam biçimine dönüştürmüş toplumun yararlı bir ferdine dönüştürmeği sağlamalıdır. Diğer yandan,  insanı diğer canlılardan ayıran ve insan olmasının gerektirdiği temel özelliklerinin gereği  düşünen, araştıran, sorgulayan, eleştiren, öz eleştiri yapan, deneyen, karşılaştığı sorunları bilimsel yöntemle, akılcı ve yapıcı şekilde konuşup, tartışarak çözümleyen çağdaş bireyler yetiştirirken, sorunların üstesinden gelip, baş eden, çevresi, kendisi, tüm insanlarla ve tüm topluluklarla barışık, etkili sağlıklı ve çift yönlü bir iletişim kuran, sağlam kişilikli ve onurlu yetiştirilmelerini sağlayıcı düzenlemelerle yetinmemeli;   insanları seven, sayan ve onları gözeten, temel hak ve özgürlüklere bağlı ve uygulayan, ülkesini ve vatanını, bayrağını seven, koruyan, bölünmez bütünlüğünü savunan ve kollayan,  kısacası özgür ve bağımsız bir ulusun ulus olarak ayakta kalmasını sağlayan, çağdaş, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinin üniter yapısını koruyan ve ülkesini bölünmez bir bütünlük içinde her fırsatta yüceltmeye çalışarak, gelişip kalkındırmaya, çağdaş ülkeler seviyesine hatta üzerine çıkarmak için çaba gösteren,  sağlıklı, kişilikli, verimli ve üretken vb. özellikleri davranışa ve yaşam biçimine dönüştürebilecek bireylerin yetişmesini gerçekleştirecek içerik düzenlenmelerinin yapılması gerekmektedir.

      Tüm bu amaçlarla öğrenciler programlar için değil,  programlar öğrenciler için var olmalı, ihtiyaçlarına uygun düzenlenmeli ve öğrencilerin hizmetine sunulmalıdır. Eğitim-öğretim ile ilgili program, araç, gereç ve her türlü olanak öğrencilere  hizmet etmek için hazırlanmalıdır.  “ İnsan araç ve gerecin kölesine değil, araç-gereçler insanın kölelerine dönüştürülmelidir. ”  Bu gün uygulanan çağdışı kalmış eğitim sistemlerinde, insanların hazırladığı programlara göre insanların yetiştirilmesi hedef alındığı yani öğrenci merkezli değil  program merkezli sistemler uygulandığı için nitelikli, verimli, kişilikli, üretken ve çağdaş insanlar yetiştirilememektedir.
      Programlar düzenlenirken, bireyin gelişimlerinin her döneminde, zihinsel, duygusal, sosyal, kültürel, kişisel vb. değerleri geliştirici, ihtiyaçlarını karşılayabilecek ve bu yetilerini en üst düzeyde geliştirebilecek şekilde düzenlenerek; öğrencinin ilgi, motivasyon, isteğini arttırarak, temel bilgi ve beceri ve davranışları  kazanmasını  kolaylaştırıcı unsurları taşımalıdır.
     Çocuğa ve gence  toplumun değer yargılarına uygun olumlu davranışlar kazandırarak, Türk Toplumuna yararlı bir birey haline dönüştürürken, insanları ve kendini seven, güven ve özgüveni gelişmiş, kendi benliği dışında çevresi ile iyi ilişkiler kuran, toplumun ihtiyaç ve beklentilerine uygun programlar oluşturulmalıdır. Diğer değişle kendisi ve yakın çevresi ile barışık, toplumun tüm fertleri ile kısacası tüm insanlık alemi ile barışık ve  iletişim ve etkileşimde bulunan, kendi ülkesinden başlayarak, dünya toplumunun uygar bir ferdi olmanın gerektirdiği görev bilincini, temel özellikleri ve davranışları kazanmış, hür, laik, demokrat, Atatürkçü, özgür ve çağdaş düşünceye sahip iyi bir vatandaş olmanın gerektirdiği tüm insani özellikleri kazanmasını sağlayacak şekilde düzenlenmelidir.

      Bu amaçla Avrupa Birliği Devletleri ya da  Dünya Devleti Birliklerinin  “Dünya Devleti “ olma yolunda ulusların bir araya gelerek birlikler oluşturduğu ve oluşturacağı dünyamızda, Türk insanının  bu topluluklara uyum sorunu ve süreci yaşamadan, kendine yaraşır ve emin adımlarla dünya ailesine  geçişini kolaylaştırıcı ve hepsinden önemlisi iyi bir insan olmanın gerektirdiği uluslar arası standartlara uygun  tüm insani özellikler ve nitelikler belirlenip, kazandırılmaya çalışılmalıdır.   

     Her gelişim dönemi, insan yaşamının ve insanın gelişimi için gerekli temel ve sosyal beceri ve davranışları kazandıracak bir yapıda düzenlenmelidir. Bu dönemlerin, birbiri ile ilintili olduğu ve bir dönemde kazanılan olumlu ya da olumsuz bir davranış ve özelliğin bireyin diğer dönemlerini de etkileyeceği unutulmamalıdır. Bu nedenle bireylere yaşamlarının her döneminde, sağlıklı değişim ve gelişimlerine katkı sağlayıcı olumlu ve yapıcı davranışların kazandırılmasını sağlayıcı  tüm  düzenlemeler, programlarda  mutlaka  yer  almalıdır.
      Kısacası Türk Toplumunun her ferdini, iyi günde, kötü günde birbirine destek olan , iyi bir insan, iyi bir vatandaş, mutlu ,sorumlu, barışçı ve kişilikli, topluma yararlı, üretken ve verimli bir birey haline dönüştürecek olumlu davranışları kazandırıcı programlar oluşturulmalı; öğrencilerin olumsuz davranışlar kazanılmasını sağlayan, işine yaramayan gereksiz bilgilerden  arındırılmış olan programlara yer verilmelidir. 

     “Milli eğitimle geliştirilmek ve yükseltilmek istenen genç beyinlerin bir taraftan da paslandırıcı, uyuşturucu, hayali fazlalıklarla doldurul maktan  dikkatle  kaçınmak  lazım “ 

         Diyen  Atatürk,  Eğitim programlarının öğrencilerin, genç beyinlerin toplumun ihtiyaçları ve  yararına olan bilgilerin yüklenmesi,  zararlı, gereksiz, hayali  ve  lüzumsuz  bilgilerin yüklenilmesinden uzak durmamız  gerektiğini  vurgulamıştır.             
        Eğitim ve öğretim programlarının içeriği, çağdaş, teknolojik ve bilimsel gelişmelere, ülkenin, yörelerin ve illerin koşullarına uygun olacak şekilde düzenlemelidir. ( Her ilin, her kademesindeki kurumların Program Komisyonlarınca hazırlanan Eğitim Programları, O İl Programlarını, İllerden MEB. Merkezi Yönetime  gönderilen programların düzenlenmesi ile Ülke Genel Programı oluşturulur.)
        Programlar, ”Bilgi Çağını” yaşadığımız şu günlerde, çağımıza ve geleceğe uygun ve bilgileri kazandırıcı, geliştirici  ve bilimsel olarak hazırlanmalıdır. Bireyin geleceğine güvenle bakacağı, herkese güven duyacağı, gelecekte karşılaşacakları sorunları çözebileceği ve güçlüklerin üstesinden geleceği kısacası kendisi ve tüm insanlarla barışık, sağlam kişilikli üretken bireye dönüşmesini sağlayacak  her türlü düzenlemeler yapılmış olmalıdır.
       Eğitim ve öğretim programları genel program doğrultusunda o ilin, ilgili okulun işlevlerini gerçekleştirecek şekilde “Ülke Programı “ doğrultusunda düzenlenirken, gelişim dönemlerinin özellikleri ( Bilişsel, Sosyal, Gelişimsel, Psikolojik, Biyolojik, Bireysel vb.) yanında, yörenin koşullarını dikkate alacak, her bireyin bireysel ayrıcalıklarını en üst düzeyde geliştirmeyi sağlayacak, ilgi yetenek ve potansiyelleri oranında  programlara yönelip, ilgili dersleri almalarını sağlayacak biçimde “ İl Programı “ düzenlenmelidir.
       Diğer değişle programa uygun insan değil, insanların bireysel ayrıcalıklarına uygun programlar hazırlanarak insanların hizmetine sunulmalıdır. Çağdaşlaşmak istiyorsak, kalkınmayı düşünüyorsak, toplumumuzun insancıl özelliklere uygun davranmasını istiyorsak, programlar insanlar için hazırlanmalı ve  insana  hizmet  etmelidir.Halen uygulanmakta olan program merkezli sistemlerde, hazırlanan programlara uygun insanın yetiştirilmeye çalışılması, insanı metanın hizmetine sunulması anlamına gelmektedir Bireysel farklılıkları dikkate almadan araçların kölelerine dönüştürücü ve bazı çıkar çevrelerinin isteklerine uygun tek tip ( Robot ) insan yetiştirmeye katkı sağlamaktadır. Oysa insanın ürettiği araçlar, insanın eğitiminde amaç değil araçtır. Araçların üretilme amacı, insanın hizmetine sunulması yolu ile ona kolaylık sağlamasıdır. Çağdaş programlar, çağa uygun  düzenlenmesinin yanında, eğitimde  alt yapı ve donanımı ile ders araç ve gereçleri, programlar, mekanlar vb. hep öğrencinin hizmetine sunulması  gereken unsurlardır.. İnsanın insan eli ile üretilen metaların hizmetine sunulmaması, insanın  kaliteli ve verimli araçlar üretmesi amacı eğitilmesi  gerekirken, insanın program denilen aracın kölesi haline dönüştürülmeye çalışılması  insanlık dışı bir uygulama olduğu kadar insanlık ayıbı olan bir uygulamadır.
      Çağdaş ve öğrenci merkezli eğitim sistemlerinde, programlara göre insan değil, insanlara, insanların bireysel ayrıcalıklarına ve ihtiyaçlarına göre programlar hazırlanmalı ve  her türlü eğitim-öğretim aracı insanın hizmetinde olmalıdır. Öğrencilerin tüm bu olanaklardan yararlanması  yeteneklerine uygun yararlanması, onun çok yönlü ve nitelikli yetişmesine katkıda  bulunacaktır.
      İlköğretim programları, ilköğretim sonunda ortaöğretim programlarına yönlendirmeyi, ortaöğretim sonunda ise yükseköğretime yönlendirmeyi gerçekleştirebilecek, her türlü yatay ve dikey geçiş olanağını öğrencilere sağlayacak biçimde düzenlenmelidir. Bu amaçla her yıl seviyesine uygun temel bilgi, kültür, beceri kazanması ve üst öğretime uyum sağlaması amacına yönelik  ortak-zorunlu dersler konulmalıdır. Bunlar dışında bilgi, kültür dağarcığını geliştirici diğer program-bölüm-alanlara geçişini sağlayıcı seçmeli dersler her düzeydeki sınıfların dersleri arasında yer almalıdır. Bu dersler bilgi, beceri, davranış ve yönlendirme işlevinin dışında, Türk  Kültürünü  gelecek  kuşaklara  aktarma  işlevini de  yerine  getirmelidir.
      Programlar her eğitim kampusunun  demokratik yapısına uygun, kurul ve komisyon kararlarının gereği katılımcı bir anlayışla yasa, yönetmeliklere uygun ve alınan kararların ivedilikle  uygulanmasını sağlayacak şekilde düzenlenmesi esas olmalıdır.
      Programlar, bireylere kültürün aktarılması işlevini yerine getirirken,  ülkenin ve ilin koşullarına ve 5 Yıllık Kalkınma Planlarına uygun, çağımızın gerektirdiği koşullarda, kendine, ailesine, topluma, ülkesine ve dünyaya yararlı, nitelikli, verimli ve üretken bireylerin yetişmesi ve yakın çevresindeki mesleklerle ilişkili işe ve hayata adım atması, ilgili işletme ve kurumlarda iş bulması temel amacını gerçekleştirmeli, bilinçli bir tüketici olmayı da sağlamalıdır. Bir taraftan,  çağımızın, ülkemizin, illerimizin ve bu günümüzün koşullarına uygun nitelikli bireyler yetiştirme işlevini gerçekleştirirken, diğer taraftan değişen koşullara uyum sağlayacak ve geleceğe uygun bireylerin yetiştirilmesini de hedeflemelidir. 

KÜLTÜR: İnsanlık Tarihinin başlangıcından yani var olduğumuz günden bu güne kadar insan oğlunun geliştirdiği bilgi, icat örf, adet, gelenek, görenek, inanç vb. değerlerin kuşaktan, kuşağa bir topluluktan diğer topluluklara aktarılması işlevine kültür diyebiliriz. Türk Ulusunun  bir ferdi olarak bu topluma has olan değerlerin var olduğumuz günden bu güne kadar tarih sahnesinde yer alan Türk Devletleri aracılığı ile korunarak taşınması Türk Kültürünü oluşturur. Türk Kültürü gibi her toplumun kendine has değerleri ve farklı kültürel yapısı bulunmaktadır. Kültürlerin her toplumda farklı olması kadar doğal bir durum düşünülemez. Çünkü dünya üzerindeki  her ulusun farklı, farklı kültürel yapıları olmasına karşın her ulus birbiri ile iletişim ve etkileşimde bulunmak zorunda olduğu için kültürler süreç içinde sürekli birbirinden etkilenmiştir ve sürekli etkilene gelecek ve değişip gelişecektir. Bu nedenle her kültür, sürekli diğer kültürlerle etkilenerek, gelişir ve evrenselleşir. Bu nedenle kültürlerin çok geniş kapsamlı olması doğaldır. Çağdaş, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ve değişimler  nedeni ile her toplumun birlikte paylaşıp geliştirdikleri duygular, düşünceler, görüşler, diller, dini inançlar, gelenek ve görenekler, sosyal gelişmeler ve değişmeler, beceriler, örf ve adetler, folklor, sosyal ve sanatsal faaliyetleri, ekonomik, endüstriyel ve sosyal yaşam biçimleri ve hareketleri vb. kültürel değerler denilen  bu temel taşları süreç içinde etkilerken, dolaylı olarak toplumları da etkilemektedir. Bu nedenle bir arada yaşamak zorunda kalan ya da iletişim ve ilişkide bulunan toplumlar birbirlerinin bu değişen kültürlerinden etkilenmeden,  değişikliğe uğramadan varlığını koruyamaz yada çağa uygun bir topluma dönüşemez. Bu nedenle tüm toplumların dünya ailesinin bir parçası haline gelmesi için bir taraftan kendi kültürel değerlerini çağa uygun yenileyip korurken, diğer taraftan geliştirerek evrenselleşmesi zorunlu hale gelmektedir. 

     Ancak kültürel değerlerin eğitim yolu ile kuşaktan kuşağa aktarımı körü körüne olmamalıdır. Kültürün gelişmesi, insanın gelişmesi için gerekli olan bir koşuldur. ( Bilim ve iletişim, ekonomi, siyasi yapılarında koşullarına uygun değişikliklere uğrar.) Özellikle yakın çevredeki toplulukların kültürlerinden etkilenir. Bu yönü ile kültürler durağan değildir, çevresi ile soyutlanan bir toplumda bile insan düşüncesinin ve doğadaki değişiklik ve gelişmelerin sonucu ortaya çıkan ürünlere uygun toplumun değişime uğraması zorunlu olmaktadır. İşte süreç içinde değişen koşullardan etkilenerek değişikliklere uğrayan kültürümüzün, çağa uygun ve evrensel olabilmesi için olumsuz ve geçersiz olan yönlerinin körü körüne aktarılmasının bir yarar sağlamayacağı bilinmelidir.

     Türk Kültürünün, eğitim yolu ile aktarılma işlevini sağlıklı gerçekleştirmesi için kültürümüzün çeşitli yönleri ve özellikleri ile tanıtılması, diğer kültürlerin temel özelliklerinin tanıtılıp, bilinerek, kültürler arasındaki farklılıkların sezilmesi, benzerliklerin ve farklılıkların tespit edilmesi, zararlı olanların sorgulanarak, düzeltilip arındırılması, toplumumuza ve gelecek kuşaklara yararlı olan birikimlerin aktarılması, eğitimin en temel işlevlerinden olmalıdır. Diğer değişle çağımıza ve ulusal yapımıza uygun olan, mevcut ulusal kültürümüzü koruyan, bilimsel ve evrensel hale dönüştüren, ülkemizin ve toplumumuzun yararına olan kültürel birikimlerin tanıtımı ve öğretimi  gerçekleştirilirken, evrensel ve çok çeşitli kültürlerin tanıtımı da  esas olmalıdır.

       Toplumumuza, ulusumuza ve halkımıza zarar vererek, nefret, kin ve düşmanlık, etnik ya da inançsal ayrımcılık aşılayarak, insanlık alemi ile dostça, barış içinde mutlu ve birlikte yaşamamızı etkileyen unsurları arındırarak; kültürümüzü çağın koşullarına uygun, barışçı ve insancıl ve evrensel düzenlemeler yaparak, gelecek kuşaklara aktarmak toplumumuza yarar, mutluluk ve barış getirecektir. Avrupa  ile Asya arasında , Ortadoğu ve Uzak Doğu ‘da stratejik ve jeopolitik önemi kadar; örnek davranışları, kültürel yapısı ve barışçı tutumu ile örnek alınan, saygın ve önemli bir ülke olarak ön planlarda olmamızın zamanı gelmiştir ve geçmektedir. Atatürk’ ün bağımsızlık anlayışı ve diğer düşüncelerinin mazlum uluslarca örnek alınması gibi kültürümüzün de dünya ailesi içinde çağdaş, demokratik, laik, insancıl, sosyal hukuk devleti vb. temel ve insancıl yapılarının evrensel değerler biçimine dönüştürülmesi zamanı gelmiştir ve geçmektedir!...

      Cumhuriyetin ilanı ile yaşantımıza giren  laiklik, cumhuriyetçilik, halkçılık, milliyetçilik, devletçilik ve inkılapçılık gibi kavramlar yalnız Atatürk ve Cumhuriyetin temel ilkelerini oluşturmakla kalmamış, kültürümüzün gelişip, çağdaşlaşmasına en büyük katkıları sağlayarak; sanat, bilim, eğitim, siyasi ve ekonomik  vb. kültürel yapı taşlarını geliştirerek, çağdaş ve gelişen bir topluma dönüşmemize büyük katkılar sağlamıştır. Son yıllarda iç ve dış düşmanlarca, ülkemizde ortaya çıkarılan ve oynanan senaryolara, oyunlara ve bunun sonucu yaşanan sıkıntı ve olumsuzluklara rağmen ulus olarak ayakta kalmamızı sağlayan, Atatürk’ün yıllarca önce sağlam temeller üzerine kurmuş olduğu Cumhuriyet Yönetimi , yaptığı yenilikler ve ilkeleri olmuştur.

        Kültürel birikimin gelecek kuşaklara aktarılma, çağdaşlaşma ve gelişme işlevini gerçekleş tiren eğitimde, en önemli taşıyıcı ve aktarıcı unsur dildir. Bu nedenle Türk Dili, Yabancı Dillerin etkisi  ve boyunduruğu altında gelişemez, gelişemeyeceği için çağdaş ve evrensel yapıya kavuşamaz. Bu nedenle Türk Dili bilim dili olmalıdır. Türk Dili bilim dili olduğu süreçte ancak yabancı dillerden arınarak gelişebilir. Gelişen bir dille, kültürel birikimler gelecek nesillere aktarılabilir ve çağdaş ülkelere kolaylıkla açılımda bulunularak, etkileşebilir ve evrenselleşebilir. Kendi dilini sürekli geliştiremeyen, sağlam temellere oturtmayan bir ulus, yabancı dil eğitiminde de başarılı olamaz. Bu nedenle İlköğretim ikinci kademeye kadar Türk Dilinin öğretimi zorunlu olmalıdır. Yabancı Dil öğrenmek isteyen öğrencilerin istediği zaman ve yaşta almasına açık olmalı, isteyen özel okulların belirli düzeyde zorunluluk getirmesine saygılı olunmalıdır. Ancak Yabancı Dillerin bile Ortaöğretim ve Yükseköğretim de bilim dili olarak varlığını koruması sağlam temellere sahip olması ve kaliteli öğretiminin gerçekleşmesi için ulusal dilimizin geliştirilmesi ve iyi öğrenilmesi gerekmektedir. Kendi dilini iyi öğrenemeyen bir ulus başka dilleri öğrenmede güçlükler yaşayacağı gerçeği unutulmamalıdır.

