|
||||||||||||||||||||||||||
III.Bölümün Devamı |
||||||||||||||||||||||||||
B- YÖNLENDİRME | ||||||||||||||||||||||||||
YETENEK: Herhangi bir şeyi öğrenebilme, belli bir becerinin ya da bilginin öğretiminden yararlanabilme gücüdür. Bireylerin doğuştan getirdikleri gizil güçlerini (kapasitelerini) ve potansiyellerini kullanabilme, daha etkili hale getirebilme; en iyi ve yararlı olabilecek düzeylerde kullanabilme ve eğitimden yararlanabilme gücü de diyebiliriz. Oysa günümüzde mühendislik meslekleri, başta tıp gibi toplumumuzda prestij, toplumda bir yer edinme, maddi yönden ya da farklı yönlerden cazip olan meslekler; çevre tarafından destekleyici ve ön plana getirici tutumlarla desteklenerek, pekiştirilmektedir.Bu durum bireyler arasında Matematik ve Fen yeteneği güçlü olanları ön plana getirerek, bu üstünlükleri olanlar gerek toplumca, gerekse öğretmenlerce zeki olarak lanse edilmekte, diğer yetenekler pek ön planlara gelememektedir. Oysa zihinsel yetenekler bireyseldir.Kişiden kişiye farklılıklar gösterir.Her insanın yetenekleri keşfedildiğinde, yeteneklerini kullanma olanağı tanındığında yetenekleri ile ilişkili alanlarda başarılı olmaları kaçınılmaz bir gerçekliktir.Yine bireyler, bir alanda yetenekli olabileceği gibi farklı yeteneklerde düşük ya da zayıf olabilecekleri gibi birden fazla alanda yetenekli olabilirler.Eğitim bakımından önemli olan bu yetenekleri belirlemek ve bireyin yeteneğine uygun , kendine yetiştirmesini desteklemek, onun yeteneklerini kullanmasına yardım etmek ve gerekli katkıları sağlamaktır.Eğitimin temel görevi bu olmalıdır.Her yeteneğe eşit mesafede yaklaşılmalı ve değer verildiği, önemsendiği eğitim uygulamaları ile kendini göstermelidir.Öğrencilerin yeteneklerinin belirlenmesinde kullanılan ölçme araçlarının sonuçları yetenek ve ilgi testleri sonuçları dikkate alınarak objektiflik sağlanmalıdır. Temel yetenekleri belirleyen psikolojik ölçme araçları dışında, öğrencilerin özel yeteneklerini, güçlü ve zayıf yönlerini ortaya çıkaran ayrıştırıcı yetenek testleri kullanılmalıdır. Bu test sonuçlarından yararlanarak öğrencilerin yönlendirmesi, genel yeteneklere ve ayırıcı özellikler uygun onları zorlamadan, güçlü yönlerini daha güçlendirici, zayıf yönlerini geliştirip, güçlendirici öğretim programları hazırlamak kolaylaşır. KABİLİYET : Doğuştan getirilen ve her bireyde farklı düzeyde bulunan bu gizil güçlerden oluşan donanımların, çevresel koşulların etkisi ile şekillenmesine kabiliyet diyoruz.Bu anlamda ele alındığında pedagojik açıdan insan yavrusunda diğer değişle çocuklarda, 15 ve 16 yaşları yeteneğin kalıplaştığı yaşlardır. Yani bu yaşlardan sonra kişilik çok az ya da hiç değişikliğe uğramamaktadır.Bu nedenle kabiliyetlerin doğumdan bu yaşa kadar eğitim sürecinin her aşamasında kullanabilme gücüne de kabiliyet diyebiliriz. Çağdaş eğitim sistemlerinde, yetenekleri eğitim koşulları ile geliştirmek, üst seviyelere çıkarmak; bireyin bu alanlarda uzmanlaşmasına katkı sağlamak önemli ve hayati bir konudur.Aksi takdirde bireyin yeteneği dışında yönlendirdiğimizde yeteneklerinin körelmesine katkıdan başka bir kazancımız bulunmayacaktır. Bireyin, yeteneklerini özgürce kullanmasına katkı sağladığımız, özendirdiğimiz, destek verdiğimiz ve benimsediğimiz, kısaca yeteneği ile ilişkili mesleklere olumlu tavırlar geliştirdiğimiz oranda; bireyin yeteneği çok üst seviyelerde gelişecek, benimsenip kalıplaşacak, birey ilgili alanda uzmanlaşarak, üretken birey olarak toplum içinde yerini alacaktır. Kabiliyet + Bilgi = Yetenek İLGİ: Kısıtlı koşullarda bile bir nesneden ya da yapılan bir etkinlikten uzun süreli haz duyarak, yapma eğiliminin devam etmesi ve sürekli olmasıdır.İlgi ve yetenek arasında yapılan araştırmalarda orta düzeyde bir ilişki saptanmıştır. Küçük yaşlarda bireyin yetenekleri ilgileri ile belirlenmektedir. Ailelerce, yakın çevrece bu ilgileri desteklendiği, ödüllendirildiği, olanaklar tanındığı, ortamlar bulduğu ve bundan dolayı aile içinde yerinin daha önemsendiği pekiştirildiğinde ilgileri yeteneğe dönüşmektedir. Tam tersi durumda bu ilgiler körelebilmekte, farklı ilgilere yönlendirmeler olabilmektedir. İlgiler ilköğretim birinci kademede uçarıdır yani her an koşullar gereği değişikliklere uğrayabilir.İlgiler açık hava ya da büro, hesaplama yada sosyal, edebiyat ya da dil, müzik ya da resim, el işi ya da spor, bilim ya da iletişim, ikna ya da mekanik, iş ayrıntıları ya da teknik vb. değişik ilgi alanları ilköğretim ikinci kademede yetenekleri ile tutarlılık gösterir ve kalıplaşır. Bu nedenle bu yaşlardan sonra ilgi,yetenek, istidat,kişilik, akademik başarı vb. bireysel ayrıcalıkları dikkate alınarak yönlendirme yapılabilir.Öğrenciler yönlendirildikleri programlardan istekli oldukları ortaöğretim programlarına yönelirler. Öğrenme Stili: Doğuştan var olan her bireye has özelliklerdir. Boydak,” Görsel, işitsel ve kinestetik (dokunsal) olmak üzere her bireyde doğuştan bir öğrenme stili bulunduğunu, bireylerde bu stillerin her üçünün olabileceği gibi yalnız birinin de olabileceğini belirtmiştir.Toplumun 1/3 ünde yalnız bunlardan birinin olabileceğini, küçük yaşlarda bu özelliğin belirlenmesi ve uygun yöntem ve teknikler kullanıldığında daha iyi ve etkili bir öğrenmenin olduğunu belirtmiştir.” Bu sitillerin isimlerinden de herkesin kolaylıkla anlayacağı gibi görsel sitile sahip bireyler görsel araçlarla desteklenen eğitim-öğretim ortamında, işitsel sitile sahip bireyler işitsel araç-gereçlerle, dokunsal stile sahip olanlar, deneyerek, yaparak,yaşayarak daha kolay ve hızlı öğrenmektedirler. Bilinen bir gerçeklik eğitim-öğretim programları ne kadar çok sayıda duyu organına hitap ederse o kadar iyi bir öğrenme oluşacak ve öğrenmeler kalıcı olacaktır. Bireylerin öğrenme stillerindeki farklılıklar, aynı görüşü desteklemektedir.Bu nedenle etkili ve verimli bir öğrenme diğer değişle öğrenmenin öğrenilmesinde çağdaş araçlardan mutlaka yararlanılmalıdır. Bu nedenle etkili ve verimli bir öğrenme diğer değişle öğrenmenin öğrenilmesi için çağdaş araçlar- gereçlerden mutlaka yararlanılarak, çağdaş yöntem ve teknikler kullanılarak; öğrencinin ihtiyaçlarına uygun onları aktif hale getirici, gelişim dönemlerinin özellikleri ve bireysel ayrıcalıkları dikkate alınarak öğretim programları düzenlenerek yetiştirilmeleri sağlanmalıdır. İSTİDAT: Kelime ve sembolleri kullanma , problemleri çözme, yazıları okuma vb. şekillerde kendini gösteren zeka gücüdür. Bu tür zeka gücü soyut, somut, zeka ve sözlü, okuma, aritmetik,sosyal, bedensel,sanatsal derslerde başarılı olmak şekillerinde karşımıza çıkabilir. Thutstone’ nin analizlerine göre istidat, zeka algıla ma, hafıza, sayı, matematik, kelime kullanmada kolaylık, tümdengelim, tümevarım, muhakeme, mekan tasarımı gücü gibi etmenlerden meydana gelir. Başka değişle sayıların, sembollerin kullanılmasını içerir. ZEKA: Bir grup zihinsel yeteneğin bileşenleri zekayı oluşturmaktadır. Her bireyde doğuştan, farklı ,farklı bulunan yeteneklerin tümü zekayı oluşturmaktadır.Gerçek dünyaya uyum sağlamada, etkili bir şekilde performans göstermeyi sağlayan çok sayıda yetenekten oluşmaktadır. R. Sternberg’e göre, Pratik Problem Çözme : Mantık kullanmayı, düşünceler arasında bağlantılar kurmayı ve prop lemi bir bütün olarak görmeyi içerir. Sözel yetenek, yazılı ve sözlü dili gelişmiş olarak kullanmayı ve anlamayı gerektirir. Üçlü zeka kuramı. Thurstone ise zekayı, Uzaysal yetenek, algısal hız, sayısal yetenek, sözel yetenek, bellek, kelime bilgisi ve akıl yürütme olarak yedi farklı bileşene ayırır. Howard Gardner’ in Çoklu Zeka Kuramı: Gardner 1993’ de kaç ayrı zekanın olduğunu belirlemenin güç olduğunu, ancak Mantıksal-Matematiksel, Sosyal, Mekansal, Dille ilgili, Bedensel – kİnestetik, Görsel-alansal, Müziksel-ritmik, İçsel ve kişiler arası-kişiye dönük zeka olmak üzere yedi zekanın bulunduğunu belirtmektedir. Sternberg, üçlü zeka kuramına göre, bileşenli zeka, Yeni bilgileri kazanma, nasıl yapılacağını ve yeni etkinlikler yürütme deneyimsel zeka, Yeni işlere uyum sağlama, etki ve tepki verme, yeni kavramlar kullanma, iç görü geliştirip, yaratıcı olmak. bağlamsal zeka, Güçlü yönlerini öne çıkarıp, geliştirmede ve zayıf yönlerini ödünlendirme de başarılı olmak. Thurstone, Spearman, Cattell gibi kuramcılar zihinsel yeteneklerin yapısını ayrıntılı olarak saptamaya çalışmışlardır.Sternberg zekanın farklı yönlerini ölçmede zeka testlerini geliştirmiştir. Gardner vaka öyküsü yaklaşımı ile çeşitli zekaların kişiliklere yansımasını irdelemiştir.Genel Yetenek kavramını kullanarak, zekanın tek bir psikolojik özelliği olmadığı,dereceleri bakımından çeşitli bireylere göre farklılaşan bir çok yeteneklerin bir bileşkesi olduğunu ortaya koymuşlardır. Ben de tüm bu kuramcılardan yararlanarak, gerek vaka kayıtları, gerek görüşme ve gözlemler, gerekse uyguladığım ölçme araçlarından elde edilen verilerle öğrencilerin yöneldikleri alanlar ve meslekler, bu alan ve mesleklerdeki performanslarını değerlendirerek; insanların, bu kişilerin belirlediklerinin çok üzerindeki sayıda “ Çok Sayıda Zihinsel Yeteneğe “ sahip olduklarını tespit etmiş bulunuyorum. Bunları aşağıda tek, tek belirterek, özelliklerini açıklayarak, bu bilgilerimi başta eğitimci meslektaşlarıma ve okuyucularıma sorumluluğumun gereği, aktarmamın ve onlarla paylaşmamın yararlı olacağına inanmaktayım. Türk Toplumunda, aileler, öğretmenler ve tüm eğitimciler,klasik eğitim yaklaşımlarının ilgi, yetenek, zeka, ihtiyaç, kişilik vb. bireysel ayrıcalıkları dikkate almayan sonuçta, ”Bu çocuk neden Matematikten ya da neden Fizikten başarılı olamıyor.” diyerek savunmaya geçici ve yalnız bireylerin derslerdeki başarı durumunu dikkate alan ve kendilerinin isteklerini, doyurulmamış arzularını ve aşağılık komplekslerini ortadan kaldırmak amacını çocuklarının üzerinde gerçekleştirecekleri, bazı programlara yöneltme hedefini gerçekleştiren; bu çağ dışı eğitim anlayışını bıraktıklarında, tüm sorunların çözüleceğini göremiyorlar. Her birey belirli oranda Pratik bir yeteneğe sahiptir. Bu pratik yetenek, sosyal yeterlilik ve pratik problem çözme, etrafındaki olayların farkında olma ve tepki verme ve ilgili olma, hedefe varmayı belirleme ve çaba gösterme, bilgileri değerlendirebilme, becerilerini kapsar. Her bireyde olan bu yeteneği ayırma gereksinimi duymadım. Ancak gerek sosyal yetenek, gerekse problem çözme yeteneği bireyden bireye hatta cinsten cinse belirgin oranda farklılıklar gösterir. Bu amaçla pratik zekayı iki farklı yeteneğe ayırmak daha uygun olacaktır. ( Yapılan araştırmalar sosyal yeteneğin bayanlarda erkeklere göre, problem çözme yeteneğinin de erkeklerde, bayanlara göre daha fazla olduğu yolunda araştırmaları desteklemektedir.Ancak bunları genelleme yanılgısına düşmemiz gerekmektedir.) Aslında bireylerin genel yetenekleri, bireyden bireye farklılıklar gösteren çok sayıda yetenekten oluştuğu ve her bireyde bu yeteneklerin farklı olduğu, bireylerin farklılıkları ile bir değer olduğu, bu özelliğin kalıtsal olarak belirlendiği, çevresel olanaklarla şekillendiği, gelişip-güçlendiği, yada zayıfladığı, kendilerince belirlenmediği; bu nedenle ona bu özelliklerine uygun önem verilmesi gerektiği bilincini geliştirmelidir Her bireyin bu üstün yönlerini belirlemeli ve bu yönlerinin geliştirilebileceği kadar geliştirmesi olanağı tanınarak, alanda uzmanlaşmanın bireysel ayrıcalıkları bakımından güçlü olan yönlerde eğitilmeleri ile sağlanabileceği unutulmamalıdır. Çocuğun, insan yerine koymayan, klasik bakış açısını değiştirip ve olumlu ve insancıl tutum içinde yaklaşılmalıdır. Eğitim Sistemleri de bu çok sayıda zihinsel yeteneği değerlendirmeye uygun değişimlere girişerek, ülkemizde her mesleğin elemanına belirli sayıda ihtiyaç bulunduğunu, ihtiyaca uygun, her bireyin yeteneği oranında gelişmesine yardım olucu görevini ve işlevini yerine getirmek için acilen önlemler almalıdır. Çünkü bu çocuklar, bu gençler, bizim yarınlarımız, geleceklerimiz, ülkemiz bunlar sayesinde gelişip, kalkınarak, çağdaş ülkeler seviyesine, hatta daha üzerine çıkacaktır.Bu amaçla atacağımız ilk adım işe köhnemiş, eskimiş kafalarımızı değiştirmekle yani kendimizi değiştirmekle başlamalıyız.Her birey bu görevini yaptığında ülkemizin çehresi değişecektir. Kafalarımızı değiştirmenin ikinci yolu saplantıları,takıntıları bırakıp ne pahasına olursa olsun akıl ve bilimi yani çağdaş bilimi ve bilimsel yöntemleri kullanmamız ve tüm bunları sağlayacak Atatürk’ ü, O ’ nun düşünce ve görüşleri tek aydınlatıcı rehberimiz olarak almalıyız... Henüz geç kalmış sayılmayız, zararın neresinden dönülürse yararımızadır !.. Şunu bir defa daha sakın unutmayalım. Her birey zihinsel yeteneklerinin üst seviyede olduğu alanlara ya da mesleklere yönlendirildiklerinde, bu alanla ilişkili derslerde başarılı olmalarının, ilgili mesleklerde kendilerini daha çok geliştirmelerinin, hatta uzmanlaşarak icat ve keşiflerde bulunmalarının önü açılacaktır. Birey, başarının hazzını tattıkça, yani yaşamı başarısızlıklar değil başarılarla dolu oldukça; kendilik duyguları ( Değerlilik, önemlilik, güven, özgüven, yeterlilik vb.) gelişip, kendine güvenleri artacak,ben yapabiliyorum, bu alanda düşündüklerimi gerçekleştiriyorum, ben yeterliğim, bu alanda bir şeyler üretebilirim. Anlayışı yaşamının bir parçası haline gelecektir. Bunun verdiği mutluluk ve doyumla işine daha çok sarılarak, büyük bir enerji ve istekle, bu alanda yoğunlaşarak, yeni yeni şeyler üretecektir. İşte bizim istediğimiz ve hedeflediğimiz, gerçekleştirmek için çaba gösterdiğimiz insan modeli. İşte mutlu, kişilikli, onurlu, hedef koyan ve uygulayan, saygın, kararlı, seven ve sayan, güven ve özgüveni gelişmiş, kendisi ile çevresi ile barışık, paylaşan, dayanışma yapan, empatik yaklaşan, yararlı olan, hak ettiği ile yetinen, adil, sorumluluk sahibi, onurlu, özverili, çalışkan, dürüst, hak sever,insanı yalnız insan olduğu için değer verip seven, barışçı, yurdu sever ve ülkesini sever,üretken, Atatürk Çocuğu, Türk insanı ! Bu insandan topluma, ülkeye,dünyaya ve evrene yarardan başka bir şeyin gelmesi düşünülebilir mi?
İşte eğitimin
işlevlerinden bir kaçını geçekleştiren ve özellikle topluma yararlı
bireyler yetiştirmenin tek reçetesi, sihirli değnekler değil bilimsel
olan ve bireylerin duygusal zihinsel, sosyal bir varlık olarak değer
verilmesi gerektiği, bunun yolunun bireysel ayrıcalıklarının dikkate
alınarak yönlendirilmesi ve geliştirilmesi gerektiği
gerçekliğidir. AKADEMİK YETENEK: Okullarda kelime, şekil, işlem, sözcük, akıl yürütme, soyut vb. ifade edebilen kavramları, öğrenebilmek için bireyden bireye farklı ve değişebilen bilgi, becerilere yönelik yeteneğe; diğer değişle bireyin zeka kapasitesini kullanabilme gücüne akademik yetenek diyebiliriz. Bireylerin çevresindeki olayları algılama, kavrama, anlama, yorumlama, problemleri çözme, tartışıp-eleştirme,analiz ve sentez etme gücüdür.Diğer değişle ölçülebilen yeteneğe zeka ya da zihinsel yetenek diyoruz. Ölçülen yetenek ile akademik başarı arasındaki ilişki normal bulunmuştur. ( Korelasyon r= 0.50 ve 0.60) Genel yetenek ile akademik başarı arasındaki ilişki daha yüksek tespit edilmiştir. ( Korelasyon r=0.70 ilköğretim, 0.60 Ortaöğretim, 0.50 Yükseköğretim.) Bir önceki öğretim kademesindeki akademik başarı ile bir sonraki öğretim kademesindeki akademik başarı arasındaki ilişki, başarı ve yetenek arasındaki kadar yüksek çıkmıştır. Bu durumdan da anlaşılacağı gibi akademik başarının kazanılmasında yetenekler bilhassa ilköğretim çağında daha etkili olmaktadır. Bu nedenle yönlendirme de yalnız başarı durumu değil yetenek ve diğer bireysel ayrıcalıklarda dikkate alınmalıdır. Yönlendirme için en önemli zaman ise ilköğretim sonunda yapılması gerçeğidir. Zihinsel yetenek geri zekalısından, normale yakın öğretilebilir, eğitilebilir, üstün zekalı ve dahisine kadar herkeste belirlenen ölçülerde mevcuttur.Ancak bu farklı yeteneklerden bazısında birey çok güçlü olabileceği gibi,bazılarında daha düşük,bazılarında da normalin çok altındaki derecelerde düşük bir zekaya sahip olabilir.Önemli olan bireylerin güçlü olduğu yeteneklerini ortaya çıkararak; bu yeteneklerini en üst düzeyde geliştirmelerini sağlamak olmalıdır.İşte bu geliştirme görevi bireyin yeteneğine uygun olan programlarda eğitimi ile olasıdır.Eğitimin temel işlevlerinden biri, bireyin güçlü yönlerini geliştirmek ve bu alanda kendini en üst düzeyde geliştirecek, hatta bu alanda uzmanlaş masını sağlayacak her türlü olanağı hizmetine sunmak olmalıdır.Güçsüz yönlerini ise zorlama ve baskı yaparak istenen, hedeflenen seviyede bir öğrenme beklentisi yerine öğrenebileceği kadar öğrenmesini sağlamaya katkıda bulunulmalıdır.Bu amaçla onun ilgisini çekerek, programı daha cazip hale getirerek, birden çok duyu organına hitap eden çağdaş araç-gereçlerden yararlanarak; gelişebilecek oranlarda gelişmesine katkıda bulunulmalıdır.Hele yeteneklerinin yetersiz olduğu alanlarda, zorlama ve baskılarla normal ya da normalin üstünde bir başarı beklentisi içinde olmak, olanaksız olanı gerçekleştirme çabaları boşa çıkmakla kalmamakta, bireyin kişiliğini de olumsuz etkileyerek, bir çok sorunlara yol açmaktadır Bu nedenle aşağıda belirttiklerimin dışında da bir çok psikolog, psikiyatri uzmanı, akademisyen özel eğitimci,eğitimci vb. meslek sahiplerinin bilimsel araştırmaları ile belirledikleri daha çok sayıda akademik yetenek belirlenebilir. Benim araştırmalarımda belirlemiş olduğum, sayıda akademik yeteneğin alt bölümlerinde zihinsel yeteneğe yer verilmiştir. Ancak bu sayının üzerinde insanların yeteneği sahip olduğu, teknoloji ve uygarlık insan düşüncesinin, zihinsel yeteneğinin bir ürünüdür.Bu nedenle uygarlık geliştikçe, zihinsel yeteneklerin sayısının artması, ilerde yeni yeteneklerin ortaya çıkması kadar doğal bir şey yoktur. Akademik Başarıyı Farklılaştıran Temel Faktörler 1- Bilişsel Yetenekler ( Cognitive Abilities) ve ilgili özellikleri, 2- Duyuşsal Yetenekler ( Affective Charocteristici ) ve ilgili özellikleri, 3- Psikomotor Yetenekler ( Psyhomotor Abilitres ) ve ilgili özellikleri, 4- Cinsiyet ile ilgili özellikleri, 5- Aile ve Sosyo - ekonomik durum ve ilgili özellikleri sayabiliriz. Herbert,J.Klausmeren,Richard,E.Ripple,Leaning and Human Abilitres,Educational Psyhology-1971.
Gerberich ve
Greene göre, öğrenmeler sonucu bireyler tarafından kazanılan öğrenme
hünerleri: Bilgiler, beceriler, kavramlar, anlayışlar, takdir duyguları,
tutumlar, ilgiler, uyumlar,etkinlikler ve uygulamalardır. Akademik-Zihinsel Yeteneğin Alt Bölümleri:
A-
Sözel Yetenek A-SÖZEL YETENEK: Sözel içerikli ders programları ile ilgili sözcükleri, kelimeleri, kavramları; belleme, anlayıp, anlatabilme, uygun durumlarda ve yerlerde kullanabilme ve ifade edebilme gücüdür.Sözel yeteneği sözel akıcılık ve sözel akıl yürütme diye iki bölüme ayırabiliriz. 1-Sözel Akıcılık: Konuşma dilinde zengin bir sözcük ve kelime dağarcığına sahip olmak,sözcükler, ifadeler arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri görebilme, anlatmak ifade ve ifade etmek istediği duygu ve düşünceleri söz ve yazı ile akıcı bir üslupla edebilme; okuduklarını anlayıp, akıcı bir ifade ile açıklayıp, anlatabilme gücüdür diyebiliriz. Bu yeteneği güçlü olan öğrencileri İletişim, Hukuk, Siyaset Bilimleri ve Dil Bilimleri vb. programlara yönlendirirken; bu yetenekleri gelişmiş öğrencilerin seçilmesi, özel koşullardan bir tanesi olmalıdır. Bu yetenek bakımından yapılacak değerlendirmelerde sözle ve yazı ile ifade edebilme güçlerinden biri diğerine göre gelişmiş olabileceği gibi her ikisi de gelişmiş olabilir.
2- Sözel
Akıl Yürütme: Sözcükler ve ifadeler arasındaki benzerlikleri,
farklılıkları sezme, görüp- ayırabilme,sözcüklerle ifade edilen
kavramları öğrenebilme, konuşmaları , dinlenilenleri ve okuduklarını,
yazılı metinleri en iyi şekilde algılayıp-anlayabilme ; duygu ve
düşüncelerini açık, net ve anlaşılır bir biçimde ifade edip,
aktarabilme gücüdür diyebiliriz. Öğrencilerin sözel yeteneğinin güçlü olduğu uygulanan testlerle belirlenirken, en az aşağıda belirtilen özelliklerin güçlü ve gelişmiş olması koşulu aranmalıdır. Sözel yeteneği belirleyici koşullar
a-) Sözel
akıcılık, Bu alanla ilgili programlara öğrenciler yönlendirilirken, yeteneklerle birlikte bu yeteneklerle bağlantılı Dil, Edebiyat, Hukuk, Psikoloji, Coğrafya ve iletişim vb. ders programlarında başarı Sosyoloji, Felsefe, Tarih, durumu üst düzeyde, sözel sosyal yeteneğini destekleyici ve ilişkisinin güçlü olması,ilgi,değerler,kişilik ve isteğine uygun programa yönelmesinin önerilmesi gerekmektedir.Öğrenciye yukarıda belirtilen güçlü yönleri ile ilişkili mümkün olduğu kadar çok sayıda seçenek sunulmalıdır ki öğrenci kendi koşullarına uygun en ideal ve istekli olduğu programı seçebilmelidir. B- SAYISAL YETENEK: Sayılar ve şekiller arasındaki ilişkileri görebilmek, kavramak ve ilgili konularda dört işlemi rahatlıkla kullanabilme, problemleri çöze bilme gücüdür diyebiliriz.İki alt bölümde inceleyebiliriz.
1-
Sayısal akıl yürütme-Düşünme : Matematik dersleri ile ilgili ilke
ve kavramları kullanarak, alıştırma ve problemleri çözebilmek.Sayılar
arasındaki teorik ve sembolik ilişkileri görüp, ayırabilme gücü de
diyebiliriz.