       Kültürümüzü günümüzün ve çağın gelişen koşullarına uygun ve yeterli seviyede aktarma işlevini yerine getirirken; gelecekte getireceği yararları ve katkıları da düşünerek düzenlenmesi önem arz etmektedir. Kültürün aktarılmasında öğrenciyi düşündüren, düşünmeyi düşünmesini öğreten ve sınavlarda düşünceye dayalı bilgi ve kültürü ölçen, çağın gelişimine uygun değişen yeni bilgilere nasıl, nerede ve ne zaman ulaşılacağının ve öğretileceğinin öğretimi ve bu öğrenilen bilgilerden en üst düzeyde yararlanılacak yeni bilgiler üretilmesini sağlayıcı içerik düzenlemeleri yapılmalıdır. Bu amaçla Eğitim Sistemi, kültürün aktarılma işlevini yürütürken, gelecek kuşakların eğitimine önem vermenin yanı sıra ailelerin, yetişkinlerin sürekli eğitimine de önem vermelidir.        ( Atatürk’ün Mahalle Mektepleri ) Eğitim- öğretim Kurumları kadar bu gün Yasama ,Yürütme ve Yargıdan sonra dördüncü güç dediğimiz Medya, her türlü basın, yayın ve kitle iletişim kurumları, kesinlikle yadsınmamalı, bu etkili ve bir o kadar da büyük gücün önemi bilinmeli ve bu kurumlarla ilgili uygun düzenlemeler yapma sorumluluğunu ve yükümlülüğü ilgili kurumlarca hissedilmelidir.      (  Radyo, TV, Tiyatro, Sinema, İnternet vb. görsel, duyuşsal ve düşünsel güçler,   Gazete, kitap,  dergi vb. düşünsel güçler, her türlü yazılı basın, yayın ve iletişim araçları ve organları kültürün aktarılma işlevini yürütmektedir. Bu güçler dördüncü ve çok etkili büyük bir güç olarak toplumu etkilemektedir.)  
     Çağdaş, demokratik ve özgürlükçü toplumlarda devletin görevi, eğitim ve kültür gibi temel görevleri dışında, insanla ilişkili diğer tüm hizmetleri, toplumun yararına ve hizmetine sunmaktır.

          Eğitim-öğretim  Programlarının Genel Özellikleri

   1- Programlar her gelişim döneminin özelliklerine uygun olumlu davranış, sosyal ve temel beceri ve öğrenimi sağlayacak şekilde düzenlenmiş olmalıdır.
      İçinde  bulunduğu  yaş  döneminin duygusal, bedensel, bilişsel, sosyal, psiko-motor, kişisel vb. tüm özellikleri karşılayacak şekilde düzenlenmelidir.

   2- Bu dönemdeki istendik davranışları üst düzeyde geliştirici, uyum sağlayıcı ve tüm ihtiyaçlarını karşılayıcı koşulları içermelidir.

   3- Yaşantısının her döneminde gelişim özellikleri ve bireysel ayrıcalıklarına uygun, hazırlanan bireysel programlarda başarılı olmasının yolu açılarak, başarıyı yakalamanın ve  başarılı olmanın mutluluğunu tatmasını sağlayıcı olumlu tutum ve davranışları kazanması, yaşının gereklerine uygun çocukluğunu ve gençliğini dolu, dolu ve mutlu ve amaçlanan doğrultuda yaşaması, yaşamın hazzını duyması, güven ve özgüven, girişimcilik,değerlilik, özerklik gibi ( Tüm olumlu benlik özellikleri) kişisel ve insani özellikleri kazanmasına olanak sağlayıcı içerik düzenlemelerinin yapılması programların olmazsa olmazlarından olmalıdır.

   4- Eğitim- öğretim sürecinde mutlu ve sevgi dolu, verimli ve sağlıklı kişilik sahibi bir bireye dönüşürken, çevresine uyum sağlayan ve çevresi ile barışık, insanlarla iyi iletişim kurabilen vb. insan olmanın gerektirdiği olumlu özellikleri  yaparak, yaşayarak kazanmış bir birey olmayı sağlayıcı düzenlemeler yapılmış olmalıdır.

    5- Türk toplumunun çağdaş, demokrat, Atatürkçü ve laik düşünceye sahip bir ferdi ve iyi bir vatandaş olmanın gerektirdiği bilgi ve beceri, özelliklere  sahip olmayı hedeflemelidir.( Kültürün gelecek kuşaklara eğitim yolu ile aktarılması işlevini gerçekleştirmelidir.)

    a-)  Türk  toplumunun  kültürel  yapısına,
    b-)  İnsan hakları, çocuk hakları  ile  insan olmanın gerektirdiği temel özelliklere,
    c-)  T.C.  Anayasasının  temel  ve  değişmez  ilkelerine,
    d-)  Milli  Eğitim Temel  Kanununa,( Çağdaş düzenlemelere gidilerek.)
    e-)  Toplumsal  kurallara, yasalara  ve  adalet  ve  hukuk  ilkelerine,
    f-)   Atatürk  İlke  ve  Devrimlerine,
    g-)  Demokrasinin ve  temel  ilkelerine,
    h-)  Bilinçli  bir  tüketici  ve  topluma  yararlı  üretken  bireyler yetiştirmeyi,
    ı-)  Çağın gelişmelerine ve koşullarına uygun düzenlemelerle, çağdaş ve evrensel bireylerin yetiştirilmesi,
    i-)   Eğitim- öğretimde, birinci derecede eğitimcilerin ve öğrencilerin söz sahibi olması,
    j-) Eğitimle ilgili tüm kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin katılım ve katkısının sağlandığı,
   k-) Programlara ve üst programlara geçişte yönlendirmenin yer aldığı ve yönlendirmenin, yönlendirme  komisyonunun  kararları  ile  kesin  ve  etkin  olarak  kullanıldığı,
    l-)  Programlar arası  her  türlü  dikey  ve  yatay  geçişlerin  yer aldığı,
    m-) Bireylere yaşantısının her döneminde kendini geliştirmesine fırsat ve imkan eşitliğini sağladığı  ve  her  türlü  geçiş  olanağının  tanındığı,
    n-) Programlarda bireysel ayrıcalıkları ön plana alarak bu ayrıcalıkları oranında bireysel programlarla ve düzey  dersliklerinde gelişmelerine  katkı  sağlandığı,   
    o-) Sınavsız geçişlerin düzenlendiği, ders geçme notlarının belirlenmesinde, çaba, gayret, başarı, görev ve  tüm  gizil  güçlerinin  dikkate  alınarak çok yönlü ve objektif  değerlendirildiği,
    ö-) Komisyon ve kurul kararlarının etkin, kesin ve kararlara uygun düzenlemeler yapılarak, ilgililerin bu kararlara karara uygun uygulamalar yaptığı,
     p-) Üst Programlara geçişlerde, bireylerin doğuştan getirdiği gizil güçlerinin ve çevresel faktörlerin  etkisi ile oluşan  tüm  bireysel  özelliklerinin  dikkate alındığı,
     r-) Her ilin koşullarına uygun mesleklerin ve bu mesleklerde her düzeyinde üretken ve nitelikli  bireylerin yetiştirilmesinin hedeflendiği,

    6- Geleceğe uyum sağlayıp, geleceğin çağdaş ve gelişmiş ülkesini ve dünyasını oluşturacak   kuşakların  yetiştirilmesini  sağlayıcı olmalıdır.

    7- Çok sayıda duyu organına hitap eden araçlar ve bireyselleştirilmiş programlarla her programda bireyin kendini geliştirmesine olanak tanıyan, bilgileri ezbere, yalnız kavrama ve anlama düzeyinde değil, bilgiyi araştırma,inceleme, bulma, sorgulama, deneme, yorumlama, analiz ve sentez düzeylerinde öğrenerek kullanma ve öğrenmesinin öğrenmesini sağlayıcı olmalıdır.

    8- Bireyleri  potansiyelleri  oranında yetiştirirken, düzey derslikleri, etütler, yetiştirici kurslar, etkinlik ve aktiviteler vb. çalışmalarla optimum gelişmelerini ve değişmelerini sağlayıcı her tülü olanaktan eşit biçimde yararlandırılmalıdır.
        Programlar, her ilin gelişim koşulları dikkate alınarak ağırlıklı il programlarından ve Türkiye’ de geçerli olan programlara da yer verilmelidir. (Eğitim Kompleksleri arası her türlü geçişleri ve mezunların iş olanaklarını arttırmak amacı ile oluşturulur.) Öncelikli olarak, Ülke ve İl Kalkınma Planları doğrultusunda belirlenen, ilin ve yakın çevresinin koşullarını, arz talep dengelerini   her alandaki  ihtiyacı  karşılayacak  biçimde  oluşturulması  hedeflenmelidir.
      Bunların dışında her ilin ve Eğitim Kompleksinin program komisyonunca, kazandırılacak beceri, bilgi  ve  davranışlar ile  ilişkili  kararlar,  programa alınabilmeli ve gerekli düzenlemeler anında yapılmalıdır.
      Çağdaş, kaliteli verimli ve uygulanabilir ve üretken bir program oluşturulması için bulunduğu ilin eğitim-öğretimle ilişkili tüm devlet, özel, tüzel kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütlerinin ( Odalar, Birlikler, dernekler,sendikalar, büyük ve küçük işletmeler, fabrikalar, sektörler vb. tüm kuruluşlar.) temsilcilerinin, katılımından oluşan İl Eğitim Üst Kurulunda  tartışılıp, görüşler alınarak, gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
      Daha sonra valilik ve milli eğitim müdürlüğü temsilcilerinin, her eğitim kompleksinin ilgili kurum ve kurullarından  her seviyede ve düzeyde eğitimci temsilcilerin katılımı  ile eğitim kompleksince genel eğitim programı doğrultusunda o il  ve eğitim kompleksi için oluşturulan program görüşülerek; alınan kararlarlar oylanarak, onaylanmak üzere son şekli verilir.
      Eğitim Kompleksinin ilgili birimlerindeki program komisyonlarınca geliştirilen, her seviye deki programlarda; kime ve kimlere öğreteceğiz, neleri öğreteceğiz, nasıl öğreteceğiz, hangi niteliklere sahip bireyleri yetiştireceğiz, kontenjanları ne kadar olacak, nasıl istihdam edilecek vb. belirlenen bir çok özelliğin net olarak belirlenmiş, programlanmış ve planlanmış olması gerekmektedir.
    

       Bireysel Eğitim-öğretim Programları: 

       Bireysel bir eğitim-öğretim programı adından da anlaşılacağı gibi her bireye uygun olarak hazırlanmış her çocuğun bulunduğu yaştaki gelişim dönemlerinin özelliklerine ( Bilişsel, duyuşsal, bedensel, duygusal, sosyal, psikolojik vb.) ve bireysel ayrıcalıklarına uygun ( İlgi, istidat, tutum, ihtiyaç, temel ve bireysel gereksinim, motivasyon, stil, yetenek, başarı, kişilik vb.) düzenlenen, insan yavrusunun gelişim özellikleri ile bireysel ayrıcalıklarının dikkate alınarak bütünleştirildiği  eğitim-öğretim programları, bireysel eğitim-öğretim programlarıdır. Bu gün bireyin ya da bireylerin bilgisayardan yaralanarak yaptığı eğitim bir çeşit bireysel eğitim programdır. Ancak bir programa bireysel eğitim  program denilebilmesi için bireyin kimseden yardım almadan kendi başına öğrenmesini  sağlamasının dışında, düzenlenen programların öğrencilerin tüm bireysel ayrıcalıklarının ve özelliklerinin, ihtiyaçlarının ve bireysel gereksinimlerini  dikkate alacak ve karşılayacak biçimde hazırlanması gerekmektedir. İşte her bireyin gereksinimlerini karşılayacak biçimde ayrı, ayrı hazırlanmış programlara  bireyselleştirilmiş  eğitim  programları diyebiliriz.
       Her bireye has olan doğumla- biyolojik donatımlı olarak dünyaya gelen bireyin, gizil güçleri dediğimiz potansiyelleri kişiden kişiye değişir. Her bireyin güçlü ya da zayıf yönleri bulunmaktadır. Bu gizil güçler, nasıl ki bir bitkinin hava , su, ışığa ihtiyacı olduğu oranında yeşereceği ve büyüyeceği gibi bireye uygun koşullar oluşturulduğunda, birey gelişir ve güçlenir. Elverişsiz ortam ve koşullarda gelişimi zayıflar, süreç içinde durağanlaşır ve körelir. İnsanı diğer canlılardan ayıran zihinsel yetenekleri, düşüncesidir. Yaşadığı dünyaya sağlıklı uyum sağlayıp, sosyalleşirken, kendisinin herkesten farklı bir birey olduğunu, birey olarak kendinin sevilmesi, sayılması ve değer verilmesi için çevresi ile iletişimde bulunur, toplumun kendisinin varlığının farkına varması, kendini önemseyip, değer vermesi sonucu, kendilik duyguları ve özgüveni gelişen birey,rahatlıkla girişimde bulunarak, daha çok başarılı olmak, kendini daha çok geliştirmek için çaba gösterir. Herhangi bir alanda üstünlüğünün toplumca kabullenilip, ona değer verilmesi sonucu amaç ve hedeflerine ulaşabilir.  Belki daha üstün olmak için çaba gösterecek ve mücadele verecektir. Ancak genelde toplum tarafından bir şekilde kabul ve onay gören, önemsendiği ve değer verildiği çabası desteklendiği, eğitim-öğretim koşulları oluşturulduğu oranda, birey amaç ve hedeflerine çabası sonucu ulaşmış olacaktır. Çabasına ulaşan insan kişiliğini bulmuş, gelişimsel yönden doyuma ulaşmış, sosyal- kültürel bir varlığa dönüşmüş, kısa üretken ve topluma yararlı  bir bireydir. İşte toplumdaki her bir bireyin sağlıklı, kişilikli ve üretken bir bireye dönüşmesi temel işlevini eğitim gerçekleştirmektedir. Bu amaçla, eğitimin temel işlevlerinden biri bireylerin bireysel özelliklerine uygun olan zayıf yönlerini güçlendirerek geliştirmek, güçlü yönlerini ise gelişebileceği en üst düzeylere çıkararak toplum içinde birey olarak bir yeri olduğunu ve önemsenip, değer verildiği çabasına destek olmak olmalıdır. Şüphesiz eğitim olgusu yaşam süresince devam edecek bir olgudur. Bu nedenle her bireyin doğuştan sahip olduğu donanımların ancak çevresel koşullarla etkileşim içinde olumlu ya da olumsuz ürünler olarak tekrar bireylere dönebileceği gerçeği hiçbir koşulda unutulmamalı ve görmezden gelinmemelidir.
       Bireysel eğitim, bireylerin gelişiminde birden çok amacı gerçekleştirirken temel iki amaca hizmet etmektedir. Biri toplumuzun büyük kesimini oluşturan normal, normalin biraz altında ve üstünde zihinsel yetenekler sahip bireyleri bireysel ayrıcalıklarına uygun yetiştirmek, diğeri bedensel ve zihinsel yönden özür-engel oluşturacak biçimde akranlarına göre bireysel ayrıcalıkları belirgin olarak bilinen bireylerin yetiştirilmesi amacı ile yapılan eğitimi kapsar. ( Bir sonraki konuda açıklaması yapılacaktır.)   

       Bireysel özellikleri bakımından eşdeğer grupların bir araya getirilerek, mümkün olduğu kadar aynı özelliklere sahip öğrencileri seviye grupları halinde veya belirlenen normlara uygun  oluşturulan, Düzey Derslikleri (Homojen Sınıflar) yolu ile verilen eğitim-öğretimde bireysel eğitimdir. Bu eğitim, bireysel ayrıcalıkları dikkate alarak, bireyselleştirilmiş  eğitim-öğretim  programlarından oluşur.
        Ancak bireysel dersliklerin, ( Düzey Sınıfları, düzey derslikleri) oluşumunda öğrencilerin gelişimsel ve bireysel özellikleri, ihtiyaçları ve  bireysel gereksinimleri kadar dikkat edilmesi ve önemsenmesi gereken husus, dersliklerdeki öğrenci sayılarının bireysel ayrıcalıklarına uygun tüm koşulların dikkate alınarak oluşturulması gerçekliğidir. Düzey Dersliklerindeki öğrenci sayısı en fazla 10-20 arasında olmalıdır. ( Özel Eğitime Muhtaç çocukların eğitiminde 3 ile 9 arasında olmalıdır.) Ancak görsel araçlarla derslerin işlendiği amfilerde, bazı gözlem ve uygulama alanlarında, sosyal- kültürel etkinlik ve spor ve diğer aktivitelerin ve  toplu çalışmaların yapıldığı mekan ve salonlarda, aynı sınıflardaki düzey dersliklerinin öğrenci sayıları dikkate alınarak, birleştirilip çalışma, aktivite ve etkinlikler düzenlenebilir. Günümüzde ilköğretimde, kaynaştırma eğitimindeki seviye gruplarının oluşturulmasının temel amaçlarından biri bireysel farklılıklara uygun eğitim-öğretim programı düzenlenerek, öğrencinin eğitim olanaklarından eşit biçimde yararlanması mantığından yola çıkılarak yapılmaktadır. Bu yönü ile seviye- düzey derslikleri, bireysel eğitim programının benzeri bir düzenlemeyi içermektedir. Bugünkü farklı okullar şeklinde yapılandırmalarla gündemde bulunan  bu farklı  düzenlemeler, ayrımcılığı ve eşitlik ilkesini zedeleyici boyutlarda yapılanmaları oluşturmaktadır. Ülkemizde yetersiz denilecek kadar az sayıda oluşturulan ve yalnız engel durumları olan öğrencilerin, özel eğitimini kapsayan  düzeyde bir bireysel eğitim verilmekte bu durum tüm topluma yayılmadığı için bir çok sorunu beraberinde getirmektedir. Yukarıdaki yapılanmada bu özür gruplarına uygun koşullardaki eğitim-öğretim ortamları oluşturulmakla yetinmeyerek, bu öğrencileri diğer akranlarından ayırarak soyutlayan tutumun bırakılarak, diğer akranları ile birlikte aynı ortamları paylaşarak, aynı olanaklardan yararlanarak, içinde yaşadığı topluma uyum sağlayıcı  verimli, üretken, sağlıklı kişiliğe sahip sosyal bir varlığa dönüşmesini gerçekleştirecek her türlü çağdaş düzenlemeler Eğitim Kompleksleri bünyesinde gerçekleştirilmiştir. Ancak bireyselleştirilmiş programlar yalnız toplumun küçük bölümünü oluşturan özel gruplar dışında, düzey derslikleri uygulaması ile tüm bireylere hitap edecek şekilde, bilim adamları, akademisyenler,  sınıf öğretmenleri, branş öğretmenleri, psikologlar, özel eğitimciler, eğitim programcıları, bilgisayar programcıları vb.  bu alanda uzman kişilerin katılımı ile ekip çalışması ve katılımcılık anlayışı ile oluşturulan komisyon, kurul  ve üst kurullarda ele alınarak, alınan kararlar doğrultusunda, çözüm yolları üretilerek ve gerekli düzenlemeler yapılarak  her düzeye uygun bireysel programların oluşturulabileceğine  inanmaktayım. 