2-
Hesaplama: Sayılar arasındaki ilişkileri görebilme, problemleri
doğru ve çabuk şekilde yapabilme gücüdür.Çağımızın teknolojik
gelişmeleri sonucu, makineler ve bilgisayardan yararlanmak, bu
yeteneğin kullanılmasını ve önemini azaltmıştır.Buna rağmen
Ekonometri, İstatistik, Ekonomi, Matematik, Mühendislik, Mimarlık,
Muhasebe, Ticaret, İşletme vb. hesaplamalara ihtiyaç duyulan tüm
alanlara yönelmede bu yeteneği güçlü olan öğrencilerin
yönlendirilmesi tercih edilmelidir. Sayısal yeteneğin belirlenmesi koşulları: a- Dört işlemi çabuk yapabilme ve problemleri çözebilmek, b- Şekilleri algılayıp, ilişkileri görebilmek, c- Sayılar arasındaki ilişkileri görerek, kavrayabilmek, d- Şekilsel ve sayısal akıl yürütme ve düşünme gücü, e- Dört temel işlemle ilgili alıştırma ve problemleri çabuk yapmak, f- Kısa ve uzun süreli bellek yeteneği, g- Dikkat yeteneği. h- Doğru ve düzgün irade gücü, ı-) Fen bilimlerinde okuduğunu anlama ve kavrama ile ilgili temel bilgiler, j-) Seviyesinin altındaki problemleri doğru ve hızlı çözebilme gücü vb. sayabiliriz. C- ŞEKİL VE UZAY YETENEĞİ: 1- Şekilsel Düşünme Yeteneği: Nesneler, şemalar, grafikler ve geometrik şekiller arasındaki ilişkileri, ayrıntılarını görebilme, göz önünde canlandırabilme algılayıp, kavrayabilme, özelliklerini ve farklı yönlerini ( Boy, genişlik, derinlik, boyut, gölge, biçim vb. özellikleri.) görerek ilgili problemleri çözebilme gücüdür. 2- Uzay İlişkileri Yeteneği : Bir geometrik cismin uzay ya da bir düzlem üzerinde yer değiştirmesi, döndürülmesi ya da kağıt üzerinde kaydırılması ile alacağı yeni şekil, biçim ve durumları göz önünde canlandırabilmek, açılımı verilmiş bir cismi kapalı biçimde görüp, tasarlayabilmek ve tersini yapabilmek, şekilleri çok boyutlu görebilmek, bir planı canlandırabilme gücüdür. Şekil ve uzay yeteneği güçlü olan öğrenciler Fizik, Kimya, Makine, İnşaat, Elektrik, Elektronik, Bilgisayar, Endüstri, Mimarlık, Teknik,tamircilik,moda tasarımı vb. alanlara yönlendirilebilirler. Şekil Uzay Yeteneğini belirleme de en az aşağıda belirtilen ilgili özelliklerin belirlenmesinde yarar vardır. Şekil ve uzay yeteneğinin belirlenmesi koşulları:
a- Sayısal
yetenek ile ilgili koşulların bazıları, D- DİKKAT YETENEĞİ :
Çevresindeki
eşyaları, olayları ve ayrıntıları algılayabilme, çok kısa sürede
aralarındaki ilişkileri, ayrıntıları ve hataları görebilme gücüdür. Dikkat yeteneğinin belirlenmesi koşulları:
a- Eşya ve
nesneleri ayrıntıları ile algılama, hataları görebilme, E - SEÇİCİ BELLEK YETENEĞİ :
Sayıları,
şekilleri, sembolleri, kelimeleri , kavramları, verilen bir cümle ya
da alıştırmayı çabuk algılama, kavrama, belleme ve belleğinde
tutabilme gücüdür diyebiliriz. F – MEKANİK YETENEK : Nesnelerin, cisimlerin hareketlerini çabuk anlayıp, kavramak, bir aleti kullanabilmek ve işleyişini çabuk algılayıp, kavramak,alet ve makinelerin şekil ve şemasına bakarak veya görerek işletebilmek, araçları kullanabilmek, inceleyerek onarabilmek, alet ve makinelerle çalışmaktan, onların hatalı yönlerini bulup, onarmaktan mutlu olmak, haz duymak, somut materyalleri ve özelliklerini çabuk kavrama gücüdür diyebiliriz. Mekanik yetenekle ilişkili olan dikkat, seçici bellek, göz ve el koordinasyonu, iş ayrıntıları, şekil ve uzay ,parmak becerisi, sayısal yetenek vb. yetenekleri de önem kazanmaktadır. Öğrencileri bilhassa montaj, tamircilik, teknik ve mesleki ağırlıklı programlara yönlendirmede bu yetenek çok önem kazanmaktadır. G- PARMAK BECERİSİ YETENEĞİ : Parmakları çok hızlı ve seri bir şekilde pratik olarak kullanabilme gücüdür. Küçük şeyler ve aletleri kullanmak ve ince işlerle uğraşılan mesleki programlara yönlendirmede bu yetenekten yararlanılmalıdır.Kuyumculuk,saatçilik, işlemecilik meslekleri, operatörlük gibi teknik eğitim ve el sanatları ile ilgili programları örnek verebiliriz. H- GÜZEL SANATLAR VE MEKANSAL YETENEK : Stenguist, resim, heykel, karikatür üretme , hayal ve düşüncelerini el işleri ve becerileri ile birleştirerek yeni şeyler üretme ve yaratma gücüdür.Bu yetenekte olan kişiler nesnelerin uzayda ve mekanda konumlarını imgeleme, kavrama ve düşünme güçleri gelişmiştir. Görsel ve uygulamalı sanatlar,yaratıcı sanatlar gibi farklı yetenekler ortaya çıkabilmektedir. Bu yeteneğin belirleyici özellikleri:
a-) Resim
ve karikatür yapabilmek, Bu yeteneği güçlü olan öğrenciler sanat alanlarına yönlendirilirken programlarla ilişkili olan bu yeteneğin alanla ilişkili özelliklere sahip olan öğrenciler, ilgili alanlara yönlendirilmelidir. I- RENK ALGISI YETENEĞİ: Renkleri tanıma, aralarındaki küçük ayrıntıları ve farklılıkları görebilmek, renk bileşikleri yaparak, yeni renkler bulabilme gücüdür. Ressamlık,resim, heykeltıraşlık, mimarlık, pilotluk, şoförlük, müzisyenlik, tiyatro, bale vb. alanlara yönlendirmede bu yetenek önem kazanmaktadır. İ- GÖZ VE EL KOORDİNASYONU YETENEĞİ : Göz ve el işbirliği ve uyumunu hızlı ve pratik biçimde kullanabilme gücüdür diyebiliriz. Her türlü mesleki ve teknik eğitim, el becerileri ve görsel ve uygulamalı sanatlar, pratik sanatlar vb. programlara yönlendirmede bu yeteneğin güçlü olması önemlidir. J – ÖZEL KİŞİSEL ( AYRICALIKLI ) YETENEK: Doğuştan getirilen ve hiç kimsenin sahip olmadığı yalnız o bireye has, kişiye özgül olan yetenektir. Bu nedenle bireyden bireye değişir. Bireylerin düşünce ve mantık yürütme, hayal kurma, hedefler koyma, zihinde yeni tasarımlar canlandırabilme, doğru kararlar verebilme, sorumluluk yüklenebilme, bir işi bitirip, bir sorunu çözünceye kadar yılmadan mücadele edebilme, çatışmaları çözebilme, öfkesini kontrol altına alabilme, sabırlı olma, olayları ve insanları hep iyi yönleri ile görebilme, bağımsız iş yapabilme, bir icat ve keşifte bulunabilme, duyguları anlayacak sezgi gücüne sahip olma, planlı ve ilkeli hareket edebilme, eşyaları düzenli tutabilme gücü vb. özel güçlerden birine ya da bir kaçına sahip olmak. Bu yetenek kişiye özgüldür, bireyden bireye değişen düşünce,mantık yürütme,hayal kurma,hedefler koyma,azmetmek,dostluk ve iletişim kurabilme,öğrenme yeteneği, satıcılık veya pazarlama yeteneği, ikna yeteneği vb. yetenekler bireyden bireye değişir. Sanat ve özel yeteneği birbirine paralel ve güçlü olan bireyler, müzik, resim, heykel, tiyatro vb. sanat programlarına, özel kişisel yeteneği güçlü olanlar mimarlık, mühendislik, sağlık, siyaset, hukuk,iktisat vb. programlarla bilimsel ve yaratıcı bir çok programa yönlendirmede bu yetenekleri dikkate alınmalıdır. K – BEDENSEL-KİNESTETİK YETENEK : Nefesini iyi ve doğru ayarlayabilmek, koşabilme, hareketleri çabuk kavrayabilme, sağlıklı ve atletik bir beden yapısı ,kas gücüne sahip olmak. Askerlik, güvenlik, polislik, dans, bale, beden-eğitimi ve jimnastik, yüzme vb. spor ve bazı sanat programlarına yönlendirmede bu yetenek dikkate alınmalıdır. Bu yeteneğin belirleyici özellikleri:
a-) Dikkat
yeteneği, L- SOSYAL VE KİŞİSEL YETENEK: İnsanlarla iyi ve sağlıklı ilişki ve iletişim kurabilme (Kişisel), çevreye ve değişikliklere çabuk ve iyi uyum sağlayabilme, girişken, kıskançlık duygusundan uzak, sabırlı ve sevecen, iyi alışkanlıkları erdem davranışlar olarak belirlenen kişisel güçlerdir. Sosyal yetenekleri zayıf ve gelişmemiş bireyler soyut zekaları gelişmeyen bireylerle kıyaslandığında hayatta daha çok başarısızlıklara uğradıkları belirlenmiştir. Burada sosyal yeterlilikle pratik zeka kastedilmektedir. Sosyal bilimler,Siyaset, Hukuk, Uluslar arası ilişkiler, Basın-yayın, İletişim vb. programlarla, insan ilişkileri ile ilgili programlara yönlendirmede bu yeteneği güçlü olanlar tercih edilmelidir. M- MANTIKSAL VE İÇSEL YETENEK: Fikirler arasında ilişki kurma, bir problemi tüm yönleri ve ayrıntıları ile görebilme,açık fikirli olma, başkalarının fikirlerine uygun yanıtlar verme,mantıksal akıl yürütme,durumları iyi değerlendirme,,kararları doğru alma, yorumlama, analiz etme,bilginin kaynağını araş tırıp bulmak, problemleri çözme ve bilgileri ile ilişkilendirme ve yeni fikirler ve bilgiler üretmek.vb. yetenekler. Bir çok alana yönelmede bu yeteneğe ihtiyaç vardır. Ancak üstün zekalı ve dahi denecek kadar üst seviyede zekaya sahip olanların bu yetenekleri, normal insanlardan yüksek seviyededir. Zihinsel yetenek bakımından bireyler nasıl farklılık gösteriyorlarsa, zihinsel enerji yani içsel yetenek, içeriği belirleme ve biçimlendirme, sonuçlandırma ve kullanma açısından bireyden bireye farklılıklar gösterir. N- İLETİŞİM KURMA VE DİLSEL YETENEK : İyi sözcük dağarcığına sahip olma,cümle,sözcük ve kelime ve sözcükler arasındaki ilişkileri sezme, derin düşünme, yüksek anlayışla okumak, hızlı öğrenmek, yaratıcı olma,düşüncelerini yazı ile ifade edebilmek, her konuda kolaylıkla konuşma ve fikir belirtme, fikirler arasında ilişki kurma, ilgiyle okumaya merak duyma, akıcı ve iyi konuşma, espri yapabilme becerileri oldukça yüksek seviyededir. Yazarlar, şairler,ozanlar,basın, yayın, edebiyat, dil bilimi ve iletişim gibi alanlara yönelmede bu yeteneği üst seviyede olanların yönlendirilmesi tercih edilmelidir. Öğrencileri yeteneğe göre seviye grubu oluşturup , yönlendirmenin üstün yönleri: Öğrencilerin akademik başarısında, gelişim dönemlerinin özelliklerine uygun, eğitim-öğretimden verimli ve kaliteli yararlanma koşulları ne kadar iyi düzenlenmiş olsa da, öğrencilerin yukarda belirtilen bireysel farklılıklarını yani yeteneklerini dikkate almadan hazırlanan eğitim-öğretim programlarında öğrenciler hedeflenen ve istenen düzeyde başarılı olamamaktadırlar.Bireyin doğası gereği yeteneği olmayan alanlarda ilgi,isteği de olmamakta, ilgi ve istekli olmadığı bir program ya da derste başarı şansı düşük olmaktadır.Yetenekli olmadıkları alanlara yönelen, öğrencilerin başarısızlık sorunları yanında diğer bölümlerde de detaylı açıklandığı gibi bir çok psikolojik ve kişisel sorunları yaşamalarına neden olmaktadır. Oysa öğrencilerin bireysel ayrıcalıklarını uygun eğitim programlarına yönelen öğrencilerin, eğitimde ki diğer mevcut koşulların gerekliliği ve önemi oranında; (Eğitim-öğretim yaşantısı süresince kazandıkları bilgi, beceri ve başarı oluşmaktadır.) doğuştan getirdikleri ilgi, istidat, zihinsel yetenekler, değerler, kişilik vb. özellikleri de akademik başarının kazanılmasında en önemli koşullar olarak geçerliliğini korumaktadır. Bunun yanında yönlendirmede, öğrencileri bireysel özellikleri bakımından birbirine benzerlik gösteren, bireysel ayrıcalıkları ve güçleri denk olan grupları-seviyeleri, olanaklar oranında bir araya getirerek; Oluşturulan bireysel kümelerde ya da gruplarda, (Yetenekleri denk seviye grupları) uygun programlara yönelip ve isteğine, ihtiyacına uygun dersleri alarak, yetişmelerini sağlamaya yönelik, hazırlanan eğitim programlarında; öğrenciler daha başarılı olmaktadırlar. Bu nedenle bireysel eğitimin basamaklarından biri olan, öğrencilerin zihinsel yeteneklerini yani tüm bireysel ayrıcalıklarını da dikkate alan bir yönlendirmeye acilen geçilmesi ihtiyaç olmaktan çok zorunlu bir hale gelmiştir. Bu yolla öğrenciler farklı programlara yönlendirildiklerinde yetenek , başarı ve diğer bireysel özellikleri eşit koşullarda olması, ayrıca ders ve dersleri verecek öğretmenlerin öğrencinin isteğine uygun seçilmesi, ( Öğretmenin, yaklaşımlarını ve kendini eleştirip, öz eleştiri getirmesi ve kendini yenileyip , sürekli geliştirmesini sağlayacaktır. Oysa çalışanı onurlandırmak, çalışmayanı cezalandırma gibi anlayışlar, insanlar için daha gurur ve onur kırıcı yaklaşımlardır.Bu nedenle daha az insanidir.) fiziki çağdaş koşulların düzenlendiği dersliklerde ya da mekanlarda,çağdaş araç-gereç ve yöntemlerden yaralanan öğrenciler daha istekli, daha verimli ve başarılı olmaktadırlar. Bu şekilde bir yönlendirme ile eğitimde kalite ve verimliliğin artacağına inanmaktayım. Bu gün eğitim-öğretimde bu bireysel ayrıcalıklardan yalnız akademik başarı dikkate alınarak, öğrenciler çeşitli ortaöğretim programlarına yönelmektedir. Bu günkü sistem, Ortaöğretim programlarına öğrencilerin bireysel tüm özelliklerini dikkate alan yönlen dirici bir yapıdan yoksundur. Bu nedenle aynı eğitim programları, yeteneği olsun veya olmasın ,ilgisi bulunsun ya da bulunmasın, değerleri uygun olsun ya da olmasın,akademik başarısı dikkate alınarak,yeteneği üstün, orta veya düşük tüm öğrencilere uygulan makta, bu programlarda bu özellikleri üstün olan öğrenciler için pek sorun yaratma maktadır. Sorun çıksa da öğrencilerin yetenekli olması nedeni ile sorunlar çözümlenmektedir. Oysa orta seviyede ve düşük düzeyde bireysel ayrıcalıklara sahip öğrenciler, bu programlar kapasitelerinin üzerinde olduğu için zorlanmakta ve bir çok güçlüklerle karşılaşmaktadırlar. Başlangıçta az sıkıntı yaşarken çalışmalarına ve çabalarına rağmen istenilen düzeyde akademik başarıya ulaşamamaktadırlar. Programlar kendilerine ve isteklerine uygun olmadığı için anlayamamaktan kaynaklanan sorunlar ortaya çıkmaktadır .Bu programlarda sürekli başarısız duruma düşmeleri zamanla çalışıyorum, başaramıyorum. O halde ben bunu yapamıyorum, ben yetersizim, benim bu derslere yeteneğim yok duyguları gittikçe yaşantısına egemen olur. Başaramıyorum o halde çalışmamın anlamı yoktur. Başarısızlık benim kaderim. Duyguları, savunma mekanizmalarını kullanmasına olumsuz davranışların kişiliğinin bir parçası haline gelmesine neden olur. Tabii bu duygunun yerleşmesini, başarısızlığın verdiği eziklik, aile, öğretmen, arkadaş vb. faktörlerce pekiştirilmesi , baskılar, dışlanmışlık ve değersizlik duygularının eşlik etmesi sonucu; duyusal ve psikolojik sorunlardan kaynaklanan bir çok kişilik sorununu beraberinde getirir. Öğretmenler ve çevrenin, öğrencinin kendini ön plana çıkarıcı olumsuz davranışlarını da ödüllendirilmesi sonucu ; başarısızlığın yanında topluma yararlı birey yerine topluma zarar veren, sorunlu ,sağlıksız kişilik sahibi ve zayıf karakterli bireyler yetiştirmiş oluruz. Bazı üstün yetenekli öğrenciler bu karma sınıflarda , öğretmenler sınıf atmosferindeki öğrenci seviyesi dikkate alarak programını şekillendirip, uygulayacağı, için farklı seviyelerdeki öğrenciler ile aynı atmosferde, ayrı , ayrı bireysel öğretim gerçekleştiremeyecektir. Gerçekleştirilmek istense bile hem öğretmen hem öğrenciler büyük güçlükler ve sorunlar yaşayacaklardır. Öğretim programları üstün yetenekli bazı öğrencilerin seviyelerinin altında olduğu için onlara sıkıcı gelmekte, lüzumsuz tekrarların öğrenciyi sıkacağı bilinmeden, derslerden soğumalarına, yeteneklerini geliştirici bir ortamdan yoksun bulunmamaktan dolayı kendilerini geliştirecekleri yerde bu özel ve üstün yeteneklerinin süreç içinde körelmesine neden olacaktır. Bu şekilde bir araya getirilmiş sınıflarda, görüldüğü gibi en büyük sıkıntıları öncelikli çok alt seviye ve çok üst seviyede olan öğrenciler yaşamaktadırlar. Biz bu çocukların, bu gençlerin hayatlarını kaydırıyoruz ve karartıyoruz. İfadesini istemeden de kullanmış olmam, bana pek anlamsız gelmiyor!.. Oysa öğrencilerin bireysel özelliklerinin tümünü dikkate alarak, belirlenen programlardan her hangi bir programa, isteğine ve ihtiyaçlarına uygun olarak yönelmesi sağlandığında; Bireysel özellikler bakımından, çoğu koşulları benzer veya eşit gruplarla, seviyelerine, kendinin ve toplumun ihtiyaçlarına ve isteklerine uygun hazırlanmış programları öğrenmeleri daha da kolaylaşacaktır.Ayrıca öğrenci sıkıntı çekmeden, zorlan madan, olumsuzluklarla karşılaşmadan; kısaca kişiliği ve sağlığı bozulmadan eğitilmesi sağlanacaktır. Bu şekilde bir yapılanma ayrıcalık getirir, sorun yaratır. Görüşünü paylaşmıyorum. Belki bazı sakıncaları bulunabilir, ancak yukarda belirtilen bu günkü sınıf atmosferin de yukarda belirtilen sıkıntıları yaşayan öğrencilerimizin durumları dikkate alındığında, öğrenciye vereceği tahribatın azlığı tercih edilmesi gereken koşullardan sadece biri olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca yönlendirme ve geçişler konusunda belirtildiği gibi, bulunduğu seviyeden yıl sonunda performans göstererek başarısı düzeyinde, farklı seviyedeki gruplara geçişinin düzenlenmesi ya da tersi olmalı diğer değişle eğitimde ödül ve ceza kullanılmalıdır. Tercihen ödül ağırlıklı kullanılmalıdır. Bu sistemin işletilmesi, öğrencilerin kendilerini geliştirmelerine, güven ve özgüven , başarı hazzı, kendini kanıtlama vb. duygularının da gelişmesine katkıda bulunacaktır. Başarısız duruma düşen öğrenciler, alt seviyedeki gruplara yönlendirilmeden, yetiştirme programları yolu ile yetiştirilip aynı seviyeye getirilmeye çalışılmalı, öğrencinin başarı yönünden aynı seviyeye getirilmesi için tüm çabaların gösterilmesine rağmen, istenen başarı düzeyini yakalayamayan öğrenciler daha alt seviyedeki programlarda öğrenimlerine devam ettirilmelidir. Ancak bu daha önce belirlenen standartlara göre durumlarına en uygun olan programlara yönlendirilmeleri sağlanmalıdır. Ancak alt programa devam eden öğrenciler eğitimleri süresince tekrar daha üst düzeydeki programlara geçişlerinin, her yıl eğitim-öğretim yılı sonundaki performansı dikkate alınarak yapılmasının sürekli açık tutulmalıdır. Ayrıca üstün yetenekli öğrenciler bu sınıflarda , öğretmenlerin sınıf atmosferindeki öğrenci seviyesi dikkate alarak programını şekillendirip, uygulayacağı için farklı seviye gruplarında bulunan öğrenciler ile istenilen seviyede ayrı, ayrı bireysel öğretim gerçekleştiremeyeceklerdir. Öğretim programları bu öğrencilerin seviyelerinin altında olduğu için onlara sıkıcı gelmekte, lüzumsuz tekrarların öğrenciyi sıkacağı bilinmeden, derslerden soğumalarına, yeteneklerini geliştirici bir ortamdan yoksun bulunmamaktan dolayı kendilerini geliştirecekleri yerde bu özel ve üstün yeteneklerinin süreç içinde körelmesine neden olmaktadırlar. Bu şekilde bir araya getirilmiş karma sınıflarda; görüldüğü gibi en büyük sıkıntıları öncelikli çok alt ve çok üst seviyelerde yetenekli olan öğrenciler yaşamaktadırlar. Günümüzde zeka ( Wechsler,Stanford Binet,Binet-Simon, Likert vb.) çeşitli yetenek, ilgi testleri ( Kuder,Kendini Değerlendirme Envanteri, Temel Kabiliyetler Testi, Akademik Benlik Kavramı Ölçeği vb ) bulunmakta ve zekanın ve çeşitli yeteneklerin, ilgilerin ve değerlerin belirlenmesinde kullanılmaktadır. Zeka testleri bireylerin zekalarını bulundukları yaş içinde değerlendirmektedir.Daha iyi performans ya da daha kötü performans gösterip, gösteremeyeceklerini belirlemez. Bu nedenle zeka tek bir yapıdan oluşmamakta, bir çok yeteneğin bileşiminden oluşmaktadır.Bu yapısını göz önüne aldığımızda zekanın farklı yönlerini de belirlememize gereksinim bulunmaktadır. Bu amaçla, ilköğretim ilk yıllarında ,hatta bazı yeteneklerde okul öncesi eğitimde, gözlemler sonucu öğrencilerin ilgi ve yetenekleri belirlenebilir. Bunlar rehberlik ve psikolojik danışma birimlerinin elamanları tarafından uygulanan ölçme araçları sonuçları ile değerlendirilebilir.Bu amaçla en geç ilköğretim 3. sınıftan itibaren öğrenciyi çeşitli yönleri ile öğretmenlerce tanıma çalışmaları başlatılmalıdır.Her öğrenci ile ilgili bilgiler rehberlik biriminde dosyalarda sınıf/ sınıf rehber öğretmenlerince kayıt altına alınmalıdır.Yönlendirme de öğretmen ve okul rehber öğretmeninin kayıtlarından yararlanarak ağırlıklı puanlar verilmelidir. Bu konuda ayrıntılı bilgi Yönlendirme Komisyonlarında belirtilecektir. 2. EĞİTİM KOMPLEKSLERİ - KAMPUSLAR BİRİMLER VE MERKEZLER Eğitim, herkesçe bilindiği gibi; davranışta kasıtlı, istendik değişiklikler meydana getirmedir. Bu değişikliklerin süreç içinde kalıcı olması beklenir. Eğitim, bireylerde bilgi, beceri yönünden olumlu bir tavır geliştirmesini, ilgi ve yeteneklerine uygun toplumun beklentileri doğrultusunda istendik davranış değişiklikleri kazanmasını kapsayan etkinliklerin tümüdür denilebilir. Eğitim, kültürün gelecek kuşaklara aktarılması işlevinden çok bireylerin bireysel ayrıcalıklarına uygun hangi bilgileri öğrenmeye ihtiyaçları olduğuna kendilerinin karar vererek belirlemelerini bu amaçla öğrenmek istedikleri bilgileri kendilerinin belirleyip, seçmelerine, seçtikleri bilgilere ulaşırken nasıl ulaşması gerektiğinin öğretimini yani öğrencinin aktif biçimde bireysel yada ekip çalışmaları ile araştırarak, inceleyerek bilgilere ulaşmasını, ulaştığı bilgiyi tanıyarak, deneyerek, uygulayarak öğrenmesi, öğrendiği bilgileri nasıl, ne zaman, nerede ve ne şekilde kullanabileceğinin öğrenilip, öğretilmesi ve öğrendiği bilgilerden yararlanarak, transfer ederek farklı ve yeni bilgiler üretmesi, yeni projeler geliştirmesi ve insanların hizmetine sunması, çağdaş eğitimin temel işlevlerinden olmalıdır. Eğitim tüm bu işlevleri verimli ve sağlıklı olarak yerine getirebilmesi için eğitilen öğrenciye uygun olması yani öğrenci ve öğrenen merkezli olması, eğitimin olmazsa olmazlarından olmalıdır. Formal eğitim ile informal eğitim birbirinden farklı kavramlardır. Formal Eğitim, kültürlerin amaçlı ve kasıtlı olarak yeni kuşaklara aktarılma, topluma yararlı bireyler yetiştirmek amacı ile belirli bir plan ve program dahilinde, kişiler arası sağlıklı bir iletişim süreç ve ortamında, kontrollü ve sonuçların değerlendirilerek gerçekleştirildiği eğitim biçimidir, diyebiliriz. Eğitim ve eğitim sürecini bu yönü ile değerlendirdiğimizde, formal eğitimin örgün eğitim kurumları aracılığı ile yapılan eğitimi yani çok boyutlu bir yapıyı içerip, kapsadığı anlaşılır. Oysa eğitilenin insan olması ve eğitimin uzun bir süreci kapsaması sonucu, eğitim kültürel birikimleri gelecek kuşaklara aktarılırken, eğitimin tüm işlevlerini yerine getirirken, eğitimin informal yönü de önem kazanmakta ve dikkate alınması zorunluluk taşımaktadır.Eğitimle kazandırılan davranış örüntüleri, belirli yaş dönemlerinde kazanılmaktadır. ( S. Freud’ un öğrencilerinden Erik Erikson, İnsan Gelişiminin Sekiz Çağı gereği her çağda birbirleri ile bağlantılı ve döneme has olumlu ya da olumsuz davranışla rın kazandırılabileceğini belirtmektedir.) Bu nedenle çocuk yetişkinlik çağına gelinceye kadar, başta aileler, akranlar ve diğer insanlar, çevresel koşullar ve okul ortamları, büyük bir güç olan kitle iletişim araçlarından etkilenerek, olumlu denilen model davranışları ya da olumsuz davranışları kazanmaktadır. Diğer değişle insan çevresi ile etkileşim ve iletişimde bulunarak, büyür, gelişir, olgunlaşır ve sosyal bir varlığa dönüşür. Bu nedenle çocukların kreş- ön eğitim ve okul öncesinden başlanarak, okul çağındaki uzun bir süreç içinde kazandırılması gereken olumlu davranış örüntülerinin belirlenerek, gelişim dönemlerine uygun olan hedef davranışların kazandırılması, bireysel ve sağlıklı ve çağdaş bir eğitimin temel işlevlerinden olmalıdır. Eğitimin gelişimin her dönemine has iletişimsel ve etkileşimsel önemli işlevi ve rolü önemsenip, düşünüldüğünde; İnsanın bebeklik, çocukluk, ergenlik ve genç yetişkinlik, yetişkinlik, yaşlılık vb. yaşamının her döneminde döneme has eğitimi, öğretimden daha çok önem kazanmaktadır. Kısacası bireylerin her dönemde bireysel özelliklerine uygun olarak eğitimi önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumun tüm bireylerinin eğitimi sağlanırken, herkesin eğitim olanaklarından eşit yararlanması başka önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu amaçla eğitimin amaç ve hedeflerinin gerçekleştirilmesi işlevini yerine getirecek olan eğitim kurumlarının, bireylerin gelişim dönemlerindeki bireysel ayrıcalıklarına uygun temel ihtiyaç ve gereksinimlerini karşılayacak ve onları eşit eğitim koşullarında hedeflenen doğrultuda eğitilerek, sağlıklı kişilik özellikleri kazanmalarını sağlayıcı, potansiyellerini en üst düzeyde geliştirmeyi kolaylaştırıcı, çağdaş donanım ve olanakları hizmetlerine sunacak fiziksel donanımlar kadar içerik ve öğrenci merkezli çağdaş eğitim ortamları oluşturulup, gerekli tüm düzenlemeler yasalara uygun gerçekleştirilmelidir. Bu amaçla eğitim kurumlarının bireylerin olumlu özellikleri kazanmış ve topluma yararlı bir insan olmasının gerektirdiği temel davranışları kazandırma uğruna her türlü olanak seferber edilmeli ve öğrencilerin hizmetine sunulmalıdır. Öğretim ise öğrencinin ihtiyacına uygun ve yararlanacağı bilgilerin çağdaş eğitim araç-gereçlerinin bulunduğu, çağa ve öğrencinin bireysel ayrıcalıklarına uygun düzenlemelerle dikkatini ve ilgisini çeken, istek uyandıran, çok sayıda duyu organına hitap ederek motivasyonu arttıran ve kolay öğrenmesini sağlayan, bireysel ya da ekip çalışmaları çeşitli yöntem ve teknikler ile öğrencinin aktif öğretmenin ise yol gösterip, rehberlik edeceği çağdaş eğitim düzenlenmelerinin yapılması zorunlu olmalıdır. Oluşturulan her düzeydeki kurul ve komisyonlar aracılığı ile eğitenlerin ve eğitenin demokratik katılımcılığı ile değişen koşullara uygun sürekli iyileştirmeler gerçekleştirilmelidir. Ülkemizin gelişip, kalkınması, demokrasi ve insan hakları ile ilgili kurallarının özümsenip, yaşam biçimine dönüştürmesi, günümüzde köyden kente göçlerin önlenmesi, bilinçli bir aile planlamasının yapılmasını ( Bazı illerde ve köylerde, olanaksızlıklar nedeni ile göçler yaşanması. Metropol İllerin artmasına ve daha çok aile bireyinin çalışarak, aile bütçesine katkı sağlayacağı düşüncesi ile Aile Planlamasının bilinçli yapılmaması sonucu her geçen gün artan doğurganlık sayısı, ülkemizin nüfusunu arttırarak, gelir dağılımını olumsuz etkilemektedir.) ve çağın gelişen koşullarına uygun eğitimli, ülkemize yararlı ve üretken bireylerin yetiştirilmesini zorunlu hale getirmektedir. Bu hedefleri gerçekleştirmek için eğitimde yeni ve çağdaş bir yapılanmaya ihtiyaç bulunmaktadır. Bu nedenlerle yöreler- illerden başlanarak, ön eğitim ve okul öncesinden, yüksek öğretimine kadar eğitimin her kademesindeki eğitim-öğretim kurumlarını eğitimde fırsat eşitliğinin gereği bir arada yeniden yapılandırarak, Eğitim Kompleksleri oluşturmaya ihtiyaç bulunmaktadır. Mevcut yapılandırılmış okullardan yararlanarak, merkezi okullara yeni kampuslar, kampuslara bağlı derslikler, amfiler, salonlar, alanlar, birimler, merkezler gibi ekleyerek, süreç içinde tüm eğitim kurumlarının bir arada yapılandırıldığı çağdaş eğitim kurumları yani Eğitim Kompleksleri oluşturulmalıdır. İlçelerin çevresindeki belde ve köylerdeki yükseköğretim programlarına yönlendirilecek öğrenci sayılarının yetersiz olması halinde ilgili kampusların en Yakın yerleşim birimindeki Eğitim Kompleksine bağlı olarak aynı koşullarda yapılandırılması sağlanmalıdır. Mümkün olduğunca öğrencinin tüm eğitim süreçlerini kendine ulaşım yönünden en kolay olacak bir Eğitim Kompleksinde alması sağlanarak, zorunlu durumlarda yatılılık olanaklarından yararlanılarak, ülkemiz Taşımalı Eğitim belasından kurtarılmalıdır. Tüm Eğitim Kampusları aynı şekilde özerk kurumlar şeklinde yapılandırılarak, bulunduğu Eğitim Kompleksiyle işbirliği , koordinasyon ve yönetime katılarak faaliyet göstermelidir. Eğitim Kompleksi içindeki kampuslar, fiziki yapı olarak öğrencilerin yaş ve gelişim özellikleri dikkate alınarak ayrı binalar şeklinde yapılandırılarak oluşturulur. Eğitim Kompleksine bağlı kampuslar, merkezler ve diğer tüm birimler gibi çağdaş eklentilerden oluşan yapılanmaların bir arada bulunduğu, kompleksin her türlü olanaklarından eşit ve birlikte yararlanan, eğitim ve karar süreçlerine katılan çağdaş eğitim-öğretim kurumları yapısı oluşturulur. Okullarda programlı olarak yürütülen örgün eğitim, eğitim sürecinin yalnız belirli bir bölümünü kapsar. Oysa eğitim, öğretimi de içine alan geniş kapsamlı bir kavramdır. Eğitilen insandır, bu nedenle eğitimin tüm insani boyutlarını dikkate almak zorunluluğu vardır. Eğitim gelecek kuşaklara kültür ve bilgi birikimini aktarma işlevini gerçekleştirirken, çağın koşullarına uygun demokrasi, insan hakları, insanlarla sağlıklı iletişim ve ilişkiler kurmayı, iyi bir birey ve iyi bir insan olmanın gerektirdiği temel kuralları ve insan olmanın gerektirdiği unsurları ve olumlu davranışları kazandırma yolu ile sağlıklı, kişilik sahibi, üretken, topluma ve ülkesine yararlı bireylere dönüşmelerini sağlamalıdır. Çağımızda öğretim her yerde, her zaman ve her koşulda sağlanabileceği gibi her yaşta, her zaman ve her koşulda öğrenme oluşabilecektir. Öğrenmenin yaşı, yeri ve zamanı olmadığı bilinmeli ve bireye yaş ve gelişim dönemlerinin gerektirdiği ve yalnız belirli dönemlerde kazandırılan olumlu davranışları kazandırıcı eğitim koşulları örgün eğitim yolu ile mutlaka sağlanabilmelidir. Eğitim, her yaşta, yaşa uygun olan istendik ve olumlu davranışların kazandırılması yolu ile gerçekleşir. Bireylerin eğitiminde mutlaka sevgi, saygı, sabır, özveri vb. davranışları erdem edinmiş rehberlik edip yol gösterecek, Atatürkçü, laik, demokrat,yurt ve barış sever, çağdaş vb. model davranışlarla örnek olacak özellikleri olan eğitimcilere ihtiyaç bulunmaktadır. Öğrenme ise okul dışında diğer koşullarda da her zaman ve her yaşta yeteneği varsa ilgisi olacak, ilgi olunca istek ve motivasyon oluşacak ve bireyin, öğreten yardımına gereksinim duyulmadan belirli oranlarda öğrenmesinin oluşabileceği hiçbir koşulda unutulmamalıdır. 3- EĞİTİM KOMPLEKSLERİNİN OLUŞUMU 1- Büyük Şehirlerde, birbirine uzak olan semtlere; şehrin büyüklüğüne ve semtlerin nüfusunun kalabalık olup olmaması gibi. özelliklerin dikkate alınarak oluşturulmalıdır. 2- Sanayi, ticaret, turizm, tarım, hayvancılık, seracılık, denizcilik vb. sektörlerin dağılım,durumları, o ilde etkili olup olmadıkları dikkate alınmalı ve o ilin koşullarına uygun istihdam edilecek personelin yetişmesine uygun programlar oluşturulmalıdır. 3- Bu sektörlerden o bölgede ve ilde en etkili ve yaygın olan alanlarda ve sektörlerde kalifiye ve her eğitim düzeyinde elemanın yetiştirilmesi, uzmanlaşması hedeflenerek ilgili bölüm ve programların açılması öncelikli,olarak,hedef,alınmalıdır. 4- Her hangi bir ilde hangi tür, alan, derecede ve hangi niteliklerde ne kadar elemana ihtiyaç duyulduğu saptanarak; 5 Yıllık Kalkınma Planları hedefleri doğrultusunda ihtiyaca uygun hedefler belirlenmelidir. 5- Kırsal yörelerimiz ve köylerin yaygın bulunduğu yörelerde merkezi bir birimin seçilerek ; Eğitim Kompleksinin ya da Kampusunun bu birime yapılması. Bu birime uzak olan köylerin öğrencilerinin yatılılık gibi her türlü eğitim koşulları oluşturulmalıdır. ( Bülent Ecevit’in Köy- Kent Projesi Modeli ) Şimdiki Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının geliştirilmiş yapılanmaları yeniden oluşturulabileceği gibi Yatılı İlköğretim Bölge Okulları,Eğitim,Komplekslerine,dönüştürülebilir., Eğitim Komplekslerinin, kurulduğu yerin koşullarına uygun her kademedeki kampusu- okulu bünyesin de bulunduracağı, birimler, derslikler, salonlar merkezler ve amfiler oluşturulmalıdır. Kendi dışındaki herhangi bir kuruma ihtiyacı ve bağımlılığı bulunmamalıdır. Buradan tamamen özerk bir kurum anlamı çıkarılmamalıdır. MEB. Merkezi Yönetim Birimleri, Üst Kurulları ve Yöre- İl Milli Eğitim Yönetim ve Denetim Birimlerinin denetiminde olmalıdır. Eğitim Komplekslerinin, daha yoğun öğrenci taleplerini karşılayabilmesi dikkate alınarak ileriye, geleceğe dönük etüt edilerek, planlanmalıdır. Bülent Ecevit’ in Köy Kent Projesi kapsamında İl Merkezi dışındaki Eğitim Kompleksleri, ulaşımın kolay ve her türlü koşulun en uygun olacağı, beldeler ya da merkezi köyler seçilmelidir. Buraların süreç içinde gelişmiş ve üretken kentlere dönüşeceği unutulmamalıdır. İleriye ve geleceğe doğru planlamalarla gerekli tüm önlemler alınmalıdır., 6- Eğitim Komplekslerinin bağlı kampuslarının programları, Ağırlıklı O yörenin- İlin koşulları ve ihtiyacını karşılayacak programlardan oluşmalıdır. O Bölgede geçerli ve ihtiyaç duyulacak programlardan başlanarak; aşama, aşama Türkiye, Avrupa Ülkeleri, Yakın çevremizdeki Ülkeler ve Tüm Evrenin ihtiyaçlarına uygun programlarda öğrencilerin yeteneği, ilgisi, istidadı, kişisel durumu ve başarı durumu gibi bireysel ayrıcalıklarına uygun yönelmelere cevap verecek şekilde düzenlenmelidir. , Her Eğitim Kompleksi ve Kampusunda, o ilin koşulları gereği yaygın olan sektörlerdeki programlara ağırlık verilmelidir. (O yörede veya ilde Turizm, Denizcilik, Balıkçılık, Seracılık, Ulaşım, Ticaret, Madencilik,Sanayii,Tekstil vb. sektörlerden hangileri yaygınsa) Yöresinde yaygın olan sektörlerin, ara gücü elemanı ihtiyacını karşılayacak, sektörlerin iş yerlerinde ya da eğitim komplekslerinin atölye-işlik ve uygulama alanlarında teoriden çok pratiğe önem vererek, en az lise düzeyinde uygulamalı eğitim ağırlıklı, (Yaparak yaşayarak, araştırarak, deneyerek, üreterek vb. bilimsel yöntemlerle ) eğitim verilmelidir. Lise düzeyinde eğitim almış kalifiye elemanların, kayıt öncesi bu alanlarla ilgili programlara alınan öğrenci sayısı, o ildeki genel öğrenci sayısının % 50’ sinden az % 65-70’ den fazla olmamalıdır. Bu okullardan mezun olduğu alanla ilgili ders notları dikkate alınarak Mesleki Yükseköğretime ve Lisans programlarının örgün ya da yaygın eğitim programlarına sınavsız geçişleri sağlanmalıdır. İlin koşullarına ve ihtiyaçlarına uygun alan- programlar dışındaki programlar, ülke hatta dünya genelinde geçerli olan program-alanlardan oluşturulmalıdır. Buradan yetişecek nitelikli ve uzman her seviyedeki kalifiye elamanlar meslekleri ile ilgili birlikler-sendikalar aracılığı ile işe yerleşebilmeli ya da sektörlere belirli bir bedel karşılığı hizmet sunmalıdırlar. Bu hizmet sunma her sektör için ayrı, ayrı oluşturulan birlikler-odalar-dernekler, halka ve özel sektöre yılda belirlenen bir ücret karşılığı, özel ve tüzel kişilerin almak istediği her türlü hizmeti onlara sunarak gerçekleştirirler. Bu birlikler aracılığı ile her üyenin geliri oranında devlete vergisini ödemesi yolu ile ülkemizde yaşayan tüm vatandaşların geliri oranında vergisini ödeyerek vergi kaçağı önlenir. Bu gün olduğu gibi aynı işi yapan şahıslar ya da işletmeler ile bu birliklerin gelirleri karşılaştırılarak, etüt edilerek vergilerini dürüstçe devletçe ödeyecekleri önlemlerde kolaylıkla alınmış olur. Ancak belirli bir gelir kaynağı bulunmayan illerin, koşullarına uygun az sayıda alan-program açılabilmesi durumunda, bu tür illerde ülke genelinde geçerliliği olan ve ihtiyaç bulunan program-alanlar oluşturulabilir. Ayrıca devletçe kolaylıklar sağlanarak, bazı sektörlerin o illerde yatırım yapmaları teşvik edilip, desteklenerek yatırımlar yolu ile o yöre halkının başka illere göçüşü engellenebilir. Ortaöğretim-Liselerden mezun olarak teknisyen statüsünde elamanlar, 2-3 yıl süreli yüksek öğretim-ön lisans düzeyinde eğitimini tamamlayan tekniker statüsünde nitelikli kalifiye elemanlar ve 4-5 yıl yüksek öğretim yapan mühendisler ve lisans mezunları veya lisans üstü-mastır ve doktora gibi üst düzeyde eğitimle uzmanlaşmış elemanların, hatta ortaöğretimden başlanarak eğitimci olmak için gerekli özellikleri bulunan öğrencilerin yönlendirildiği eğitim programlarında ders notları dikkate alınarak Eğitim Akademisi’nin çeşitli programlarına yönlendirilerek, kendi öğretmen ve öğretim görevlilerini kendilerinin yetiştireceği, Eğitim Kompleksine bağlı kampus-okullarda bireysel ve ekip çalışmaları ile kaliteli, nitelikli verimli yetiştirilmesini sağlayıcı tüm düzenlemeler yapılmalıdır. Her meslekteki bir bireyin serbest çalışması veya bir işyeri açabilmesi ya da birliklere üye olması için en az lise düzeyinde bir kampusu-okulu bitirmesi zorunluluğu olmalıdır. Ayrıca oluşturulan birliklerde alanı ve işlevi ile ilgili işleri yapmaları sağlanabilir. Sistem uygulamaya başladıktan sonra mevcut işletmelerde ya da serbest olarak çalışan fakat koşulları tutmayan vatandaşlar eğitime alınmalıdır. Bu tarihten sonra, birliklerin tüzükleri, yönetmelikleri ve ilgili kurallar gereği, alanında koşulları tutan kişiler işyerleri, tesis ya da işletmeleri açabilme izni verilmeli ve ilgili işletmelerde koşulları uymayan personel çalıştırılmamalı veya istihdam edilmemelidir. Bu programlara öğrenciler yönlendirilirken; 5 Yıllık Kalkınma Planlarında hedeflenen ihtiyaca uygun sayıda okul kontenjanları istihdamı sağlanabilecek nitelikte, nicelikte ve sayıda yetiştirilmeli ve kontenjan ayrılmalıdır. Bu kontenjanlar 5 Yıllık İl ya da Ülke Kalkınma Planları hedefleri doğrultusunda hangi alanlarda, hangi tür, kademe, derecede vb. ne kadar elemana ihtiyaç varsa belirlenmeli okul-kampus kontenjanları Yönlendirme Komisyonları kararları doğrultusunda kontenjanlara kayıt hakkı tanınmalıdır. Yöre-İl ihtiyaçlarına uygun kontenjanların dolması halinde öğrencilerin eğitim olanaklarından eşit yararlanmasının sağlandığı, Yakın çevrede ya da Türkiye’de ihtiyaç bulunan programlara ya da genel programlara yöneltilmeleri sağlanmalıdır. Bu konuda tüm uygulamalar ilgili yönetmelikler, üst kurullar, kurullar ve komisyonlarda alınan kararlar doğrultusunda gerçekleştirilir. İl ve ülke kontenjanları ile ilgili sayısal durum istihdam durumu dikkate alınarak hiçbir zaman ve hiçbir koşulda ihlal edilmemelidir. Çünkü istidam sorunları tekrar diplomalı işsizlerin ortaya çıkmasına terör ve şer odaklarının hortlatılması gibi bir çok sorunu beraberinde getirmesine yol açabilecektir.Bundan başka çok sayıda yetiştirilen bazı alan- bölüm mezunlarının az ücretle çalışmaları ya da işsiz kalmaları hem sektörleri hem de ilgili birlikleri olumsuz etkileyerek, ülkemizde bazı olumsuzlukların yaşanmasına demokrasinin yıpranmasına zemin hazırlayacaktır. Ülkemizin gelişip, kalkınması yolunda bu ve bunun gibi risklere asla ve asla girilmemeli küçük bile olsa herhangi bir olumsuzluğun yaşanmasına müsaade edilmemelidir. Tüm alınan kararlar ve yapılan düzenlemelere rağmen ülkemizdeki ya da bazı illerdeki arz- talep dengesi karşılanamıyor ve öğrenci sayısı fazla ise Nüfus Planlamaları veya farklı önlemler alınma yoluna gidilmeli ya da bir sonraki 5 Yıllık Kalkınma Planları hedeflerine kontenjan aktarılıp gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Türkiye genelindeki tüm programların her düzeyde kontenjanları il, il Eğitim Kompleksleri ve bağlı kampus ve kurum sayıları, programlar ve öğrenci sayıları ve diğer tüm koşullar belirlendikten sonra bu kontenjanlara uygun sayıda öğrenciler Yönlendirme Komisyonu kararları doğrultusunda kayıtla alınmalıdır. Her Eğitim Kompleksinin ya da kampusunun-okulunun yönetim-denetim üst kurulları, diğer kurullar ve komisyonlarının aldığı kararlar doğrultusunda yapılanmaları, kampusun koşullarına uygun yönetmelikler gereği öğrenci kabulü, öğrenci akışı , programlar arası yatay ve dikey geçişler düzenlenmelidir. Aynı kampusta aynı programa devam eden öğrenci, farklı kampustaki aynı programlara her türlü yatay ve dikey geçiş koşulları mevzuat, yönetmelik hükümleri ve kampus yönetim, yönlendirme ve ilgili kurul ve komisyonlarının kararları doğrultusunda, kayıt-kabul ve geçişler gerçekleştirilmelidir. , 7- Tüm bu Eğitim Kompleksleri ve bağlı kampusların, eğitim-öğretime hazır oluş aşamasına kadar her türlü alt yapısı ve donanımı Belediyeler ve Belediye Encümeninin ve Taşra Eğitim Yönetiminin yasal mercilerinin yasa ve yönetmelik esasları ile belirleyeceği Sivil Toplum Örgütlerinin kurum ve kuruluşları eliyle yapılmalıdır., 8- Tüm illerde, MEB. Merkezi Yönetimine bağlı olarak açılacak, Eğitim Komplekslerinin ve Kampuslarının yapılması, binanın genel yapısı dışında ( Alt yapısının düzenleme çalışmaları. ) her bölümünün ve biriminin araç-gereç donanımı en son teknolojinin olanaklarına uygun yapılacak şekilde gerekli tüm düzenlemeler, Yerel Yönetimlerin ihalesi ile belirleyeceği Sivil Toplum Örgütleri, dernekler ve birliklerin yetkisine bırakılmalıdır. Diğer değişle kampus binası, amfi, derslik, salon vb bölümler bu bölümlerin araç-gereç ve diğer donanım ihtiyaçlarının neler olduğu ne kadar, ne kalitede , ne özellikleri içerdiği vb. durumlar, Eğitim Kompleksi ve Kampus Yönetim Kurulunun istekleri dikkate alınarak, sunulan projelerin değerlendirilmesi ve yasal ihalesi vb. Yerel Yönetimlerin yetkisine bırakılmalıdır. Ancak kampus eğitim-öğretime hazır hale gelince yerel yönetimlerin ilerde ihtiyaç duyulacak onarım, eklenti benzer sorunlar ve düzenlemelerde tekrar işbirliği yapılabilmesi koşulu ile ilgili tüm düzenleme ve sözleşmeler geçici olarak sona erdirilir. Bundan sonraki aşamada Eğitim Kampusu eğitim-öğretim yapabilecek tüm koşullar oluştuğu için Milli Eğitim Bakanlığı Yönetimi, Kurulları ve Eğitim Kompleksi Yönetimine bağlı özerk ve kendi içinde bağımsız bir kurum olarak eğitim-öğretim, bilimsel çalışmaları ve faaliyetleri yönetmeliklere uygun yürütmekle yükümlüdürler., 9- Eğitim Kompleksleri ve bağlı kampusların, ( Kreş-Ön Eğitim, Okul Öncesi Eğitim, İlköğretim, Yüksek öğretim, Aile eğitimi, Hizmet-içi Eğitim, Uygulamalı Eğitim vb. tüm eğitim-öğretim kurumları.) O ilin koşullarına uygun, her aşamada ve her düzeyde elamanlarını yetiştirmeyi sağlayacak şekilde, bu elamanlara ilin koşullarına uygun mesleki, mesleki teknik eğitim, genel eğitim ve işe hayata hazırlayıcı eğitim programlarını oluşturmakla yükümlüdürler. Kampuslar, programların çeşitliliği oranında daha çok programa yer verirken belirlenen amaçlar doğrultusunda, çok amaçlı programlara da yer vermek zorundadır. Ancak bunların neler olabileceği, nasıl olacağı, hangi özellikleri içere bileceği, ne kadar programın il koşullarına uygun olacağı vb. hususlar Eğitim Kompleksi ve Kampus Yönetiminin ve Yetkili Kurullarının ve komisyonlarının aldığı kararlar doğrultusunda bağımsız olarak yürütülmesi sağlanır. ( Eğitimini genel ya da Mesleki-Teknik vb. yürüteceği hususları.) 10- Her Eğitim Kompleksinin Kampus - Okul ve Birimleri, kendi bünyesinde öğrenci pansiyonları ( Yatılı öğrenci kapa sitesi kadar.), kafeterya, yemekhane, kafe, spor salonu , sergi ve gösteri salonu, toplantı salonları, kütüphane, her çeşit ve seviyede laboratuar ve işlik konumunda düzenlenmiş derslikler, bölüm başkanlarının odaları ve diğer merkezler ( Kültür, Eğlence, Fuarlar, Sanat, Spor, Bilgi İşlem, Araştırma Geliştirme, Bilim Merkezleri vb.) vb oluşturulmalıdır. Bu mekanlar çağın teknolojik, bilişsel ve iletişimsel tüm olanaklarına uygun her türlü donanım ve tasarımı sağlanmış olmalıdır. ( Personel ve öğrencilerin boş zamanlarını en etkili ve verimli biçimde değerlendirebilecekleri sportif, kültürel etkinlik, aktivite ve her türlü faaliyetlerin rahat bir ortamda yapabilecekleri mekanlar.Halka da açılabilir.) 11- Her Eğitim Kompleksi ve Kampusu, Okul öncesinden başlanarak lisans düzeyine kadar eğitimin her düzeydeki kurumunu- birimini kendi bünyesinde oluşturmalıdır. ( Kreş-ön okuldan, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde eğitime kadar.) İlköğretim, Ortaöğretim, Ön Lisans ve Lisans dahil tüm eğitim-öğretim kademelerini kendi bünyesinde aynı çatı altında ancak farklı, farklı yapılanmalarla barındırmalıdır. Her ne kadar birbirinden farklı olan bu kurumlar aynı çatı altında bir yapılanmaya giderek; aynı yönetime bağlı olarak çalışıyorlarsa da ( Aynı Eğitim Kompleksi ve Rektörlüğe bağlı olarak ) birbirlerinden bağımsız , her kurumun dekan, genel müdür, yönetici, bölüm başkanı, birim başkanı vb. yönetimi, o kurumda görevli olan personelin tümünün demokratik temsili ile aldığı kararlar doğrultusunda sosyal bir yapı gerçekleşmelidir. Diğer değişle her kampus ve kurumun yönetimi kendi içinde bağımsız ancak eğitim kompleksine bağlı olarak çalışacak şekilde, eğitim kompleksi personelinin kendi rektörünü ve yönetim ve diğer kurullarını seçebildiği bir yapı için gerekli tüm yasal düzenlemeler yapılmış olmalıdır. Diğer önemli bir yapılanma fiziksel yapılanmadır. Eğitim-öğretimin her seviyesinde yaş ve gelişim dönemlerinin her türlü özellikleri dikkate alınarak, kurumlar ayrı, ayrı binalar şeklinde ancak aynı kampusun çatısı altında, kampusun bir parçası- bölümü olarak yapılanmalıdır. Ancak ortaklaşa kullanabilecekleri bölüm ve mekanlar eğitim kompleksine bağlı her kademe ve derece ve türdeki eğitim kurumlarının ortaklaşa ve kolaylıkla yararlanabileceği yakınlıktaki mekanlar olacak şekilde düzenlenmesi esas olmalıdır. (Yerel yönetimlerin denetim ve sorumluluğunda ilgili kurum ve kuruluşların işbirliği ile kampusun eğitim- öğretime hazır olacak hale gelişi ile ilgili tüm fiziksel koşullar eğitim-öğretim başlamadan düzenlenmiş olmalıdır. ) Buradaki amaç aynı eğitim kompleksinin çatısı altındaki tüm kampus, amfi, merkez, mekan ve birimlerden; gerekirse personelden kurumların ortaklaşa yararlanmasının sağlanması hedeflenmektedir. (Eğitimde ekonomiklik ilkesi gereği yapılanma.) Ayrıca bu ülkemizde eğitimde fırsat eşitliğini ortadan kaldırmayacak sayıda Özel Eğitim Kampusları oluşuncaya kadar ülkemiz ekonomisinde tasarrufa giderek; eğitime gayri milli hasıladan daha fazla pay ayrılması ya da yerel yönetimlere kaynak aktarılması ve ilerde bir zamanda eğitim kompleksinin kendi varlıkları, gelirleri ve olanakları ile ayakları üzerinde duruncaya kadar ki süreç içinde devlete yük olmaktan kurtulması hedeflenmeli ve sağlanmalıdır. Bu yolla ülkemizin gelişimine ve ekonomimize katkıda bulunulmasını sağlamak amacına yönelik düzenlenmelerin yapılması esas olmalıdır. Ayrıca bu mekanlardan Eğitim Kompleksi ve Kampus Yönetim Kurulu ve Kurullarının ve komisyonların alacakları kararlar doğrultusunda, yapılacak bir plan ve program dahilinde; bu bölüm, birim ve mekanlardan birbirine yakın olan kampusların kurumlarının da yararlanmaları sağlanabilmelidir. 12- Ancak her kurumun kendi içinde bağımsız bir yapıya sahip olduğu kadar tüm görevlerin o kurumda çalışan personelin görev ve sorumluluğunda olması ve bu görev ve sorumlulukların paylaşımı demokratik usul ve esaslara uygun olarak düzenlenmelidir. Bu amaçla Bölüm Başkanlıklarından başlanarak, birim, kurul ve komisyon ( Bölüm, Zümre Başkanlığı ve yönetim kurulu aynı bölümdeki bireyler tarafından seçilmelidir. ) Her kademedeki yönetim, yönetim kurulu ve üst kurul temsilcileri ise o kurumdaki tüm personelin katılacağı seçimle gerçekleştirilmelidir. Görevinde yetersiz, başarısız ve usule, yasalara ve yönetmeliklere uygun çalışmadığı kanıtlanan yöneticinin birim denetimince hazırlanan rapor gereği yönetimce uyarılması, aynı tutum ve davranışı devam ettirmesi halinde Denetim Yetkisine sahip Üst Denetimce görevi iptal edilir ve o göreve aynı usullerle yeni yönetici getirilir. Kurul üyeleri personele ise yaptığı işlerle ilgili görev ve sorumluluk yanında yetki verilerek yanlış yapmaları önlenmelidir.Üst kurul, kurul ,komisyon vb. ekip çalışmaları esas olduğu için bireysel hata yapma yolu bu düzenlemelerle asgariye indirilmiştir.İlgili ekip başkan ve yönetiminin, ekibin kendi içinde oto kontrol sistemi ile ve çoğunlukçu bir anlayışla kararlar alınıp uygulandığı için hatalar ve yanlışlıklar yapılmayacaktır. Buna rağmen bireysel yapılan usulsüzlüklerden bireyler sorumludurlar. 13- Her Eğitim Kampusu kendi bünyesindeki her kademedeki yöneticilerinin belirlenmesi için her yıl eğitim-öğretime başlamadan Temmuz ve Ağustos aylarında ilgili yönetmelik gereği adaylık koşulları uygun olan adaylar seçim ve demokratik usullerle yönetim görevlerine getirilirler. Gerekli görülürse seçimle görevlerini bir defa daha devam ettirmesi için yetki vermek üzere tekrar aday olabilirler. Ancak hiçbir yönetici iki dönemden sonra tekrar aynı yönetim kademesine aday olamaz, ( Üç dönem üst üste aynı birimde aynı görevi yürütemez.) farklı birimlerdeki yöneticiliklere ve temsilciliklere aday olabilmelidir. 14- Eğitim Kampuslarında demokratik yönetimin sağlıklı işlemesi, amacına yönelik olarak; eğitimden birinci derecede sorumlu olan personelin kendi yöneticilerini seçmesi kadar önemsenecek diğer bir husus öğrenen kişi öğrencilerin kendi eğitim-öğretimlerinde karar sahibi olmaları ve katılımlarıdır. Bu amaçla öğrencilerin katılımını sağlayıcı Öğrenci Temsilciliğinin oluşturulması ve temsilciler tarafından Öğrenci Birliği Kurullarının her kademe deki kurum-kampus ve okul bünyesinde ayrı, ayrı oluşturulması zorunlu olmalıdır. Öğrenciler bağlı bulundukları kurum içindeki tüm kurullarda ve komisyonlarda belirlenen sayılarda aktif görevler almasını sağlayıcı yönetim kurulunu temsilcileri kanalı ile seçimle oluştururlar. Eğitim-öğretimde bu temsilcileri aracılığı ile söz sahibi olurlar. Öğrenci temsilcilerinin belirlenmesi sınıf-derslik düzeyinde öğrencilerce her bölüm için öğrenci sayısı ile orantılı sınıf temsilcisi belirlenir.Bu temsilciler arasından aday olan öğrenciler oluşturdukları Ekip Listelerini her kurum-kampus-okul için ayrı, ayrı ekipler oluşturarak yönetime başvuruda bulunurlar. ( Bu konuda bir kurum yönetici yardımcısı ve okul rehber öğretmeni yönetimce görevlendirilerek Okul Öğrenci Temsilciliği Kuruluna rehberlik yapar.) Ekiplere ilgili görevlilerce propaganda ve seçimler için süre tanınır. Bu sürenin sonunda tüm temsilcilerin oyları tasnif edilerek başkan, yönetim kurulu üyeleri ve diğer kurul,komisyon üyeleri belirlenir.Ancak hiçbir üyeye birden fazla görev yüklenemez. Bu şekilde her kampus-okul-kurum bünyesindeki Okul Öğrenci Temsilciliğinin oluşumu sağlamalıdır. Yönetim Kurulu sayısı dikkate alınarak, her kurul ve komisyon için en az bir en fazla iki üye ile temsil edecek şekilde belirlenmelidir. ( Öğrenci Kurullarında ayrıntılı açıklanacaktır.) 15- Her Eğitim Kampusunun personeli, sorumluluk bilinci ile belirlenen oranlarda yetki ve sorumluluklara sahiptir. Katıldığı kurul ve komisyonlarda, Ekip Çalışması ruhuyla, tüm birimlerle işbirliği ve etkili bir iletişim içinde koordineli ve her birey görevinin kendine yüklemiş olduğu sorumluluk bilinciyle yetkileri gereği görevlerini yasa ve yönetmelikler doğrultusunda kullanırlar. Bu amaçla tüm personelin, sürekli kendilerini yenilemeleri ve geliştirmeleri amacına yönelik, çağın değişen koşullarına ve gelişmelerine uygun personelin sürekli hizmet-içi eğitimlerden yararlanırlar. Bu çağdaş değişimler ve düzenlemeler doğrultusunda, Eğitim Komplekslerinin O ilin koşullarına uygun olan programlarda öncü, bilime ulaşan, bilimi kullanan, bilimi üreten, bilimin beşiği ve bilimin merkezlerine dönüşmeleri hedeflerini, gerçekleştirmek için çaba gösterirler. 16- Ön Eğitim, Okul Öncesi ve İlköğretim Kurumunun birinci kademesi dışındaki her kademedeki eğitim-öğretim kurumlarında; öğrencilerin yetenek, ilgi, istidat, başarı ve değerlerinin belirlenmesi; sağlıklı, isteğine göre potansiyeline uygun bir alana yönelmesini sağlayacak bilgi, beceri, kültür ve olumlu davranışlar kazandırılmalıdır. Bu amaçla, oluşturulan Ortak Dersler ve üst programlar denilen alanlarla ilişkili tüm derslerin alt yapısını oluşturan Zorunlu Dersler, dördüncü sınıftan aşama, aşama başlanarak sekizinci sınıf sonuna kadar verilir. Bu derslerin dışında kalan, diğer Seçmeli Derslerin öğretmen ve öğretim görevlilerini seçme yetkisi öğrencilere ait olmalıdır. Bu derslerden hangilerini seçmeleri gerektiği, bireysel ayrıcalıklarına uygun üst programların tanıtımı ve ilgili derslerin önemi vb. konularda Sınıf-Sınıf Rehber Öğretmeni ve Rehberlik Psikolojik Danışma Merkezi elemanlarınca gerekli yönlendirmeler yapılır. Eğitim-öğretimin okul ortamındaki derslik ve bölümlerde verilmesi esas olması nedeniyle, her kademe-sınıf ders- düzeydeki öğretmen-öğretim görevlisinin özel bir dersliği bulunmalıdır. Her dersin koordineli çalışmalarını yapmaya yönelik Bölüm- Zümre Başkanlıkları oluşturulmalıdır. 