        Bu gün okul öncesi ve ilköğretimin tamamında, ortaöğretimin büyük bölümünde ve yükseköğretimin belirli kesiminde,  çok farklı özeliklere sahip (Heterojen Sınıflar) ve kalabalık sınıflarda, kaynaştırma eğitim verilmektedir. Okul Öncesi ve İlköğretimde kaynaştırma eğitiminin yapısı gereği oluşturulan sınıf ve programlarda öğrencilerin genelde biyolojik gelişimleri yani yaşları dikkate alınarak sınıflar oluşturulmaktadır. Orta ve yüksek öğretimde ise derslerdeki başarı ya da bir defa yapılan bir sınavla akademik başarı durumları dikkate alınarak  seviye- düzey gruplarının oluşturulduğunu gözlemlemekteyiz. Bu durum çok farklı yapılanmalar dışında her ne kadar aynı dersleri görüyor olsalar da temelde öğretmenin  mesleği etiği gereği sınıf çoğunluğuna göre ders programlarını işlemek yükümlülüğünü getirmektedir. Bu nedenle kalabalık kaynaştırma sınıflarının yapısı gereği istenmeden, her öğrencinin eğitim-öğretimden farklı düzeylerde bilgi kazanması yolu ile öğretimde  eşitsizlik, başlangıçta bu yapılanmalardan ortaya çıkmaktadır. Ayrıca derste yetersiz durumda olan öğrenciler öğretmenin sınıf yönetimini olumsuz etkilemekte ve eğitim-öğretimi aksatıcı, engelleyici, süresini ve öğrenim etkinliğini azaltıcı olumsuzlukları ortaya çıkarmaktadır. Bunun dışında eğitim olanaklarından ailesince yararlandırılıp yararlandırılamaması gibi koşulları oluşturduğu eşitsizliklerde eklendiğinde bilhassa  ortaöğretim  okulları  arasında eğitim-öğretimin kalitesinde farklılıklar oluşmaktadır.
         Bu tür öğrenciler için oluşturulan sınıf ortamında, öğretmen o sınıfın seviyesine göre oluşturulmuş ders programlarını öğretmekle yükümlüdür. Bu nedenle öğrenilecek  konuları, öğrenci genelini dikkate alarak, çoğunluğu oluşturan bir seviyede ders işleyecektir. Bu nedenle   derste öz veride bulunarak seviye grupları yapmış, bazı düzenlemelere girişmiş bile olsa bireysel özellikleri yönünden sınıfta çoğunluğu oluşturan seviyenin altında veya üstünde kalan öğrencilerle yeterince bireysel olarak ilgilenme olanağını bulamayacaktır. Gerçi üst düzeyde olan grubun tek avantajı olarak, belirli bir grupla ilgili dersi sürüklemesi vb.  nedenlerle alt seviyedeki gruplara indikçe, ilgili derste yetersiz eğitim almasının kaçınılmaz sonucu olarak, başarısızlık oluşacaktır. Bu öğrenciler için eğitimin koşulları ne kadar iyileştirilirse iyileştirilsin, bireysel ayrıcalıkları dikkate alınarak, aynı düzey grupları ile eğitim ortamları oluşturulmaması halinde kaçınılmaz bu olumsuz sonuçla hep karşılaşılacaktır. Bireysel olarak üst seviyelerde olan öğrencilere, üst düzeyde ek programlarla desteklenmedikleri için dersler sıkıcı geleceği ve bazen bunun kaçınılmaz sonucu olan bilgiçlik taslamak, her şeyi çalışmasam da ben bilirim vb. aşırı özgüven duyguları, derse yeterince çalışmamak ve diğer olumsuzluklar  sonucu, yetersiz öğrenmeler ve kendini potansiyeli oranında geliştirememe gibi sorunlar yaşayacaklardır.

        İşte bu tür öğrenciler bireysel eğitime muhtaçtırlar !...

       Ancak bu günkü eğitimizde gözden kaçan başka bir bireysel farklılık, toplumun değişik kesimlerinden çok değişik çevrelerden, farklı, farklı eğitim-öğretim olanaklarından yararlanmış öğrenciler zaman, zaman aynı ortamlarda bir araya gelmektedirler. Bu şekilde oluşmuş ortamlarda bireysel ayrıcalıkların dikkate alınarak öğrenci merkezli yani öğrencinin bireysel ayrıcalıklarını dikkate alacak her türlü düzenlemenin yapılmasını gündeme getirmektedir.

        Bireysel eğitim programlarının özellikleri nasıl olmalıdır ?

         Bireysel bir eğitim öğrencilerin doğuştan getirdikleri potansiyellerini yani gizil güçlerini; bu gizil güçlerin gereği olan bireysel farklılıklarını dikkate almalıdır.
         Her gelişim döneminin  duyuşsal, zihinsel, psikolojik, motor, sosyal ve kişisel vb. özelliklerine uygun olumlu davranışları kazandırıcı nitelikte olmalıdır.    

         Eğitim süreçlerindeki temel kültür ve becerileri kazandırıcı olmalıdır.
         Öğrencinin  yararlanabileceği bilgilerle ilgili içerik düzenlemesi yapılmış olmalıdır.
         Çok sayıda duyu organına hitap edici olmalıdır.
         Bireyleri sürekli geliştirici olmalıdır.
         Öğrenme ürünlerine uygun düzenlenmesi gerekmektedir.
         Her döneme uygun olan olumlu davranış örüntülerini kazandırıcı ve geliştirici, olumluya dönüştürücü olmalıdır.
         Toplumsal gelişmelere ve değişen  koşullara ve çevresine uyum sağlamayı kolaylaştırıcı ve sosyalleşmesini sağlayıcı olmalıdır.

        
Bilgileri, anlama, kavrama, yorumlama, analiz, sentez ve değerlendirme düzeylerinde öğrenimini sağlayıcı olmalıdır.
  
      Öğrenme teorilerine uygun olmalıdır.
         Öğrenme becerilerine “ Öğrenmeyi- öğrenme, etkin öğrenme “ uygun olmalıdır.
         İlgi ve yeteneklerine uygun olmalıdır.
         İhtiyaç ve isteklerine uygun olmalı gelecekte işlerine yaramalıdır.
         Bilişsel – zihinsel  farklılıkları ( Algılama, kavrama, anlama, öğrenme, hayal gücü, düşünce vb.) dikkate almalıdır.

         Duyuşsal alandaki farklılıkları ( Duyum alma ,hissetme, önsezi, sevinç,üzüntü, haz duyma, nefret, acı duyma, kaygıları, stresleri, olaylara karşı duyguları, duyarlı ya da duyarsız oluşu vb. )  her gelişim dönemine uygun nitelikleri taşımalıdır.

        Psiko-motor alandaki farklılıklara ( İnsan organizmasının her yaşta olaylar karşısındaki davranışları ve verdiği tepkiler farklı farklıdır.) uygun olmalıdır.

        Motive edici, motivasyonu arttırıcı olmalı ve öğrenme stillerine uygun olmalıdır.

        Bireylerin temel gereksinimlerine uygun olmalıdır.

        Bireylerin kendine güvenerek, kendini özgürce gerçekleştirebilmesine olanak tanımalıdır.  ( Kendini belirli alanlarda güçsüz, yetersiz ve değersiz hisseden birey; kendine güvenemez ve kendini özgürce gerçekleştiremez . Bu nedenle öğrenciyi zorlayıcı dersler zorunlu olmamalıdır.)

        Gerberich  ve  Greene  göre :  Bilgiler,  beceriler, etkinlikler, kavramlar,  anlayışlar, takdir duyguları, tutumlar, ilgiler, uyumlar, uygulamalar öğrenme ürünleridir.

        Eğitimimizde bireysel farklılıkları bakımında benzer düzey sınıfları oluşturulamaması sonucu, çeşitli bireysel farklılıkları olan öğrencilere aynı sınıf atmosferinde aynı ders  programlarını tüm sınıftaki öğrencilere öğretim programları öğretilmeye çalışılmaktadır. Oysa her birey bireysel özellikleri ile bir değerdir. İnsana, bireye verilen değerin yetersiz olması ve insan hakları ile bağdaşmaması eğitimde,  eğitimin eşitlik ilkesinin ihlali olduğu unutulmaktadır.  Bireyleri kendi oldukları gibi değil, olmalarını istediğimiz gibi eğitmeye çaba göstererek, sahte ve bir o kadar da yapay ve insani olmayan kişilik ve benlik kazandırılmaya çalışılmaktadır.

    Bu durum bireyin bireyselliğini kaybederek, sağlıksız kişilik sahibi ve topluma zarar veren bir birey olarak yetişmesine katkı sağlamaktadır. 

          Eğitim, kültürün aktarılması işlevini yerine getirirken bile, bireyin eğitimden beklentileri nelerdir, gereksinimlerini nasıl bir düzenleme ile karşılayabiliriz, öğretmek istediklerimizi en kolay bir şekilde nasıl öğretebiliriz, bireyin birey olarak kendini geliştirebileceği oranda nasıl geliştirebiliriz vb. dışında, bireysel özelliklerini de belirleyip, öğrenme ürünlerini belirleyip, etkili ve kaliteli öğrenmenin ancak öğrenme ürünlerinin özelliklerine uygun programlarda gerekli düzenlemelerin yapılması ile gerçekleşeceği bilinmelidir. Bu nedenle gerekli düzenlemelerin  bizzat uygulamadaki  eğitimcilerce yapılmasını tüm bireysel ayrıcalıkları dikkate alarak düzey derslikleri, Bedensel engellilerin( Görme, işitme, konuşma, ortopedik, süregen hastalıklı vb.) ve zihinsel-bilişsel engellilerin (Öğrenme güçlükleri, üstün zekalı ve yetenekliler, otistik, aşırı aktif vb. ) bireysel ayrıcalıklarının ve uygun  eğitim olanaklarının düzenlenmesini zorunlu hale getirmektedir.

      Özel Eğitime Muhtaç özür gruplarını bazı akademisyenler,” Bedensel, anlıksal, davranışsal ve öğrenme açısından farklı özelliklere sahip bireylerin toplumda özür gruplarını oluşturduğu konusunda sınıflamalar yapmışlardır.Bu özür gruplarının akranlarına göre, akademik kavramları ve zaman kavramını geç ve güç, soyut terim ve kavramları daha güç öğrendikleri, ilgilerinin kısa süreli olduğu, geç ve güç konuştukları, genelleme yapamadıkları, bilgileri transfer edemedikleri, yeni durumlara uymada güçlükler yaşadıkları, kolay yoruldukları, çabuk unuttukları vb.”  zihinsel  bir çok  farklılıkları  bulunduğunu  belirlemişlerdir.

      Günümüzde zekası üstün ve geri engelliler, dekleksi, hiper aktif , otistik çocuklar ve görme, işitme, ortopedik,sürekli hastalığı olan vb. bedensel engel grupları ve eğitim-öğretim bakımından güçlükleri bulunan çocuklarımızın, büyük bölümü ayrı ortamlarda, bazıları kaynaştırma eğitimi ortamlarında eğitildikleri için eğitim olanaklarından eşit yararlanmaması sonucu büyük sorunlar yaşanmaktadır. Toplumumuzdaki her öğrenci gibi engel gruplarının da,   eğitimden eşit  (Aşağıda kısaca bireysel özellikleri ayrı, ayrı açıklanacaktır.) ayrıcalıkları oranında yararlanması koşulları oluşturulmalıdır. Bu amaçla, düzey derslikleri uygulamasına geçilmesi özür gruplarına akranları gibi  her ortamda ve koşulda eğitimden eşit biçimde yararlanmalarını sağlayıcı çağdaş bir düzenlemedir. Önerdiğim, Düzey  Derslikleri  düzenlemesi her öğrencinin, güçlü ve zayıf yönlerini tanımaları, geliştirmeleri, çevreleri ile sağlıklı uyum kurmaları, akranları ile bir arada  iletişim, etkileşim kurarak sosyal bir varlığa dönüşmeleri, beceri ve olumlu davranış örüntüleri ile yeterli ve verimli bireylere dönüşmeleri  vb. üstünlükler kazanmalarına katkı sağlayacaktır. ( Önemli olan, A- Düzeyi, B- Düzeyi, C- Düzeyi vb. Özel, Alt Özel, Üst  Özel gibi düzey dersliklerinin ismi ne olursa olsun, bu dersliklerin isminden çok yapısal olarak öğrencilerin bireysel ayrıcalıklarına uygun kendilerini  en üst düzeyde geliştirebilme olanağının sağlanarak,eşit ve  iyi bir eğitim alma biçiminin düzenlenmesidir.)

          Eğitim-öğretimde bedensel engellilerden çok zihinsel engelliler daha çok güçlükler yaşamaktadırlar. Çünkü bu engel gruplarının bazı özel sınıflar dışında büyük çoğunluğu kaynaştırma eğitimine alınmaktadırlar. Zihinsel engelliler konusunda yapılan araştırma sonuçlarına göre; Zeka Bölümü ( I.Q. ) 0-19 arasında olanlar Çok Ağır Zihinsel Geriler, 21-35 arasında Ağır Zihinsel Geriler, 36-49 arası Öğretilebilirler ve 50-74 arasında Eğitilebilirler bulunmaktadır. Zeka Bölümü, 89-110 arası normal zeka ve normalin üstünde ise zeka bölümü 111-130  üstün zeka,  131-145  çok üstün zeka, 146 -180 dahiler yer almaktadır. (Toplumdaki zekanın- IQ, çan eğrisine göre istatistiksel dağılımı.)  

          İnsanın başarılı ya da başarısız olmasını etkileyen faktörlerden en önemlisi zihinsel diğer adı ile bilişsel yetenektir. Bilişsel yetenek kalıtsal, menenjit gibi ateşli hastalıklar nedeni ile etkilenir. Zihinsel gerilikler ortaya çıkar. Bu gün çocuklarımızınn zeka yeteneğini Stanford Binet, Viscır ve Likert gibi zeka testleri uygulayarak belirleyebiliyoruz. Bu test sonuçlarına göre her bireydeki zihinsel yetenek ( Zeka Bölümü= I Q ) belirlenmektedir.

          Öğretilebilirlerin, bebeklikten okul çağına kadar biyolojik gelişimleri normal zihinsel yetenekleri düşük olduğu için  eşyaları yakalama, kavrama, adlarını söyleme, üstünü giyme vb. tüm becerileri akranlarına göre hem zor, hem de geç öğrenir.Okul çağında, en fazla 3. sınıf seviyesinde öğrenebilir.Bireysel öğretim,özel öğrenme koşulları sağlandığında, genelde okur yazar olur ve en fazla 5. sınıfı bitirirler. Eğitilebilirler, öğretilebilirlere göre daha çabuk beceri kazanırlar, normal koşullarda 5. sınıf seviyesinde,bireysel ve özel öğrenme koşullarında 8. sınıf seviyesinde öğrenirler.Yani güçlükle ilköğretimi bitirirler.

       Asıl bizi ilgilendiren çok geniş bir zeka bölümüne yayılmış olan ancak öğretmenlerce   ve psikolojik-psikiyatrik teşhis sonucu belirlenen özel öğrenme bozukluklarıdır.( Dekleksi  adı da verilir.)

     Özel öğrenme bozukluğu, altıncı kromozomdan kaynaklanan kalıtsal bir bozukluktur. Belirtileri, dikkat eksikliği ya da yüksek aktivite, davranış ve kişilik bozukluğu, sosyal olmayan davranışlar (antisosyal)  ve  yüzde altmışında tik görülür.

    Öğretmenler üç türlü özel öğrenme bozukluğu ile karşılaşırlar. Okuma bozukluğu yazılı anlatım bozukluğu ve matematiksel anlama güçlüğü. Bunlardan ilk ikisini öğretmenlerin belirlemeleri kolaydır.

   Örnek: Birinci Sınıf sonunda, her öğrencinin en az 30 en fazla elli kelimeyi öğrenmiş olması gerekir. ( Yani doğru okuma, yazma, kavrama, cümlede  kullanma  vb.)

         Diğer sınıflarda, her sınıf seviyesinde en az 10 en fazla 20 artmalıdır. İkinci sınıf sonunda, 60-70, Üçüncü  sınıf sonunda, 75-80, Dördüncü sınıf sonunda, 85-90, Beşinci sınıf sonunda, 100-120 kelime öğrenmiş olması gerekir. Burada önemli olan,belirlenen sayılarda kelime  öğrenmekten  çok  her  sınıfta  en  az  beş  kelime  artış  göstermesidir.

Tedavisi: Psikiyatrisin ilaçlı  tedavisi, pek etkili olmasa da yarar sağlamaktadır. Etkili tedavi Psikologun psikolojik tedavisi ile sağlanmaktadır. Ayrıca en önemli sağıltım yolu, eğitimcilerin      ( Sınıf Öğretmenin)  okuma ve yazmayı geliştirici  özel ve ek önlemler almaları ile gerçekleşmektedir.

        Hiper Aktif Çocuklar, Genelde zekaları normal ya da üstün olan,aşırı hareketli olması ile dikkat çeken, ele avuca sığmayan,yerinde duramayan, çok konuşan, yaramaz, misafiri kaçıran vb. özellikleri ile başarısız olurlar. toplumumuzda % 12-18 arasındadır. İnsan beyninin flotul lop denilen kısmı diğer canlılardan daha fazla gelişmiştir. ( Dikkat ve öğrenme ile ilişkili) Bu çocuklar, zihinsel çaba isteyen işlerden kaçar, dalgın, sabırsız,inatçı,yerinde duramadığı için sürekli dolaşan ve derse çalışmayan,sık sık eşya kaybeden, dikkatleri çabuk dağılan ( Sınavda küçük bir şeye takılır kalırlar ve başarısız olurlar.) vb. özelliklere sahiptirler.

      

       Normal koşullarda doğumdan itibaren her çocuk büyüdükçe zekası ve zekasını kullanma gücü  artacaktır. Konuşmada, kavramada, okumada, yazmada, problem çözmede, soruları cevaplamada öğrendiklerini kullanma gücü artacaktır. ( 3 yaşında resimde gördüklerini teker, teker sayabilir, 6 yaşında tasvir edebilir. 12 yaşında resmi yorumlayabilirler.)  Zihni büyüme 20-21 yaşında tamamlanır.

       Doğumdan 30 yaşına kadar kelime kavrama dağarcığı aynı seviyede olmaktadır.  En fazla 10-15 yaşlarda  artmakta ,yetişkinlikte fazla artış olmamaktadır.  (En fazla  her yıl  1000 kelime kavrayanlar bulunmaktadır)

       Başlangıçta belirtilen temel ilkeler doğrultusunda sağlıklı bir toplum oluşturmanın ilk adımı atılmalıdır.Toplumu oluşturan kişilikli ve üretken bireyleri arttırmanın tek yolu her bireyin bireysel ayrıcalıkları ile bir değer olduğu anlayışı ile yola çıkılmalı, bireysel ayrıcalıkları mümkün olduğunca benzer ve özdeş olan aynı düzeydeki öğrencileri Düzey Sınıfları ya da Düzey Dersliklerinde bir araya getirme için gerekli çabalar gösterilmelidir. Düzey Dersliklerinde bireysel eğitim programları uzman eğitimcilerce hazırlanıp, gerekli tüm düzenlemeler yapıldıktan sonra bireylerin bireysel programlarla yetiştirilmesi hedeflendiğinde; bireyler eğitim-öğretimin olumsuz etkilerinden zarar görmeden ve yaralar almadan, potansiyelleri oranında kendilerini geliştirip, kanıtlayarak, güven ve özgüveni gelişmiş ,değer verilen, önemsenen ve toplum içinde bir yeri olan sağlıklı kişilik sahibi, verimli ve üretken bireylere dönüşeceklerdir. Toplumumuzda bu bireylerin sayısını arttırdığımız oranda, sağlıklı bir toplum olmanın ilk adımı atılarak, özlemlerimiz gerçekleşecektir. Süreç içinde amaçlanan ve hedeflenen  sağlıklı bir toplum yapısına ulaşılacaktır. ( Duyum alma ,hissetme, önsezi, sevinç, üzüntü, haz duyma, nefret, acı  vb. duygusal gelişimlerinden başlanarak, sosyal, bilişsel ve kişisel gelişimleri sağlıklı oluşturulan bir toplum yapısı hedefi daha insancıl olacaktır. Bu yolla evrendeki tüm canlıları ve insanları daha iyi anlayarak, insancıl anlayışların egemen olduğu bir dünya oluşturma özlemini gerçekleştirmemize katkı sağlayacaktır.) Sağlıklı bir toplum olmanın, sağlıklı ve topluma yararlı bireyler yetiştirmekten gerçekleşeceği bilinmelidir.

   Eğitim öğle güçlü bir ışıktır ki, onun önünde canavarların en büyüğü cehalet canavarı bile duramaz.Onun geçtiği yerlerde karanlıklar aydınlanır, çağdaş uygarlıklar fışkırır...

2. PERSONELİN GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI

         Çağdaş Demokratik ve Bireysel Eğitim Dizgecinde, şu anki eğitim dizgecinden farklı düzenlenip, getirilen yeniliklerden biri de  her eğitim personeli, kanun ve yönetmelikler gereği, yaptığı görevlerle ilişkili olarak sorumluluğun yanında belirli yetkilerle donatılmıştır. Diğer değişle merkezi ve taşra, eğitim kompleksi, kampus-okul-birimlerin yöneticilerinin görevlerinin ve yetkilerinin büyük bölümü, görevleri ile ilişkili tüm eğitim çalışanlara yetki devri ile aktarılarak, personel yetkilendirilmiştir. Bu yetkilerinin bazısını konumu gereği bireysel, bazılarını da oluşturulan komisyonlar ve kurullar kanalı ile görevler alarak yetkilerini kullanma ve  yürütme olanağına kavuşturulmuşlardır. İş ve mesleki doyumda yetki önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.