17- Her Eğitim Kompleksine kampuslarla ilgili tüm eğitim-öğretim çalışmalarının koordinasyonu için kurumlar, Yönetim Kurulu ve Üst Kurulların oluşumu zorunlu olmalıdır. İhtiyaç duyulan farklı kurullar ve komisyonlar, yönetmelik ve alınan kararlar doğrultusunda oluşturulabilir. Ayrıca her kampus-okul bünyesinde bu kurul ve komisyonlarda kimlerin yer alacağı, oluşumu, işlevleri ve görevleri ayrı, ayrı belirlenir. ( Program, Planlama, Ders Araçları, Araştırma-Geliştirme, Çalışmaları,Yönlendirme, Finansman, Ölçme-Değerlendirme ve Test Geliştirme, Denetim, Rehberlik ve Psikolojik Danışma, vb. kurul ve komisyonları) kurulmalıdır. Bu kurulların ve komisyonların aldığı kararlar,işbirliği, eşgüdüm ve koordinasyon içinde, İlgili mevzuat gereği, Merkezi ve Taşra ya da Eğitim Kompleksine bağlı Kampusların kurul ve Yönetim Kurullarınca onaylandıktan sonra, ivedilikle uygulanmalıdır. 18- Her Eğitim Kompleksinin ve bağlı Kampusların, yapısına uygun Yönetim, Denetim Birimleri, Üst Kurullar, Kurullar ve Komisyonlar vb. kanun ve mevzuat, çıkarılan yönetmelikler ve alınan kararlar gereği hangi kurum ve kampuslarda ne gibi çalışmalar yapacakları ile ilgili hususlar ve hangi kurullara gerek veya ihtiyaç duyulduğu alınan kararlarla belirlenir.Tüm kurullar, kurumun- kampusun koşullarına uygun olarak muhakkak oluşturulmalıdır. 19- Kampusun, Genel Amaçları, Temel İlkeleri ve Yapısına uygun belirlenen yönetmelikler doğrultusunda uygulama da görülen aksaklıklar, çözümlerle ilgili bazı kurullarca, oy çokluğu ile kararlar alınabilir. Bu kararlar yönetimce onaylandıktan sonra yürürlüğe girer. Ancak tereddüt edilen hususlar üst kurullarda görüşülür ya da hukuki zeminlerde, bu kararların meşru olup olmadığı hususu, yasal mercilere itiraz edilebilir. Yasal geçerliliği olmayan kararlar iptal edilir. Yasalarca gerekli düzenlemeler yapılmadan mevzuata ve yasalara uygun olmadan alınan kararlardan, ilgililer yasalar karşısında sorumlu tutulmalıdır. 20- Yasalara, sisteme, tüzük ve yönetmeliklere uygun olmadığı ve uygunluğu tartışmalı kararların alınması ve belirlenmesine rağmen yönetim bu kararları, uygulamada direnirse yasal işlem yapılır. Tereddüt edilen kararlar ise referanduma gidilir. Çoğunlukça ret edilirse, karar yürürlükten kaldırılır. Referanduma karar veren yönetim bu durumda yetki ihlalinden fes edilmiş sayılır.Yerine aynı usulle ara seçimle yeni yönetim belirlenir. Yasal olmayan hiç bir uygulama oy çokluğu da olsa uygulanamaz, uygulayanlar yasalar karşısında sorumluluktan kurtulmamalıdır. 21- Önerdiğim, bu Eğitim Sistemi, Anayasamızın eğitim-öğretim hakkı ve 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda, ifade edilen Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlı Çağdaş, Laik, demokratik, Sosyal Hukuk Devleti, İnsan Hakları vb. tüm yasal düzenlemelere bağlı kalmak koşulu ile hatta daha çağdaş düzenlemeler ile Hukuk ve Eğitim alanındaki uzman kişiler, Akademisyen, her kademedeki eğitimci ve yöneticilerin temsil edildiği, Belediye Başkanı, Sivil Toplum Örgütlerinin birer temsilcisinin , eğitim-öğretimin her kademesinden bir okulun okul öğrenci kurulunun demokratik usullerle seçilen ayrı, ayrı birer temsilcisinin velilerin temsilcilerinden ve her branştaki zümre başkanları temsilcisinin katılımından oluşan “Eğitim Sistemini Değerlendirme Komisyonunun “ aldığı kararlar, yapacağı düzenlemelere göre sisteme son şekli verilmelidir. ilgili “ Eğitim Kampusu Yönetim Kurulu ve Eğitim Kompleksi Üst Kurulunda onaylandıktan sonra “ Valilikçe-Taşra-Yöre Denetim Birimince, bazı durumlarda MEB Denetim Birimlerince ivedi olarak onaylanıp; yürürlüğe girmeli ve uygulamaya başlanabilmelidir. 22- Adı geçen kurulun oluşumunda, üyelerinin en az yüzde altmışı eğitim kurumlarındaki her kademedeki eğitim ve yöneticileri temsilcilerinin personel sayıları ile orantılı seçimle yetki verilen eğitimci temsilcilerden oluşturulmalıdır. Bunların yüzde onu Milli Eğitim Bakanlığı Merkezi ya da Taşra Yönetimi temsilcilerinden, Yüzde yirmisi Üniversitelerin o ilin koşullarına uygun oluşturulacak programların, alanlarda bilimsel araştırmalarını yapmış akademisyenlerden, Kalan yüzde otuzu ilköğretim ,ortaöğretim ve yeter sayıda okul öncesi eğitim kampuslarının açılan programlarla ilişkili mesleki, teknik, özel eğitim, işe-hayata hazırlayıcı, yaygın eğitim öğretmeni ve yöneticilerinden oluşmalıdır. Yönetici sayısı her alandaki öğretim görevlisi- öğretmen sayısının yarısından fazla olmamalıdır. Geriye kalan % 40 oranındaki üye, İl Hukukçular-Barolar Birliği yönetim kurulu üyeleri olmak üzere, ilgili Sivil Toplum örgütlerinin başkanlarının katılımı ile oluşur. 23- Her eğitim kompleksi ve bağlı kampus kendi içinde özerk bir statüye sahip olmalıdır. Ancak Eğitim Kompleksi Milli Eğitim Bakanlığı taşra birimlerine, Taşra Birimleri MEB ‘na, Eğitim Kompleksi bünyesindeki, kampus, amfi ve kurumlar ise Eğitim Kompleksinin ilgili kurullarına karşı sorumlu ve bağlı olarak faaliyetlerini yürütmekle yükümlüdür.Bu konuda yasal düzenlemeler, Eğitim Kompleksi Yönetim Kurulu,Taşra Teşkilatının teklifleri ve MEB ‘nın onayı ile hazırlanan yönetmeliklerce düzenlenir. Devlet ve Özel Sektör tarafından açılan tüm eğitim kompleksleri hazırlanan yönetmelik gereği faaliyetlerini yürütmekle sorumludur. 24- Her Eğitim Kompleksinin Ortaöğretim ve Yüksek Öğretim Programları, yönetmelik, kurul ve komisyon kararları gereği her programa belirli niteliklerdeki ( O program için gerekli ağırlıklı ortalama- Eğitim Programı için belirlenen derslerin ağırlıklı ortalaması 3.00- 3.99 olanları) öğrencileri alabileceği gibi her kampus bünyesinde aynı programın çeşitli seviye gruplarını ( Eğitim Programının Matematik Öğretmenliğine belirlenen derslerin ağırlıklı ortalaması 4.00-5.00 olanları ayrı , 3.00-3.99 olanları ayrı seviye grubu vb.) oluşturabilir. 25- Bir önceki madde de belirtilen öğrencilerin yönlendirmesi konusunu açmak istiyorum . Not ortalaması bakımından herhangi bir programa, belirlenen seviye dışında öğrenci almayıp, tek seviye grubu olan Eğitim Kompleksi yapısından; Aynı programın birden fazla ( Alt veya üst seviyelerde belirlenen grupları) seviyelerde oluşturulan programlarına aynı kampus içinde yer verilmesi; yıl sonunda seviyeler arası ya da kampuslar arası her türlü yatay ve dikey geçişler Yönlendirme Komisyonu kararları ve mevcut yönetmelik gereği yapılır. Ben farklı kampuslarca oluşturulan aynı programa her kampusun farklı not ortalaması ile alması ve kampuslar arası geçişlerin düzenlenmesi, şeklindeki yapılanmanın bir çok sakıncaları olduğunu; bunun yerine aynı eğitim kompleksine bağlı kampus içinde aynı programın, birden çok seviye grubunun oluşturulması ve aynı kampus içinde seviyeler arası geçişlerin düzenlenmesinin, daha yararlı olacağını düşünmekteyim. 26- Gerekirse, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ve İl Eğitim Kurulunun kararları gereği, Eğitim Kompleksinin belirlenen koşullarda öğrenci kontenjanlarının belirlenmesi,geçiş koşulları uyan öğrencilerin kontenjanlara uygun geçişi vb. kayıt listeleri il tarafından onaylanıp; kesin kayıt listeleri belirlenme yoluna da gidilebilir. ( Bu hususta Eğitim Kompleksi Yönetim Kurulu ve İl Eğitim Kurulu arasında mutabakat sağlanması halinde.)
27- Eğitim Komplekslerine geçişte ülkemiz koşulları ve olanakları
dikkate alındığında, geçiş sürecinde Ortaöğretim,İlköğretim, Okul Öncesi
ve Ön Eğitim kurumları Merkezi bir okulun, öncelikli olarak
Yükseköğretimin bünyesinde görevlerini yürütebilir. 28- Bu günkü Eğitim Dizgecinde, Zorunlu eğitimin sonunda öğrencilerimizin büyük bölümü 17-18 yaşlarda kendini sokakta bulmaktadır.Devletin ve ailelerin yaptığı yatırımlar boşa gitmektedir.Bu öğrenciler Eğitim Kompleksleri yapısında bireysel ayrıcalıklarına uygun kalifiye elamanlar ya da alanında uzmanlaşarak topluma yararlı, üretken bireylere dönüşeceklerdir. Bu günkü yapılanmadan farklılıkları: 1- Eğitim kompleksi, bu günkü yükseköğretimin bünyesine tüm eğitim kurumlarını almıştır. Ancak bu kurumlar ayrı, ayrı kampus veya okul şeklinde yapılanmıştır. 2- Tüm bireyleri eğitim olanaklarından eşit şekilde yararlanması ve eğitimde birlik esası ile her kademedeki eğitim-öğretim kurumları Eğitim Kompleksi çatısı altında bir araya getirilmiştir. 3- Kreş-ön eğitim ve okul öncesi eğitim kurumlarının yaygınlaştırılmasına ağırlık verilmiştir. 4- Her il için geçerli ve o ilin koşullarına uygun öğretim programlara ağırlık verilmiştir. Bu programlara geçişte ilgi, yetenek, kişilik,başarı, istek vb. bireysel ayrıcalıkları ön plana alınmıştır. 5- İlköğretim sonunda tüm öğrencilerin bireysel ayrıcalıklarına uygun bir yönlendirme sistemi ve yönlendirme komisyonu kararları ile ortaöğretime yönlendirme eşitlikçi olarak, esas alınmıştır 6- Yükseköğretime geçişler, ortaöğretim programlarındaki ilgili derslerin yıl sonu ağırlıklı başarı ortalaması dikkate alınarak yönlendirilmesi düzenlenmiştir. 7- Program değil öğrenciyi merkeze alan bir sistem düzenlenmiştir. 8- Öğrencilerin isteklerine uygun dersleri ve ders öğretmenlerini seçmelerine olanak tanınmıştır. 9- Derslikler her branş dersi ve her seviyedeki dersle ilişkili araç, gereç ve donanımı sağlanarak ilgili öğretmene ait bir mekana dönüştürülmüştür. 10- Dersliklerde yetenek ve ilgi, bilişsel, duyusal vb. tüm bireysel özelliklerini dikkate alarak seviye ve düzey gruplarının oluşturulması esas alınmıştır. 11- Derslikte tüm araç gereçlerin bulunması ve dersin deste öğrenimi esas olduğu için çantasız eğitim modeli uygulanmaktadır. 12- Bu amaçla dersler derste öğretilmekte, etüt, kurs, uygulama, deney, gösteri, film vb. öğrencilere destek eğitimi verilmektedir. 13- Öğrenci sayıları 20-25 ‘i geçmemekte ve her öğrencinin kendi sınıfında şahsına ait araç ,gereç ve materyalin bulunduğu bir dolabı bulunmaktadır. Sınıf- Sınıf Rehber öğretmenin verdiği dersler ve zorunlu dersler dışında aldığı diğer dersleri, programa uygun ilgili dersliklerde takip etmektedir. 14- Öğrencilerin, Öğrenci temsilciliği ya da birliği yolu ile eğitime demokratik katılımları gerçekleştirilmiş ve öğrenciler çeşitli kurul ve komisyonlarda kendi eğitimlerinden söz sahibi olmuşlardır. 15- Öğretim programları, öğrencinin aktif katılımının sağlandığı, öğretmenin yol gösterip, rehberlik yapacağı biçimde ünitelerden oluşturulmuştur. 16- Öğretim çağdaş araç gereçlerle ve çok sayıda duyu organına hitap edilerek verilmekte, öğrencinin bireysel ve ekip çalışmaları etkin yer almaktadır. 17- Kampus, okul yönetim kurulu, yönlendirme komisyonu kararları ve yönetmelikler gereği her türlü yatay ve dikey geçişler düzenlenmiştir. 18- Sınavlar dönemde bir defa yapılır. Sınav notu dışında öğrencinin ders içindeki durumu ve ödev ve projeleri dikkate alınıp, ayrıca değerlendirilerek; ders geçme notu belirlenir. 19- Her ders için dönemlik ya da yıllık bir defaya mahsus Standart Başarı Testi uygulanır, bu test örgün ve yaygın eğitim programlarında aynı dersleri alan Türkiye genelindeki tüm öğrencilere uygulanır. 20- İlköğretim sonunda, her türlü programa geçişte başarının yanında yetenekleri ve diğer bireysel ayrıcalıkları değerlendirilerek, üst programlara geçişlerine olanak tanınır. 21- Eğitim kampusundaki kurul, komisyon üyelerinden alanı ile ilişkili olanlar dışında üyelerin belirlenmesi ve bilhassa tüm yönetim kademelerinin demokratik usullerle yani seçimle belirlenmesi esastır. 22- Eğitim komplekslerinin, kampus ya da okulların sayıları, öğrenci kontenjanları program çeşitleri ve sayıları ve istihdamı her yıl olacak şekilde 5 yıllık planlar dahililinde, yönetmelik ve alınan kararlar gereği belirlenir. 23- Eğitim kompleksinin eğitim-öğretim faaliyetleri dışındaki her türlü alt yapı ve araç-gereç donanımı yerel yönetimlerce karşılanır. 24- Eğitim-öğretimin biçimlendirilmesinde ve uygulanmasında öğrenci ve öğretmenler söz sahibi olmuşlardır. 25- Eğitim-öğretim-yönetim yetkileri tek merkezde toplanmamış görevleri ile ilişkili tüm eğiticilere belirli oranda yetkilerin devri yapılarak, eğitimciler yetkilerle donatılmışlardır. 26- Eğitim Kompleksi üst kurulu, tüm kampusların kurullarında alınan kararları onaylayan, uygulanması için kampuslar ve birimler arasındaki koordinasyon, iletişim, işbirliği ve eşgüdüm sağlayan en üst düzeydeki kuruldur. 27- Her eğitim kompleksinin ortaöğretim ve yükseköğretim programlarına geçiş, kontenjanların belirli not ortalamasının baz alınması ya da aynı kampus içinde farklı not ortalamaları ile oluşturulan programlarda, ayrı seviye-düzey gruplarının belirlenip, oluşturulması; aynı program ya da değişik programlar arası geçişlerin nasıl olacağı, düzenleneceği vb. hususlar, yönetmelik, komisyon ve kurul kararları ile belirlenir. 28- Personelin kendini sürekli yenileyip, geliştirmesi, iş doyumunun sağlanması, bilimsel ve nitelikli eğitimin gerçekleştirilmesi için ek ödül sistemleri getirilmiştir. 29- Merkezi Yönetimin yetkilerinin eğitim komplekslerine aktarılması ile kalınmamış, iller uygun eğitim programları yolu ile kitlelerin eğitimi , yararlı ve verimli bireylere dönüşmeleri hedeflenmiştir. 30- Öğretim, ezbere, gereksiz ve kuru bilgi yüklemekten kurtarılarak düşünmeye, düşünmesini, araştırma,inceleme,yorumlama,deneme, uygulama ağırlıklı öğretim yolu ile öğrenmenin öğrenilmesini gerçekleştirecek biçimde düzenlenmiştir. 4- YEREL YÖNETİMLERİN ROLÜ VE İŞLEVLERİ Yerel Yönetimler, İmar Planlarında o ilin eğitilecek nüfus, öğrenci sayıları, ayrılan alan, eğitim uygulamaları yapılan yerlere ve merkeze olan yakınlığı, ulaşım, alt yapı ve şehrin hangi semtinde yer alacağı vb. tüm koşullar düşünülerek 5.Yıllık Kalkınma Planları hedefleri doğrultusunda arsa ayrılır. Eğitim Kompleksinin yapılmasına gerekli birimlerce karar verildikten sonra, Yöre-Taşra- İl Eğitim Üst Kurulu ve Eğitim Kompleksi Üst Kurulu ve Yönetimi kararları doğrultusunda sorumlu Yerel Yönetimlerce, her türlü alt yapı ve donanımı Eğitime Katkı paylarından oluşan fonda biriken paralarla karşılanır. Gerektiğinde İlgili Bakanlık Birimlerinden katkı sağlanır. Yerel Yönetimlerin Eğitim Kompleksi ve bağlı tüm kampus ve birimlerin her türlü alt yapısı, fiziki donanımı, kısaca eğitim-öğretime hazır duruma gelinceye kadar Belediyeler-Yerel Yönetimler ve belirlenen Sivil Toplum Örgütlerince yürütülmesi esastır. Ayrıca her yıl belirlenen onarım, tadilat ve alt yapıdan kaynaklı sorunlar yine bu kurumca karşılanır. Bununla ilgili yasal düzenlemeler yapılırken, eğitime katkı paylarının hangi hizmetlerden alınabileceği ve miktarının ne olacağı vb. hususlar yerel yönetimlerin önerisi üzerine ilgili bakanlıklarca gerekli yasal düzenlemeler ve yönetmelikler çıkarılarak yerel yönetimler gerekli yetkilerle donatılmalıdır. Bu amaçla merkezi sistemin denetim ve bazı onay yetkileri dışında, yerel yönetimlerin eğitim ve diğer alanlarda bulunduğu ilde projeleri hayata geçirebilmesi, ilini geliştirici ve kalkındırıcı yatırımlar yapmasını sağlayıcı gelir kaynaklarını bulundukları ildeki insanların çeşitli harcamalarından ya da gelir ve yatırımlarından elde edilen kazancın belirli bir miktarını vergi olarak belirleyip,toplayabilmesini sağlayıcı merkezi yönetimin belirli genel vergi kalemleri dışındaki vergileri toplama ve harcamada yerel yönetimleri yetkilendirerek, Devlet Organlarının-bakanlıkların görevlerinin bir bölümünü o illerin kendi gelişimlerini sağlayıcı yatırımlar yapabileceği biçimde aktarmalıdır. Eğitim komplekslerinin nasıl ve kimler tarafından hangi usul ve esaslarla ihale edilip, hangi kurum ve kuruluşların yetkilendirilerek, hangi bölümleri ve işleri yapacakları vb. hususlar yapılan yasal düzenlemelerde açık ve net olarak belirlenmelidir. Bu yasalar gereği Eğitim Kompleksi, eğitim-öğretime hazır hale gelip, Valilik-Taşra- Eğitim Yönetim - Denetim Birimleri ve Eğitim Kompleksi Yöneticiliğine teslim edilinceye kadar her türlü sorumluluk ve yetki Belediye Başkanlarının tekelinde olmalıdır. Bu hususlarda bazı olumsuzlukları ortadan kaldırmak amacı ile Eğitim Kompleksi Üst Kurulu ( Bu toplantılara alanında ihtisas yapmış hukukçu, iktisatçı, işletmeci, inşaat ve Mimarlık vb. alanların bölüm başkanları ya da temsilcileri) toplantılarına, Sivil Toplum Örgütlerinin temsilcileri katılarak, görüş bildirmeli ve bu görüşler doğrultusunda tüm üyelerce kararlar alınmalıdır.Alınan bu kararlar doğrultusunda, Eğitim Komplekslerinin tüm alt yapı ve fiziki donanımlarını gerçekleştirici düzenlemeler ve çalışmalar Yerel Yönetimlerce yapılmalıdır.
5. YÖNETİM VE DENETİM BİRİMLERİ
EĞİTİM HİZMETLERİNİ GELİŞTİRME BİRİMLERİ
Eğitimi Program Eğitim Finansman Yurtdışı Test Üst Geliştirme -Planlama Teknolojileri Genel M. Avrupa Geliştirme Kurullarla Genel M. Genel M. Genel M. İlişkileri Genel M. Koordinasyon
Ön Eğitim Oku Öncesi İlköğretim Ortaöğretim Yükseköğretim Eğitim Kompleksleri Genel M. Genel M. Genel M. Genel M. Genel M. İle İlişkiler Genel M.
Birim Yöneticisi Birim Yöneticisi Birim Yöneticisi Birim Yöneticisi Birim Yöneticisi
EĞİTİM KOMPLEKSİ KURULLARI BAĞLI BİRİMLER VE MERKEZLER
-Eğitim Kompleksi Üst Kurulları -İl Sınav Merkezi, -Kurullar ( Araştırma ve -Ölçme Değerlendirme Merkezi, Geliştirme, Planlama-Programlama, - Öğrenci Bilgi İşlem Merkezi, Rehberlik-Denetim ve Koordinasyon, - Bilim ve Kültür Merkezi, Döner Sermaye, Sağlık, Program- -Sanat, Spor Merkezi, Planlama,Öğretim Görevlileri-Öğretmenler, -Eğlence Merkezi .....vb. Zümre vb. Kurulları )
1- Merkezi Yönetim: Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri ( 3797 Sayılı Kanun ) gereği, Merkezi Yönetim-Denetim Birimleri, merkez teşkilatında görevleri ile ilişkili çalışmaların koordinasyonu, organizasyonu, kurul ve taşra birimlerince onaylanmak üzere gönderilen kararların incelenerek, gerektiğinde görüşülerek onayı ve denetimi görevleri ile Milli Eğitim Bakanlığını görevi ile ilişkili temsili dışındaki, eğitim-öğretim ve yönetim görev ve yetkilerinin büyük bölümünü, Eğitim Komplekslerince seçilen temsilcilerin çoğunluk oluşturduğu Üst Kurullara, Taşra-İl Teşkilatı-Yönetim Denetim Birimlerine ve tamamen seçilmişlerden oluşan Eğitim Kompleksi Yönetim Denetim Birimlerine, ilgili kurul ve komisyonlarına yetkilendirildikleri oranda; görev,yetki ve sorumlulukların devredilerek, yetkileri tek merkezde toplama alışkanlığı kazanmış, hantal bürokratik yapıdan kurtularak görevleri ve sorumluluklar kadar yetkilerinde paylaşıldığı yerel yapıyı oluşturmak hedeflenmiştir. Bu amaçla 3797 sayılı kanunda değişiklikler yapılarak, ya da yeni yönetim yapısı ( Merkezi ve İl- Taşra, Eğitim Kompleksi Yönetimi) doğrultusunda yasal düzenlenmeler yapılmalıdır.
Yeni düzenlemede yapılacak değişiklikler:
a) Merkez Teşkilatının, yapılacak işleri engelleyici kırtasiyeciliğe dayalı, siyasi yapıya sahip, masa başında kararlar alıp ve uygulanmasını sağlayan, geniş yetkilerle donatılmış, bürokratik ve hantal yapının ortadan kaldırılarak, görev ve yetkilerin büyük bölümünün Taşra-yöre-il ve Eğitim Komplekslerinde seçimle iş başına getirilen, yerinden yöneticilere devredilerek yeniden yapılandırılması. b) Bakanlık Müsteşarlığı, Müsteşar Yardımcısı sayısı ikiye düşürülerek, diğerlerinin tabii üye olarak görevlerini geçici devam ettirmeleri sağlanabilir. c) Ana Hizmet Birimleri ve Yardımcı Hizmet Birimleri, Eğitim Hizmetlerini Geliştirme Birimleri adı altında birleştirilerek, görevleri birbirine yakın birimler bir çatı altında ya da yeni genel müdürlüklere bağlı olarak yeniden yapılandırılmalı ve görevi bulunmayan genel müdürlükler iptal edilmelidir. d) Her hizmet geliştirme biriminde, Genel Müdür ve yardımcısına bağlı,görev ve işlevleri ile ilişkili sayıda Daire Başkanı ve Şube Müdürü (Bir veya iki) olmalıdır. Yeterince de bilgisayar bilen Meslek Yüksek Okulları ve Meslek Liseleri mezunu tekniker ve teknisyen statüsünde memur kadrosu ihdas edilmesi ile her birim şişkin ve karmaşık yapı yerine yeterince, alanlarında uzman seçilmiş yönetim ve verimli memur kadrosu oluşturulmalıdır. Bu birimlerde görev alacak ve atanacak personel alanlarında uzmanlıkları kanıtlanmış ya da kariyer yapmış kişilerin , taşra birimlerince seçimle seçilerek temsil yetkisi verilmiş üyelerinden oluşturulmalıdır. Bu üyeler, MEB. Üst Kurulunda daha önceden belirlenmiş olan ölçütlerle durumları değerlendirilip, hangi yönetim kademelerinde görev yapabilecekleri karara bağlanmalıdır. Daha sonra bu kararlar doğrultusunda niteliklerine uygun birimlerdeki kadrolara seçimle seçilerek atanmaları esas olmalıdır. Mevcut kadro içinde, yetersizlikleri kanıtlanan personel istediği bir taşra birimine eşdeğer olan Merkezi Yönetim Koordinasyon ve Merkezi Denetim Üst Kurullarına ya da Taşra-İl Denetim Üst Kurulu ve Eğitim Kompleksi Denetim Kurullarına, görev , statüsü ile ilgili ve uygun birimlerin münhal kadrolarına, liyakat esasları gereği isteğine uygun tabii üye olarak atama istemi değerlendirilir. Milli Eğitim Bakanı tarafından atanırlar. Bu şekilde mevcut hantal yapı, öncelikli olarak ortadan kaldırılmalıdır. e) Talim Terbiye Kurulu, Danışma ve Denetim Birimleri, Bakanlık Müşavirleri ve işlerliği ortadan kalkan bazı müdürlükler vb. birimler iptal edilmelidir. Bu birimlerin personelinden emekliliği dolanlar zorunlu emekli ettirilmeli, emeklilikleri dolmayanlar Merkezi Denetim ya da Taşra-Yöre eşdeğer birimlerine isteğe bağlı tabii üye olarak atanmalıdırlar. f) Ancak iptal edilen kurumlarda kendi alanlarında uzman olan beklenenden çok sayıda personelin bulunması halinde; Kariyerleri dikkate alınarak yeni oluşturulan Merkezi Yönetim, Taşra ve Eğitim Kompleksi-Kampus Yönetim ve Denetim birimlerine ya da Kurullara koşulları uygun olması halinde tercihen atanmaları sağlanmalıdır. Seçimle belirlenen sayıda nitelikli temsilciler kendi aralarından ya da bakanının tercihi ile (Merkezi Yönetim ve Denetim, Üst Kurulların temsilcileri ağırlıklı Eğitim Komplekslerince seçimle yetkilendirilirler. Her kademedeki Merkezi Yönetim temsilcileri seçimle belirlendiği için sayılarının tabii üyelerden fazla olmasına özen gösterilir.) Bakanlık Yönetim ve Denetim Üst Kurulu oluşturulmalıdır. Bu kurulda her alandan temsil yetkisi almak isteyen her kademedeki personel ilgili illerdeki eğitim komplekslerinden seçimle seçilen ve önerilen kişilerden oluşum koşulu zorunlu olmalıdır. g) Görevleri iptal edilen her birimdeki personel, taşradaki görevleri ile ilişkili birimlerdeki ya da Denetim Üst Kurul tabii üyeliklerindeki boş kadrolara isteğe bağlı olarak bakanca atanabilir ya da istekle emekliğe ayrılabilirler. Bir yıl sonunda diğer personelin tabii olduğu gibi seçilmek üzere aday olabilirler. Yeniden seçilmeyen ve görev almak istemeyen personel alanı ile ilgili taşradaki eğitim kampuslarında mezun olduğu alanla ilgili görevlere , isteğe bağlı atanır. h) MEB bağlı kurum ve kuruluşlarda hiç bir personel mezun olduğu alan dışındaki görevlere seçimle de olsa teklif edilemez, aday olamaz, atanamaz ve çalıştırılamaz. Yönetim Denetim, Eğitim Hizmetlerini Geliştirme Birimlerinde, Üst Kurullarda ve Kurullarda ve yöneticilik temsilciliklerinde üye ve yönetici olarak görev almak isteyen adaylar, eğitim-öğretimin başlamadan tatil aylarında Eğitim Kompleksi Yönetimine başvuruda bulunarak; koşulları uygun olan hangi kurul ya da yönetim birimi temsilciliğine aday olduğunu belirten dilekçe ile başvuruda bulunur. ( Merkezi ve Taşra Yönetim Denetim Birimleri) Başvurusu yönetmelik hükümleri gereği hiyerarşi usulü ile Merkez Valiliği, oradan Yöre-Taşra-İl Yönetimine havale edilir. İlgili Yönetim ve denetim kurullarınca değerlendirilen, onaylanan kesin listelerden üç örnek hazırlanarak; biri kurumda, diğerleri Eğitim Kompleksi Yönetimi ve İl Seçim Kurulu Başkanlığına gönderilir. Askıya çıkarılan bu listelere yedi gün içinde itiraz edilebilir. Bu sürenin sonunda listeler kesinleşir. MEB. Merkezi Yönetim birimlerinin ve Üst kurullarının,Taşra-İl Yönetimi ve üst kurullarının üye ve temsilcikleri yönetmelik gereği belirlenen sürelerde demokratik seçimlerle yapılır. Eğitim Kompleksi Yönetimi ve Üst kurulu temsilcileri aynı usulle eğitim kompleksi personelince ve Kampus-okul yöneticileri kendi bünyelerinde ayrı, ayrı seçimlerini yaparlar. Seçimler olağanüstü durumlar ( Görevden alınma, emeklilik, istifa etme vb.) dışında her yıl aynı tarihlerde ve aynı usullerle yenilenir. Her Kampus-Kurum bünyesinde oluşturulan komisyon ve kurullar ilgili ve bağlı birimlerin personeli tarafından seçimle iş başına getirilmesi esas olmalıdır. ( Fizik Komisyonu ya da zümresinin başkanı/ bölüm başkanı Fizik Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlileri/ Öğretmenleri tarafından, Eğitim Kampusu-kurum Yönetici ve Yardımcıları ilgili kampus- kurumda görevli öğretmen ve diğer personel tarafından, Eğitim Kompleksi Yöneticileri, bünyesindeki tüm kampus-kurum-birim-merkez vb. öğretim görevlisi-öğretmen ve personel sayısı dikkate alınarak seçim yetkisi verilen temsilci ( En az personele sahip bir birimde 10-15 kişi için seçilen bir temsilci yetkilendirilir.) ve yöneticisinin katılımından oluşan kişilerin oyları ile belirlenir. Tüm personel oy kullanarak, bir defa çeşitli yönetim, üst kurul, kurul temsilcileri de seçimle yetkilendirilebilir. Eğitim Kompleksi Üst Kurulu üye ve temsilcileri belirlenen nitelikleri taşıyan oy kullanma yetkisi olan kişilerden oluşur. Milli Eğitim Merkezi ve Taşra Birimleri Yöneticileri, yapacakları görevlerle ilişkili, belirlenen alan mezunu ve yöneticilik ön koşullarından en az birini ( Yeterlilik, başarı, kendini kanıtlamış olmak ve kurumca benimsenmiş olmak ya da kariyer sahibi olmak vb. koşulları taşıyan personel arasından kampus-kurumca seçimle seçilen kişilerden oluşur.) taşımak ve aynı göreve talip olanlar arasından en fazla oyu alarak seçilmiş olmaları koşulları aranır. Bütün bu hususlar hazırlanan yönetmelikte belirtilir.