         Düzenlenen kanun ve yönetmelikler gereği yönetimlerce hangi  üst kurul, kurul ve komisyonların oluşturulacağı, kimlerin bu komisyon ve kurullarda nasıl ve ne şekilde görev yetkisi alabileceği ve ne gibi yetkilerle donatılmış oldukları, özlük ve diğer hakları, çalışma süreleri vb. hususlar belirtilmiştir. Aşağıda bir eğitim işlevini yürüten personelin görev, sorumluluk ve yetkisi ile ilgili örnek verilmiştir.

         Görevleri: Program ve Plan Komisyonlarınca hazırlanan, Eğitim-öğretim yıllık-dönemlik  Çalışma Programlarını Ülke-İl Programı, yönetmelikler kurul ve komisyon kararları doğrultusunda  hazırlarlar. Planlamalar gereği  derslere, etütlere,  uygulama çalışmalarına  zamanında girer ve çıkarlar. Yönetim Kurulunca belirlenen nöbet, etüt, kurs vb görevlerini yapar, Üst Kurul, kurul, komisyon, zümre vb. toplantılarına katılır alınan kararlar doğrultusunda görevlerini yaparlar. Alanında kendini yenileyip, geliştirir ve düzenlenen ilgili hizmet-içi eğitim kurslarına katılırlar. Yönetmelikte belirtilen diğer görevleri yaparlar.

        Sorumlulukları: Kendisinin ders verdiği öğrencilerin kart, barkot uygulaması ile kayıt-kabul, devam, takip, görev, sınav vb. çalışmaları ile her türlü eğitim-öğretim, aktivite, sosyal beceri, etkinlik, görev, proje, etüt, yeterlilik kursu vb. yararlanması ve dersi ile ilgili her türlü çalışmaların yapılması, öğrencilerin verimli ve nitelikli yetişmesi, görevli bulunduğu derslikteki araç-gereç ve donanımdan, öğrencilerin giriş-çıkış ve kurallara uyma vb.  yetkisi dahilinde yapmakla sorumlu ve yükümlüdür. Öğretim kadar öğrencinin eğitimi açısından olumlu davranışları kazanmasını sağlayıcı öğrenciye değer veren, önemseyen ve demokratik bir yaklaşımı ve iletişimi göstermek sorumluluğunu taşımalıdır.      

      Yetkileri: Zümre toplantısında iki defa üst üste aynı seviye-düzeydeki sınıfı almamak koşulu ile ders vereceği düzeyi belirlemek, ( 6. sınıf, A düzeyi, 10 sınıf C düzeyi gibi.) Kendisine ait dersliği istediği gibi düzenleme ve yararlanmak, koşulları uygun olan istediği yönetim kademelerine, üst kurullara, kurullara aday olmak, dersini kendi özgür iradesi ile kanun ve yönetmeliklere uygun istediği yöntem ve tekniklerle işleme veya uygulama, etüt çalışmaları ve yeterlilik kursunu istediği tatil ayında yapmak, ders programının, etüt ve uygulama gün ve saatlerinin belirlenmesinde görüş bildirme, ders görevlerini aksatmadan kendi alanında kendini dilediğince geliştirme vb. yetkilerine sahiptir. Yukarıda örnek verildiği gibi yasa ve yönetmeliklerde personelin görev, yetki ve sorumlukları belirlenir. Ayrıca üst kurul, kurul, komisyon kararları doğrultusunda yapılan düzenlemeler gereği, yetkilendirilmeleri kararlaştırılarak ek yetkiler verilebilir. Ek yetkilendirmeler, Yönetim Birimlerince onaylandıktan sonra uygulamaya konulur.

3. EĞİTİM-ÖĞRETİM YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

           Çağımız bilgi, iletişim, enformasyon teknolojilerinin çağıdır.Bu nedenle eğitim-öğretimin verimli ve kaliteli olması için bu teknolojilerin olanaklarından yararlanılarak çağdaş eğitim-öğretim araç ve gereçleri yolu ile çok sayıda duyu organına hitap edilerek kalıcı öğrenmelerin sağlanması gerekmektedir. Çok küçük yaşlarda başlayan eğitim çağdaş araç gereçlerle desteklendiğinde öğrenciler zorlanmadan, sağlıkları ve kişilikleri olumsuz etkilenmeden yaşlarının gerektirdiği bilgi, beceri ve davranışları kazanarak sosyal bir varlığa dönüşeceklerdir.   

       Dikkat edilen ve algılanan bilgiler, normal bir konuşma ile dakikada 100-150 sözün ancak 20-25 tanesini   belleğimizde yarım dakikadan az bir süre saklanıp, 4 ile 5  fikrin kavrandığı belirlenmiştir. Bir ünitenin işlenişindeki konuşmalar dikkate alındığında ders süresince öğretmence, çocuğun ne kadar söz ve fikrin bombardımanına uğratıldığını düşünürsek, bu bombardımandan yararlı ve fazla bilgi alınması ve bu bilgilerin kalıcı olması, öğrencinin dikkatinin dağılmaması, ilgi ve motivasyonunun azalmaması için verilen bilgilerin çocuğun ilgi, ihtiyaçlarına uygun olması ve işine yaraması, onun dikkatini çekici, güdüsünü, motivasyonunu arttırıcı düzenlemelere ve kısa ünitelerin oluşturulmasına ihtiyaç bulunduğu gerçeği ile karşılaşırız.

      Küçük yaştaki çocuklarımızın, bu yaşın gerektirdiği davranışları kazandırmak için ancak oyun çağının çocukları olmalarının gerektirdiği oyunlar ve  bu çağa uygun programlar ve çağdaş araçlarla zenginleştirici uyaranlar destekli bir  eğitimle onları etkileyerek istendik davranışlar kazandırılabilir. Çeşitli serbest oyunlar, rol alma ve oynamalar, psiko- drama, skeç,  piyes,  canlandırma, tartışma vb. yaparak, yaşayarak, deneyerek ve uygulayarak ders işlenmekle yetinmemeli; çizgi filmler, kısa diziler, müzikler, oyunlar, belgeseller, komedi ve drama, yaşamsal kesitler vb. TV, Video, Bilgisayar, Tepegöz vb. öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarına uygun görsel ve işitsel ve çağdaş araç ve gereçlerle destekleyici eğitim verilmelidir. Sosyal ve iletişimsel  beceriler, temel kurallar ve olumlu davranışlar, eğitim-öğretim programları  yolu ile bilgi kazanma düzeyinde pekiştirilmeli ve kalıcı hale gelmesi sağlanmalıdır.

        Her eğitim-öğretim etkinliğinin ya da ünitenin unutulmaması ve kalıcı hale gelebilmesi için öğretmenin aktif ,öğrencinin pasif hale getirici yöntemler yerine, öğrencinin sürekli aktif olduğu,   aktif hale getirildiği etkinlikler düzenlenmelidir. Etkinlik süresince, öğrencilerin dikkat ve seçici dikkat süreleri dikkate alınarak, çeşitli yöntemler, teknikler, stratejiler ve etkinlikler kullanılarak kalıcı, etkili ve öğrenmenin öğretimi esas alınmalıdır.

      Etkili ve verimli bir öğrenmenin, öğrencilere bireysel ya da ekip görevleri verilerek, seviyesine, ilgi ve ihtiyacına, bireysel farklılıklarına uygun ve belirlenen konuda araştırma, inceleme  görevleri verilerek, hazır oldukları bir sürede sınıfa aktarmaları istenebilir.

        Ünitelerin öğretmen tarafından işlenmesinde, öğrencinin seçici dikkat süreleri oranında 5-10 dakikalık kısa  sunular sonrası, resim, şekil ve levhalar vb. görsel araçlarla   açıklamalar yapıp, yaptırılarak, örnek olaylar, oyunlar ve izlemeler yolu ile düşünmelerini, düşüncelerini açıklamalarını, görüş bildirmelerini sağlayarak derse aktif katılımları sağlanabilir. Çizgi film, yaşantısal kesitler ve olaylar, mini diziler ve oyunlar izletilerek ya da ünite canlandırılıp, somutlaştırılarak, gözlem, deney, oyun, iş, etkinlik, aktivite, deney, uygulama vb. ağırlıklı işlenerek öğretmenin aktif olmasından çok ağırlıklı olarak yol göstererek, rehberlik ederek, öğrencileri aktifleştirerek, kalıcı bir öğrenmenin gerçekleşeceği unutulmamalıdır. Eğitim, öğrencinin neye, nasıl, nerede, ne zaman  ve ne şekillerde ulaşılması, ulaşılan bilginin bulunması, tanınması ve işine yarayacakların alınması kısacası öğrenmesinin öğretilmesi, öğretmenin yardımı ve desteği ve rehberliği ile gerçekleşir. Bu nedenle  bir etkinliğin ya da ünitenin etkili verimli ve kalıcı öğrenilmesinde, bireysel ayrıcalıklar kadar, çok sayıda duyu organına hitap eden araç, gereç ve eğitim yöntem , teknik ve stratejilerinin kullanılması ve öğrencinin aktifleştirilmesi zorunlu bir koşul olarak karşımıza çıkmaktadır.

     Tüm etkinlikler ve eğitim-öğretim çalışmaları, çağdaş araç-gereçler ve çağdaş yöntem ve tekniklerden yararlanmadan kazandırılamayacak beceri ve değerlerdir. Kalıcı beceriler, değerler, bilgiler ve davranışlar çok çeşitlendirilmiş ve öğrencinin seviyesine uygun yöntem ve tekniklerle gerçekleşeceği unutulmamalıdır. Ayrıca her öğrencinin en az birkaç sosyal etkinlik, sportif ve sanatsal faaliyet ve  aktivite ile ilgilenmesini sağlayarak ilgi ve hobilerinin geliştirilmesi  etkili ve verimli bir yönlendirmeler yapılarak,  sosyalleşmesi sağlanmalıdır.  

     İlköğretim ikinci kademeden itibaren bireysel görevlerden çok ekip çalışmaları ile araştırma, inceleme, bilgiye ulaşma, bilgiden yaralanma, deneme, uygulama, öğrendiklerini transfer ederek yeni ürünler elde etme vb. davranışların öğretilmesinde rehberlik edilerek, öğrenci aktifleştirilerek, öğrenmeyi öğrenmesi, öğretilmelidir. Öğretim programlarının ilgi çekici ve kalıcı olması için ders konuları birbiri ile ilişkilendirilerek ( Derslerin üniteleri ya da konuları birbirine benzer olacak şekilde bir bütünlük içinde ders öğretmenlerince düzenlenerek) öğretim programları her dersin farklı işlevini gerçekleştirici  ancak birbirinin tamamlayıcısı olmalı ve öğrenciyi düşündürücü, düşünceye sevk edici, görüş bildirip, tartışmasını sağlayıcı  ve somutlaştırılmış ders programlarından oluşmalıdır.

     Her eğitim-öğretim yönteminin etkili ve üstün yönleri kadar bazı sınırlılıkları da bulunmaktadır. Eğitimcilere ve oluşturulan ilgili kurullara düşen görev bu sınırlılıkları en alt düzeylere indirecek şekilde düzenlemeler yapmak olmalıdır. Etkili, verimli ve kalıcı bir öğretim öğrencilerin tüm koşullarına, ihtiyaçlarına ve bireysel ayrıcalıklarına uygun düzenlenmiş yöntemlerle gerçekleşir. ( Öğrencilerin seçici dikkat süreleri dikkate alınmayan etkinliklerde ne kadar çağdaş yöntemler kullanılmış olsa bile belirli bir süre sonra öğrencinin dikkati dağılabilir. Bu süreler çağdaş araç gereçlerin ve etkinliğin ilgi çekici olmasına göre değiştirilebilecek biçimde düzenlenmelidir.)

    Etkinliklerin öğrencilerce ne derecede öğrenildiği belirlenerek, eksik öğrenmeyi sağlayan koşullar düzenlenip,  yapılacak ek düzenleme ve çalışmalarla tam öğrenme sağlanmalıdır. Tüm bu çalışma ve düzenlemeler yapılmadan ölçme ve değerlendirme yapılmamalıdır. Ölçme değerlendirme sonrası bile gerekli düzenlemeler ve çalışmalara devam edilmelidir. 

4. ÖĞRETİM  MATERYALLERİ  DERS  ARAÇ  VE  GEREÇLERİ

        Eğitim  Kompleksi ya da Kampusların bünyesindeki derslik,amfi,  kantin, kafeterya, toplantı, seminer ve spor salonları, pansiyon, yurt, lojman, havuz, uygulama alanları, park ve her türlü tesis, fuar, merkez ve birimler vb. mekanların her türlü fiziki donanımı ve alt yapıları yerel yönetimlerce  eğitim kompleksi eğitim-öğretime hazır olacak şekilde düzenlenir. Kampusa kuruma bağlı bölümlerin, ders programları ile ilişkili olarak; her dersin özelliğine, amaç ve hedeflerine  uygun derslikler  yada  amfiler ayrı,  ayrı  oluşturulur.  Her dertlikte  ilgili dersin özelliğine uygun   ( Görsel, işitsel, deneysel araç ve gereçler, yazılı kaynaklar,çağın teknolojik olanaklarına uygun her türlü materyal ) araç ve gereçler bu mekanlarda sürekli bulundurulur ve bu mekanlardan sorumlu bölüm/ zümre başkanı ve eğitimciye zimmet edilir. Ders araç gereçlerin yeri onlardan öğrencilerin yararlanmasına açık olan mekanlardır. ( Derslik, atölye, işlik amfi, salon vb.) Bu nedenle bu araç gereçlerin öğrenciler ya da kurumca taşınmasına gerek yoktur. Öğrenci ile ilgili belirlenen derslikteki öğrenci dolabında öğrenciye ait araç, gereç, kaynak kitaplar ve diğer eğitim-öğretim materyalleri bulundurulur. Uygulamalar için gerektiğinde öğrenci tarafından yalnız bu materyaller ilgili derslik ya da amfiye götürülür. Uygulama ya da ders bitiminde tekrar dolabında muhafaza etmek üzere götürülür.

        Bu nedenle öğrenciler bulundukları dersliklerde  teknolojinin son olanaklarından yararlanılarak yapılmış ya da bizzat o eğitim kompleksince üretilmiş ya da geliştirilmiş araç gereçlerden yararlanılarak ( Bu araç ve gereçler çok sayıda duyu organına hitap eden ya da yaparak yaşayarak, deneyerek,sınayarak uygulamalara katkı sağlayacak yapıda olması) öğrendiklerinin kalıcı olması sağlanır.

         Dersliklerde ve amfilerde çağdaş eğitim yöntem ve teknikleri ile gerekli eğitim-öğretimi alan öğrenciler ezberci bir anlayışla bilgilerin yüklenmesi yerine, ilgisi ve yeteneklerine uygun ve istediği bir öğretmenin dersliğinden ders alarak, çağdaş araç gereçlerden yararlanarak, çağdaş yöntemlerle, araştırarak, inceleyerek, gözlem, deney, uygulama, izleme, tartışma, deneme-yanılma, yaparak, yaşayarak vb. yöntemlerle düzey derslikleri ve yeterlilik kursları destekli kalıcı öğrenmeler ve öğrenmeyi öğrenme çabaları  gerçekleştirilir.

       Yapılan araştırmalara göre, öğretim araç-gereçleri destekli etkili ve verimli öğrenmede duyu organlarını etkilemesi sonucu bilgilerin hatırlanması, işitme duyusu ile %10, görme duyusu ile % 20, görsel ve işitsel olarak % 30,  görüp, işittiklerinin, sözel anlatımı % 50, görüp, işittiklerinin, yazılı anlatımı % 70 görüp, işittiklerinin , düşünsel olarak uygulanması durumunda % 90 düzeyinde gerçekleşmektedir. 

       Her Kampusa en yakın olacak bir merkezi binada, Sosyal Bilgiler, Fen-Bilimleri ve Temel Bilimler, Yabancı Dil Sanat  ve Spor, Öğrenci Bilgi İşlem, Öğrenci, Öğretim Görevlisi-Öğretmen Kültür Eğlence ve Dinlenme vb Merkezler oluşturulmalıdır. İlgili Merkezlerde, işlevi ile ilgili  her türlü araştırma, inceleme, deney, uygulama, görsel araçlarla konuların işlenmesini sağlayıcı, TV, Bilgisayar amfileri veya oda , laboratuar,salonlar ve bölümler vb. yapılanmalarla çağdaş donanımları yapılandırılmalıdır. Bu birimlerden dönemlik-yıllık planlama ve programlar dahilinde her kampusun belirli oranlarda yararlanılmasını sağlayıcı düzenlemeler ilgili komisyon ve kurul kararları ile gerçekleştirilmelidir.   

    Bunların dışında her yaşa ve seviyeye uygun kısa üniteler bilgi yaprakları ve testler, araştırma, inceleme, proje vb. çalışmalarla aktif öğrenme yöntemleri ve  etütlerle, seviye grupları ya da  düzey derslikleri oluşturularak, yeterlilik kursları ile desteklenerek ya da bireysel ve ekip çalışmaları ile gerçekleştirilecek görevlerle, ders programlarına destek eğitimleri verilebilir. Bunun dışında öğrencilere fazla sorumluluk ve görevler, ezbercilik anlayışı ile gereksiz ve fazla yüklenici, kuru kuruya bilgi yüklemeye yönelik ek çalışmalar ve ödevler verilemez. Bu ek çalışmalar öğrencileri yıldırmakla kalmamakta, okumaya, derslere ve öğrenme etkinliklerine  karşı olumsuz tutumlar geliştirmesini sağlamaktadır. Bu nedenle dersin derste öğretimi esas olmalıdır. Çok sayıda duyu organına hitap eden çağdaş araç- gereçler geliştirilip kullanılarak ve çağdaş yöntemlerden yararlanılarak, bilgilerin kalıcı  öğretimi için tüm olanaklar seferber edilmelidir. Öğrencilerin yetersiz olduğu dersler seviye ve düzey derslikleri oluşumu ve  etüt çalışmaları ve yetiştirme kursları ile desteklenmelidir. Her öğrenciye aldığı derslerle ilişkili sorumluluk almasını sağlayıcı, öğretmence belirlenen konular arasından,  ekibin ya da bireyin isteyerek seçtiği, bireysel ya da ekip görevi verilmelidir. 

     Öğrencilerin yararlanacağı kitap, araç ve gereçler eğitim-öğretim yılı başında ilgili sınıf rehber öğretmeni ve yetkili kişi tarafından öğrenci ve velisine dolabına koymak üzere zimmet edilmeli ve yıl sonunda aldığı şekilde teslim etmesi sağlanmalıdır. Bu amaçla kaynak kitapların ve araç- gereçlerin çağın teknolojisine uygun bazı fasikül ekleme dışında sık, sık değiştirilmesi yolu ortadan kaldırılarak, ülke ekonomisine katkı sağlanır. Çünkü kitaplar programa uygun konulardan oluşan öğrencinin yararlanacağı basılı kaynaklardır. Hangi yazar ya da eğitimci yazarsa yazsın, hazırlarsa hazırlasın, hep belirlenen ve hedeflenen programa uygun müfredat programlarından ve ders konularından oluşur. Kitap dışında bilgi ve öğretim üniteleri komisyon, zümre ve kurul kararları ile oluşturulup uygulanabilir. Gerekirse ilgili eğitim kompleksine bağlı program, bilim, araç- gereç komisyonlarınca ortaklaşa üniteler belirlenip, yazılı kaynaklar şeklinde hazırlanabilir. Bu  yazılı kaynaklar çok önemli ve kapsamlı değişiklikler, düzenlemeler  olmadıkça değiştirilmemelidir. Ancak yeni değişiklik ve düzenlemelere uygun ek fasiküller çıkarılarak eklenebilir. Sözel de olsa her dersin, ders etkinliklerinin  en az yarısı görsel araçlarla veya bizzat öğrencilerin aktif olarak yer alacağı, uygulamalı yöntemlerle işlenmelidir. Derslerin işlevleri uygun olması halinde tamamı ya da tamamına yakını uygulamalı ve ilgili merkez ve alanlarda uygulamalar yapılabilecek biçimde düzenlenip işlenmelidir.

    Eğitim kompleksine bağlı kampus, kurum ve bağlı birimler, eğitim-öğretim yılı başında hazırlayacakları planlarına, Planlama Komisyonunda son şekli verilir, gün ve saat ve süreler çakıştırılmadan derslikte bulunmayan ve ders işlenişini kolaylaştıran araçların  bulunduğu mekan,  merkez ve tesislerden planlama doğrultusunda ortaklaşa yararlanılmalıdır.

   Yalnız tüm eğitim kurumlarının Eğitim Kompleksi çatısı altında genel yapılanmasındaki amaç, eğitim kompleksinin tüm olanaklarından bağlı birimlerin yararlanmasını sağlayarak,ekonomiklik, tasarruf, verimlilik, kalite ve üretkenlik  hedeflenmektedir.  Bağlı Eğitim Kampusları, olanaklar doğrultusunda öğrencilerin yaşları, özellikleri, yararlanacakları birimler ve merkezlere yakınlığı dikkate alınarak yapılandırılmaları ve  kendi içinde bağımsız birimler şeklinde oluşumları için engel değildir.

     Bilineceği gibi her çağdaş araç ve gereç bilimsel çalışmaların ürünüdür. Bu amaçla her yenilik ve bilimsel çalışma gibi  teknolojinin gelişmelerine uygun geliştirilen araçlar, insanların yararına ve onlara kolaylık sağlaması amacı ile keşfedilmiş ve yapılmıştır. Ancak istendiğinde insanlığın zararına da kullanılabilirler. Eğitimin temel amaçlarından biri bu çağdaş araçlardan yararlanarak insanın yararına sunacak programlar geliştirmek olmalıdır. Bu konuda görsel, işitsel ve düşünsel iletişim araçlarından en önemlisi olan Bilgisayar,İnternet, Video- TV vb. iletişim, bilgiye ulaşma, kültürü aktarma ve eğlence amaç ve işlevi olan, tüm toplumun kullandığı kitle iletişim ve bilgi araçlarından Bilgisayar, TV.’ yi örnek vermek istiyorum. Kişinin tutum ve davranışlarını dolaylı olarak olumlu ya da olumsuz etkilemektedir. Bu etkileme araçtan kaynaklanan bir etkilemeden çok yayımlanan  programlardan kaynaklanan bir etkilemedir. Haberler, reklamlar, çizgi filmler, diziler, müzik, eğlence, bilgi ve iletişim kanalları vb. tüm programlar, toplumumuzun yapısına ve çocukların ve yetişkinlerin düzeylerine uygun ayrı, ayrı düzenlenmediğinde yada farklı saatlerde yayımlanmadığında bazı bireyleri olumsuz etkilemektedir. Oysa bu gibi zararları yanında, toplumca fazla önemsenmeyen ya da bilindiği halde görmezlikten gelinen eğitsel olumsuzlukları bulunmaktadır. Uygun olmayan programlar, bireyleri pasifleştirir, tembelleştirir, girişimciliği ve yaratıcılığı zayıflatır, istenilen tipte değer yargıları yaratır, şüphecilik, tedirginlik, şiddet ve korku gibi duyguları geliştirir, saldırganlık kazandırır.  Bireyin, kötü model edinme , kahramanlarla özdeşleşme, onlar gibi olumsuz tavır , kötü tutum ve davranışlarda veya denemelerde bulunma vb. olumsuz tutum ve davranış kazandırma, geliştirme, pekiştirme yolu ile olumsuz ve istenmedik davranış örüntülerine kazandırır. Kazanılan bütün olumsuz tutum davranışların nedeni ve sonucu araçlar değil, araçlar kanalı ile sunulan programlarla ilişkili olduğu unutulmamalıdır. Bu amaçla kitle iletişim araç ve gereçleri kurulu gibi bir denetim kurulunun kitleleri sağlıklı eğitimi açısından oluşumu zorunlu hale gelmektedir. Buradan yola çıkılarak her zararlı programa karşı çıkılıyor anlamı çıkarılmamalıdır. Eğitimde çağdaş ve insancıl bir eğitim verilmesi hedeflenirken kontrol ve denetim işlevi asla ihmal edilmemelidir. Özgürlükler verilmelidir, ancak gereğinden fazla verilen ya da kontrol altına alınmayan özgürlükler, kişilerin yanlış  kanallara ve yönlere sapmaları ile sonuçlanabilir. Daha önce bilim ve bilimsel çalışmalar konusunda,  yukarıda televizyon örneğimizde belirtildiği gibi kontrolsüz ve denetimsiz çalışmalar insan yararına olmaktan çok insanlığın zararına da kullanılmaktadır. Çünkü her bireyin bulunduğu mesleğin etik kurallarına uyup, uymayacağını garanti edemeyiz. Bazı istenmedik olaylar yada koşullar gereği, bireyler isteyerek ya da istemeden bu özgürlüklerini yanlış alanlarda ve insanın, toplumun zararına kullanabilirler. O zaman yapılacak şey, bireyler veya topluma zararlı olan bir araçtan yararlanmamak ya da onu izlemeyi yasaklamak olmamalıdır. Yasaklar hep merak uyandırır ve insanı arayışa ve yasaklanana yönlendirir. Yapılacak şey bu aracı bireye ve topluma yararlı bir araca dönüştürmek olmalıdır. Tıpkı, bu gün eğitim sistemimizde, programların amaç olmaktan çıkarılıp, yararlı eğitim araçlarına dönüştürülmeleri zorunlu olmalı bu yolla, nitelikli, verimli, kişilikli, çağdaş, demokratik, laik, Atatürkçü, topluma yararlı ve geleceğine güvenle bakan nesilleri yetiştirme işlevi eğitimin olmazsa olmaz temel amaç ve işlevlerinden olmalıdır.

       TV. Programları izleyicilerini arttırmak amacı ile yasal olan çeşitli programlar düzenleme özgürlüğüne sahiptirler.Ancak eğitici yönü bulunan programlar dışında çocukları olumsuz etkileyen programların çocukların uyanık olduğu saatler bilindiği halde bu saatlerde yayımlanması mesleği etikle bağdaşmayacağı gibi insani etikle de bağdaşmaz. Bu tür programların mümkün olduğunca çok geç saatlerde yayımlanması hem kendilerinin, hem insanlığın, hem de toplumumuzun yararınadır. Geç saatte yayına rağmen, izleyenler bile olsa TV. ve iletişim araçlarının yöneticilerinin sorumluluğu  ortadan  kalkmış olacaktır.

       O halde çağdaş araçlardan sürekli eğitim-öğretimde yararlanılmalıdır. Ancak, her çağa ve koşula uygun programlar,  hatta belirli süreleri kapsayan öğrenci düzeyine uygun üniteler,  sürekli eğitim uygulayıcılarının oluşturduğu komisyonlar ve kurullarca hazırlanılarak,öğrencilerin kolay, etkili ve verimli eğitim-öğretim almasına katkı sunulacak biçimde oluşturulmalıdır.

DERSLER: Dersler, okul öncesinde yaşa uygun çocuğun gelişim dönemlerine ve bireysel farklılıklarına uygun çevresi ile etkileşim ve iletişim kurmasını sağlayıcı zenginleştirilmiş programlar ve çok sayıda duyu organına hitap eden değişik araç gereçlerden yararlanılacak, oyun, etkinlik ve aktiviteler ağırlıklı yaşına ve gelişim çağına uygun sosyal bir varlığa dönüştürmesini sağlayacak içerikte eğitim-öğretim  programlarından ve  düzeye uygun kısa sürelik ünitelerden oluşmalı ve dersler geç saatlerde başlayıp, erken bitecek şekilde düzenlenmelidir.
        İlköğretim birinci kademede öğrencilerin yaş ve gelişim dönemlerinin özelliklerine uygun  ( Sosyal, duyuşsal, bilişsel, psiko-motor,  kişisel vb.) sosyal ve temel becerilerin kültürün aktarılması, oyunlar, sportif etkinlikler ve sanatsal aktivitelerin üst seviyede uygulandığı eğitim programlarının düzenlenmesi esas olmalıdır. Bu yaşlardaki çocuklarımızın oyun çağının çocukları olmalarının gerektirdiği tüm düzenlemeler yapılmalı, derslerde fazla ve gereksiz  bilgi yüklemekten vazgeçilmelidir. Ders programları fazla ayrıntılardan, lüzumsuz ve aşırı bilgi yükleyici olmaktan çıkarılarak, hedef davranışların yalnız bilgi düzeyinde ezberletilerek, kuru kuruya aktarılmasından çok öğrencinin ilgi, yetenek ve ihtiyacına uygun olan bilgilere ulaşmasının öğretilerek, bilgiye ulaşmasını, ulaştığı bilgileri nasıl yararlanması gerektiğinin öğretilerek, ondan yararlanmasını, yararlanacağı bilgileri nasıl, nerede, ne zaman kullanabileceğinin öğretilmesini, düşünmesini,düşünmeyi öğrenmesini ve görüş bildirip, yorumlayıp, açıklayıp, tartışmasını sağlayacak içerikte ve öğrencinin aktif katılımının sağlandığı, öğretmenin yol gösterip rehberlik ettiği öğrenmenin öğretilmesinin gerçekleştirildiği, uygulama ağırlıklı ders programlardan oluşmalıdır. Bu amaçla, her ders rol oynama, oyun, psiko- drama, canlandırma, yerinde gözleme-izleme, televizyon, video, tepegöz vb görsel araçlarla izleme, bilgisayardan yararlanma, deney, uygulama, yaparak yaşayarak, sınayarak, deneyerek-bozarak vb. çok sayıda duyu organına hitap eden çağdaş araçlar, yöntem ve tekniklerle desteklenmiş, ilgi ve ihtiyaçlarına uygun zenginleştirilmiş programlar ve kısa ünitelerden oluşturulmalıdır. Bu üniteler öğrencinin aktif, öğretmenin rehberlik edip, yol göstereceği biçimde öğretilmelidir.Her eğitim kademesindeki öğrencinin seviyesine uygun kısa sunuların aktif katılımla geliştirildiği, düşünmeye, kavramaya ve pekiştirmeye sevk ettiği, teorik derlerde bile bir saati teorik öğrenme ise ikinci saati mutlaka düşünme, yorumlama,örnekleme,açıklama ve tartışma ya da uygulama ve deney ağırlıklı verilmesi, ders sonunda soyutu somutlaştırıcı ve soru-yanıt vb. yöntemlerle ağırlıklı pekiştirilmesini sağlayıcı ve bireysel ya da ekip çalışmaları ile araştırma, inceleme, uygulama, proje gibi görevlerin verilerek öğrenilmesinin öğretimi esas olmalıdır.

       Öğrencilerin yargısal değerlendirilmesini ortadan kaldırmak amacı ile aynı dersin öğrenci tarafından ikinci defa ve alttan alınması durumunda dönem sonunda branş dersi öğretmenlerinin değiştirilmesinde yarar bulunmaktadır. Bilhassa ilköğretim ikinci kademeden itibaren, ortaöğretim ve yükseköğretimde objektif kriterlerle yönlendirmenin ve geçişlerin yapılması için bu düzenleme zorunlu olmalıdır. Alttan alınan derslerde kesinlikle aynı öğretim üyesi-öğretmen  aynı derse girmemelidir.  

       İlköğretim üçüncü sınıflar dahil yaşının gelişim döneminin özelliklerine uygun bilgi, beceri ve kültürün aktarılması, yaşa uygun duygu, davranış, sosyal becerilerin kazandırılması ,bilişsel, sosyal, duyuşsal, devinimsel, kişisel vb. yönden potansiyeli oranında gelişmesini, gizil güçleri ve potansiyel güçlerini, zayıf yönlerini, yetenek ve ilgilerini keşfedilip geliştirilmesi ve düzeltilmesi, yaşının gerektirdiği kültür,bilgi ve beceri kazandırılırken, olumlu davranışları ve toplumsal kuralları tanıtıp, kavratıcı; sanatsal, kültürel, sosyal, bedensel etkinlik ve aktiviteler ağırlıklı olmalıdır. Bu amaçla yaşına uygun sosyal ve temel becerileri kazanarak, topluma sağlıklı uyum sağlaması, etkili bir iletişim kurması ve sağlam kişilikli, Türk Toplumunun  verimli ve üretken bir bireyine dönüşmesi sağlanmalıdır. Türk Dilini yaşının gerektirdiği gelişim dönemlerindeki her  düzeye uygun duygu ve düşüncelerini doğru ve güzel olarak, söz ve yazı ile ifade edebilen, sayılar,temel kavram ve işlemleri günlük hayatta kullanabilme becerilerini kazandırıcı derslerden ve ders programlarından oluşturulması esas olmalıdır. Bu amaçla ilköğretim birinci kademede dersler temel, bilgi ve beceri kazandırıcı zorunlu dersler, ağırlıklı olarak oluşturulmalıdır.

        İlköğretim 4 sınıfta yaşın gelişim özelliklerine uygun zorunlu ders programları yanında,  öğrencileri çeşitli yönleri ile tanımaya ve bireysel ayrıcalıklarını geliştirmeyi sağlayıcı seçmeli dersleri, seçmelerine rehberlik yapılmalı ve gerekli olanaklar tanınmalıdır. ( Küçük yaşlarda belirlenen ilgileri doğrultusunda sınıf ve branş öğretmenlerince gerekli yönlendirmeler yapılmalıdır.) 1,2,3,4,5. sınıflar dediğimiz ilköğretim birinci kademe temel kültür, ana dilini söz ve yazı ile doğru olarak ifade, Matematik, Sosyal ve Fen, Felsefe,Psikoloji, İlk Yardım, Sağlık, Trafik, Etkili iletişim, insan ilişkileri, Atatürk, Milli Güvenliğimiz, Deprem ve Doğal Afetler, Gökyüzü, Uzay, Deniz altı, Zararlı ve Tehlikeli Maddeler, Sanat ve Spor vb. yakın çevresinden başlanarak, aşamalı olarak  bölgelerini, ülkesini, komşularını, ilişkileri olan ülkeleri, dünyayı ve evreni tanımaya, bu gününde ve geleceğinde güçlüklerle ve sorunlarla baş başa kalmaması, kalsa bile sorunun üstesinden  gelmesi, çözmesi ve en az zararla atlatması, uyum sağlaması, baş etmesi vb. amaçları gerçekleştirecek, temel bilgileri ve becerileri içeren dersler,  kültürün aktarıldığı dersler ve insani amaçlı verilen dersler,  yakın komşularından başlanarak ülkelerin kültürlerini tanımaya yönelik kısa öz ve yararlı ünitelerden oluşan derslerle ilgili konu ve üniteler öğretmenin rehberlik yaparak, öğrencinin aktif hale getirildiği araç-gereç , yöntem-tekniklerle, ilgili temel beceriler kazandırılıp, uygulama, araştırma, inceleme, projelerle pekiştirilmesine ve destek eğitimine önem verilerek, düşünmeyi düşünmesinin öğretimine çaba gösterilmelidir. Öğrencilerin yeteneği olduğu konularda en üst düzeyde geliştirilmeleri sağlanmalıdır. İlköğretim birinci kademede günümüzde uygulanan haftalık,  günlük ve saatlik süreler fazladır. Bu süreler yaşı, uyku, dinlenme, oyun, etkinlik, aktivite vb. temel ihtiyaç ve gereksinimleri dikkate alınarak öğrenciye uygun düzenlenmelidir. İlgi çekici ve çok sayıda duyu organına hitap eden çağdaş araçlar ve yöntemler destekli derslerin işlenmesi ile kalınmamalı programların, derslerin süreleri ve diğer fiziksel koşulları uygun olarak düzenlenmelidir. Ders saatleri sayısı azaltılabilir, bu gibi düzenlemelerle  öğrencilerin sabahın çok erken saatlerinde derse başlaması önlenebilir. Etkinlik saatleri arttırılıp, serbest zaman için süreler konulabilir. Tüm bu programlar birinci kademe sınıf öğretmenlerinin zümre komisyonlarında aldıkları kararlar doğrultusunda ilgili komisyonlarda ve kurullarda gerekli düzenlemeler yapılarak eğitim-öğretim  programları hazırlanmalıdır.

        İlköğretim İkinci kademede ( 4 ve 5. sınıflarda aşamalı başlatılıp, 6,7,8. sınıflarda)  yaş ve gelişim dönemlerinin özelliklerine uygun temel bilgi, beceri ve kültür  kazandıran zorunlu derslere yer verilmelidir. Bu gün çeşitli ortaöğretim  programlarında yer alan ve programların sayıları arttırılarak, bu programların alt  yapısını oluşturan zorunlu dersler dışında, zorunlu ders saatlerinden daha fazla sayıda genel kültür kazandırıcı ve  diğer programlara geçişi sağlayıcı seçmeli derslere yer verilmelidir. Bu amaçla zorunlu dersler 6,7,8. sınıflara eşit olarak dağıtılmalıdır. İkinci kademeden itibaren derslerde düzey sınıflarının oluşturulması, düzey sınıflarına rağmen yetersizliği tespit edilen öğrenciler etütlerle yetersiz olduğu dersleri alarak takviye etme olanağı tanınmalıdır. Tüm düzenlemelere rağmen yetersizlik tespit edilen dersler için yetiştirici, yoğunlaştırılmış destek kurslar açılarak, öğrencinin belirli oranda yetişmesini katkı sağlayan uygun yönelmeler yapılmalıdır. Bu yönü ile seçmeli derslerin, çok çeşitli ve fazla sayıda olması nedeni ile yeteri kadar öğretmeni bulunmayan dersler için eğitim-öğretim başlamadan gerekli önlemler alınmalıdır.

        Her dersi, tüm öğrencilerin almaları, aldıkları derslerde mutlaka başarılı olmalarının sağlanması anlayışları,  her bireyin bireysel ayrıcalıkları dikkate alındığında, yanlış ve bir o kadar da eğitimle çelişen ve bağdaşmayan anlayışlar olarak karşılanması gerekir. Hele,  hele yeteneğine uygun olmadan verilen derslerde başarısız olduğu için not ya da farklı yollarla cezalandırılmaları,  çağ dışı kalmış bir eğitim anlayışının devam ettirilmesidir. Öğrencilerin genel kültür kazanmasını sağlayıcı ve üst öğrenimin alt yapısını oluşturucu dersler  her öğrencinin alması gereken zorunlu dersler olmalıdır. Zorunlu derslerde öğrencinin optimum öğrenmesini sağlayıcı tüm koşullar oluşturulup, tüm çabalar ve düzenlemeler gerçekleştirilmeli, buna rağmen başarısız olması halinde sınıf geçmesini engellememelidir. Zorlanmasını önlemenin diğer bir yolu  olan, bu dersler düzeylerine uygun ve tüm sınıflara eşit dağıtılmalıdır. İlköğretimin üst sınıflarında bile zorunlu derslerdeki ders saati toplamı, dönemlik-yıllık ders saatleri toplamının dörtte birini geçmemelidir. Bireysel ayrıcalıklarına uygun yönlendirildiği alanla ilgili dersler üst öğretime doğru kademe, kademe arttırılarak, ortaöğretimde genel kültür dersleri daha da azaltılıp, alan dersleri arttırılabilir. Yükseköğretimde bilim dalı ile ilgili uzmanlık dalları oluşturulacağı için bilim dalının zorunlu  dersleri kültür ve meslek derslerinin sayısını geçebilir.  Ayrıca bazı bilim dallarında, mezuniyet için yabancı dil, bilgisayar vb. derslerde istenilen seviyede sertifika alma zorunluluğu getirilebilir.