ı) Türk Milli Eğitiminin, siyasetten arındırılması ve demokratik bir yapıya kavuşturulması için Milli Eğitim Bakanlığının, danışma ,denetim, koordinasyon ve bazı onay yetkileri dışındaki görevlerinin büyük bölümü taşra birimlerine devredilmelidir. Ayrıca Talim Terbiye Kurulu, Danışma ve Denetim Birimleri ve Sürekli Kurullar vb. birimler iptal edilerek görevleri ile ilişkili Merkezi-Yöre-Taşra Denetim Birimlerine tabii üye olarak atanabilirler. ( Eğitim Komplekslerince seçilen merkezi yönetim ve denetim, üst kurulların temsilcilerince oluşturulmalıdır.)
j- Her kampus–kurum-okul kendi içinde özerk, ancak seçim, kararların alınması uygulamalar, işbirliği vb. çalışmaları Eğitim Kompleksine bağlı olarak yürütürler. Bu amaçla kampus-kurum bünyesinde oluşturulan kurul ve komisyonların aldığı kararlar, Yönetim Kurulunun onayından sonra, Eğitim Kompleksi üst kuruluna havale edilir. Eğitim Kompleksi Üst Kurulu en kısa sürede toplanarak, görüşüp karara bağlar. Çekincesi bulunduğu, yasa ve yönetmeliklere uygun olmayan ve değiştirilmesi düşünülen vb. hususlar belirtilerek tekrar kampus yönetimine iade eder. Ancak Eğitim Kampusu komisyonların kararları gibi acil uygulama gerektiren karar ve çalışmaları en geç l0 gün içinde Eğitim Kompleksi Üst Kuruluna itiraz edebilir ve uygunluğunu onaylatmak için üst makamlardan onay isteyebilir. Üst makamlarca yapılan düzenlemeler onaylandığı şekilde kesinleşir. İlgili yasa ve yönetmelikler doğrultusunda düzenlemeler ivedilikle yapılır. Bu durumda yasal olmayan uygulamalardan ilgili birimler kurullar ve makamlar sorumlu tutulurlar. Eğitim Kompleksi Yönetimince Üst Kurullar ve Merkezi, Taşra Yönetimlerince gönderilen yazılar, alınan kararlar uygulanmak üzere kampus-okul yönetimine gönderilir. Bu kararlarda tereddüt oluşması durumunda tereddüt edilen durumlar belirtilir ve üst birimlere gönderilir. Buna rağmen hiçbir değişiklik ve düzenleme yapılmadan tekrar iade edilen kararlar, görevlerin aksamaması ilkesi gereği düzenleme yapılıncaya kadar yönetimce uygulanır. Birim üst birimle yazışma yapılabilir.(Hiyerarşiye uygun kurallar gereği) Ancak yasal olmayan bir uygulamada, kararı alan ve uygulayan organlar sorumluluktan kurtulamazlar. (Kampus-Kurum ve ilgili kurul ve komisyonlar.)
k- Eğitim Kompleksi bünyesindeki tüm bölüm ve birimlerden, bağlı kampuslar yararlanabilir. Ancak Eğitim Kampusu ve kompleksinin planlama komisyonları ve Eğitim Kompleksi Üst Kurulu ve Kurulunun planlamaları doğrultusunda yararlanır.
A- MERKEZİ YÖNETİM DENETİM BİRİMLERİ I- MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI – MERKEZİ YÖNETİMİ Merkezi Yönetim Birimlerinin temsilcileri, Türkiye’deki her ildeki Eğitim Kompleksi personel sayıları dikkate alınarak, belirlenen sayıda Merkezi Yönetim temsilcilerinden oluşturulması esastır. Her Eğitim Kompleksinin temsilci sayıları Haziran ayında Eğitim Kompleksleri Üst Kurulunca belirlenir ve Merkezi yönetimin onayı ile tüm Eğitim Komplekslerine duyurulur. (Türkiye de en az personele sahip Eğitim Kompleksini bir üye ile temsil edilebileceği gibi belirlenen sayıda personel için bir temsilci seçme hakkı verilebilir. Bu durumda eşitliği sağlamak için personel sayıları yetersiz ve birbirine yakın Eğitim Kompleksleri birlikte seçim yapabilir. Eğitim kompleksinin personel sayıları yeterli ve fazla olması halinde, belirlenen personel sayısı ile orantılı olacak sayıda üyeye seçimle temsil yetkisi verilir.) Bu sayılar Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu ve Merkezi yönetim birimlerince en geç Temmuz ayı başında sonuçlandırılır. Eğitim Kompleksleri yönetimlerine bildirilir. Her ildeki Eğitim Kompleksi ya da kompleksleri Merkezi Yönetim Temsilcilerini, İl-Taşra Yönetimi, Eğitim Kompleksi yöneticileri ve Üst Kurulların üye ve temsilcileri için koşulları uygun olan adayları arasından demokratik usul ve esaslar gereği seçimle belirler. Diğer değişle her birim için aşağıda belirtilen adaylık koşullarına sahip Eğitim Kompleksi personeli, tüm eğitim kompleksi personelinin oyları ile demokratik seçimle, en çok oyu alan adaylar sıralanarak belirlenir. Her Eğitim Kompleksinde görevli eğitim-öğretim işlevini yürüten personel aday olabilir. Her personel aynı seçim döneminde, Merkezi Yönetim ya da Taşra-İl Yönetim birimlerinden yalnız biri için aday olabilir. Ayrıca görev yaptığı Eğitim Kompleksi kurul ve kurumlarına yöneticilik ve üyelik için aday olabilir. Adaylık başvuruları Temmuz ayı içinde Eğitim Kompleksi yönetimine ve hiyerarşi gereği Taşra-İl Yöneticiliğine gönderilerek kesin listeler oluşturulur. Kesin listelerin bir örneği İl Seçim Kuruluna gönderilir. Seçim Kurulunca belirlenen sürede askıya çıkarılır. Ağustos ayı içinde seçimle ilgili propaganda usul ve süreleri doğrultusunda adaylarca çalışmalar yapılır. Aynı ay içinde belirlenen bir günde tüm adaylıklar için seçim yapılır.Bu seçimlerde Merkezi Yönetim, Taşra ve Eğitim Komplekslerinin yönetici üst kurul, yönetim-denetim birimlerinin temsilcileri belirlenir. Seçim sonuçları kesinleştikten sonra hiyerarşi sırası ile Eğitim Kompleksi, İl-Taşra Yönetimi ve MEB. onaylandıktan sonra adaylardan Merkezi yönetim temsilcileri ve üyeleri hem kendi illerini hem de Türkiye’ deki tüm Eğitim Komplekslerinin temsilcisi sıfatı ile yeni görevlerine başlarlar. Merkezi Yönetim temsilcileri ve üyelerine üç yıllık süre için Taşra-İl yönetimi ya da üst kurul temsilcilerine iki yıllık süre için temsil yetkisi verilir. Eğitim Komplekslerince demokratik seçim, usul ve esasları gereği; koşulları uygun olan Merkezi Yönetim ve Taşra Yönetimi ve Üst Kurul Temsilcilerini (Üyeleri ) belirlerken; mümkün olduğu kadar, katılımcılık ve eşitlik ilkeleri gereği, Eğitim Kompleksinin personel sayılarına, Kampus-okul-kurum ve birim personeli sayısı ile orantılı her kademede ve alanda adayın adaylık başvurularının, Eğitim Kompleksi ve İl Yönetimince ayrı, ayrı değerlendirilerek, eşit belirlenmesi esastır. Diğer değişle adaylık için tüm koşulları uygun olan Yüksek Öğretim ya da personel sayısı daha fazla olan İlköğretim gibi Kurum-Kampusun adaylık çoğunluğunu elinde bulundurma veya seçme gibi eşitsizlikler ortaya çıkmaması, kurumun yanlış bir uygulamaya gitmemesi için önlemler alınmalıdır. Adaylık için Eğitim Kompleksi Yönetimine ve Hiyerarşi gereği Taşra - İl Yönetimine başvuruda bulunan, her kademedeki personel, ilgili yönetmelik gereği her birimin personel sayıları dikkate alınarak, üye sayılarının personel sayısına oranlı eşit belirlenmesi esas alınmalıdır. Ancak Merkezi Yönetim Temsilcileri ve Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu Üyelerine üç yıl süre ile Ankara’da görev yetkisi verildiği için bu görevlere, her kurum-kampustan koşulları uygun olan her aday seçilmek için başvuruda bulunabilir. Ancak eşitlik ve demokratik esaslar gereği seçimlerin Eğitim Kompleksi personelinin tümünün oyları ile belirlenmesi esastır. Tüm illerden, Merkezi Yönetim ve Eğitim Kompleksleri Üst Kuruluna temsilci olarak seçilen üyeler, liyakat ve alanları dikkate alınarak bu kurumlardaki görevlere aday olur ve tüm üyelerin oyları ile seçilerek belirlenirler. Seçimle belirlenen Merkezi Yönetim Temsilcileri, Eğitim kompleksinin önerileri doğrultusunda hangi görevlere uygun olabilecekleri konularında oylama ile düzenlenerek listeler yapılır.Eğitim Kompleksi Üst Kurulunda görüşülerek son şekli verilir ve Milli Eğitim Bakanlığına, seçilen tüm üyelerin imzaları ile sunulur. Temsilcilerin-üyelerin, Hangi Merkezi Yönetim Birim ve kademelerinde görev alacakları ile ilgili hususlar, onay ve atama ve görevlendirme bakanca yapılır. Ancak bakan, yönetimle ilgili personeli belirlerken yılda bir defa olmak üzere isterse, liyakati dikkate alma koşulu ile atamada görev değişikliği yapabilir. Yeni yönetimin görevleri belirlenirken, görevleri sona eren yönetici ve temsilcilerin yeni görevlendirme onayları da çıkarılır. Kesinleşen listeler, Milli Eğitim Bakanının onayı sonrası, Cumhurbaşkanının onayına sunulur. Cumhurbaşkanınca onaylandıktan sonra Resmi Gazete ve Tebliğler Dergisinde yayımlanarak yürürlüğe girer. Temsilciler yeni görevlerine başlarlar. Merkezi Yönetim ve kurullarla ilgili 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Kanununda düzenleme yapılır. Ancak ileride eşitlik, liyakat, demokratiklik vb. konularda, aksaklıklar belirlendiğinde; ilgili kurulların karar ve önerileri ile yönetmeliklerde gerekli düzenlemeler yapılabilir. Görevleri sona eren yöneticiler, Milli Eğitim Bakanlığınca, Merkezi Denetim Biriminde ya da istedikleri Taşra-Yöre- İlin Denetim Birimlerinde görevlendirilebilecekleri gibi eski görevlerine de dönebilirler. Merkezi Yönetim Temsilcilerinin Adaylık Koşulları 1- İl Milli Eğitim Yöneticiliği, Birim Yöneticiliği, Eğitim Kompleksi bünyesindeki Kampuslarda- kurumlarda, Dekanlık, Dekan Yardımcılığı ve Genel Müdürlük ya da Birim- Bölüm Başkanlığı ve Üst Kurullarda temsilci ya da üyelik yapmış olanlar, 2- Alanlarında bilimsel araştırma, proje yapan ve bir yapıtı ( eser-kitap) yayımlananların en az altı yıl hizmeti bulunması, 3- Kampus-kurumlarda,birim ve merkezlerde yöneticilik, alan-zümre başkanlığı yapanların en az sekiz yıl hizmeti bulunması, 4- Yukarıda belirtilen nitelikleri taşımayanların en az 12 yıl hizmeti bulunması, 5- Aynı yöneticiliğe aday olabilmesi için en fazla aynı göreve iki dönem seçilmemiş, daha önce yöneticilik görevinden alınmamış ya da yöneticiliği engelleyici yasa ve yönetmeliklere uygun olmayan ve yüz kızartıcı fiillerde bulunmamış, bulunmuşsa suçsuzluğu hukuksal kanıtlanmış olmak, koşulları aranır. II- MERKEZİ YÖNETİM ÜST KURULLAR Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu dışındaki Üst Kurullar Merkezi yönetime bağlı olarak görev yaparlar. Her kurulun kuruluş amacı, oluşumu ve kuruluşu, görev ve yetkileri 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Kanununda yasal düzenlemeler yapılarak; çıkarılan yönetmeliklerle belirlenir. Bu kurullar tabii ve seçilmiş üyeler olarak ayrı ,ayrı üyelerden oluşur Ancak seçilmişlerin üye sayıları atanmışların üye sayısının iki katından az olmamalıdır. Üst kurulların üyeleri için en az üç çalışma süreleri zorunlu olarak belirlenir. Her üye aynı kuruldaki görevler en fazla iki defa aday olabilir. Ancak farklı, farklı kurullara aday olma olanağına sahiptir. Her üst kurul diğer kurul ve komisyonlar gibi demokratik katılımcılık ve eşitlik ilkeleri ve bu anlayışların gereği oto kontrol sistemlerini oluşturmak, nitelikli, verimli, kaliteli ve üretken eğitim-öğretim ortamları ve koşulları sağlamak ve eğitim-öğretim işlevinin sağlıklı yürütülmesine katkı sağlayacak kontrol, yönetim, denetim, organizasyon, işbirliği, eşgüdüm ve koordinasyon çalışmalarını, yönetmeliğinde belirlenen esaslar doğrultusunda etkin yürütmek amacı ile kendi yöneticilerini, yönetim ve denetim organlarını demokratik seçimlerle belirlemekle yükümlüdürler. Yıllarca yalnız atanmışlardan oluşan yönetim ve denetim organları, bir çok olumsuz ve yasal olmayan tutum, davranış ve uygulamalarına rağmen görevlerini sürdürmeleri sonucu, ülkemizi ve eğitim-öğretimimizin büyük yaralar almış ve telafisi olanaksız zararlar görmüştür. Gelecekte daha büyük olumsuzluklar yaşamamız için oluşacak bu kurulların, yöneticilerin, denetim ve yönetim organlarının demokratik,seçimlerle oluşturulması hem demokrasinin, hem çağdaşlığın, hem de katılımcılığın gereklerindendir. Buna rağmen nitelikli yöneticilerin kolay, kolay yetişmediği ve her birinin kendi alanında bir değer olduğu dikkate alınarak, iki defa aynı kurul üyeliği dışında farklı kurullara üye ve seçilmeden liyakat usulü ile tabii üye olabilme olanağı oluşturulmuştur. Süreç içinde tabii üyelerin sayısının, seçilmiş üyelerin üçte birini geçmemesi için kurumlar arası atama ile düzenlemeler getirilmiştir. Tüm üst kurullarda görevlendirilen tabii üyeler diğer seçilmiş üyelerle aynı haklara sahip olmaları nedeni ile kendi yönetim kurulu ve başkanlıkları kendi aralarında demokratik olarak gizli oy ve açık tasnifle yaparlar. Bu konularla ilgili, alanında uzman kişilerce ve hukukçularca daha çok yasal ve hukuki düzenlemeler yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu bir örnek öneridir, her zaman ve her koşulda yasal düzenlemelere açıktır. Ancak gerek Merkezi, gerekse Ademi Merkezi dediğimiz Taşra-İl veya Eğitim Kompleksi bünyesindeki, kurum ve birimlerde oluşturulacak Üst Kurul, Kurul, Organ, Birim Komisyonlarda vb. görevli bulunduğu meslek- alanla ve zorunlu olarak statüsü ile ilgili atanmışların bulunması kaçınılmazdır. Ancak bu görevleri yürütecek birimlerdeki personelin görevi ile ilişkili ya da benzer görevleri yürüten personelin mümkün olduğu kadar seçimlerle görev yetkisi almaları çağdaşlığın, eşitliğin, demokrasinin ve sosyal- hukuk devleti olmanın ve herkesin elini taşın altına koyarak, dengeli görev, yetki ve sorumluluk yüklenmesinin gereklerindendir. Ayrıca bu üyelerde ilgili birimlerde kendi başkan ve yönetim kurullarını liyakat esaslarına uygun seçimle belirlemelidir. Bu nedenle tüm bu organlar düzenlenirken bu kurallara uygun düzenlemelere ve değişikliklere gidilmesini zorunlu hale getirmektedir. Üst kurul, Kurul, Merkezi ve Taşra Yönetimi temsilcileri ya da üyeleri, Eğitim Kompleksi bünyesindeki her derecedeki eğitim-öğretim kurumlarında eğitim-öğretimle ilgili görevleri yürüten personelin Temmuz ayı içinde adaylık başvuruları sonuçlandırılacak, Ağustos ayında seçimler tamamlanıp temsilci ve üyelikler onaylanacak ve Örgün eğitim-öğretim başlamadan, Eylül ayının ilk haftası içinde görevlerine başlamış olmalılardır. Tüm bu çalışmaların Eğitim Komplekslerince eğitim-öğretim başlamadan önce tamamlanması esastır. 1. MERKEZİ YÖNETİM KOORDİNASYON ÜST KURULU Merkezi Yönetim Koordinasyon Üst Kurulu, Milli Eğitim Bakanının ve aşağıda belirtilen üyelerin katılımı ile oluşan kurulu ifade eder. Bu kurulun başkanlığını Milli Eğitim Bakanı ya da belirlediği Müsteşar yürütür. Ülkemizdeki ve dünyadaki eğitim hareketleri, eğitimimizin daha ileri seviyelere gitmesi için alınması gerekli tedbirler, eğitim-öğretimle ilgili çağdaş ve yeni düzenlemeler yapılması, Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu ve Merkezi Yönetim arasındaki işbirliği, eşgüdüm ve koordinasyon ve taşra birimleri arasındaki her türlü uyuşmazlık konularında kararların alındığı en önemli üst düzeyde bir kuruldur. Bu kurul Milli Eğitim Bakanlığı-Merkezi Yönetimce belirlenip, planlanan sürelerde ( En az dönemde iki, yılda dört defa ) toplanır. Görevleri sona eren, Müsteşar ve yardımcıları bir döneme mahsus bu kurula bakanca atanırlar. Daha sonraki dönemlerde, bir önceki dönemde belirlenen tabii üyelerden ancak birinin tabii üyeliği devam ettirilebilir. Bu şekilde bir taraftan nitelikli yöneticilerin kaybedilmeyerek, deneyimlerinden yararlanılması sağlanmıştır. Diğer taraftan demokratik bir yapı gereği tabii üyelerin sayısının hiçbir koşulda seçimle belirlenen üyelerin sayısından fazla olmaması için önlem alınmıştır. Merkezi Yönetim ve Denetim Birimlerinde görevleri sona erdirilen yönetici ve üyeler, Milli Eğitim Bakanının uygun göreceği kurullara, tabii üye olarak yada Taşra Denetim Birimlerine isteğe uygun atanır ya da asli görevlerine dönerler. Bu üst kurul, Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu Temsilcilerinin kendi aralarından aday olan üyeler arasından seçimle belirlenen “ Merkezi Yönetim Koordinasyon Kurulu Temsilcileri” ve Merkezi Yönetim birimlerinin tabii üyelerin katılımı ile oluşur. Adayların mümkün olduğu kadar her alandan diğer değişle farklı alanlardan olmalarına özen gösterilir. Türkiye’deki Eğitim Komplekslerince belirlenen üye sayısı Merkezi Yönetim üye sayılarının iki katı olması esastır. Yeterli sayıda üyenin aday olmaması halinde diğer üyeler Milli Eğitim Bakanınca belirlenerek, atanırlar. Merkezi Yönetim Birimlerinin Genel Müdürlerinin ve Genel Müdürlüğü bulunmayan birimlerin yöneticilerinin ya da başkanlarının ( Memur ve yardımcı hizmetler sınıfı dışında) katılımı ile oluşan üyeler bu üst kurulun toplantılarına Merkezi Yönetim üyeleri sıfatı ile katılırlar. Seçimle Eğitim Kompleksleri Üst Kurulunca belirlenen ve temsil yetkisine sahip üyeler,( tabii üyeler dışında) üç yıl için görev yaparlar. Milli Eğitim Bakanlığı Merkezi Yönetimi temsilcileri dışındaki üyeler, kendi aralarından aday olanları demokratik seçimle başkan ve yönetim kurulu üyeliklerine getirilirler. Bu kurul yaptığı planlama dahilinde Merkezi Yönetimle işbirliği ve koordinasyon içinde Eğitim Kompleksleri Yönetimi , Üst Kurulunu denetleme yetkisine sahiptir. En geç iki yılda bir denetlemekle yükümlüdür. Ayrıca görevi ile ilişkili olağan üstü durumlarda ya da yasal olmayan uygulamalar konusunda Üst Kurullarca ve Taşra Yönetim Denetim Birimlerince, Merkezi Yönetime intikal eden ve bu kurula havale edilen yazışmaları inceler, gerekli yasal düzenlemeleri yapar ve Merkezi Yönetime gönderir. Gerekli gördüklerini, Merkezi Denetim Üst Kuruluna gönderme yetkisi bu kurula aittir. 2. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI YÖNETİM ÜST KURULU Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu Başkan ve yardımcılarının, Merkezi Yönetim Müsteşar ve Müsteşar Yardımcılarının, Bakanlık Birimlerinin Genel Müdürlerinin ve Genel Müdürlüğü bulunmayan birimlerin yöneticileri ya da başkanlarının,Türkiye’deki, Eğitim Komplekslerinin Rektörleri, Taşra-İl Milli Eğitim Yöneticileri ( Müdür), katılımı ile oluşan kurulu ifade eder. Merkezi Yönetim ve Taşra Yönetimi ile eşgüdüm, koordinasyon ve işbirliği amacı ile ortaya çıkan sorunları çözümlemek, kararlar almak amacı ile yılda en az iki defa, Milli Eğitim Bakanının ya da bakanca belirlenen Müsteşarının başkanlığında bakanlıkça belirlenen yerde toplanırlar. Eğitim-öğretim ve sorunlar, Türkiye ve Dünyadaki eğitim-öğretim hareketleri ve gelişmeler, Avrupa ülkeleri ve Dünya ile entegrasyon ve uyum, Eğitim Kompleksleri ve Üst Kurullar ve Taşra Yönetimlerinin önerileri ve tavsiyeleri, bu birimlerde ortaya çıkan sorunların çözümü, alınması gerekli tedbirler, yapılacak düzenlemeler vb. eğitim-öğretim ve yönetimle ilgili her konuda karar alma yetkisine sahip en üst düzeyde bir kuruldur. 3. EĞİTİM KOMPLEKSLERİ ÜST KURULU Bu kurul, ülkemizdeki her eğitim kompleksinin oluşumu, kampuslar arası yatay ve dikey geçişler, programlar arası denklikler, eğitim kompleksleri arası iletişim, işbirliği ve ilişkiler, bilimsel araştırmalar, eğitim hareketleri vb. eğitim-öğretimle ilgili her türlü gelişmelerin koordinasyonu , yürütülmesi, uyuşmazlık konusu olan karalara yasal zeminlerde son şeklinin verildiği en üst düzeyde kurul, karar ve onay organıdır. Bu üst kurul, eğitimle ilgili kanunlar, anayasa, hukuk ilkeleri belirlenen yönetmelik gereği görevlerini yapar. Eğitim-öğretim hakkında yasal kararlar alır ve onaylanmak üzere Merkezi Yönetime gönderir. Merkezi Yönetimce onaylandıktan sonra Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer. Tebliğler Dergisi ya da Resmi Gazetece yayımlandıktan sonra, Eğitim Komplekslerinde uygulamaya konulur. Bu kurul alınan kararların, yapılan uygulamaların Milli Eğitim Bakanlığınca incelenip, araştırılıp, yasalara uygunluğunun belirlendikten sonra bakanca onaylandığı, uyuşmazlık konusunda yasal zeminlerde alınan kararlar doğrultusunda sorunların çözüme ulaştığı özerk bir kurumdur.Ancak ülkemizin eğitimi söz konusu olduğu için Merkezi Yönetimle işbirliği ve koordinasyon içinde çalışır. Özerk olması, siyasilerin yasal olmayan yaptırımlarını engellemek amacı ile düşünülmüşse da aslında tüm üyelerinin demokratik olarak,ülkemizdeki eğitimin her kademesindeki nitelikli üyelerden oluşması özerk bir kurum olmasını gerektirmektedir. Her eğitim kompleksinden demokratik usullerle- seçilen ”Eğitim Kompleksleri Üst Kurul Temsilcileri” bu kurulun aynı derecede söz sahibi olan asil üyeleridir. Yönetim Kurulunun asil üyelerce ve seçimle oluşumu esastır. Seçimlerle belirlenen Taşra-İl Yönetim biriminin yöneticisi İl Milli Eğitim Müdürü, Eğitim Kompleksi Rektörleri ve Kampus-Okul Genel Müdürleri bu kurulun üyeleridirler. Merkezi Yönetim Denetim Birimleri Temsilcileri ( Merkezi Yönetim, Eğitim Hizmetleri Geliştirme Birimleri ve Üst Kurulların temsilcileri) Rektör ve Yardımcıları, Genel Müdürler,Taşra-İl Milli Eğitim Yöneticileri ve Birim Yöneticileri, Eğitim Kompleksleri Üst Kurul Temsilcileri Temmuz ayında ve aynı usullerle aday olurlar. Ağustos ayında yapılan seçimle ilgili temsilciliklere seçilirler. Türkiye’deki tüm Eğitim Komplekslerinin personel sayıları ile orantılı olarak adaylar arasından, seçilen ve temsil yetkisi verilen, Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu Temsilcileri listeleri, Merkezi Yönetim-Milli Eğitim Bakanınca onaylandıktan sonra yeni görevlerine başlarlar. ( Türkiye’ deki en az personele sahip Eğitim Kompleksinden bir üyenin seçilmesi, bu kompleksin personel sayısı baz alınarak orantılı olarak diğer eğitim komplekslerinin üyeleri aynı usulle belirlenir.) Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu üyeleri arasından aday olanlar, demokratik seçimle başkanlığa ve yönetim kurulu üyeliklerine seçilirler. Rektör-Genel Müdür ya da Taşra İl Yöneticilerinin bu görevlere seçilmesi halinde eski görevleri iptal edilir. Aynı usul ve seçimle yeni yöneticiler belirlenir. Başkan ve Yönetim Kurulunun üyelik görevlerinin sona ermesi halinde MEB.‘ nın liyakat usulüne göre önereceği Eğitim Kompleksleri Başkanı ve yönetim kurulunun iki üyesi, Merkezi Denetim Üst Kurulu tabii üyeliğine atanırlar. Diğer üyeler asli görevlerine ya da istekleri dahilinde münhal bir taşra denetim tabii üyelik görevine atanırlar. Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu Temsilcilerinin Belirlenmesi Her Eğitim Kompleksinin Rektörü ve Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu Temsilcileri, Eğitim Komplekslerinin personellerinin oyları ile belirlendikleri için bu kurulun asil üyeleridirler. Tüm üyeler, aynı seçim zamanında, yönetmelik gereği belirlenen sayıda, koşulları uyan adaylar arasından, seçimle belirlenir. Ancak her kampus-kurum-okul personel sayısı dikkate alınarak, üyelerin tüm kurumlardaki personel arasından seçilmesine özen gösterilir. Üst Kurul temsilcileri bu görevlerine üç yıl için seçilirler. Tekrar aday olup seçilememeleri halinde istedikleri bir ilin Taşra-İl Denetim Üst Kuruluna tabii üye ya da eski görevlerine tercih usulü atanırlar. Eğitim Kompleksleri Üst Kurul Temsilciliği için aday olacak personelin, aşağıda belirtilen koşullara uygun niteliklere sahip olması gerekmektedir. Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu Temsilcilerinin Adaylık Koşulları 1- Eğitim Kompleksi, Kurum, Kampus ve birimlerde Genel Müdürlük görevi yapmış olanlar, 2- Alanında Bilimsel Araştırma yapan, Proje üreten, eser ya da kitap yazan vb. bu çalışmaları yayımlanan, basılan, yararlanılan personelin; en az beş yıl hizmeti bulunması, 3- Kampus-kurumlarda,yöneticilik, alan-zümre başkanlığı yapanların en az sekiz yıl hizmeti bulunması, 4-Yukarda belirtilen nitelikleri taşımayan personelin en az 12 yıl hizmeti bulunması, 5- Daha önce yöneticilik görevinden alınmamış ya da yöneticiliği engelleyici yasal olmayan ve yüz kızartıcı fiillerde bulunmamış, bulunmuşsa suçsuzluğu hukuksal kanıtlanmış olmak,koşulları aranır. İlgili eğitim kompleksinin tüm personeli tarafından demokratik seçimle yani açık oy ve açık tasnifle eğitim-öğretimin başlamadan 15-20 gün önce adaylık ve propaganda süreleri verilir. 7-10 gün önce ise adaylar arasından demokratik seçimle, seçilerek üç yıl süre için belirlenirler. Bu kurul dönemde iki ve yılda en az dört defa olmak üzere ( bir-iki ay ara ile) toplanır. Toplantıların toplam sayısı, sekizi geçmeme koşulu ile yılda en fazla dört kez olağan üstü toplantı düzenleyebilir. Her Eğitim Kompleksine bağlı, Kampusların, okulların, kurumların Üst Kurul Temsilcileri Kampus, Okul - Kurum Müdürü ( Dekan, Genel Müdür) ve seçimlerinin yapıldığı usulle her kampusun- okulun-kurumun kendi bünyesindeki bütün personelin katılımı ile yapılan seçimde en çok oy alan kişi “Üst Kurul Üyesi “ olarak o kampus-okulu-kurumu temsilcisi sıfatı ile Üst Kurulda temsil yetkisi kazanır. Eğitim Kompleksini temsil etme yetkisine sahip her seviyede Kurumun Yöneticisi aynı zamanda Üst Kurulun üyesidir. Türkiye’deki tüm Eğitim Komplekslerinden demokratik seçimle, seçilen Rektörler ve Eğitim Kompleksleri Üst Kurul üyelerinin katılımı ile Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu oluşturulur. 4. MERKEZİ DENETİM ÜST KURULU Merkezi Denetim Üst Kurulu, Her Eğitim Kompleksinin Yükseköğretim Kampusları-kurumları-Birimlerinde Genel Müdürlük yapmış, alanında en az Doçent ya da Profesör statüsünde kariyer yapmış ve İl Milli Eğitim Yöneticiliği, Taşra-İl Denetim Kurulu üyeleri olarak görev yapan personel aday olabilir. Bu adaylar yönetmelik gereği O ildeki görevli tüm eğitim personelinin demokratik usulle seçim yapılarak belirlenirler. Aday sayıları, Türkiye’ deki iller arasında en az eğitim çalışanı olan ile bir üyelik düşecek şekilde, her ilin eğitim çalışanları sayısı ile orantılı olarak belirlenir. Bu üyeler bu görevlerine üç yıl süre için seçilirler. Aralarından seçimle başkan ve yönetim kurulu oluşturulur. Başkan ve bir yönetim kurulu üyeleri üç yıllık görevleri sona erdiğinde, istekleri halinde MEB.’ nca istek ve tercihlerine uygun münhal Taşra-İl Denetim Kuruluna tabii üye olarak veya tercihle istedikleri ilin Eğitim Kompleksinin münhal kadrolarındaki asli görevlerine atanırlar. Merkezi yönetimde, denetim ile ilgili mevzuatın hazırlanıp, düzenlenmesi, merkezi yönetime iletilen sorunların yasal çözümü, ilgili tüzük, yönerge ve yönetmeliklerin düzenlenmesi, Merkezi ve Taşra-İl Yönetim Birimlerinin iki yılda bir denetimi, Merkezi Yönetim Koordinasyon Üst Kurulunca gönderilen soruşturma konularını, uyuşmazlıkları, yasal olmayan uygulamaları çözümleme vb. Taşra-İl Denetim Üst Kurulu ile işbirliği ve koordinasyon içinde yürütülmesini sağlarlar. Bu üyeler görevlerini üç yıl süre ile yaparlar. Üç yılın sonunda aynı göreve ya da farklı görevler için aday olabilirler. Bu kurulda tabii üye olarak görev yapanların sayısı hiçbir koşulda üç yılda bir seçimle belirlenen üye sayısının üçte birini geçemez. Bu durumdaki tabii üyelerin üç yıllık görev süresi sonunda görevleri sona erer. Yönetim Kurulu üyeleri başka bir Üst Kurula yada Taşra Denetim Birimlerine ya da diğer üyeler gibi eski görevlerine, tercihle isteğe uygun atanırlar. III-YURT DIŞI YÖNETİM VE DENETİM BİRİMLERİ Yurt dışında çalışan ülkemizin vatandaşları ve çocuk sayıları her ülke ve ülkenin eyaletlerinde yapılan etütler sonucu belirlenir. Bu ülkelerde Büyük Elçiliğimizin bulunduğu birimlerde Yurtdışı Eğitim Yönetim ve Denetim Birimlerinin oluşturulması esas alınır.Yurtdışı Eğitim Yönetim ve Denetim Birimlerinin tabii üyeleri Merkezi Yönetim, Merkezi Yönetim ve Eğitim Kompleksleri Üst Kurulundaki görevleri ile ilgili çalışma süreleri sona eren nitelikli üyelerin görevleri sona ermeden üç ay önce isteğe uygun talepleri Yurtdışı ve Avrupa İlişkileri Genel Müdürlüğü ve MEB. Merkezi Yönetimince değerlendirilerek ihtiyaca uygun “ Yurtdışı Teşkilatı Yönetim ve Denetim Birimi” tabii üyeleri belirlenir. Bu üyeler dilekçelerinde belirtilen ülkelerin münhal kadrolarına bakanca atanırlar.Diğer üyeler dilekçelerinde belirtilen Merkezi veya Taşra Yönetim Denetim birimlerinin münhal kadrolarına tabii üye olarak isteğe uygun atanırlar. Bu birimlerde münhal kadro olmaması halinde Eğitim Kompleksi Denetim birimlerine ya da eski görevlerine dönerler. Her ülkedeki öğrenci sayıları dikkate alınarak Metropol il ve eyaletlerde Eğitim Kompleksleri oluşturulur. Öğrenci sayısı az ve birbirine çok yakın olan Eyaletlerin uygun bir merkezine Eğitim Kompleksi yapılır. Bu komplekslere atanacak personelde,alanında kariyer yapmış ya da tanınmış, en az on yıllık deneyimi bulunan ve görev almak istediği ülkenin dilini bilme vb. koşullar aranır. Koşulları uygun personel istek ve tercihte bulunduğu ülkeler için ayrı, ayrı durumu değerlendirilerek sıralamaya tabii olur.Değerlendirmedeki sıralama ve tercihi dikkate alınarak atanacak personel belirlenir. Yurt Dışı Yönetim ve Denetim Birimlerine atanan tabii üyeler ve personel, bu görevlerine beş yıl süre ile atanırlar. Bakanın başkanlığında, Merkezi Yönetimin aldığı kararlarla görevleri en fazla bir defaya mahsus uzatılabilir. Eğitim Komplekslerinin oluşturulması, Eğitim Kompleksi yönetimi, üst kurulu, diğer kurullar ve komisyonların oluşumu ve çalışmaları, her türlü eğitim-öğretim ve yönetim faaliyetleri aynı usulle gerçekleştirilir. ( Eğitim Kompleksleri) Yurtdışında Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu, Merkezi ve Taşra Yönetim ve Denetim Birimleri oluşturulamayacağı için bütün bu görevleri tabii üyeler ve o ülkede her Eğitim Kompleksinin öğrenci sayıları ile orantılı Yurt Dışı Yönetim ve Denetim Birimleri temsilcileri oluşturulması esastır. ( Ülkemizdeki Eğitim Kompleksleri gibi Eğitim Kompleksi Rektörleri ve en az öğrenciye sahip Eğitim Kompleksini bir temsilcinin temsil etmesi, şeklinde tüm ülkedeki temsilciler seçimle belirlenir.Yönetim Denetim birimi üyeleri üç yıl için diğer yönetim kademeleri için bir veya iki yıl yetki verilir. Bu sürenin sonunda aynı usulle üyelikler düşer ve seçimler yenilenir. Merkezi Yönetim ve Denetim Birimi seçilmiş üyeleri Eğitim Kompleksi denetim birimlerine tabii üye olarak istekleri halinde atanırlar. Ancak seçilmişlerin sayısı tabii üye sayılarının iki katı kadar olmalıdır.İlgili ülkenin Eğitim Bakanı ile MEB. görüşmeleri sonucu, uzlaşma ile bazı zorunlu ve seçmeli dersler konulabilmesi esas olmalıdır. (Her ülkenin ulus olması için gerekli temel dersler gibi.) IV- İLETİŞİMSEL EĞİTİM YÖNETİM VE DENETİM BİRİMLERİ (TELEVİZYON, VİDEO, BİLGİSAYAR, İNTERNET, EĞİTİM İŞLEM VE PROGRAMLARI , BİLGİ- EĞİTİM İLETİŞİM AĞLARI VB.) Bu birimlere, program, planlama, eğitim bilimleri, iletişim, bilgisayar, sosyoloji, psikoloji, hukuk, insan ilişkileri, tiyatro, müzik, spor vb. bölümlerde kariyer yapmış ya da çalışmaları ile kendini kanıtlamış; Türkiye’ deki her ildeki Eğitim Kompleksinden en az öğrenciye sahip kompleksten bir temsilci olmak üzere seçimle belirlenen Eğitim Kompleksi Üst Kurulu üyelerinden ( Yurt Dışı hariç bırakılır.) Merkezi Yönetimce oluşturulur. Merkezi Yönetimce belirlenen alanlarda, belirlenen sayıda temsilcinin isimleri seçimler sonrası, Milli Eğitim Bakanlığına gönderilir. Merkezi yönetimce nitelik, kariyer ve liyakat vb. özellikleri dikkate alınarak yeterli sayıda temsilci belirlenir. Bu üyeler dışındaki personel, bilgisayar ve teknolojileri alanında kendini kanıtlanmış tekniker ve memur arasından belirlenen sayıda personelden oluşur. ( Her Birim ve Üst Kurulda bu personel ihtiyaca uygun belirlenebilir. Müracaat sayısının fazla olması halinde Eğitim Kompleksi Üst Kurullarından gönderdikleri personelin nitelikleri ile ilgili görüş istenir.) Bu üyeler görevlerine beş yıl için atanırlar. Görevlerinin sona erdiği beş yılın sonunda Milli Eğitim Bakanlığınca uygun görülen kadrolara ya da eski görevlerine isteğe uygun atanırlar. Personel sürekli istihdam edilebilir. Bu kurul iletişimsel kanallar aracılığı ile Türkiye’deki hatta dünyadaki tüm insanlara hitap etmesi nedeni ile çok önemli ve hassas bir birimdir. Bu birimin elamanları kitle iletişim araçları ile ulaştırılan eğitim ve öğretim içerikli yayın ve programları denetlerler. Bunlarla ilgili toplantılar düzenler kararlar alır ve önerilerde bulunur ve düzenledikleri raporu Merkezi Yönetime ve İlgili Bakanlıklara gönderirler. Bu kurumun başkan ve yönetim kurulu aynı şekilde demokratik seçimle belirlenir. İhtiyaç duyduğu her koşulda yönetim kurulunun duyurusu gereği, toplanır ve gerekli kararları ve düzenlemeleri yaparak Merkezi Yönetim ve Eğitim Kompleksleri Üst Kurullarından onay alarak, uygularlar. B- YÖRE- TAŞRA -İL YÖNETİM DENETİM BİRİMLERİ 1- YÖRE- TAŞRA -İL YÖNETİMİ Eğitim Kompleksi ya da Komplekslerine bağlı olarak açılan her seviyedeki Kampus-Okul-Kurum Personelinin oyları ile demokratik seçim usulleri doğrultusunda, adaylar arasından gizli seçim ve açık oy tasnifi usulü ile Taşra-İl Milli Eğitim Yönetiminin oluşturulması esastır. İl Milli Eğitim Yöneticisi ve her kademedeki birim yöneticilerini, seçimlerin yapıldığı sürede adaylar arasından oy çokluğu ile seçilerek iş başına getirilirler.( Milli Eğitim Yöneticisi, Ön Eğitim, Okul Öncesi Eğitim, İlköğretim, Ortaöğretim, Yükseköğretim Birimi Yöneticileri ilgili kampuslardan aday olabilir ve ilgili kampusların oyları ile seçilebilirler.) Taşra Yöneticileri bu görevlerine iki yıllık süre için seçilirler. Taşra Yöneticilikleri sona eren personelin istek ve tercihleri dikkate alınarak, Eğitim Komplekslerinin Denetim birimlerindeki münhal kadrolara tabii üye olarak atanırlar. Münhal kadro bulunmaması halinde ya da istedikleri takdirde eski görevlerine atama yolu ile dönerler. Taşra il yöneticisi ve ilgili birimlerin yöneticileri kanun ve yönetmelikler gereği birimleri ile ilgili çalışmaları yapar, ilgili toplantılara katılırlar. Eğitim Kompleksince gönderilen rapor ve yazıları inceler, bütünleştirir, rapora bağlar, uygun olan yazı ve kararları onaylar. Yıl sonu raporlarını yıl sonunda diğer konuları ve tereddütlü bulduğu durumları ivedilikle Üst Kurullara veya Merkezi Yönetime iletirler. Gerekli buldukları durumlarda toplantılar düzenlerler. İllerdeki Eğitim Komplekslerince her konuda gönderilen raporları ve genel raporları Merkezi Yönetimin ilgili birimlerine gönderirler. Taşra Teşkilatının yalnız il birimlerinin oluşturulması esastır. Bu nedenle ayrıca ilçe birimlerinin oluşturulmasına gereksinim bulunmamaktadır. İlçelerde ki Eğitim Kompleksi personeli de İl Eğitim Kompleksi gibi kendi yönetici ve İl Birimlerinin Yöneticilerini seçerler. Yöneticiler aynı zamanda Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu üyeleri olarak görev alırlar. Taşra ya da İl Eğitim-öğretim Birimleri bulundukları ille ilgili her türlü eğitim-öğretim faaliyetleri, acil sorunları görüşmek, karara bağlamak, İl Milli Eğitim Üst Kurulu ve Eğitim Kompleksi Üst Kurulu toplantılarına katılarak bu toplantılarda illerinde ortaya çıkan sorunları çözümleyip, karara bağlama gibi görevleri yaparlar. Milli Eğitim Üst Kurullarına bağlı komisyonlar oluşturur ve bu komisyonların üyelerini Eğitim Kompleksi Üst Kurulu ve Yönetiminin önerileri ile belirlerler. Eğitim Sistemini Değerlendirme, Eğitim Yönetimi ve Denetimi, Eğitim Kompleksleri Arası Geçişler Komisyonu gibi. Taşrada, İl yönetim denetim birimlerinde Merkezi Yönetimce alanları ile ilişkili görev alan personelin dışında kalan İl Milli Eğitim Müdürü ve Diğer Birim Yöneticileri, aynı seçim usul ve esasları gereği en az bir en çok iki yıllık süre için tüm Eğitim Kompleksleri personelinin katılımı ile yapılan seçimle belirlenerek yetki verilir. Bu birimlerde yönetici olarak görev almak isteyen adayların aşağıda belirtilen koşulları uyalar arasından belirlenmesi esastır. Taşra – İl Milli Eğitim Yöneticiliği Adaylık Koşulları 1-Temsil ettiği görevle ilgili hangi birim yöneticiliğine aday olduğunun önceden belirlenmiş olması, 2-Halen aday olduğu ilde eğitimci olarak görev yapıyor olması, 3- Eğitim kurum, kampus ya da birimlerde yönetici olanlardan beş yıl hizmeti bulunanlar, 4- Alanında bilimsel araştırma yapan, proje üreten, kitap ya da eser yazanların eserleri yayımlanmış olanlardan en az sekiz yıl hizmeti bulunanlar, 5- Yukarıda belirtilen niteliklere sahip olmayan adayların, en az 10 yıllık eğitimci olarak hizmet süresi bulunması, 6- Daha önce yöneticilik görevinden alınmamış ya da yöneticiliği engelleyici yasal olmayan ve yüz kızartıcı fiillerde bulunmamış, bulunmuşsa suçsuzluğu hukuksal kanıtlanmış olmak,koşulları aranır. 2. YÖRE - TAŞRA- İL EĞİTİM ÜST KURULU Eğitim Kompleksi Rektör, Rektör Yardımcısı ve her Kampusun-Okulun Dekan ve Genel Müdürleri bu kurulun asil üyeleridir. İl Milli Eğitim müdürlüğünde görevli birimlerin müdürleri (Milli Eğitim Müdürü, Okul Öncesi, İlköğretim, Ortaöğretim, Yükseköğretim vb. Birim Müdürleri - Yöneticileri.) Yönetim ve Denetim Birimi Başkanı, İldeki Sivil Toplum Örgütlerinin başkanları, ( Belediye, Birlik, Dernek, Oda vb. başkanları ya da yardımcılarının) Eğitim Kompleksinin her kampus-okul- kurum-birim yöneticileri ( Bazı atama ile belirlenmiş birimlerin yönetici ve kurul üyeleri ilgili birimce demokratik, seçimle kendi aralarından belirlenir.) ve demokratik usuller - seçimle seçilip, temsil yetkisi verilen Üst Kurul Temsilcileri bu kurulun asil üyeleridirler. İlgili Kampus-okul-kurumca, oluşturulan Okul Öğrenci Birliği Kurulu ve Aile Birliği Kurulu başkanlarının katılımları ile oluşan üst düzeyde bir kurulu ifade eder. Yılda en az iki kez olmak üzere, dönemde dört kez toplanır. Eğitim kompleksindeki kurulların, komplekse bağlı kampus-okulların komisyonlarında alınan kararları görüşerek, onaylar. Eğitim- öğretim faaliyetleri ile ilgili Eğitim kompleksi yönetimine eğitim-öğretim konularında önerilerde bulunur. Öneriler konusunda Eğitim Yönetimince gerekli düzenlemelerin yapılmaması durumunda 15 gün içinde tereddüt edilen durumlar, öneriler, çözüm yolları, yasal yönlerini belirten Taşra Denetim Üst Kurulu raporunu, Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu’na sunar. Bu kurul, rapora rağmen uyuşmazlık konusunu çözümlemeden aynı şekilde iade etmesi durumunda Bakanlık birimlerine iletilir. Başvuru tarihinden en geç 30 günlük süre içinde her hangi bir yanıt alınmadığında; talepler ret edilmiş sayılarak; yasal yönden Bölge idare Mahkemeleri ya da aşama, aşama hukuki zeminlerde işlerlik kazandırılabilir. Mahkeme kararları yasal süresi içinde uygulanmak zorundadır. Mahkeme kararlarına uymayanlar hakkında Merkezi Denetim Üst Kurulunca yasal işlem başlatılır.Tüm bu aşamalardan sonra bu kurula ulaşan olayların sorumluları suçlu bulunmaları halinde en az beş yıl süre ile hiçbir kademede yöneticilik ve üst kurul üyeliği yapamazlar.Aynı konumda olan personel ise yedi yıl süre ile yönetici ve üst kurul üyeliklerine aday olamaz ve seçilemezler. Eğitim Kompleksleri Üst Kurulunun kararları ile Eğitim Kompleksine ya da Yönetiminin onayı ile ilgili kampusa, ilgili kampus-kurul, komisyon ya da ilgililere havale edilerek uygulanması istenir. En kısa sürede gerekli düzenlemeyi yapmayanlar hakkında ilgili yönetimlerce yasal işlem yapılır. Yasalara uygun gerekli düzenleme ya da uygulamayı yapmayan yöneticileri en az iki yıl süre ile yöneticilik ve üst kurul üyeliği yapamazlar. Personel ise beş yıl süre ile yönetici ve üst kurul üyeliklerine aday olamazlar. Her eğitim kompleksinde, ” Üst Kurul Temsilcileri” bu kurulun aynı derecede söz sahibi olan asil üyeleridir. Milli Eğitim İl Üst Kurulu’ nu oluşturacak, İl Milli Eğitim Müdürü ve Birim Müdürleri, Başkan yani Rektör, Rektör yardımcısı vb. Kampus-kurum-birim yöneticileri, İlgili eğitim kompleksinin tüm personeli tarafından demokratik seçimle yani gizli oy ve açık tasnifle seçilirler. Bu kurul dönemde iki ve yılda en az dört defa olmak üzere ( bir-iki ay ara ile) toplanır. Toplantıların toplam sayısı sekizi geçmeme koşulu ile yılda en fazla dört kez olağan üstü toplantı düzenleyebilir. Her Eğitim Kompleksinin, ( Her kurumdaki personel sayısı dikkate alınarak bir kurumda en az personele sahip kurumu bir temsilci, her kurum için aynı personel sayısı baz alınarak tüm kurum-okul- kampusların temsilci sayıları belirlenir. Her kurum-kampus-okul kendi bünyesinde demokratik seçim usul ve esasları doğrultusunda adaylar arasından belirlenen sayıda Üst Kurul Temsilcisini bir yıl için seçerler. Atanmış olan birimler yöneticisini ve kurul temsilcisini aynı usulle kendi aralarından seçimle belirlerler.) Taşra- İl Eğitim Üst Kurulu Adaylık Koşulları 1- İl Milli Eğitiminde görevli birim müdürleri bu kurulun asil üyeleridirler. 2- Alanında Bilimsel araştırma, proje ya da kitap yazan ve eseri yayımlananlardan, en az beş yıl hizmeti bulunan, 3- Kurum,kampus,okul, birim yöneticiliği ( Dekan, Genel Müdür) yapanlar, 4- Kurum-kampus-okul-birim yönetici yardımcısı, alan-bölüm-bilim dalı- zümre kurul-komisyon başkanlığı yapmış olanların, en az üç yıl hizmeti bulunan, 5-Yukarıda belirtilen nitelikleri uymayan adayların en az 10 yıl hizmeti bulunmak, 6- Daha önce yöneticilik görevinden alınmamış olmak ve yasal engeli bulunmak koşulları aranır. 3. TAŞRA – İL-YÖRE DENETİM ÜST KURULU Bu birimlere Milli Eğitim Bakanlığı’nca Eğitim Akademilerinin Yönetim ve Denetim Bölümü mezunları ya da Eğitim Fakültelerinin ilgili bölümlerinden Yüksek Lisans Eğitimi alanlar, asil kadrolara atanırlar. Ayrıca çeşitli Üst Kurul Başkanlığı ya da yönetim kurulunda görev alan temsilciler Milli Eğitim Bakanınca tabii üye olarak atanırlar..Bu tabii üyeler sayısı kadar üye, her Eğitim Kompleksinin Yükseköğretim Kampusunun Bölüm başkanlarından oluşur. Yükseköğretim Bölüm başkanlarının sayıları yönetmelikte belirtilen bakanlıkça belirlene ya da atanan üye sayısından fazla olması halinde bölüm başkanları arasında seçimle sıralanarak üyeler yeniden belirlenir. Bölüm Başkanları sayıları Merkezi Yönetimce belirlenen üye sayısından az olması halinde Kurum-kampus-okul-birimlerde Rehberlik-Psikolojik Danışma ve Denetim Birimlerinden personel sayıları baz alınarak yeterli sayıdaki üyeler liyakat usulü ile belirlenen adaylar arasından, kendi birimlerinin personelince seçimle belirlenerek, tamamlanır. Bu üyeler üç yıl için Atama Yönetmeliği gereği tabii üye olarak atanırlar.Seçilmiş üyeler ise her yıl seçimle yenilenir. Eğitim Komplekslerince belirlenen kurul üyelikleri sayısı Taşra -İl Denetim görevlileri sayısı kadar olması esastır. Bu birim diğer atanmışlardan oluşan birimler gibi üyeler her yıl aralarından demokratik seçimle başkan ve yönetim kurulunu oluştururlar. Denetim Üst Kurulu ildeki Eğitim Komplekslerinin Yerel Yönetimlerce tesliminden itibaren, Eğitim Kompleksi Üst Kurulu ve Yönetimi dışındaki Eğitim Kompleksine bağlı yükseköğretim ve ortaöğretim statüsündeki her tür düzeydeki kampus-kurum-okulların her türlü eğitim-öğretim, yönetim ve diğer faaliyetlerin sağlıklı, verimli yürütülmesi, inceleme, araştırma ve denetimi görevlerini yaparlar. Yapılan,inceleme,araştırma ve denetlemeler ile ilgili Eğitim Kompleksi Üst Kuruluna ve Merkezi Yönetim birimlerine bu konularda raporlar gönderir, öneri ve tavsiyelerde bulunurlar. C. EĞİTİM KOMPLEKSİ YÖNETİM DENETİM BİRİMLERİ I. EĞİTİM KOMPLEKSİNE BAĞLI KURULLAR Eğitim Komplekslerinde, eğitim-öğretimin kaliteli verimli ve sorun yaşanmadan, katılımcılık anlayışı ile işbirliği, eşgüdüm ve koordinasyon içinde yürütülmesi amacı ile sağlıklı kararların alındığı, hazırlanan rapor doğrultusunda düzenlemelerin yapıldığı kurullar oluşturulur. Kurul kararları, Eğitim Kompleksi Üst Kurulu ve Kampus Yönetimince gerekli önlemler alındıktan sonra uygulamaya geçilir. Bireysellikten çok katılımcılığın gereği ekiplerden oluşan kurullar aracılığı ile görevler, yetkiler ve sorumluluklar yüklenmiş her personelin görev ve işlevleri ile ilgili yönetmeliklerin oluşturulması ve bu yönetmeliklere uygun faaliyette bulunmaları esas alınmıştır. Eğitim Kompleksi Yönetimi ve Üst Kurulu dışındaki bu kurulların tabii üyeleri dışındaki üyeler, Eğitim Kompleksine bağlı kampus-kurum-birimlerin eğitim-öğretim görevlerini yürüten her seviyedeki bilim-bölüm, birimlerin, komisyonların başkanlarının, yürüttükleri görevlerle ilişkili aşağıda belirtilen bir veya daha fazla kurula üye olarak katılmaları zorunlu hale getirilerek, herkesin görev ve işlevlerine uygun, sorumluluk ve görev alması sağlanmıştır. (ilgili yönetmelik esasları gereği hangi bölüm-bilim, birim ve komisyonların başkanlarının, hangi kurullara katılmaları gerektiği, hangi kurullara yönetim kurulu üyelerinin katılmalarının uygun olacağı vb. hususlar bu yönetmelikte belirlenir.) Bu kurulların ve bağlı komisyonların büyük çoğunluğuna katılımcılık anlayışı gereği, Okul Öğrenci ve Aile Birliği temsilcileri de katılır. Bu kurulların başkanlığı seçim öncesi geçici başkanca, seçimler sonrası üyeler arasından seçilen başkanca yürütülür. Tabii üyeler ve diğer asil üyeler, seçimle başkan ve yönetim kurulu üyelikleri seçim usul ve esasları gereği en fazla oyu alan başkan, alınan oyların oy çokluğuna göre tasnifi ile de yönetim kurulu üyeleri belirlenir. Bu kurullar dönemde bir defa olmak üzere yılda en az iki kez toplanırlar. Alınan kararlarla ilgili rapor, Eğitim Kampusu Yönetim Kurulu ve Eğitim Kompleksi Üst Kuruluna gönderilir. Bu kurulların toplantılarında komisyonlardan gönderilen raporlar görüşülür, gerekli onaylar verilir.Yasal düzenlemelere gereksinim duyulması durumunda ilgili ve üst kurullarla yazışılır. Alınan kararlar, yapılan düzenlemeler ilgili üst kurullarca ve yönetimce onayı sonrası gerekli uygulamaya geçilir. EĞİTİM KOMPLEKSLERİNDE KURULACAK KURULLAR