      Dersler, her bilim dalı-ders programının amaç ve işlevi ile ilgili içerik düzenlemesi yapılırken, programlarında belirtilen konular ve ünitelerdeki bilgi, beceriyi kazandırıp, kültürü aktarırken, mümkün olduğunca diğer ders konu ve üniteleri ile bağlantılı, ilişkili ve birbirini tamamlayıcı şekilde işlenmesini sağlayıcı düzenlemelere gidilmiş olması gerekmektedir. Bu şekilde düzenlemelerle ilgili güçlük çekilen bilim dalı- derslerde, bölüm-zümre toplantıları kararları, Bölüm-Zümre Başkanları toplantılarında birbiri ile benzeşik ve ilişkili, tamamlayıcısı olan konu ve üniteler oluşturularak ya da tespit edilerek aynı  hafta içinde işlenmesini sağlayıcı düzenlemeler yapılmalıdır. Yıllık çalışma programlarında bu düzenlemeler dikkate alınarak benzeşik konuların paralel işlenmesini sağlayıcı düzenlemelere gidilmelidir. ( Her bilim dalı-dersin içeriğine göre benzerlik ve benzeşim sağlanarak , denk, ilişkili ve tamamlayıcı konuların oluşturulması ile ilgili bir örnek: Türkiye ‘nin veya bir bölgesinin, ilinin Tarihi durumu, başka derste Coğrafi durumu, başka derste madenleri,  yer altı ve üstü zenginlik kaynakları, diğerinde bitki ve hayvan toplulukları, bir diğerinde sosyal ve kültürel yapısı, bir diğerinde düşünceleri ve düşünce adamları, diğerinde doğa olayları ve önlemler, diğerinde insanlarının özellikleri, nasıl olmalı ve etkili iletişim, başka birinde sanatsal ve kültürel faaliyetleri, diğerinde yetiştirdiği Edebi şahsiyetler ve eserlerinden örnekler, gökyüzü ve uzay, göl ve denizlerde yaşam ve insanın yararlanması vb. biçimde derslerin ortak konuları oluşturulabilir.)

     Derste öğretim görevlileri-öğretmenler, bireylere bireysel ayrıcalıkları önemsenerek,değer verilerek, gerekli sevgi gösterilerek,sağlıklı  ve çift yönlü iletişim kurularak, demokratik tutum ve davranışlarla yaklaşılmalıdır. Bu yolla iyi bir model olarak,olumlu davranışlar ödülle pekiştirilerek sağlıklı bir kişilik kazandırılır.Bu yolla öğrenci korkutularak,sindirilerek değil saygı duyarak, özdeşleşerek kurallara uyar ve disipline edilmiş olur. Çağa uygun olarak bilgiler sürekli değişikliğe uğramaktadır. Bir dönemde gerekli olan bilgiye başka bir dönemde gereksinim duyulmayacağı göz önüne alınarak, bilginin her değişiminde yeni bilgiler yüklemek yerine günümüzde ve geleceğimizde işe yarayacak bilgilere nasıl ulaşılacağının öğretimi esas alınmalıdır. Bu amaçla dersler, geleceğe uygun bilgilere ulaşılmasını sağlayıcı, inceleme araştırma, düşünme , yorumlama ağırlıklı ünitelerden oluşturularak düşünmenin öğretimi gerçekleşmeli ve yapılan sınavlarda bu bağlamda sorular sorulmalıdır.  

     Bir ders etkinliğinde, öğretilmesi hedeflenen bilgi, beceri ya da davranışlar, öğrencilerin ilgi,ihtiyaç, düzey ve seçici dikkat süreleri dikkate alınan ünitelerden oluşturulur.Öğrenciler bireysel ya da ekipler halinde görevlendirilerek,ilgili konuda kısa inceleme,araştırma, bilgi toplamaları istenerek, bu hazırlıklarını belirlenen bir sürede sunmaları istenir.( Seçici dikkat süresinde 5-10 dakikalık vb.) Ya da öğretmence sunularak da yapılabilir. Resim,şema, levha,görsel araçlarla desteklenebilir.Örnek olaylar verilebilir. Bütün bu değişik sunular sonucu açıklayıcı, düşündürücü, düşüncesini ifade edici, görüş bildirici vb. sorularla öğrenci aktif hale getirilir. Çizgi film, yaşantısal kesit, örnek olay, mini dizi vb. izlenen sunularda kullanılabilir.

     Derste etkinliğin çeşitli yollar ve yöntemlerle tekrarlanması sonrası tartışma, uygulama, deney, soru-yanıt vb. yöntemlerle pekiştirilerek etkinlik kalıcı hale getirilir.

      Uygulamalı dersler dersin özelliğine uygun olarak uygulama ağırlıklı olarak işlenirken,diğer derslerde dersin yapısına uygun olarak teorik işlenmesini gerektiren,  bir ders olması halinde bile en az ders saatinin diğer yarısının tartışma, rol oynama, bireysel ve ekip çalışmaları, dramatize etme, deneme, uygulama  vb. aktif ve kalıcı öğrenilip, işlemesi sağlanmalıdır.( Ders programının görsel, işitsel çağdaş araç gereçlerle  ve izlenecek biçimde işlenmiş olsa bile bununla yetinmeden, aktif öğrenme koşul ve ortamı yaratılmalıdır.)

DERSLİKLER: Her Eğitim kampus ya da kurumunda ders programlarına uygun her kademe ve seviyede derslik oluşturulması esastır. Bu dersliklerin sayısı 20-25 öğrenci sayısına  bir  derslik/ şube olacak şekilde düzenlenir ve sınıf öğretmenin branşına göre düzenlenmiş bir sınıf olması koşulu aranır. Bu nedenle bu derslikten program gereği, öğretmenin branşı ile ilişkili diğer sınıflarda yararlanır. Bu nedenle her branş öğretmenin bir dersliği olması ve bu dersliğin o branşın özelliklerine uygun her türlü araç-gereç ve fiziki donanımının önceden yapılmış olması; öğretmenin programı gereği kendisinden ders alan öğrencilerde ilgili gün ve saatlerde bu derslikten yararlanması esas olmalıdır. Ortaöğretim ve Yükseköğretimde bu dersler öğrencinin bilim dalı-alan dersleri ile ilişkili olarak belirlenebilir. O derslikte ya da düzey dersliğinde en çok dersine giren  öğretmen ya da öğretim görevlisi rehberliğinde öğrenciye yardımda bulunulur. Öğretmenlerin fiziki donanımla ilgili taleplerini ve tüm ihtiyaçlarını karşılayıcıı düzenlemeler yönetimce yapılmalı ve derslikler  derslik rehber öğretmenlerinin isteğine uygun düzenlenmelidir. Branş öğretmenleri öğrencilerin seçtikleri derslerdeki belirtilen sayılar baz alınarak görevlendirilir. Öğrencilerde yetersizlik duyguları, güvensizlik duyguları, başarısızlık, umutsuzluk, kararsızlık vb. akademik ve duygusal sorunlar yaşamamaları için seçtikleri derslerdeki not durumları, ilgi, yetenek, zeka, motivasyon, kişisel vb. bireysel ayrıcalıkları mümkün olduğu kadar göz önüne alınarak, belirlenen ölçütler doğrultusunda aynı   dersleri daha iyi öğrenmelerini sağlayıcı, mümkün olduğunca benzeşik seviyede gruplar bir araya getirilerek; seviye-düzey derslikleri ve sınıfları  oluşturulması esastır. Aynı branştaki öğretmenler arasından bir bölüm/ zümre başkanı seçimle belirlenir. Öğretmen sayısı 3-4  ve katları durumunda her artış için kademeli olarak, bir başkan yardımcısı  seçilir. Her dersin bölüm başkanları ya da yardımcıları, bölüm arasında işbirliği, koordinasyon ve eşgüdüm içinde faaliyet gösterirler. Her branş/ bölüm  dönemde bir defa olmak üzere yılda en az iki defa toplanarak, bölümleri ile ilgili kararlar alırlar. İlköğretim sonunda yönlendirmenin sağlıklı ve objektif olması için yıllık düzenlenmiş aynı dersin aynı düzeydeki dersliğinin öğretmeni ikinci dönem değişmek zorundadır. Her derslik, ilgili derslikte ders veren öğretmene zimmet edilir. O derslikteki her türlü araç-gereçten ilgili öğretmen sorumlu tutulur. Amfi, Salon, Birim, Merkez  vb. alan ve mekanlarda etkinlik,aktivite ve diğer çalışmalar için hangi saatlerde hangi sınıf veya öğretmenlerce kullanılacağı gibi hususlar, zümre-zümre başkanları ilgili kurullar ve komisyonların yaptığı toplantılarda aldığı karalar gereği belirlenir. Tüm bunlardan ilgili üyeler kadar zümre-bölüm başkanları sorumludurlar. İlgililere duyurulup, gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra program gereği dönem yada yıl boyunca bu mekanların kimler tarafından hangi sürelerde yararlanılacağı ile ilgili programın bir örneği ilgili mekanların kapısına asılır ve program doğrultusunda uygulamalar yapılır. Derslikler ve ders yapılan  diğer bölümler branşları ile ilişkili bölüm başkanlarının sorumluluğundadır.

     İlköğretim  birinci kademede, ağırlıklı sınıf seviyelerinde temel bilgi ve becerileri kazandırıcı zorunlu derslerin bulunması nedeni ile gerek zorunlu gerekse seçmeli derslerin kimlerce, hangi sınıf ve düzeyde derslerin verileceği hususları zümre toplantılarında belirlenir.    

      6,7,8. sınıflardan itibaren bir yıl iki dönemden oluşan ve her dönemde farklı ,farklı derslerin açılabilmesi şeklinde düzenlenebileceği gibi yarım günlük programlar şeklinde de düzenlenebilir Buradaki amaç öğrenci yaşa uygun kültürü kazanırken, ortaöğretim programlarına geçişte ilgi, yetenek, kişilik ve derslerdeki başarı durumunun da dikkate alınmasıdır. Her öğrencinin dönem ya da yıl boyunca alınan derslerde ders içindeki durumu, ödev, araştırma, inceleme, proje, deney, uygulama vb. durumu ayrı,ayrı değerlendirilecektir. Her derse veya dersin işlendiği salon, amfi, derslik, gösteri odası vb. mekanlarına belirlenen ders saati içinde Barkot ya da TKDT cihazından kimlik kartını geçirmek vb. usul ve yöntemlerle derslere girilmesi esas olmalıdır. Öğretmenden hemen sonra bile derslerin verildiği mekanlara girmesi yasak olmalıdır. Teneffüslerin  beş dakika uzun tutulması öğrencinin derse girdiğine dair makinelerle girip-çıktığına dair yukarıdaki araçlardan başka kupon vb.  işlemler için düzenlenmiştir. Bu uygulamalar için Bilgisayara Barkot,Kupon, TKDT. öğrenci işlerinde kayıt vb. farklı sistem ve uygulamalar getirilebilir.

        İlköğretim ikinci kademeden itibaren seçmeli derslerin sayıları yönlendirilme ve her türlü yatay ve dikey geçişi kolaylaştırıcı biçimde arttırılır. Ortaöğretimde alan dersleri ile birlikte diğer alanlara geçişi ve yaşa uygun bilgi ve kültürü kazandırıcı derslere yer verilir. Yükseköğretim bilim dalı ile ilgili ağırlıklı derslerden oluşabilir.

         Öğrencilerin yöneldiği alanla ilgili zorunlu dersler dışında alması gereken kredideki dersleri “ Form Dilekçe “ yi,  Sınıf Rehber Öğretmeninin rehberliğinde doldurarak, öğrenci işlerine teslim eder.Öğrenci işleri ve İstatistiksel veriler birimlerince her öğrencinin talepleri ayrı ayrı değerlendirilir. Elde edilen veriler Yönetim Kuruluna gönderilir. Yönetim kurulunca, planlama ve programlama komisyonlarında veriler görüşülüp, değerlendirilir. Her ders için öğrencilerin notları dikkate alınarak ayrı, ayrı düzey grupları ve sayıları belirlenir. Her bilim-dalı  ders zümre başkanlığına komisyonlarını ilgilendiren bilgi verilir. Yapılan komisyon toplantılarında, bu doğrultuda oluşturulan sınıflar ve düzeyler, eşitlik ilkesine uygun ilgili bilim dalı ve dersin öğretim görevlileri-öğretmenlerince paylaşımı yapılır.Yönetim Kuruluna gönderilir. Yönetimce paylaşım doğrultusunda her kademede hangi derslerin kaç derslikte, kaç saat,  hangi düzeylerde açılacağı,yetersizlik düzeyindeki dersliklerin açılıp, açılmayacağı ya da öğrencilerin bir sonraki dönemde alttan alıp almayacakları, kimlerin görev alacağı, öğrenci sayıları ve derslikler vb. ayrı, ayrı belirlenir. Aynı derste gerektiğinde birden fazla düzeyde kurul, komisyon ve zümre kararları sonucu açılabilir. ( Bir dersten dönem sonu puanı yada ilgili dersten tüm  notlarının aritmetik ortalaması dikkate alınarak üç ile altı arasında Düzey Derslikleri belirlenebilir. Burada amaç öğrencileri başarı yönünden etiketlemek değil düzeylerine uygun başarılı olması için öğrenci merkezli tüm koşulların kullanılması ve düzenlenmesi yolu ile öğrenciyi bilgi kazandırmaktır.Tüm olanakların sunulmasına,tüm çabalara rağmen başarılı olamayan öğrencinin ileride yönlendirilmesini objektif kriterler doğrultusunda yapmaktır.)

       Aynı şekilde aynı programa yönelen öğrencilerin alanla ilgili ağırlıklı not ortalamaları dikkate alınarak, Eğitim Programı A, B, C düzeylerinde oluşturulabilir.Programlar alan –bilim dalı ağırlıklı ortalamaları yönlendirmede dikkate alınarak düzenlenmiş olsa bile bu programlarda da her düzeyde ( üç ile altı düzeyde) Düzey Derslikleri oluşturulmasına engel değildir. A- 1, A-2, A-3, A-4 ,A-5, A-6 şeklinde adlandırılabilir. Bu şekilde aynı program ve aynı seviyedeki ders için farklı düzeyler oluşacağı için öğrenciler, bu şekilde düzenlemede bile ders öğretmenlerini kendileri seçme olanağı oluşacağı için öğrenci merkezli yapı ihlal edilmemiş olacaktır. Aynı programın, aynı sınıflarında farklı düzeyde öğrenci kapasitesinin fazla olması halinde, öğrencilerin öğretim görevlisini seçme şansı yüksektir. Düzey öğrenci sayıları azaldıkça öğrencilerin fazla güçlük yaşamaması ve öğretim görevlisi ve öğretmenlerin eşit ders saati kadar görev alması için farklı sınıf ya da düzeylerde ders görevi verilebilir.(Aynı bilim dalı ve branşta hangi öğretim görevlilerinin-öğretmenlerin hangi düzeydeki dersliklerde derslerde görev alacağı zümre-bilim dalı toplantılarında kararlaştırılır.) Dikkat edildiği gibi öğrencilere her ders için belirli sorumluluklar yüklenmeleri ve bu sorumlulukları yerine getirmek için gayret göstermeleri için tüm olanaklar seferber edilmiştir.Buna rağmen yeterli olmayan öğrenciye ceza olarak her istediği programa gidemeyeceği,ancak yeterli başarıyı yakalaması halinde yani belirli kural ve ölçütlere uyması halinde ödüllendirileceği aksi takdirde cezalandırılmış olacağı kaderine razı olarak değil mücadele etme fırsatları değerlendirme ve kullanma yükümlülüğü getirilmiştir.Bu yönü ile düşündüğümüzde belirli kurallara uyma beklentisi ve çabası için göstereceği girişimler disiplinsizlik değil, disiplinin kuralarından biridir. 

       Ancak hiçbir koşulda düzey derslikleri öğrenci sayılarının 20 öğrenciyi aşmaması için gerekli önlemler alınır. Her dönem sonunda öğrencinin alanı ile ilgili ya da alan dersleri ile ilgili düzey durumları yeniden belirlenir.Her dersliğin kapısında, dersin, düzey grubunun, öğretmen-öğretim görevlisinin adı, dersin çalışma planı, öğrenci listeleri, derslere giriş-çıkışın kotlandığı makineler vb. gerekli düzenlemeler ilgili mekanlarda bulundurulmalıdır.  

        Yıl- Dönem sonunda uygulanan bir genel değerlendirme sınavı sonuçları değerlendirme notu ve ders içindeki durumu dikkate alınarak öğrenciye ders etkinlik notu takdir edilecektir. Öğretmence takdir notunun değerlendirme sınavlarından önce okul yönetimine teslim edilmesi esastır. Dersteki durumunun genel değerlendirilmesinde takdir edilen notun değerlendirme sınavı notundan düşük olması halinde ve öğrencinin aldığı dersin dönem-yıl içinde toplam işlenen ders saatinin yarısı kadar derse girmemesi durumunda takdir notu  ortalamaya katılmaz. Öğrencinin bir dersten notu, ders toplam saatinin yarısından fazla derse devam etmesi halinde işleme konulur. Bu öğrencinin  o dersten dönem notu, ödev ve proje notu ve öğretmence  takdir edilen etkinlik notunun ve yetiştirme kursu sonrası verilen notun aritmetik ortalamasıdır. Takdir notunun  yüksek olması halinde, genel değerlendirme ve takdir notu aritmetik ortalaması o dersin yıl sonu –dönem notu olarak takdir edilir. Takdir notunun genel değerlendirme sınavı notundan düşük olması halinde yalnız değerlendirme sınavı notu dikkate alınır. Bütün öğrencilerin her dersten en az bir araştırma, inceleme, deney, uygulama vb. bir ödev alması ve dönem-yıl sonu değerlendirme sınavına girmesi esastır. Öğrenci yeteneği uygun olmayan bir derste başaramadığında gerekli tüm önlemler alınarak öğretim ortamı oluşturulacak, buna rağmen ek düzenleme ile öğrenemeyen yapılan yeterlilik sınavında gerekli başarıyı kazanamayan öğrencinin, başarılı olamadığı dersler değil, başarılı olduğu derslerdeki durumu, yeteneği, kişiliği dikkate alınarak yönlendirme komisyonunca alternatif alanlar belirlenecek ve öğrenci bu alternatifleri değerlendirerek istekli olduğu bir ortaöğretim programına yönelecektir.                         

       Liselerde öğrencilerin yönlendirme komisyonları kararları gereği programlara yönlendirilmeleri sağlandığı için her programda alan dersleri bulunur. Alan derslerinin yıllara ve dönemlere eşit dağılımı esastır. Alan derslerinin dışında ağırlıklı olarak diğer alanlara geçmeyi kolaylaştırıcı seçmeli alan dersleri ve seçmeli genel kültür dersleri ağırlıklı olarak verilir. Bu amaçla düzenlenen dersliklerde öğrencinin zorunlu dersler dışındaki dersleri seçme ve ders öğretmenlerini kendisi seçme hakkı verilmiştir. Ancak her öğrencinin bir dönemde veya yılda alması gerektiği kredi-saatlik zorunlu dersler dışındaki dersleri seçme zorunluluğu ve en az işlenen ders saati toplamının yarısı kadar derse devam etme zorunluluğu bulunmaktadır. İsteyen öğrenci kendini yetersiz bulduğu bir dersi tekrar seçebilir. Bir dönemde bu tür derslerin ders saati sayısı, dönemde alacağı ders saati sayısının  ¼ ‘ünü  geçemez. Ancak her dersten her öğrenci başarılı olduğu zaman yalnız bir defaya mahsus o dersin ders saati kadar kredi almış olur.  

KİTAPLAR: Ders kitapları ve yazılı kaynaklar, bilim dalı-zümre program komisyonun karar ve önerileri doğrultusunda ilgili kurullarca hazırlanıp, ilgililerce onaylandıktan sonra, belirlenen programa uygun  Bilim, araştırma-geliştirme,araç-gereç ve ilgili branş öğretmenleri ilgili komisyon ve birimlerin temsilcilerinin katılımı ile oluşan kurulda gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra basıma verilmesi esastır. Ders kitapları ve broşür, çalışma yaprağı vb. diğer yazılı materyaller, Öğrenci, branş öğretmeni sayısı dikkate alınarak, 5 yıllık kalkınma planları doğrultusunda  sayıları belirlenir. Her ders kitabı için en az 5 yıl için onay alınarak basımı ve ne kadar basılacağı ilgililerce kararlaştırılır. 5 yılın sonunda çağdaş, bilimsel ve teknolojik gelişmelere uygun herhangi bir düzenleme yapılması, fasikül eklenmesi, devam ettirilmesi gibi hususlar aynı üyelerin kararları ile gerçekleştirilir. Diğer değişle sık, sık ders kitabı değiştirilmesi yolu ile devletin masrafa girmesinin ve ekonomimize lüzumsuz kayıplar vermenin yollarını önleyici düzenlemeler yapılmalıdır.  Geçerliliğini yitiren, yıpranan, atıl hale gelen kitaplar ve basılı materyaller aynı komisyon kararları ile kağıt yapılmak üzere SEKA’ ya gönderilerek, kampusa gelir sağlanır. Her yıl öğrenci sayıları dikkate alınarak yazılı materyallerin basımı ilgili kurul kararlar ve yönetimin onayı ile gerçekleşir.  Kitaplar dışında çağdaş teknolojinin olanaklarından yararlanılarak hazırlanan CD, DVD, Kaset, Film vb. materyaller  ve eğitim-öğretim araç gereçleri aynı usullerle belirlenir.                 

ETÜTLER:Çağımızda eğitimin, eğitim kurumlarında verilmesi esastır. Bu amaçla öğrencilere okul dışına taşıyacakları ek ödevler verilmemelidir. Ancak bireysel ve ekip çalışmaları ile belirli görevler almaları ve bu görevlerini araştırıp, inceleyerek hazırlanmasını sağlayıcı görevler ilgili öğretmen ve öğretim görevlileri rehberliğinde verilmeli öğrenci yönlendirilmelidir.
          Öğrencilerin öğrendiklerinin , bireysel ve ekip çalışmaları ile geliştirip, pekiştirmesi amacı ile etütler düzenlenir. Etütlerin kaç saat olacağı, hangi seviyedeki derslerin hangi dersliklerde verileceği vb. hususlar ilgili komisyon kararları ile belirlenir. Hazırlanan çalışma programı ilgili dersliklere asılır. Öğrenci yardım almak istediği derse kendi özgür iradesi ile girerek ( Girdiğine dair bilgisayara ismini girme, fişe yazma vb. yöntemlerle)  etüt çalışmalarına katılmak zorundadır.Ancak öğrenci istediği ders ve etkinliğin etüt çalışmalarına katılmakta serbesttir. Etütler yalnız ilgili derslerdeki eksikliklerini tamamlamak,bilgilerini pekiştirmek,görevleri ile ilgili yardım almak,bireysel ve ekip çalışmaları yapmak vb. amaçlarla yapılmaz. Öğrencilerin sanat, spor, sosyal, eğitsel, kültürel etkinlik ve aktiviteler yapmasını sağlayıcı programlardan da oluşur. Etütlerin öğrenci merkezli düzenlenmesi, ders öğretmeninin rehberlik etmesi esastır. Kurslar sınavlar sonrası öğrencileri yetersiz olduğu konularda yetişmesini sağlayıcı çalışmalar olması nedeni ile etütler asla bu çalışmalarla karıştırılmamalıdır. 

ÇANTASIZ EĞİTİM: Çocuklarımızın Ön Eğitim ve Okul Öncesinden başlanarak, gerek biyolojik ve fiziksel yapılarını bozup, olumsuz etkileyen, gerekse aşırı yüklenmelerle psikolojisini olumsuz etkileyen ders araç ve gereçlerini sırtında taşımaya mahkum edilmesidir. Bu çanta taşıma zorunluluğu ve mahkumiyet, çocuklarımıza taşımayacağı kadar ağırlıktaki yükleri yükleyerek bu yükün altından nasıl kalkılacağını bilmeyen şaşkın hamallara çevirmektedir. Eğitim sistemimizde öğrencilerin yalnız başarı durumlarını ölçüt alarak diğer bireysel ayrıcalıkları yok sayan bu da yetmezmiş gibi üst eğitim programlarına sınav dediğimiz acımasız  maratonla öğrencilerin geleceklerini belirleyen, eleyici yöneltme,kurallar ve aşırı sorumluluk vererek onları neye uyup uymayacaklarını şaşırtan yapısı kadar yaralayıcı, zorlayıcı, psikolojilerini bozucu ve bir o kadar da hatalı düzenlemeler çağa uygun olmayan yapılanmalardır.

        Tüm bu nedenlerle, ders araç gereçlerinin yerleri  eğitim-öğretim verilen ortamlardır. Bu araç gereçler sürekli bu mekanlarda öğrencilerin bireysel yararlanmalarını sağlayıcı, öğrenciler için ayrı, ayrı hazırlanmış dolaplarda bulundurularak ya da  öğrenci ve öğretim görevlilerin yararlanacağı araç gereçler ilgili dersin işleneceği etkinliğin yapılacağı, amfi, derslik,salon, işlik,atölye,merkez,birim vb. mekanlarda bulunmalı ve bunlardan ilgili ortamlarda yararlanılmalıdır. Bu düzenleme ile öğrencilerin ders araç ve gereçlerini taşımak zorunda bırakıldığı  çantanın saltanatına son verilmelidir. Her yıl-dönem  bu araç-gereçler ilgili bölüm-bilim dalı başkanının  görevlendirdiği kişilerce, derse girdiği mekan ya da mekanlardaki ilgili öğretmenler-öğretim görevlilerine, bireysel araç-gereç ve yazılı materyallerin öğrenci ve velilerine zimmet karşılığı teslim edilip yıl-dönem sonunda aynı şekilde teslim alınması sağlanmalıdır. 2001 yılında görev yaptığım Gaziantep Kolej Vakfında bu proje kısmen de olsa ilk olarak başlatılmıştır.  Çantasız Eğitim projesi gibi Parasız Ders Araç Gereçleri , Etüt, Yetiştirme Kursları, Bilimi Geliştirme ve  Araştırma,  Öğretmen ve Öğrenciyi Ödüllendirme, (  Öğretmen ve öğrenciyi geliştirici ve yenileyici projeler için bir fon ayrılarak her öğretmene belirli oranda geliştirme ödeneği ödenerek, kendini alanında geliştirmesinin teşvik edilmesi sağlanarak, maddi olarak desteklenmelidir. Ayrıca öğrenci ve öğretmenler hazırladıkları bilimsel çalışmaları ilgili kurullara sunarak, bu kurul kararları gereği belirlenen oranlarda ödüllendirilmeleri ilgili fonca karşılanmalıdır.) Alanda Kendini Geliştirme ve Yenileme, Öğrenci Merkezli, Demokratik Eğitim ve  Yönetim, Düzey Derslikleri, Öğretmen- Öğrenci Ekip Çalışmaları, Sınavsız Geçişler, Yönlendirme, Bireysel Programlar, Uygulama ve Staj Ağırlıklı vb.  projeler sürekli desteklenmeli ve yeni ,yeni projeler uygulamaya konulmalıdır. 

      Eğitim-öğretimin okulda verilmesi esastır. Bu amaçla öğrenci öğreneceği bilgileri okul ortamında bireysel ayrıcalıkları dikkate alınarak istekli olduğu dersleri özgürce seçerek alması ve öğrenmesi sağlanır. Bütün bireysel koşullara rağmen öğrenmenin oluşmaması halinde etüt, kurs gibi ek düzenlemelerle öğrenmenin oluşmasına çalışılır. Öğrenilen bilgilerin unutulmaması için öğrenci aktif hale getirilir, çalışma yaprakları oluşturularak bireysel ve ekip olarak araştırma, inceleme ve proje üretmeye teşvik edici çalışmalar yapmasında rehberlik edilir. Ayrıca öğrencilerin, günün ve tüm zamanın öğretim için ayırarak çocukluğunu, gençliğini ve yaşamını kendine zehir etmenin eğitimle bağdaşır bir yönü bulunmamaktadır.

       Yukarıda açıklanan projelerin dışında bu eserde getirilen çağdaş yenilikler ve projelerden bazıları aşağıda maddeler halinde belirtilmiştir.Her Eğitim Kompleksinde süreç içinde yeni projeler geliştirilip, uygulanabilir.

         PROJELER:

1-      Eğitim Kompleksi Projesi

2-     Yerel Yönetimin Eğitim İşlevi Projesi

3-     Eğitimin Yerinden Yönetimi Projesi

4-     Demokratik Yapılanma Projesi

5-     Katılıcılık Esaslı Proje

6-     Yönlendirme Ağırlıklı Proje

7-     Üst Eğitime Sınavsız Geçiş Projesi

8-     Kitlelerin-Ailelerin Eğitimi Projesi

9-     Yaşam Boyu Her Koşulda VE Herkesin Eğitimi Projesi

10- Eğitimde Üretim Hedefli Proje

11- Öğrencinin Aktif Katılımı Projesi

12- Öğrenci Merkezli Proje

13- Düzey Dersliklerinde Eğitim Projesi

14-  Çantasız Eğitim Projesi

15- Yöresel Mesleki Ağırlıklı Proje

16- Mesleki Birliklerin Oluşumu Projesi ( Herkesin  yaptığı meslekle ilgili birliklerde zorunlu yer alması.)

17- Eğitimde Birlik ve Çok Programlı Liseler Projesi vb.

5. ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE ARGE ÇALIŞMALARI

 

          Her Kampusta eğitim-öğretim, yönetim, rehberlik, kontrol ve denetim vb. çalışmalar ilgili kurul ve komisyonların, merkezlerin koordinasyonu ve işbirliği ile yürütülür. Her dersten belirlenen amaçlara ve hedef davranışlara ne derecede ulaşıldığının saptanması ve gerekli tedbirlerin alınıp, düzenlemelerin yapılması amacı ile bilimsel çalışmaların  ve araştırma-geliştirme çalışmalarının yapılması esastır. Eğitimin temel işlevleri geliştirilemeyen bir eğitim kurumu çağın gerisinde ve karanlıklarında kalmaya mahkumdur.

    Bu amaçla her alanda yapılan, bilimsel araştırma ve geliştirme çalışmaları desteklenir. Kampuslarca ilgili komisyonlarda hazırlanan yeterlilik testleri-sınavları ile ilgili sorular, Ölçme Değerlendirme  Merkezlerindeki soru bankalarına iletilir. Eğitim Kompleksleri Üst Kurulunca Oluşturulan ya da mevcut objektifliği ile tanınmış ÖSYM.Öğrenci Sınav Merkezine dönüştürülerek, Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu bünyesinde özerk bir kurum olarak faaliyetini yürütebilir. Her Eğitim Kompleksinin Ölçme Değerlendirme Merkezlerinin soru bankalarından yararlanılarak Dönem ya da yıl sonunda bir defa uygulanacak olan “ Standart Başarı Testleri “ bu kurumca aynı titizlikle hazırlanır. ÖSYM Türkiye ‘deki her Eğitim Kompleksinin soru bankalarından eşit biçimde yararlanmaya çalışır. İlgili konularda farklı bölümlerde gerekli bilgiler verildiği için bu çalışmalar konusunda ayrıntılı bilgi  “ Ölçme Değerlendirme Merkezi “ konusunda  verilmiştir. Bu çalışmaların ilgili merkezle işbirliği içinde yürütülmesi esastır. Ayrıca bu birim Eğitim Kompleksi yapısı içinde bir merkezde faaliyet gösterip, kampuslarda bağlı birimleri olacak şekilde yapılanmaya gidebilir.

        Herhangi bir yönergenin düzenlenmesinde Eğitim Kompleksi Üst Kurulu, ilgili kurul, komisyon, birim, bölüm ve merkezin başkan yada yöneticilerini, gerekli gördüğü kurumun yönetim kurulu üyelerini toplayarak görevlendirme kararları alabilir.Bu kararlar doğrultusunda Eğitim Kompleksi yönetimince planlamalar yapılır. Yatay ve Dikey Geçişler Yönergesinin düzenlenmesi ile ilgili aşağıda belirtilen örnek verilmiştir.

        Eğitim Kompleksi Üst Kurulu kararı ile Ölçme-Değerlendirme ve Araştırma ve Geliştirme Birimi, Ölçme Değerlendirme Merkezi, Rehberlik ve Denetim Koordinasyon Kurulu üyeleri, kampus yöneticileri ya da genel müdürleri ve ilgili olan komisyonların ve bilim dalı başkanlarının katılımı ve Rektör Yardımcısının başkanlığında komisyon oluşturulur.Bu komisyon planlama doğrultusunda Eğitim Kompleksindeki bu konudaki bilgilere ulaşır. Yasa ve yönetmelikler ve mevzuat  doğrultusunda yönergeyi hazırlayıp, yönetime sunar. Yönetim Kurulunda görüşülüp gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra İlçe-Yöre-Taşra Yöneticiliğince ya da ilgili Eğitim Kompleksi Yönetimince Eğitim Kompleksleri Üst Kuruluna gönderilir.  Bu kurulca gerekli düzenlemelerin yapılması ve onayı sonrası Resmi Gazete ya da Tebliğler Dergisinde yayımlanarak yürürlüğe girer.

      Sistemin öğrenci merkezli olması nedeni ile bu yönergenin de öğrenci merkezli düzenlenmesi esas olmalıdır. Öğrenci, bütün objektif yönlendirme koşullarına rağmen yaşantısının belirli bir dönemindeki koşullar gereği kendini yeteri kadar geliştiremediği düşünülerek, eğitim-öğretim sürecinin her hangi bir yılında istekli olduğu bir programa geçişte belirlenen normlarda başarılı olması durumunda ilgili programa geçiş koşullarının standartlarının, normlarının belirlenmesi gerekmektedir.

     Herhangi bir programdan, diğer bir programa yıl sonunda yatay ve dikey geçişi için alan-bölüm-bilim dalı derslerinden daha önce yönlendirme koşullarına uygun ve eşit kredilik dersi      

alması ve başarması ( Dönemlerde ilgili derleri alıp,Yeterlilik ve Standart Başarı Testinde yeterli notu alması durumunda) halinde yatay geçiş hakkına sahip olmalıdır.

      Mesleki Teknik Eğitim ya da İşe Hayata Hazırlayıcı Ortaöğretim Kampuslarının programlarından her hangi birine devam eden öğrenci, Çok Programlı Lise Kampusunun, Eğitim Bölümü Programına geçişi düşünüyorsa;  İlköğretim Kampusundan bu programa geçiş için belirlenen kredilik dersi, devam ettiği programdaki ortak ya da seçmeli dersler arasından alarak ve sınavlarında başarılı olduğunda mevcut eşdeğer koşulları oluştuğu için bir sonraki yıl için  geçiş için hak kazanır.( Eğitim Bölümü için gerekli özel koşullarının bulunması halinde.)

     Yükseköğretime dikey geçişlerde, bulunduğu  programa alan derslerindeki akademik ağırlıklı ortalama dikkate alınarak sınavsız geçişi sağlanır. Farklı programlardan geçiş için ilgili Yükseköğretim Kampusunca kayıt için belirlenen kredide dersi alarak,başarılı olan öğrenciye dikey geçiş hakkı verilir.

    Ancak bu geçişler, 5 Yıllık Ülke ve İl Kalkınma Planlarında hedeflenip, belirlenen öğrenci kontenjanları dikkate alınarak yapılır. Her yıl belirlenen sayının üstündeki geçiş müracaatları sırası dikkate alınarak, fazla müracaatlar bir sonraki yıllara kazanmış hak olarak devri şeklinde planlanıp,karara bağlanır.

       6. ÖĞRENCİNİN ROLÜ VE KATILIMI

         Eğitim-öğretimde öğrencinin, kendi istek ve ihtiyaçlarına uygun bir eğitim olanağından yararlanması için eğitilenin  ve bilgi öğretilenin kendisi olması nedeni ile bu sorumluluğu kendinin yüklenmesi ve bilinçli olarak taşıyıp, kullanabilmesi için karar süreçlerine katılması gerekmektedir. Bu nedenle her öğrencinin kendi eğitiminden belirli oranlarda söz sahibi olması, sorumluluğunun gereklerini yüklenmesi  amacı ile Öğrenci Birliği Kurullarının  her kampusta ayrı, ayrı oluşturulması gerekmektedir. Bu kurul her kampusun  dersliklerinden demokratik seçimle belirlenen ve temsil yetkisi verilen derslik-sınıf temsilcileri aracılığı ile seçimle oluşturulan yönetim kurulundan oluşturulur.Bu seçimler her yıl yenilenir.Bu kurulla ilgili  Okul Öğrenci Birliği Kurulunda ayrıntılı bilgi verilmiştir.Hazırladığı bir plan doğrultusunda toplantılar düzenler,belirlenen temsilciler aracılığı ile ilgili kurul, komisyon toplantılarına katılır.  

Sınıfta Öğrenci Başarısını Etkileyen Bulgular

1-   Derslere devam etmek ya da etmemek,

2-   Derslere katılıp, katılmamak,

3-   Derslerle ilgili  pekiştirici ve destekleyici ek çalışalar yapmak,yapmamak,

4- Derslerden hoşlanmak ya da hoşlanmamak,

5- Derslere ilgilerini çekip, motive etmek ya da etmemek,

6-  Sınıf arkadaşları ile ilişki ve iletişimleri,

7- Öğretmene sempati duyması sevmesi ve iletişimi, yakın davranışları,mesafeli durması,

8- Arkadaşları ile iyi ilişkiler içinde olup,olmaması,

9- Ailevi sorunlarının olup,olmaması,

10- Evde kendine uygun çalışma odası ve ders araçlarının yeterli olup,olmaması,

11-Fizyolojik ihtiyaçlarının (Hastalık,açlık, stres,okul korkusu,başaramama korkusu vb.) karşılanması  ya da karşılanmaması,

12-Arkadaşları ile paylaşma, yardımlaşma, birlikte çalışma (  Ekip Çalışmaları )

13-Öğrencinin öğretmenine ve kendine güven duyması,

14-Öğretmenin öğrencileri derse katarak aktif öğrenmeyi sağlayıp,onlarda  yeterlilik ve değerlilik duygusu geliştirmesi,

15-Öğretmenin dersi ilgi çekici hale getirip getirmemesi,

16-Çeşitli ders araç ve gereçlerinden yararlanıp, yararlanmaması,

17-İlköğretimde derslerin, rol oynama, canlandırma, gösteri, psikodrama vb. oyun şeklinde verilip, verilmemesi,

18-Sınıfta tatlı bir rekabet ortamının oluşturulması, ( Ezici,yaralayıcı,küçük düşürücü, rencide  edici bir yarış değil ),

19-Sınıf içindeki kurallara uyulması ( Dersi dinleme, uygun söz alma, gerektiğin de cevap verme vb.),

20- Sınıf seviyesine ve öğrencinin seçici dikkat ( Okul Öncesinde 5-10 dakika, ortaöğretimde 15-20 dakika)  süresini dikkate alarak, ders etkinliğinin  ya da yönteminin değiştirilmesi,

21-Çağdaş ders araç-gereçlerinden eğitimde yararlanılıp, yararlanılmaması,

( Teyp, Televizyon, Bilgisayar,Tepegöz, Internet vb.)

22-Konuları  uygulamaya yönelik çalışmalar, yaparak-yaşayarak, tartışma, deney, gözlem  ya da konunun soru-cevap, araştırma,proje üretme vb. yöntemlerle pekiştirilip, pekiştirilmemesi,

23-Dersi açık ve net anlatması,gereksiz tekrarlardan kaçınması dersi önemsemesi ve ciddiyeti,

24-Öğrenci yanlış cevap verse bile, anlayışlı davranması, derse güdülemesi, motivasyonunu arttırması, derse katılımını sağlaması, görüşlerini alması  gibi; burada belirtilmeyen bir çok husus öğrencinin başarılı ya da başarısız olmasını sağlamaktadır.

25-Dersi dinleyen,not alan,sorulara cevap veren, örnek davranışta bulunan vb. derse aktif katılan öğrencilerin, bu olumlu davranışlarının anında güzel bir söz ya da notla pekiştirilmesi,  

Öğrencilerin başarılı olması için öğretenin ve öğrenenin ayrıca şu kurallara uymaları gerekir,  

     1-Derse girmeden birkaç saat ya da bir gün önce o dersle ilgili ön hazırlık yapmış olmaları,      ( Hem derse ilgi ve güdülerini arttırır,hem de katılmalarına katkı sağlar.)

     2- Dersi derste ve dikkatlerini toplayarak dinlemeleri,( Öğrenmenin yüzde kırkı- ellisi  dinleme  ile  gerçekleşir.) ilgi ve güdüyü sağlayıcı öğretmence tüm düzenlemeler yapılmalıdır.

     3- Derse aktif olarak katılmaları,gerektiğinde deftere geçmeleri, kısa notlar almaları, dersi dinlemelerinde rehberlik edilmeli, etkinlik öğrenci aktifleştirilerek öğretilmelidir.