1- Eğitim Kompleksi Üst Kurulu Eğitim Kompleksine bağlı kampus-kurum- okul- birim yöneticileri, (Dekan, Genel Müdürleri, Yöneticiler ve Yardımcıları) bu kurulun seçilmiş ancak tabii üyeleridirler. Diğer Eğitim Kompleksi Üst Kurul üyeleri her kampus-okul-birim bünyesindeki eğitimle ilgili görev yapan personelin katılımı ile demokratik seçimle yapılır. ( Eğitim ile görevli personel: Eğitim-öğretim kurumlarında görev yapan, ağırlıklı Eğitim Fakülteleri ve Akademileri mezunu ve çeşitli bölümlerden mezun olarak Eğitim Kompleksine ve bağlı kurum-kampus ve birimlere atanan personeli ifade eder.) Eğitim işlevlerini yürüten her kademedeki personelin kendi aralarından seçtikleri temsilciler aracılığı ile kendilerini temsil etme ve yönetme yetkileri ile donatılmaları demokrasinin gereklerindendir. Demokratik bir yapıda, tüm yetkiler Merkezi Yönetimin tekelinde bulunmaz, yetkiler belirli kademelere aktarılır ve paylaştırılır. Bu amaçla her kampus-birim kendi içinde özerk olduğu kadar bağlı bulunduğu eğitim kompleksi ile iletişim ve eşgüdüm, işbirliği ve koordinasyon içinde çalışmak ve neler yaptığını paylaşmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerin yerine getirildiği en üst düzeydeki kurullardan biri Eğitim Kompleksi Üst Kuruludur. Eğitim sektöründe diğer sektörlerde olduğu gibi alanı ile ilgili eğitimci olmayan personel de atama usulü ile görevlendirilmektedir. Bu personellerinde mümkün olduğu kadar eğitim sektörlerinden ( Yükseköğretim- Eğitim Kampusları ya da Eğitim Akademileri) istihdam edilmesine Merkezi Yönetimlerce gerekli hassasiyet ve özen gösterilmelidir. Çünkü eğitim sektörü diğer sektörlere benzemez ve herkes kendi mesleğinde çok başarılı olabilir ancak her meslek sahibi eğitimci olamaz. Eğitimci, Eğitim Bilimleri ile ilgili Kurumlardan eğitimcilik mesleği ile ilgili özel özellikleri ve yeterlilikleri uygun olan bireylerin eğitilmesi ile yetiştirilir. Eğitim sektörünün diğer hizmet ve yardımcı hizmet birimlerinde görevli olan personel kendi yöneticilerini ve yönetim kurullarını demokratik seçimle oluştururlar. Koşulları uygun olan kurullara aday olarak, seçimle temsil yetkisi alırlar ve komisyonlara katılarak, görevler alırlar. ( Ancak bu birimlerde aynı statüdeki personel görevlendirildiği için yöneticilik ve temsilciklere aday olacak personelin liyakat esasları gereği hizmet kıdemi ve yeterliliği dikkate alınmalıdır. Seçimler aynı usulle kendi bünyelerinde yapılır.) Diğer kurum-kampus-okul ve birimlerde en az personele sahip kurum örnek alınarak belirlenir. Kreş- Ön Eğitim Kampusunda aynı alanla ilgili 15 personel çalışıyor. Rehberlik ve Denetim biriminde 18 personel çalışıyor. ( Memur ve yardımcı hizmetler yukarda açıklandığı biçimde oluşturulduğu için bu kadrolar hariç bırakılır.) En az personele sahip Ön Eğitim Kurumu baz alınarak, 15 personele bir Eğitim Kompleksi üst kurul temsilcisi seçme yetkisi verilir.Eğitim Komplekslerinin tüm kampus-kurum ve birimlerinde; 15 personel için bir, 16-29 personel için iki, 30- 44 personel için üç vb. üst kurul temsilcileri her kurum için ayrı, ayrı belirlenir. Ancak bu temsilcilikler için aday sayılarında sınırlama bulunmamaktadır. Çok küçük birimlerde ya da sayıca kalabalık olan kurum-kampuslarda koşulları uygun olan her personel aday olabilir. Ancak adaylık konusunda sorun yaşandığında koşulları en uygun olan üçte bir üyeyi belirlemek için ön seçimler yapılarak adaylar belirlenebilir. Diğer yöneticilik ve üst kurul üyelikleri için de kurumların personel sayıları dikkate alınarak temsilci ya da üye sayıları ayrı , ayrı belirlenmelidir. 2. EĞİTİM KOMPLEKSİ YÖNETİM KURULU Eğitim Kompleksi Yönetim Kurulu kendi bünyesindeki kampus-okulların Dekan-Genel Müdürleri-Birim Yöneticileri ve yardımcıları, Kurul-bölüm-birim-merkez ve komisyon başkanlarının katılımından oluşan kurulu ifade eder. Başkanlığını Rektör Yardımcısı yürütür. Bu kurul yılda olağanüstü koşullar dışında en az iki defa toplanır. Eğitim Kompleksinin her türlü eğitim-öğretim faaliyetlerinin sağlıklı ve verimli yürütülmesi, ortaya çıkan sorunları görüşmek, çözümler üretmek gerekli önlemler ve kampuslar –kurumlar arası işbirliği ve koordinasyon ile ilgili kararlar alır. Alınan bu kararlarla ilgili bulunan yönetim denetim birimlerine ve üst kurullara, ilgili öneriler, çözüm yolları ve kararlar hakkında rapor sunar veya onay ister. İlgili birimler, üst kurulların veya Eğitim Kompleksi Üst Kurulunun onayı ile alınan kararları bir hafta içinde yasaya uygun ise uygulamayı başlatır. Kurumlar ve birimler arası uyuşmazlıklar Eğitim Kompleksleri Üst Kurulunda karara bağlanır. Eğitim Kompleksleri Üst Kurulu kararları doğrultusunda yürürlüğe girer. Ancak tereddüt edilen hususlara, ilgili birimlerce Üst Kurullar ve Merkezi Yönetimce çözümler üretilmesi için çaba gösterilir.Buna rağmen uyuşmazlığın devamında hukuki zeminlerde itiraz yolu sürekli açık tutulur. 3. KAMPUS / OKUL- YÖNETİM KURULU Kampus dekanının / genel müdürünün, başkanlığında, birim, merkez yöneticilerinin, ilgili kampus-kurum- okul bünyesinde ki bölüm- bilim dalı- zümre kurul , birlik ve komisyonların başkanlarının ve her kampustan temsil yetkisi verilen Eğitim Kompleksi Üst Kurulu üyeleri ( Bu üyeler, temsil ettiği kampus-okul- yönetim kurulunun tabii üyeleridirler. Bu nedenle seçildiği kampusa karşı yükümlülüklerini yerine getirmek amacı ile toplantılara katılırlar.) katılımı ile oluşan kurulu ifade eder. Her Eğitim Kampusu bu yapısı ile kendi içinde özerk bir yapıya sahiptir. Ancak Eğitim Kompleksine bağlı bir birim-kurum olarak faaliyet yürütür. Eğitim Kompleksi ile işbirliği, eşgüdüm ve koordinasyon içinde çalışır. Yasal olmayan uygulamaları yapmamak, bazı merkezler ve birimlerden diğer kampuslar gibi ortaklaşa yararlanmak ve kampusu aşan sorunları çözmek amacı ile Eğitim Kompleksi Yönetim ve Üst Kuruluna karşı sorumlulukları ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Ayrıca belirlenen sürelerde uygulamaların yasal yürütülmesini sağlayıcı birimlerce denetime tabidir. Bu kurul belirlenen genel toplantılar dışında okul öğrenci ve aile birlikleri kurulu başkanlarının katılmasının sakıncalı bulunduğu veya sakıncalı olacağının düşünüldüğü özel toplantılar dönemde bir kez gerçekleştirebilirler. Her dönemin ilk ayı içerisinde olmak üzere en az dönemde bir, yılda iki kez kampus yöneticisinin başkanlığında genel toplantılar, olağan üstü durumları görüşmek üzere ayrıca en fazla, yılda dört kez daha olağan üstü toplantı yapma kararı alabilirler. Bu toplantılarda, kampus-okullarda eğitim-öğretim, yönetim faaliyetleri, sosyal etkinlik ve aktivitelerinin genel durumu, eğitimin etkili, verimi ve kaliteli yürütülmesi ve olumlu ve sorunsuz bir eğitim-öğretim ortamın oluşturulması, ortaya çıkan sorunları çözümlemek, Denetim, Rehberlik ve Psikolojik Danışma, Araştırma-Geliştirme, Planlama-Programlama ve diğer kurulların raporlarını incelemek ve çözümler üretmek, düzenlemeler yapmak ve personel arasındaki iletişim ve işbirliği vb. konuların görüşülüp, kararlar alınması amacı ile toplanır. Bir sonraki toplantıda alınan kararlar değerlendirilerek, gerekli koşulları oluşturucu önlemler alınır ya da yazışmalar yapılır. 4. ARAŞTIRMA ve GELİŞTİRME KURULU Rektör ya da belirlediği Rektör yardımcısının başkanlığında, Bilim dalı bölüm başkanları, Bilgi işlem, araştırma –geliştirme yönetim kurullarının ve kampus-okul-birim yöneticilerinin ve oluşturulan ilgili kurul ve komisyonların başkanlarının katılımından oluşur. Yılda en az iki kez toplanır, araştırma ve geliştirme çalışmaları, kurumlar-kampuslar arası işbirliği koordinasyon vb. konularda karalar alınır ve uygulamalar başlatılır. 5. REHBERLİK –DENETİM KOORDİNASYON KURULU Rektör ya da belirlediği yardımcısının başkanlığında, Rehberlik –Psikolojik Danışma, Rehberlik ve Denetim Bölüm başkanlarının, İlgili kampus ve Okullarda oluşturulan bu birimlerin, Merkez ya da kampus birimlerin yönetim kurulu üyelerinin ( Rehberlik-Psikolojik Danışma ve Rehberlik- Denetim) Okul Öğrenci Birliği Başkanları ya da yardımcısının katılımı ile oluşan kurulu ifade eder. Bu kurul ve rehberlik faaliyetlerini yürüten aşağıdaki iki kurul, alanında Eğitim Akademisinin ilgili bölümlerini ya da Eğitim Kampus-fakültelerinin yüksek lisans bölümlerini bitiren ya da bazı üst kurullardan Milli Eğitim Bakanlığınca uygun görülerek atanan personelden oluşur. Bu amaçla ilgili merkez ve birimlerin demokratik anlayış gereği, personelinin kendi aralarından seçimle başkan, yönetim kurulu üyeliklerini oluşturması esastır. Adaylıkta, liyakat ve deneyim ön plandadır. Bu birimlerde görev alan üyeler, görevli bulundukları birimdeki tüm görevleri yönetmelik gereği aralarında eşit paylaşımı, işbirliği ve koordinasyon içinde yürütülmesinden aynı derecede yetkili ve sorumludurlar. Bu kurul kendi görevleri ile ilişkili konuları oluşturacağı komisyonda görüşür. Kurul toplantılarında rehberlik ve denetim faaliyetlerinin etkili ve verimli yürütülmesi amacı ile tedbirler alınır. Yaptıkları görevlerle ilişkili, düzenlenen raporları yönetime sunarlar. 6. PSİKOLOJİK DANIŞMA ve REHBERLİK KURULU Rektörce belirlenen Rektör yardımcısının başkanlığında Eğitimde Rehberlik ve Psikolojik Danışma, Öğretim İlke ve yöntemleri, Ders araç ve gereçleri, Rehberlik ve Denetim Bölüm-birimlerinin bölüm başkanları ve Kampus-okul-birim yönetici veya yardımcısının, Rehberlik ve Denetim kurulunun başkanı ve yönetim kurulu üyeleri ve Rehberlik ve Psikolojik danışmanların ( Rehberlik Merkezi ya da birimi personeli) ve Okul Öğrenci Birliği Başkanlarının katılımı ile oluşan kurulu ifade eder. Kampustaki Rehberlik faaliyetlerinin etkin ve sağlıklı yürütülmesi için önlemler alınır. Atanmışlardan oluşan bu kurullar kendi görevleri ile ilgili komisyonlar oluşturup, komisyon karaları ile görevlerini yapmakla yükümlüdürler. 7. REHBERLİK TEFTİŞ ve DENETİM KURULU Rektörce belirlenen Rektör yardımcısının başkanlığında Eğitimde Rehberlik ve Psikolojik Danışma, Öğretim İlke ve yöntemleri, Ders araç ve gereçleri Bölüm-birimlerinin bölüm başkanları ve Eğitim Denetimi Bölümünün-Merkezinin tüm üyelerinin ( Bu alanda görev yapan personel ), Kampus-okul yöneticileri ya da temsilcisi ve Rehberlik -Psikolojik Danışma Merkezi yönetim kurulu üyeleri, Okul Öğrenci Birliği Başkanlarının ya da yardımcısının katılımı ile oluşur. Rehberlik ve denetim faaliyetlerinin işbirliği, eşgüdüm ve koordinasyon içinde etkin, sağlıklı ve verimli yürütülmesi amacı ile kararlar almak üzere birinci dönem başında , ikinci dönem başında ve yıl sonuna doğru olmak üzere yılda üç kez toplanır. Yönetmelik gereği, rehberlik ve denetim yapmakla yükümlü olduğu eğitim personeli statüsündeki her tür deredeki kampus-kurum-okulların her türlü eğitim-öğretim, yönetim ve diğer faaliyetlerin sağlıklı, verimli yürütülmesi, inceleme, araştırma ve denetimi görevlerini yaparlar. Rehberlikle ve yapılan inceleme, araştırma ve denetim vb. konularda eğitim-öğretimden beklentilerini, nelerin yapılması gerektiği ve uygulamalar konusunu rapora bağlayarak yönetime verirler. Yönetim gerekli görüşmelerle rapor sonuçlarını kurullarda görüşür ve özel olanları ilgililere duyurur. Gerekli düzenlemeleri yapar ve ilgililerden gereğini yapmalarını ister. 8- PROGRAM ve PLANLAMA KURULU Eğitim Kompleksinin Rektör yardımcılarından birinin başkanlığında, Eğitim Planlama, Program, İstatistik, Araştırma-Geliştirme Bölüm ve her seviyedeki kurum-kampus-okul yöneticisi ya da temsilcisinin, Okul Öğrenci Birliği Başkanlarının ve ilgili her seviyedeki planlama ve program kurul ve komisyonlarının başkanlarının ve Sivil Toplum Örgütü Başkanlarının katılımları ile oluşan kurulu ifade eder. Eğitim-öğretim başladığı hafta, ikinci dönemin ilk haftası ve yıl sonuna bir hafta kala olmak üzere yılda üç defa toplanır. Her türlü planlama ve programlama, komisyon karalarını kurula sunarak, tartışılır ve düzenlemeler yapılarak plan ve programlara son şekli verilir. Bu şekilde ders, uygulama, etkinlik, aktivite vb. yararlanılacak mekanların çakışmadan işbirliği, koordinasyon içinde tüm birimlerin yararlanabilecek şekilde düzenlenmesi sağlanır. Sivil Toplum Örgütü Başkanlarının sayısı eğitimci katılımcıların sayısının % 40 ‘ nı geçemez. İldeki Sivil Toplum Örgütü başkanlarının sayıları bu oranı geçmesi halinde kampus bünyesindeki programlar ile ilişkili olan örgütler öncelikli tercihle belirlenmesi yolu ile belirlenen orana indirilir. Her kademedeki Kampusun planlama ve program komisyonlarının raporları toplantılarda görüşülüp, çözümler üretilip, gerekli kararlar alınır. Oluşturulan İl Programları ve Planları, İstatistik Biriminin verileri ayrıntılı rapora bağlanır. Alınan kararlarla ilgili tereddüt edilen durumlar Eğitim Kompleksi Yönetimine yada bu birimlerce Taşra veya Merkezi yönetime iletilir. Ayrıca yıl sonunda bu kurullarca hazırlanan raporlar aynı hiyerarşi yapı içinde Merkezi Yönetime gönderilmesi esastır. 9-DÖNER SERMAYE ve EĞİTİMİN FİNANSMANI KURULU Rektörün ya da yardımcısının başkanlığında, Eğitim Kompleksi Üst Kurulu ve Yönetimi yönetim kurullarının,alanla ilgili bölüm başkanlarının her derecedeki Kampus-Okul-Birim Dekan ya da yöneticisi ya da yardımcısının, Eğitimin Finansmanı Merkezinin yönetim kurulunun, Banka Yöneticisi ve Noterin, Yerel Yönetim Başkanlarının ve Okul Öğrenci Birliği Başkanlarının katılımı ile oluşan kurulu ifade eder. Yılda iki kez Eğitim Kompleksinin finansmanı ile ilgili raporları inceler ve karalar almak amacı ile toplanır. Yönetim Kurulu adaylar arasından seçimle oluşturulur. Alınan kararlarla ilgili raporu yönetime sunar ve üst kurullara görevleri ile ilişkili tavsiyelerde bulunur. 10- EĞİTİM SİSTEMİNİ DEĞERLENDİRME KURULU Rektörün görevlendireceği bir Rektör yardımcısının başkanlığında, kurul-kampus-okul-birim yöneticisinin, rehberlik, denetim, ölçme değerlendirme, planlama, programlama, ders araçları, araştırma-geliştirme, Okul Öğrenci Birliği vb. kurul başkanlarından oluşur. Biri birinci dönemin, diğeri ikinci dönemin son ayıda olmak üzere yılda iki kez toplanır. Eğitim sisteminin genel bir değerlendirmesi yapılır, öneriler ve çözüm yolları üretilir. Eğitim sistemi bu kurulların raporları doğrultusunda değerlendirilir, gerekli kararlar ve önlemler alınır. Toplantıda düzenlenen rapor Taşra-Yöre Yönetim-Denetim Birimine gönderilir.Her kampusta eğitim sisteminin değerlendirilmesi amacı ile komisyonların oluşturulması ve hazırlanan raporların bir örneğinin bu kurula gönderilmesi esastır. 11- SAĞLIK KURULU Eğitim Kompleksi bünyesindeki Sağlıkla ilgili Bölüm Başkanlarının ve Yöneticilerinin katılımı ile oluşan ve başkanlığını ilgili Rektör Yardımcısının yürüttüğü kururlu ifade eder. En az yılda iki defa toplanır. Olağan üstü nedenlerle ayrıca iki defa daha toplanabilir.Sağlık ile ilgili sorunlara çözüm üretmek, nitelikli bir sağlık hizmeti sunmak amacı ile kararlar alır ve üst kurullara tavsiyelerde bulunur. 12. ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ ve ÖĞRETMENLER KURULU Eğitim Kompleksi bünyesindeki her kademedeki kampus-okulların diğer personel dışındaki eğitim-öğretimle ilgili, tüm öğretmen, uzman ve öğretim görevlilerinin bir araya gelerek eğitim-öğretimle ilgili sorunları paylaşmak, öneriler sunmak, çözüm yolları önermek amacı ile yapılan toplantılardır. Bu toplantılar her kampus bünyesinde ayrı, ayrı düzenlenebilir. Bu toplantılardan birincisi 1.Dönem başlamadan birkaç gün önce, diğer 2 si Yeterlilik ve Standart Başarı Testleri sonrası (Seviye Düzey -Tespit Sınavları) ve sonuncusu, 2. Dönemin sonlarına doğru olmak üzere, dönemde iki yılda en az dört defa yapılır. Eğitim-öğretimle ilgili görevlerin eşit şekilde paylaşımı eşgüdüm ve işbirliği, koordinasyon. vb. görevlerin paylaşımı amacı ile ilk toplantı yapılır. 2 ve 3. toplantılar Şube-Sınıf-bölüm-zümre kurulu ve başkanlar kurulu toplantıları sonrası seviye farklılıklarını giderici önlemler ve diğer kurulların ve komisyonların karar ve önerilerini görüşüp, tartışmak, uygulamaya yönelik kararlar almak amacı ile yapılır. Son toplantı eğitim –öğretimin genel gidişi, alınması gerekli son önlemler Standart Başarı Testi sonuçlarına göre açılacak kurslar ve gelecek yıl için önerilerde bulunmak amacı ile yapılır. 13. BÖLÜM-BİLİM DALI VE ZÜMRE BAŞKANLARI KURULLARI Kreş-Ön Eğitim, Okul Öncesi ve İlköğretim 1. Kademede görevli, aynı seviyedeki sınıfların Sınıf Öğretmenlerinin Zümre Başkanları, İlköğretim 2. Kademe ve Ortaöğretimde görev yapan branş-ders öğretmenlerinin Zümre-Bölüm Başkanlarının,Yükseköğretimdeki Bilim-Dalı-Ders-Bölüm Başkanlarının ve her seviyede Bölüm-Birim ve Okul Öğrenci Birliği Başkan ve yardımcısının katılımı ile oluşan kurulu ifade eder. Diğer kurullarda olduğu gibi başkan,deneyimli adaylar arasından demokratik usul ve esaslarla bir yıl süre için başkanlığa getirilir. Her kampus bünyesinde ayrı, ayrı Başkanlar kurulu oluşturulur. Sınıflar, dersler, branşlar, bölüm ve birimler arası koordinasyon, işbirliği, iletişim, eşgüdüm ve diğer çalışma ve etkinlikleri belirlemek, bu konuda kararlar, önlemler ve çözümler üretmek amacı ile Bölüm Zümre Kurulları toplantısından 3-10 gün sonra olmak koşulu ile en az dönemde bir yılda iki kez toplanır.Bu kurullarda alınan kararlar,öneriler ve çözüm yolları rapora bağlanarak yönetime, yönetim kanalı ile ilgili kurul ve birimlere gönderilir. Bu Amaçla komisyon ve zümre, zümre başkanları toplantıları aşamalı ve öncelikli olarak diğer kurul toplantılarından önceki tarihlerde planlanması ve yapılması esastır. 14. BÖLÜM- BİLİM DALI ZÜMRE KURULLARI Okul Öncesi ve İlköğretim 1. Kademede görevli, aynı seviyedeki sınıfların Sınıf Öğretmenlerinin, İlköğretim 2. Kademe ve Ortaöğretimde görev yapan branş-ders öğretmenlerinin,Yükseköğretimdeki Bilim-Dalı-Ders Öğretim görevlilerinin, kendi branşlarında ve seviyelerinde bir araya gelerek oluşturulan kurulu ifade eder.Kurula kurulun demokratik esasla aralarından seçtikleri deneyimli bir üye başkanlık eder. Bu kurul ilk iki toplantısını seviye tespit sınavı sonrası 3. ve 4. toplantısını dönemlerin sonunda olmak üzere dönemde iki, yılda dört defa toplanır.Bu kurula gerektiğinde öğrenci kurulu temsilcisi de davet edilir.(Seviye Sınavları sonrası) Seviye Tespit Sınavı sonrası yapılan toplantılarda, seviyeler arası farklılıklar, bu farklılıkları asgariye düşürecek önlemler ve tedbirler, programlarda yapılacak düzenlemeler, her türlü çözüm yolları konusunda kararlar alınır. Bu doğrultuda çalışmalar ve düzenlemeler yapılır. Dönem sonu toplantılarında, alınan önlemlere rağmen öğrencilerde gelişmeme nedenleri, sınav ve ders içi durumları, davranışları değerlendirilir. Rapora bağlanır. Kampustaki İlgili diğer komisyon, kurul ve birimlerin toplantılarında başkanlarca öneriler iletilir. Yeterli seviyeye gelemeyen öğrenciler için kurs ya da ek program vb. yönetime önerilerde bulunulur. Diğer komisyon, kurul ve birimlere gönderilen iletiler tavsiye niteliği taşır.Ancak bu birimlerde görüşülüp gerekli önlemler alınması kampus yönetiminin yetkisi dahilinde gerçekleşir.Üst Yönetim- Denetim Birimlerine ve Merkezi Yönetim Kurullarına Karşı Eğitim Kompleksi Yönetim ve Üst Kurulları sorumludur. Üst birimlere iletiler sürekli tavsiye niteliğinde, alt birimlere iletiler ise emir niteliğindedir. Ancak emirdir diyerek ilgili kurumlarda olduğu gibi uygulanacak anlamı çıkarılmamalıdır. Toplantılarla görüşülüp uygun yasal düzenlemeler yapma isteği ilgililere iletilerek gerekli yasal düzenlemeler ve uygulamalar yapılabilir. Ayrıca aynı düzey ve seviyedeki şube- dersliklerde görevli öğretim görevlileri-öğretmenler, Şube Öğretmenler Kurulu adında bir kurul oluşturabilirler. 15. ÖĞRENCİ BİRLİĞİ KURULU Eğitimde eğiten kadar eğitileninde kendi eğitiminden söz sahibi olması demokratik katılımcılığın gereklerindendir. Bu amaçla oluşturulacak birlik ve kurulların yönetimi aracılığı ile yönetim kurullarında görev almaları eğitilenlerin sorunlarına diyalogla çözümler üretilmesi uzlaşma sağlanamayan konularda üst kurullar aracılığı ve yasal ve hukuki çözümler üretilmesi ve düzenlemeler yapılması kaliteli ve verimli eğitim koşulları oluşturulmasına katkı sağlayacaktır. Bu kurullar her kampus bünyesinde ayrı, ayrı oluşturulan Öğrenci Birliği başkanı ve yardımcısının katılımı ile oluşan kurulu ifade eder. Bu kurul, dönemde iki defa ilk toplantıda seçtikleri başkanın yönetiminde kendileri için ayrılan mekanda toplanırlar. Bu mekanın kapısının uygun bir bölümünde öğrenci dilek ve isteklerini belirten bir kilitli kutunun bulundurulması, yönetim kurulu toplantılarında incelenmesi yararlı olacaktır. Öğrenci Birliği Kurulu başkanları ya da kurulca belirlenen temsilcisi işbölümü ve programı gereği ilgili kurullara katılır. Her Kampustaki birliklerin başkanları ve temsilcileri ilgili kurullara, komisyon temsilcisi sıfatı ile belirlenen temsilciler de komisyon toplantılarına katılmak zorundadır. Her Kampus bünyesinde oluşturulan Öğrenci Birliği Odasının kapısında da aynı kutu bulundurulabilir. Her Kampustaki Okul Öğrenci Birliği, her sınıftan-şubeden sınıf-şube rehber öğretim görevlisi-öğretmeninin seçimle belirlediği sınıf temsilcisinden Kampus Öğrenci Birliği oluşur. Yönetim Kurulu için aday olan temsilcilerin, eğitim-öğretim yılının en geç ikinci haftası içinde her şubeden sorumlu öğretim görevlisi-öğretmen tarafından koordine edilerek, tüm temsilcilerin oy kullandığı seçim usulü ile belirlenmesi esastır. ( Temsilci seçimi ilköğretim birinci kademeye kadar bir, ikinci kademeden itibaren her derslikten iki öğrenci temsil yetkisi alır. Aynı kampustaki yönetim kurulu üyelerinin seçimi, tüm temsilcilerin katılımı ve oy kullanması sağlanarak; hafta sonu belirlenen bir saatte yapılır. Oy veren öğrenci isminin karşısını imzalar. Oy tasnifi sonucu en çok oyu alan öğrenci ya da öğrenciler o dersliği temsil yetkisi kazanır.) Her düzeyde sınıf-derslikte ayrı, ayrı yapılır. Temsilci ismi kampus yönetimine yazılı olarak, seçim belgeleri ile beraber iletilir. Sınıf Temsilcilikleri listesi askıya çıkarılır. Bu temsilciler ilgili kampusun Okul Öğrenci Birliği sıfatı ile o yıl görevlendirilmiş olurlar. Kampus Yönetimince, öğretim görevlileri-öğretmenlerden oluşan bir seçim kurulu belirlenir ve resmi olarak görevlendirilir. Seçim kurulu,birliğini listelerini tüm öğrencilerin toplandığı bir salonda tanıtır ve yönetim için aday olacakları isteğe uygun belirler. Seçim için bir haftalık bir propaganda süresinin ilk gününde adaylarla birlikte seçim usul ve esasları karara bağlanır. ( Yönetim Kurulunun belirlenmesinde Ekipler oluşturulabileceği gibi adayların seçimi ile en çok oy alan başkan ve yardımcısı ve yönetim kurulu üyeleri oluşturulabilir. Daha sonra Yönetim Kurulu ve kampustaki komisyonlarda görev alacak üyeleri oy sırası ile belirleyip ya da kendi ararında işbölümü yapabilirler.) Seçim usul ve esasları doğrultusunda propaganda çalışmaları başlatılır. Bu haftanın sonunda daha önce belirlenen gün ve saatte sandıklar kurularak seçim usul ve esasları doğrultusunda demokratik seçim yapılır. Seçim sonuçları duyurulur ve ayrılan odada-mekanda Kampus Öğrenci Birliği işbölümü yaparak, bir yıllık faaliyetini programlayıp, program doğrultusunda öğrenci tarafını temsil etmek üzere ilgili kurul, komisyonlara katılmak ve tüm öğrencileri bilgilendirmek, görüşleri doğrultusunda kararlar almak amacı ile toplantılar gerçekleştirmek üzere faaliyet ve çalışmalarını yürütür. Bu nedenle Okul Öğrenci Birliğinin, yönetimden gerekli izni alması ve her yıl seçimlerle yenilenmesi esastır. Öğrenci Birliği Kurulu, tüm kampusların Okul Öğrenci Birliği Başkan, yardımcısı ve ilgili bir üyenin katılımı ile oluşan üst düzeyde bir kurulu ifade eder. Demokratik,katılımcı ve uzlaşmacı bir anlayışla öğrenci tarafının sorunlarının yönetimce çözümü konusunda, bu kurul gerektiğinde yönetimce belirlenen bir öğretim görevlisi-öğretmenin sorumluluğunda yürütülebilir. Bu kurul ve okul aile birliği kurulunun Eğitim Kompleksi bünyesinde, Öğrenci Birliklerinin de her kampusta ayrı, ayrı oluşturulması esastır. Bu amaçla Öğrenci Birliklerinin, ortak sorunların tartışıldığı Okul Öğrenci Kurulu toplantıları dışında, diğer kampuslarla her hangi bir ilişkisi ve bağı bulunmamaktadır. 