     4- Her gün gördüğü dersleri somut, uygulamalı olarak tekrarlanması için süresi ayırmaları ve tekrarında rehberlik yapmaları. ( Psikologların yaptıkları araştırmalarda öğrendiğimiz bilgiler en kısa sürede tekrarlanıp, pekiştirilmezse kısa süreli hafıza oluşmakta ve öğrenilenler aşamalı olarak unutulmaktadır. Diğer değişle öğrenilen bilgiler 12 saatte tekrarlanmazsa yüzde 25’ i,  24 saat içinde tekrarlanmazsa yüzde ellisi, 36 saatte tekrarlanmazsa yüzde 70 ‘i, 48 saatte tekrarlanmazsa yüzde 85’i, bu şekilde süre uzadıkça aşamalı olarak unutulmaktadır.)  Öğrenilenler, ne kadar  kısa sürede ve fazla tekrarlanırsa, uzun süreli hafıza oluşmakta ve unutulmamaktadır. Bilgilerimizi kullanma sıklığı ( İzleme, uygulama, test, deney, çalışma vb.) arttıkça ve ödülle pekiştirildikçe alışkanlıklara dönüşmektedir.

      Öğrencilerin, yukarıda belirtilen öğrencilik görevlerini ve sorumluluklarını günü gününe derslerde bireysel ve ekip görevleri ile yardım edilerek verilip, kazandırıldığı zaman öğrencilerde sorumluluk duyguları gelişecektir. Belirli bir sürenin sonunda öğrendikleri bilgileri derslerde kullanmasının yolları öğretilerek, yeni bilgilerle ilişkilendirerek kullanmayı ezber öğrenmeyi  değil öğrenmeyi öğrenmesini alışkanlığa dönüştüreceklerdir. Bu çalışmalara ek olarak Sözel derslerde, not tutmak, özet çıkarmak,soru-cevap listesi oluşturarak, ezber değil aktif öğrenen; Sayısal içerikli derslerde test sonucunda hataları tespit edip yalnız hataları ortadan kaldırmak için, öğretmenin, kitabın, derginin, bilgisayarın vb. araçlardaki çeşitli örnek çözümleri dikkatlice inceleyip, tekrar hatalarla ilgili tekrar yaparak, eğitim-öğretim sürelerini verimli kullanması konusunda gerekli yönlendirme ve yardım yapılan öğrenci başarılı olmaktadır.    

        7. DİSİPLİN, ÖDÜLLER VE CEZALAR

         Disiplin, eğitim-öğretim verilen mekanlarda belirli bir grubun aldığı eğitimin sağlıklı, verimli ve etkin gerçekleşmesini sağlayan en önemli unsurlardandır. ( Bu gün Ordu bu işlevini en sağlıklı biçimde yürütmektedir.)  Eğitim, çoğu zaman belirli bir ortamda, belirlenen bir etkinliğin tüm  grubun işbirliği, paylaşımı, iletişimi, etkileşimi, kontrollü olarak kazandırılmasıdır. Eğitimin verimli ve etkin olabilmesi için grubun tüm üyelerinin bazı kriterler ve kurallara uymaları gerekmektedir. Bu uyma körü körüne eylemde bulunmaktan çok iletişim, kaynaşma, etkileşim, toplumda kendini kontrol etme, nasıl davranacağını bilme vb. grup üyeleri arasında sağlıklı sosyalleşmeyi sağlayan tutum ve davranışların bütünüdür. Disipline edilmiş bir etkinlik, anlayarak öğrenmeyi, toplumsal kurallara uymayı,  etkili iletişimi, verimli etkileşimi, insanlarla iyi ilişkiler kurmayı ve sağlıklı  kişilik gelişimine yardımı vb. insancıl olumlu kazanımları içerir.

        Öğrencinin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerine uygun olan ve istediği etkinliği, ekip arkadaşları ile iletişim, etkileşimde bulunarak ve belirli kurallar dahilinde eğitenin yol gösterip, rehberlik ettiği gruplarla, çağdaş araç gereçlerden yararlanarak aktif biçimde gerçekleşen bir etkinlik uygarca, insana yaraşır ve kendiliğinden oluşacaktır. Bu şekildeki bir etkinliğin, ayrıca disipline edilmesine gereksinim bulunmamaktadır. Ayrıca sert önlemler almaya gereksinim duyulmayacaktır. Çünkü  bu etkinlik  belirli bir disiplin içinde gerçekleştiği için disiplinin tekrar disipline edilmesine gereksinim bulunmamaktadır. Bu etkinliğin ödüllerle desteklenmesi etkinliğin kalıcı hale gelmesini, istek uyandırmasını ve tekrarlanmasını sağlayacaktır. 

        Eğitimde ödül ve ceza kullanılmaktadır. Yapılan araştırmalarda ödülün cezaya göre daha etkili daha insani olduğu ve etkinliğin daha kolay öğrenilip pekiştirilmesini sağladığı bilinmektedir. Tüm ödüllerin denenip, uygulanması sonucu etkili olamaması durumunda etkinliği arttırmaya yönelik insani, ahlaki  ve  caydırıcılık taşıyan cezalar kullanılmalıdır. Ancak insanın eğitimi esas alındığında,  eğitimde ödüllerin ağırlıklı olarak  kullanılması esas olmalıdır. Bireylerin mutluluğu ve iş doyumu, sağlıklı ve etkili eğitim-öğretim ortamının ve koşullarının oluşturulmasını sağlayıcı, eğiten ve eğitilenin insan olduğu unutulmadan, eğitimde ödüller sürekli olarak kullanılmalıdır. Öğrencinin motivasyonunu arttırıcı, öğretim görevlisinin-öğretmenin iş doyumu ve sorunsuz görevini yapmasını sağlayıcı Ödül Yönetmeliği düzenlenerek, üst kurulların ve kurulların aldığı kararlar doğrultusunda değişiklikler yapılarak uygulanmalıdır.  Uygulamaya yönelik olarak iki türlü ödül bulunmaktadır. Personele uygulanan ödüller ve  öğrencilere uygulanan ödüller.

        Aynı seviyedeki ve düzeydeki dersler için birden fazla öğretim görevlisi- öğretmene ihtiyaç bulunan bilim dalı-derslerde, öğrenci kayıtları için belirlenen sürelerde sınıf- derslik kontenjanlarını doldurduğu her ders için öğretim görevlisi-öğretmene ödül olarak ek ders saati birim ücreti % 10 fazla ödenir. Kontenjanı belirlenen sürelerde dolmayan, derslik sayısı kadar öğrenci kaydı yapılmayan ( Öğrencinin Form Dilekçesinde bu dersi seçmiş olmasına karşılık öğretmenden almak için girişimde bulunmaması veya almaması ) öğrencilerin neden bu dersi almadıkları konusunda geliştirilen Rehberlik ve Denetim ve Koordinasyon Kurulunca hazırlanan  “ Anket”   uygulanır. Objektif uygulama, analiz ve değerlendirme sonucu yönetime rapor edilir.Bu raporun bir örneği ilgili öğretmen-öğretim görevlisine tebliğ edilerek gerekli önlemleri alıp, düzenlemeler yapması istenir. Aynı durumun tekrarı durumunda ilgililerce zorunlu Hizmet-İçi Eğitime alınır. Buna rağmen durumunda değişiklik olmaması halinde ödül ve ödeneklerinin iptali ya da aşamalı olarak, yönetim ve diğer üst kurullara adaylığı kabul edilmez. Tatil, kamp, alanı ile ilgili başka ülkelere gönderme, bazı olanaklardan kendisi ve ailesinin indirimli yararlanma vb. ödüller belirlenebilir. Ödüllerin ne gibi çalışmaların karşılığında verileceği ne durumda ne gibi ödül takdir edileceği, bu ödüllerden kimlerin yararlanabileceği vb. hususlar ilgili yönetmelikte belirlenmelidir. 

         Personel için alanında başarılı çalışmalar yaptığı yönetim ve denetim kurulu raporları ile belirlenir. Ayrıca bilimsel araştırma, makale veya bir kitap yazan, bir proje üreten ya da çalışmayı başarı ile yapan personelin Eğitim Kompleksi Üst Kurulunca çalışmaları ve diğer personelin  ilgili raporları ele alınarak, hangi tür çalışmaların ne şekilde  ödüllendirileceği ölçüt alınarak, hangi tür çalışmalara hangi ödülün uygun olacağı önceden belirlenmelidir. Tereddüt edilen durumlarda  kurulda oylanarak ödül konusu karara bağlanır. Aynı şekilde yasalara, yönetmeliklere ve usule aykırı  uygulamaları ilgili birimlerin uyarılarına rağmen gerekli uyarılara uymayan personelin durumu yönetim-denetim birimlerince rapor edilir. Yukarıda örneklerini verdiğimiz yönetim kurulu ve üst kurullara aday olamayacak şekilde caydırıcı cezalar uygulanabilir. Üst kurulca, rapor doğrultusunda gerektiğinde disiplin işlemi uygulanması için yönetim bilgilendirilir. Benzer fiilleri devam edenlerin durumu aynı kurulda ele alınır ve caydırıcı cezalar ya da üst  cezalar uygulanabilir. Denetim görevlilerin denetimlerinin yanlı olduğu kuşkusunu taşıyan personel, denetim raporu eline geçtiği tarihi takip eden, bir hafta içinde yönetime vereceği bir dilekçe ile yeniden denetlenme isteğinde bulunabilir.yapılan ikinci denetim sonucu düzenlenen raporda, nelerin yapılıp, yapılmadığı, noksanlıklar, beklentiler vb. denetim sonuçlarının ayrıntılı olarak rapor edilmesi esastır. Usulüne uygun yapılmayan ve düzenlenmeyen ve yanlı, taraflı objektif düzenlenmeyen raporları düzenleyenler hakkında işlem yapılmasını talep edebilir.  

        Ayrıca her bilim dalı ve branşta konumu ile ilişkili her eğitimciye, alanında kendini geliştirmesi için  “Araştırma Geliştirme Ödeneği “  ödenir. Bu ödenek tüm eğitim kurumlarının görevleri, makamları ve kariyerleri ve bulunduğu görevle ilgili işlevleri dikkate alınarak üst kurullarca her yıl düzenlenir. Bunun dışında üretilen her   proje, araştırma, eser vb.  çalışmalar, çalışma ve denetim raporları için ayrıca ödenek ayrılarak, uygun ek ödüller belirlenerek, çalışmaların karşılığı olarak ödenir. Araştırma Geliştirme Ödeneği  yalnız personele, ek ödüller  personel ve öğrencilere  Üst Kurul kararları ile ödenir.

      Ön Eğitim, Okul Öncesi ve İlköğretimdeki  öğrenciler için  “Ödül Yönetmeliği” ağırlıklı olarak uygulanır. Diğer eğitim kademelerinde ödüllerle birlikte aşamalı olarak disiplini sağlayıcı caydırıcı cezalar uygulanabilir. Öğrencilerin olumlu davranışları davranışın özelliği ve önemi ile ilgili birimlerce değerlendirilerek ödüller önerilir. Önemli davranışlar Eğitim Kompleksinin belirli bölümlerinden indirimli ya da ücretsiz yararlanmak şeklinde düzenlenebilir. Öğrencilerin bireysel başarı  durumları ile ilgili aldıkları teşekkür ve  takdir  belgeleri dışında, ekip çalışmaları ile ilgili aldıkları başarılar ve olumlu davranışları ile ilgili onur ve ödül belgeleri düzenlenmesi, belgelerin özelliğine göre belirlenecek bir ödülle ödüllendirilmesi esastır. Takdir, teşekkür, onur ve ödül belgesi alan öğrenciler Eğitim Kompleksindeki sanat, spor, müzik, tiyatro , kantin, kafe, eğlence yerleri vb. indirimli yararlandırılarak teşvik edici önlemler alınabilir. Ayrıca maddi durumu uygun olmayan ailelerin çocuklarına yoksullukları oranında yukarıda belirtilen birimlerden belirli oranda indirimli, yerel yönetimlerce kimsesiz, korunmaya muhtaç olduğu belirlenen ve  maddi durumu uygun olmayan, yoksul başarılı öğrencilere koşulsuz bursluluk ve yatılılık olanakları sunulması esastır.

       Ancak eğitimde bireylerin gelişmelerine katkı sağlayacak bireysel ya da ekip çalışmaları (Kurul, komisyon, kişiler vb.) sonucu uygulamaya konulan çalışmaları gerçekleştiren, üreten eğitimci ve eğitilenler, aldıkları görevlerin başarısı ve olumlu örnek davranışları dikkate alınarak Eğitim Kompleksi Üst Kurulu ve Yönetim Kurulunun kararları doğrultusunda eğitimci olarak ayrı öğrenci olarak ayrı ödüllendirilmelidirler.  Bu ödül sistemi yerine göre maddi yerine göre manevi olarak sürekli kullanılarak, bireylerin kendilerini geliştirmelerinin yanında toplumu aydınlatıcı, geliştirici, üretken bir ulus olma yolundaki eğitim hedeflerinin temel yapısını oluşturacaktır. Ödüller Eğitim Kampusunun ya da Kompleksinin belirli bölüm,merkez ve mekanlarından birinden veya bir kaçından öğrencinin, öğretim görevlisi-öğretmenlerin ve aile fertlerinin belirli oranda indirimli yararlanmasını, maddi olanakları yetersiz öğrencilerin tüm olanaklardan yoksullukları oranında bedelsiz yararlanmasını sağlayacak biçimde düzenlemeler yapılabilir.

       8. İŞLETMELERDE EĞİTİM VE UYGULAMALI EĞİTİM

        İşletmelerde Eğitim Ve Uygulamalı Eğitim Birimleri yönetim kurulu, o ildeki işletmelerin yönetici ya da genel müdürünün, Sivil Toplum Örgütleri (Odalar-Birlikler Dernekler-Sendikalar adı ile geçen mesleki kuruluşlar) başkanları, eğitim kampuslarının ilgili yöneticileri ya da genel müdürlerinin katılımı ile oluşur.İlgili Rektör Yardımcısı başkanlık yapar.İlk toplantı dönem başında yapılır. O yıl Kampuslarda uygulamalı eğitim ve staj görecek öğrencilerin sayıları, uygulama yerleri,süresi,ulaşım ve diğer koşullar,ücretler,sosyal haklar vb. konularda ilgili sorunlar görüşülür, kararlar alınır.Yıl sonunda yapılan toplantıda genel değerlendirme yapılır. Toplantılar tutanakta belirlenir ve ilgililerce imzalanır. ( Mesleki kuruluşların ya da öğrencilerin  sayılarının fazla olması halinde Eğitim Kompleksi Yönetimi Her programla ilgili mesleki kuruluşları ayrı, ayrı toplayabilir. Bu durumda ilgili meslek kuruluşu,şirketler, işletmelerin ve kampusun yönetim kurulu üyeleri toplantıya davet edilir. Bu şekilde belirlenen bir takvim ve program dahilinde toplantılar gerçekleştirilir. Gerekli sözleşmeler,yazışmalar ve uygulamalar bu kararlar doğrultusunda gerçekleştirilir.

        Mesleki ve Mesleki Teknik Eğitim, İşe Hayata Hazırlayıcı Kampusların her düzeydeki programlarında, en geç Üçüncü Dönemden itibaren Eğitim Kampusu ya da Eğitim Kompleksi bünyesindeki uygulama alanlarında uygulama başlatılması esastır. ( Bu amaçla Birinci ve İkinci Dönemde programlarla ilgili teorik dersler alınır.) Bu kampusların programlarında eğitim-öğretim gören öğrenciler, Dördüncü Dönemden itibaren koşullar uygunsa Eğitim Kompleksindeki merkez, işletme uygulama alanlarında, koşullar uygun değilse Kampus Yönetiminin sözleşme yaptığı, ilgili mesleki odalar-birlikler-dernekler-sendikalar ya da bu mesleki kuruluş ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde belirlenen kurum, özel işletme, fabrika, işyerinde her yıl devletçe belirlenen ücretle stajlar başlatılır. Stajlarda sorumluluğuna verilen iş gören ya da usta öğretici tarafından sertifika düzenlenip, verilmesi esastır.

         Bu programlarda öğrencilerin ilk iki dönem teorik ders, üç ve dördüncü dönemlerde % 30 teorik ders % 70 uygulama ve staj yapma, beş ve altıncı dönemlerde tamamen staj ağırlıklı eğitim-öğretim görmeleri esastır.

          Çok Programlı Ortaöğretim Kampusunun, ders programlarına uygun müfredatı uygulaması esastır. İlk iki dönemde,öğrencinin yöneldiği programla ilgili yeterliliğini belirlemek amacı ile yöneldiği programla ilgili ağırlıklı temel dersleri görmeleri, ilk iki dönemde eğitim-öğretimle ilgili tüm koşullar ve olanaklar sonucu ( Düzey derslikleri, etütler,kurslar vb.) yeterlilik kazandırıcı çalışmaların yapılması, tüm çabalara rağmen yeterli olmaması halinde aldığı derslerdeki başarı durumu dikkate alınarak uygun bir programa yönlendirilmesi esastır. Bu amaçla her öğrencinin başarı durumuna uygun belirlenen kriterler doğrultusunda seçeneklerin sunulduğu uzmanlık alanları “ ortaöğretim Yönlendirme Komisyonu” tarafından belirlenir. Öğrenci, yıl sonunda  koşulları uygun olan uzmanlık alanına isteğine uygun yönelir.Başarı durumlarına uygun düzey derslikleri uygulaması yapılır. Her dönem sonunda ilgili dersle ilişkili bir üst programın dersini  uygun düzey dersliğinde alır. Üçüncü Dönemden itibaren uzmanlık alanı ile ilgili dersler ortak, genel kültür ve seçmeli derslerin toplamından ağrırlıklı olarak verilmeye başlanır. Her dönemde uzmanlık alan derslerinin ağırlığı arttırılır ve Düzey Dersliği uygulamasına aynı dersin bir üst programında devam ettirilir. Öğrencilerin uzmanlık alanları ile ilgili Yükseköğretim Bilim Dallarına geçişleri sınavsız ve 3,4,5,6. Dönemlerdeki uzmanlık alan dersleri ağırlıklı  dönem ortalamaları dikkate alınarak gerçekleştirilir. Bu amaçla her ildeki ortaöğretim çok programlı kampusları ilin koşullarına uygun belirlenen sayıda personelin yetiştirilmesini sağlayacak yükseköğretim programlarının alt yapısını oluşturacak uzmanlık dallarından oluşturulur. Yeterlilik düzeyi düşük olan öğrenciler Türkiye genelinde geçerli olan uzmanlık alanlarına yönlendirilir.Diğer uzmanlık alanlarına koşulları uyan öğrenciler isterlerse Türkiye genelinde geçerliliği olan uzmanlık alanlarına yönelebilirler. Buradaki amaç,  her kampustaki alanlara yönelecek öğrencilerin ilde ve Türkiye genelindeki ihtiyaç duyulan personel sayı kadar olması ya da az olması ancak hiçbir koşulda hedeflenen sayıdan fazla öğrencinin programa-alana geçişinin önlenmesidir. Fazla talep de bulunan öğrencinin olması halinde Kampuslar ön kayıt için başvuruda bulunan her öğrencinin kaydını yapmak, ancak ölçme değerlendirme ve bilgi işlem merkezince alan derleri ağırlıklı ortalamaları  dikkate alınarak öğrencileri sıralandırmak zorundadırlar. Bu sıralamalar, “Ortaöğretim  Yönlendirme Komisyonunda” ele alınır ve kesin kayıt için hak kazananların listeleri asılır ve ilgililere ayrıca duyurulur. ( 30 öğrenci kontenjanı belirlenen bir ortaöğretim programına 30. 31. sıradaki öğrencilerin İlköğretim, 4,5,6,7,8. sınıflardaki bu programa geçiş için alan dersleri ağırlıklı ortalamaları yani yönlendirildiği alan  notları 4.001 olsun bu öğrencilerin ilgili derslerin Standart Başarı Testi puanları dikkate alınarak, ortalaması yüksek olan öğrenciye kesin kayıt hakkı verilir.)

 
     
 

Halil TÜRKMEN
Psikolog-Danışman
Rehber Öğretmen

DEVAMI iÇiN TIKLAYIN

 


YASAL UYARI :
Tüm Hakları Kitabın Yazarı Halil TÜRKMEN 'e aittir.
 

 
 

I.Bölüm

II.Bölüm

III.Bölüm

IV.Bölüm

V.Bölüm

VI.Bölüm