16. OKUL AİLE BİRLİĞİ KURULU Bu kurul, başkanlığı ve yönetim kurulu ilk iki hafta içinde her kampusun velilerinin arasından gönüllü olarak belirlenen üyelerin kendi arasında yaptığı seçimle oluşturulur. Bu kurulun amacı, eğitim-öğretime her kampus-okul velilerin katılımcı bir anlayışın gereği velilerin eğitimde söz sahibi olması ve demokratik katılımından oluşturulur. Öğrenci velilerinden bu kurula aday olanlar arasından, yönetimce belirlenen gün ve saatte yapılan seçimle belirlenir. Her 300 öğrenciyi temsil etmek için bir kurul üyesi belirlenir. Yönetim kurulu seçilen adaylarca oluşturulur. Okul aile ve çevre ilişkilerinin düzenlenip, geliştirilmesi, sorunların çözümü vb. konularda dönemde iki defa toplanarak alınan kararlar yazılı olarak kampus yönetimine iletilir ve çözümler üretilmeye çalışılır. 17. PERSONEL VE DİĞER PERSONEL KURULU Bu kurul Personel Genel Müdürünün başkanlığında, Kurum-kampus-birim müdür-yöneticileri. Her kampus bünyesindeki Personel ve Diğer Personel Komisyonlarının başkanları bu toplantıya üye olarak katılırlar. Birinci ve ikinci dönem başında olmak üzere yılda en az iki kez toplanır Bu kurullarda diğer personelin, görev ve sorumlulukları, işbölümü,özlük hakları ve diğer sorunları görüşülür ve karalar alınır.İlgili kampus ve Eğitim Kompleksi yönetimlerince gerekli önlemler alınır. 18. ETKİNLİK VE AKTİVİTELER KURULUHer Kampustaki, Beden-Eğitimi ve Spor, Sanat Türk Dili Edebiyatı, Bilim-Dalı Bölüm-Zümre Başkanları, Rehberlik ve Psikolojik Danışma, Rehberlik ve Denetim, Ders Araç-Gereçleri, Planlama-Programlama, Araştırma –Geliştirme vb. birimlerin Spor, Kültür, Sanat, Bilim vb. Merkezlerinin, Okul Öğrenci Birliği Başkanlarının katılımından oluşan kurulu ifade eder. Rektör Yardımcının başkanlığında dönemlik ya da yıllık kültürel, sanatsal, sportif, eğitsel vb. etkinlik ve aktivitelerin belirlenmesi, organizasyonu, planlanıp, programlanması vb. faaliyetleri yürütür. Dönemde en az iki defa toplanır. III- EĞİTİM-ÖĞRETİM KURUMLARI – KAMPUSLAR-OKULLAR1-Okul Öncesi Eğitim:Ön Eğitim:Ülkemiz koşullarında bu gün kreş denilen ama aslında Ön Eğitim okulları ile benzerliği bulunan fakat verilen eğitim bakımından hiçbir koşulda Ön Eğitim okullarına benzemeyen kurumlar bulunmaktadır. Ancak üniversitelerimizin Eğitim Bilimleri bölümlerinde bile 3-4 yaşlarının gelişim dönemlerinin özelliklerine uygun eğitim programlarının ve bu programları davranışa dönüştüren öğretmenlerin yetiştirilmesini sağlayacak yapılanmalar gerçekleştirilmemiştir. Bu amaçla bu yaştaki çocuklarımızın biyolojik, fiziksel, psiko-motor, duyuşsal, bilişsel, sosyal, kişisel vb. sağlıklı gelişimleri, ancak bu alandan gelen uzmanların ekip çalışmaları ile gerçekleşebilir. Bu koşullar oluştuğunda Okul Öncesi Eğitim ve Ön Eğitime gereken önem verilmelidir. Çocuk yakın çevresi ile iletişim ve etkileşim kurarak büyür,gelişir,sosyal bir varlığa dönüşür. Oyun ortamlarında özgürce davranışlarda bulunarak, kendini ifade eder. Çocuk oyun oynarken doğal davranır. Oyun oynarken liderlik, işbirliği, dostluk, paylaşma, iletişim kurarak, güven ve özgüven duyguları gelişerek etkileşim kurarak sağlıklı kişilik kazanır. Kreş ve Ön Eğitim, eğitimin ilk ve en önemli adımıdır. Bu gün çalışan ailelerin ya da çeşitli nedenlerle anne-babasından belirli süreler uzak kalmak zorunda olan ya da gerekli eğitim ve bakım koşulları oluşturamayan ailelerin 3-4 yaşlarındaki çocuklarının sevgi ortamında, bu dönemlerdeki gelişim özelliklerine uygun eğitim programları ile yaparak, deneyerek-sınayarak, yanılarak, kurcalayarak- bozarak, hayal dünyasında yaşayarak vb. yaşa uygun oyunlarla, bu döneme has sosyal, duygusal, psiko-motor ve bilişsel gelişmelerinin sağlıklı oluşması ve bu dönemde kazandırılması gereken olumlu davranış örüntülerini ve becerilerini, akranları ile etkileşim-iletişim ve paylaşım koşulları ile oluşup, kazanıldığı dönemlerdir. Yaşa uygun olarak hazırlanan oyun, etkinlik, zenginleştirilmiş eğitim programları, uyarıcı çağdaş görsel-işitsel araçlarla, sosyal aktivitelerle zenginleştirilmelidir. Ders etkinlikleri bu dönemin seçici dikkat süreleri dikkate alınarak 15-20 dakikalık öğretim üniteleri şeklinde düzenlenmelidir. Etkinlik ve üniteler çok sayıda duyu organına hitap eden çağdaş araçlar ve yöntemlerle desteklenmelidir. Ön Eğitim ve Okul Öncesi Eğitim kavramı, çocuğun oyun ağırlıklı etkinlik,aktivite ve eğitim-öğretim üniteleri aracılığı ile yaşa uygun temel beceriler ve olumlu davranışlar kazandığı, çevresi ile etkileşerek sosyalleştiği ve bu döneme potansiyellerinin geliştirildiği eğitim ortamları anlaşılmaktadır. Bu eğitim kurumları henüz ülkemizde ya hiç gelişmemiş ya da gereken önem verilmediği için kurumsallaşmış bile olsa yaygınlaşamamıştır. Okul Öncesi Eğitim çocuğun kişilik gelişiminde çok önemli bir unsur olmasına rağmen yeterince benimsenip, geliştirilmemiştir. Okul Öncesi Eğitimin gelişmemesi nedeni ile Ön Eğitim ülkemizce pek bilinmemektedir. Bazı ailelerin zorunlu kalmaları sonucu çocuklarını güvenle bırakacakları bazı kreşler ihtiyaç gereği oluşturulmuş ve ülkemizde yeterli bulunmuştur. Ülkemizin kültürel yapısı gereği, ailelerin büyük bölümü bu yaştaki çocukları aile büyüklerine ve akrabalara bırakmakla yetinmiş, çocuğun bakım amacı ile verilmesi, eğitiminin önemsenmemesi nedeni ile bakıcılarca çocukların bazı olumsuz yaşantılar kazanması, aile büyüklerinin kendi çocuklarında gerçekleştiremedikleri özlemlerini torunları üzerinde gerçekleştirme özlemleri nedeni ile her istekleri koşulsuz karşılanan koşulsuz sevgi sunulan, çocuğun her ihtiyacını yardım yerine kendilerinin karşılaması vb. aşırı koruyucu tutumlar sonucu şımarık büyüyen çocuklar, bu yaşa uygun beceri ve olumlu davranışlar kazanamamaktadır.Sonuçta aile içi çatışmalar ve kuşaklar arası çatışmalar artıp derinleşmektedir.Bu olumsuz eğitim koşullarının sonuçları ailelerce bilinmediği ya da görmezden gelinmesi nedeni ile bu çocuklar sağlıklı bir eğitimden yoksun büyümektedirler. Bu nedenlerle öncelikli olarak, Ön Eğitim Okullarına ülkemizde ihtiyaç duyulmamaktadır. Oysa çağdaş eğitim anlayışlarında hiç değilse haftanın belirli bir kaç gününün 15-20 dakikalık sürelerden oluşan üniteler belirlenerek, belirli bir süre de olsa alanında uzman kişilerden oluşan Ön Eğitim Okulları aracılığı ile her çocuğun bu yaşa uygun olumlu beceri ve davranış örüntülerini kazanıp, sağlıklı gelişmelerine ya da ailede aldıkları eğitimin bilinçli pekiştirilmesine, uzman kadroların rehberliğinde gereksinim duyulmaktadır. Çocuğun sağlıklı gelişip, sosyalleşmesi için ana sütü ve sevgisi kadar oyun, etkinlik,aktivite ortamlarına da ihtiyacı bulunmaktadır. Çocuk oyun ortamında sağlıklı iletişim, etkileşim kurarak, kendini özgürce ifade ederek, olumlu kişilik özellikleri, davranışlar, beceriler kazanır ve sosyalleşir. Ayrıca her gelişim dönemine uygun birikmiş enerjilerini öfkelenerek, bağırarak, sevinerek, üzülerek, kızarak, haykırarak dışa vurur, boşaltır, deşarj olur ve rahatlar. Süreç içinde, hangi durumlarda nasıl tepki vereceğini, nasıl davranması gerektiğini öğrenir.Bu nedenle Ön Eğitim okul öncesi eğitimin alt yapısını oluşturmakla kalmaz bu yaşlardaki çocukların ilgilerini ve potansiyellerini geliştirir.
Okul Öncesi Eğitim ise Ön Eğitim sonrası, İlköğretim öncesini içeren ve ön eğitimle kazandığı duygusal, sosyal, kişisel, bilişsel ve psiko -motor becerilerin pekiştirilip, geliştirildiği; İlköğretimin alt yapısını oluşturan ve 5–6 yaş dönemlerini kapsayan çocukların eğitim-öğretimlerinin sağlandığı eğitim kurumları anlaşılmaktadır. Bu yaş çocuklarının gelişim dönemlerindeki özelliklerine uygun bedensel, kişisel, zihinsel, duyuşsal, psiko – motor, sosyal, duygusal ve kişisel özelliklerine uygun temel bilgi, beceri ve davranış ve kişilik kazanmalarını destekleyici programlardan oluşur. Programlar, Ön Eğitim Okulu uygulamaları ile eşdeğer fakat yaşlarına uygun eğitim ünitelerinden oluşur. Bunun dışında ana dilini doğru ve güzel konuşma, çevresi ile iyi ilişkiler ve sağlıklı bir iletişim kurması, kendini özgürce ifade etme sureti ile sosyal bir varlığa dönüşmesi, çevresine ve çevresindeki olay ve değişimleri algılayarak, farkına vararak sağlıklı bir uyum sağlaması, karşılaştığı sorunları ve güçlükleri tanıyarak mücadele etmesi, ilgi ve potansiyellerini en üst düzeyde kullanmaya olanak tanıması, kısacası gelişim döneminin özelliklerine uygun davranış ve becerileri kazanarak, ayakları üzerinde durmayı öğrenmesinin öğretimi, İlköğretim Okuluna hazır hale gelmesi amacına yönelik; bilgi, beceri, oyun ve sosyal etkinlik ve aktiviteleri içeren zenginleştirilmiş programlardan ve kısa süreli ünitelerden oluşur. Ön Eğitim ve Okul Öncesi eğitimin en önemli işlevlerinden biri çocuğun yaşına uygun duygusal ve sağlıklı benlik gelişimini kazandırıcı işlevidir. Bu ortamlarda çocuk, güven ve özgüveni, özerklik, araştırıcılık, kendini ifade etme ve kanıtlama araştırıcılık ve girişimcilik, beceri , bir iş yapma ve başarı ile tamamlama vb. ilgi ve potansiyellerini geliştirerek, sağlıklı bir kişilik gelişimini destekleyici olumlu davranışları akran çevresi ile iletişim kurarak, etkileşerek, sosyal bir bireye dönüşür. Bu gün çoğu ülkelerde bu yaşlarda çocukların ilgi ve potansiyelleri keşfedilerek, potansiyellerine uygun yönlendirilmelerine bu yaşlarda bile başlanarak geleceğe yönelik ek eğitim koşulları oluşturulmaktadır.( Yabancı diller, spor, sanat mekanik, üstün zekalılık vb. özel yetenekler.) Bu kurumdaki programlar, Çocuk Gelişimi, Okul Öncesi Eğitim, Özel Eğitim öğretmenleri, programcı, Pedagog, Sosyolog ve Psikolog, psikolojik Danışman-Rehber öğretmen vb. personelden oluşan, Okul Öncesi Program Komisyonu tarafından oluşturulur. Bu programlar 5-6 yaşındaki çocukların gelişim dönemlerinin özelliklerini, bireysel ihtiyaçlarını, ilgi ve isteklerini karşılayabilmelidir. Bu dönemlerdeki algısal, duygusal, devinimsel, dilsel ve iletişimsel, bilişsel, psiko-motor,sosyal ve kişisel vb. özelliklerini ve bireysel farklılıklarını özgürce ve dengeli biçimde kullanması, çevresi ile etkileşerek, iletişim kurarak, kendini özgürce ifade ederek, paylaşarak, liderlik, güven, özgüven, işbirliği, yaratıcılık gibi kişisel değerler kazandırılarak sosyal bir varlığa dönüştürülmelidir. Karşılaştığı güçlükleri tanıyarak, uygun çözümler bulması yaşlarına uygun olumlu davranış örüntülerini ve sosyal becerileri kazandırıcı olmalıdır. Müfredat Programları kısa süreli eğitim-öğretim ünitelerinden oluşan, öğrenciye düşünmesini, doğruyu ve yanlışı ayırt etmesini, tartışıp, konuşup paylaşmasını, fikirlerini söylemesini, eleştirmesini ve olumlu davranışları kazandırıcı; düzeye uygun, oyun, bilgisayar oyunları, psiko-drama, skeç, dizi, film ve çizgi filmlerle verilir. (Çok sayıda duyu organına hitap edecek, bu düzenlemeler, program, rehberlik ve psikolojik danışma, araç-gereç, eğitim-öğretim komisyonlarının aldığı kararlar ve ekip çalışması anlayışı ile yürütülür ve düzenlenir.) Eğitimin kalıcı olabilmesi için yöntem ve teknikler kadar araç-gereç ve mekan donanımı çağa uygun düzenlenmelidir. Dersliklerde oyuncak, kukla, eğitici oyun, kitap vb. köşelerin düzenlenerek bu yaş döneminin özelliğine uygun değişik ve zengin uyarıcılar çocuğun ilgisini çekebilmelidir. Özel sektörün Açtığı Eğitim Kompleksleri aynı usulle açılır.İlgili Kurullar ve komisyonların kararları gereği ilgili kanun ve yönetmeliklere uygun gerçekleştirilir ve aynı usullerle denetime tabiidirler ( Eğitim Kompleksleri Yönetmeliği) Kurumda, öğrencileri gelişim dönemlerine uygun sağlıklı gelişmelerini sağlayıcı her türlü düzenleme ( Kaynak Oda, Oyuncak Odası, Beslenme odası, Oyun Salonu-bahçesi, Hayvanat Bahçesi, Botanik Bahçesi vb.) yapılmış ve öğrencilerin hizmetine sunulmuş olmalıdır. Bu mekanlarda ve dersliklerde gözlem, inceleme, oyun, psiko-drama vb. etkinlik ve aktiviteler yaparak-yaşayarak,yapma-bozma,deneme-yanılma, çeşitli kaynaklardan izleme, canlandırma, uygulama çalışmalarına yer verilmeli bu çalışmalar öğretmenin gözetiminde ve rehberliğinde bireysel ya da ekip çalışmaları ile öğretmenden çok öğrencilerin aktif olacağı şekilde düzenlenmesi ve rehberlik yapılması esas olmalıdır. 2-İlköğretim En az 8-9 yıllık zorunlu parasız ve kesintisiz eğitimi kapsayan, her türlü araç-gereç ve donanımın Eğitim Kampusu tarafından düzenlendiği, 7-15 yaş dönemlerini kapsayan ve bu dönemlerdeki gelişimin duyusal, zihinsel, psiko-sosyal ,kişisel özelliklerine uygun temel, bilgi, beceri, kültür ve iyi bir insan, iyi bir vatandaş, kişilikli ve karakter sahibi verimli bir birey olarak yetiştirilmesini sağlayıcı okul öncesi bazı mekanlardan yararlanmalarını sağlayıcı öğrenci merkezli öğrencilerin yeteneklerini ve bireysel ayrıcalıklarını dikkate alan; seviye grupları, seviye derslikleri, ekip ve bireysel etkinlik ve aktiviteler ağırlıklı öğretim programları ve üst ortaöğretim okullarına yönlendirmeyi sağlayan öğretim programlarından oluşur. Programlar İlköğretim Kampusunda görevli eğitimcilerden oluşan, İlköğretim Program Komisyonu tarafından hazırlanır. Her sınıfta bireysel özelliklerine ve seviyelerine uygun programların ayrı, ayrı oluşturulması esas alınmalıdır. İlköğretim ikinci kademeden itibaren,Türkçe dersi dışındaki dersler seçmelidir. Bu amaçla ilköğretim birinci kademe de aynı sınıf içinde seviye grupları, ikinci kademede derslere göre seviye derslikleri oluşturularak, dönem sonlarındaki genel sınav sonuçlarına göre seviye derslikleri ya da derslerdeki başarı durumuna göre düzey derslikleri yeniden belirlenmelidir. İlköğretimde, Ana sınıfları ve Okul öncesi programların üst seviyesinde ve benzeri çok sayıda duyu organına hitap eden araç ve gereçlerden yararlanılarak, düzeye uygun ve yaşantısal programlara ağırlık verilmeye çalışılır. Özel yetenekleri destekleyici derslikler, ( Sanat, Spor, Meslek, Mesleki Teknik dersler) Zihinsel farklılıkları dikkate alan alt ve üst özel dersliklerin oluşturulması, bu sınıflardaki ve dersliklerdeki, ilgili derslerin alanla ilişkili uzman eğitimciler gözetim ve denetiminde yürütülmesi esastır. Düzey farklılıkların öğrenciler sezdirilmeden yapılması esastır. Ayrıca bu amaçla seçmeli derlerin ders saati sayısı her sınıfın farklı düzeylerinde alınması gerekli zorunlu ders saati sayısından fazla olmalıdır. ( Zorunlu dersler, Türkçe dışında, Ortaöğretim Programlarının alt yapısını oluşturan derslerden oluşan ve üç ya da beş sınıfa dengeli dağılımı yapılmış almaları zorunlu derslerdir.) Her seviyedeki dersliklerde, öğrencilerin aktif olduğu öğretmenlerin onları yönlendirdiği öğrencinin aktif hale getirildiği ders programlarına, yöntem ve tekniklere yer verilmesi, ilgili öğretmenin zümre komisyonu ve kurul kararları doğrultusunda gerekli koşulları oluşturması zorunludur. ( Gözlem, Araştırma, Deney, yaparak, yaşayarak, uygulamalı, TV., Video ya da VCD, DVD.vb. araçlarla izleme izlediklerini tartışma, canlandırma, rol oynama vb.) mümkün olduğu kadar çok sayıda duyu organına hitap eden ve seviyelerine uygun öğretim programları hazırlanarak ders öğretmenin gözetim ve rehberliğinde uygulanır. Üçüncü sınıftan itibaren sağlıklı bir yönlendirme yapılmasını sağlayıcı tanıma ve yönlendirmeye yönelik çalışmalar yapılır ve seviyeye uygun psikolojik ölçme araçları objektif olarak uygulanır. Bu ölçme araçları ilgili servise gönderilir. Sekiz veya Dokuzuncu sınıfın sonunda bireylerin tüm bireysel özellikleri ve ayrıcalıkları Rehberlik ve Psikolojik Danışma Biriminin ilgili görevlisince değerlendirilerek; “Yönlendirme Komisyonu” ilgililerinin almış oldukları kararlar doğrultusunda orta öğretim programlarına yönlendirilmesi sağlanır. İlköğretimin birinci kademesi, 1,2,3,4,5. sınıflardan oluşur. Bu sınıflarda sınıf öğretmenliği esastır. Ancak özel yetenek isteyen branşlar ile ilişkili branş öğretmenleri görevlendirilir. Birinci Kademede özel yetenek gerektiren dersler bu yetenekleri belirlemek amacı ile zorunlu olmalıdır. İlköğretim birinci kademede temel beceri ve genel kültür kazandırıcı nitelikteki dersler genelde zorunludur. Ancak en erken Dördüncü ve beşinci sınıflardan en geç ikinci kademeden itibaren özel yetenek gerektiren ve genel kültürü geliştirici bazı dersler seçmeli olmalı ve özel yetenek gerektiren dersler mümkün olduğunca yeteneği olan öğrencilerin bu dersleri seçmelerine, ders öğretmeni ve okul rehberlik merkezince rehberlik edilmelidir. Bütün Eğitim-öğretim Programlarda yakından uzağa, bütünden-parçaya, bilinenden-bilinmeyene, kolaydan-zora, soyuttan-somuta, gerçek yaşamdan, yakın çevrenin ve öğrencinin ihtiyaçlarına, ilin, ülkenin koşullarından, çağın koşullarına uygun hazırlanan ders programları yolu ile bireylerin aktif yöntemlerle yetiştirilmesine öncelik verilir. İlköğretim ikinci kademe 6,7,8,9. sınıflarda yaşının gerektiği temel bilgi, beceri, kültür ve davranışlar kazandırılırken; ortaöğretim programlarına yönlendirilmesini sağlayıcı zorunlu ders programlarına ve derslere de yer verilmesi esastır. Pedagojik olarak yeteneklerin çok az değişikliğe uğradığı ve artık kalıplaşmış hale geldiği kabul edilen 15 ve 16 yaşlardan sonra yani bu yaşları kapsayan 8 ve 9. sınıfın sonunda yönlendirme yapılması ve yönlendirme komisyonunun kararları ile öğrencilerin tüm bireysel özelliklerinin dikkate alınıp, değerlendirilerek; ortaöğretime geçişlerin düzenlendiği bir yapı oluşturulmalıdır. Gerekirse Dokuzuncu Sınıflar Yönlendirme Sınıfı olarak kabul edilebilirler. Çağımızda toplumlarda sosyal, kültürel, ekonomik, iletişimsel, bilişimsel vb. alanlarda teknolojik gelişmeler baş döndürücü diyebileceğimiz çok hızlı değişimler ve buna bağlı olarak oluşan gelişmeler, insan unsurunun önemini ön planlara çıkarmaktadır. Gelecekte, bilgili ve verimli robot, bilgisayar, mikro bilgisayarlar vb. araçlardan çok geleceğe kolaylıkla uyum sağlayacak bilgili ve üretken insanlara ihtiyaç duyulacaktır. Bu amaçla çağın değişim ve gelişmelere paralel olarak toplumların, eğitim alanında bu gelişmelere yabancı kalmayacak ve geleceğin bilgi ve becerilerinin öğretimini hedefleyen uyum sağlayıcı düzenlemeler yapılmasını kaçınılmaz bir zorunluluk haline getirmektedir. Gelecekte evrenin değişen koşullarına uygun nelerin tanınıp, bilinmesi, ne gibi koşulların oluşup, insanların ne koşullarda yaşam mücadelesi verecekleri, gelecekte nelere ihtiyaç duyacakları, ne gibi tehlikelerle karşılaşabilecekleri ve bunlarla zarar görmeden nasıl mücadele edilip, tedbirler alınacağı vb. koşullar belirlenerek, geleceğin bilgili ve üretken insanını eğitecek tüm koşullar oluşturulmalıdır. Bu gün Dünyamızda ve Avrupa Ülkelerinde çağa uygun eğitim alanında düzenlemelere gidildiğini ve bu amaçla her geçen yıl zorunlu eğitim süresinin buna paralel olarak arttığı gerçeği ile karşı karşıya gelmekteyiz. Günümüzde, dünyanın 169 ülkesinden, 12 ülkede beş yıl, 37 ülkede altı yıl, sekiz ülkede yedi yıl, 35 ülkede sekiz yıl, 31 ülkede dokuz yıl, 32 ülkede 10 yıl, dokuz ülkede 11 yıl ve beş ülkede 12 yıl zorunlu eğitim uygulamasına geçildiği; Avrupa ülkeleri içinde ise İtalya ve Türkiye’ de sekiz, Danimarka, İrlanda ve Yunanistan’ da dokuz, Fransa, İspanya ve Portekiz’de 10, Almanya, İngiltere ve Lüksenburg ’ ta 11 ve Belçika ve Hollanda’ da 12 yıllık eğitimin zorunlu olduğunu görmekteyiz. Zorunlu eğitim deyince, uluslar arası anlaşmalarla belirlenen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin Eğitim Hakkı adlı bölümünde; Zorunlu Eğitim, her bireyin almakla zorunlu olduğu ve tüm eğitim masraflarının devletçe karşılandığı eğitim anlaşılmaktadır. Henüz sekiz yıllık zorunlu eğitime yeni geçilen ülkemizde, sekiz yıllık eğitimin alt yapısı ve diğer koşulları oluşturulmadan hele, hele yönlendirme boyutu getirilmeden 11, 12 yıllık zorunlu eğitime geçelim düşüncelerini samimi bulmuyor ve pek de iyi niyetlerle bu çağrıların yapıldığını düşünmüyorum. Bu gün karşı olabilirim. Çünkü nasıl ki bir bebek emeklemeyi öğrenmeden yürümeyi ve koşmayı öğrenemiyorsa, bizlerde 1974 yıllarında Şura kararlarında düşünerek, henüz yeni uygulamaya geçebildiğimiz ve en önemli boyutlarından biri olan yönlendirmenin bile olmadığı, yetersiz ve alt yapısı noksan olan, Sekiz Yıllık Zorunlu ve Kesintisiz Eğitimin, tüm koşulları oluşturulup, kolayca hazmedilmesine süre tanımalıyız. Çok yakın bir gelecekte ülkemiz koşullarında insanlarımızın yeterli nitelik ve nicelikte zorunlu eğitim almasının olanakları oluştuğunda, bu gün 11, 12 yıllık eğitimi savunanları bende koşulsuz destekleyeceğim. 3-Ortaöğretim ( Liseler ) Ortaöğretim okulları bu günkü gibi çok çeşitlilik yerine çok programlı ve çok amaçlı olarak düzenlenmelidir. Çok Programlı Genel Liseler, Çok Programlı Mesleki ve Teknik Liseler ve Çok Amaçlı İşe ve Hayata Hazırlayıcı Liseler olmak üzere üç çeşit ortaöğretim programı oluşturulur. Bu programlar gerektiğinde koşulların uygun olması halinde Ortaöğretim Kampusu bünyesinde farklı, farklı programlar şeklinde, bu programların genel yapısına uygun olarak ya da birbirine yakın kampuslar şeklinde düzenlenebilir. Bu liseler/ kampusun bünyesinde ya da Eğitim Kompleksine bağlı ve öğrencilerin devamını kolaylaştırıcı, programla ilişkili ya da gönüllülük esası ile seçimlik Yabancı Dil Ağırlıklı Birimler ( Yabancı Dil Öğretim Merkezi) de oluşturulabilir. Bu birimlerden seviyelere uygun,isteyen herkesin yararlanmasına olanak tanınır. Ortaöğretim öğrencilerin yaşlarına uygun temel bilgi, beceri , kültürü kazandırıcı ve üst eğitime yönlendirilmesini sağlayıcı eğitim-öğretim programlarından oluşmalıdır. Ortaöğretim de aldığı dersler üst öğretimin temel-alt yapısını oluşturucu ve yönlendirilmesini kolaylaştırıcı biçimde gerekli içerik düzenlemesi yapılmış zorunlu derslerden oluşmalıdır. Her çeşit-tür liselerin programlarından mezun olmaya hak kazanan öğrenciler “ Dikey Geçiş Yönetmeliği” gereği Yükseköğretim programlarına kayıt hakkı kazanırlar. Her tür lisenin her programında eğitim-öğretim gören öğrenciler eşitlik ilkeleri gereği, Zorunlu-Alan Dersleri dışında kalan genel kültür kazandırıcı ve diğer alanlara geçişi kolaylaştırıcı dersler ise seçmeli olmalıdır. Seçmeli dersleri ve ders öğretmenlerini, öğrencilerin kendilerinin seçerek istediği derslikteki seçmeli dersin öğretmenine dönem başında kayıt yaptırmasına olanak tanınmalıdır. Ayrıca aynı eğitim kampusu içinde başlangıçta “ İlköğretim Yönlendirme Komisyonu “ kararları ile tercih yaparak kayıt yaptıran öğrencilerin yöneldiği programla ilgili ders notları dikkate alınarak ders seviyelerine uygun derslikler oluşturulabilir. Aynı şekilde her dönem ( Ders dönemlik ise dönem sonunda, yıllık ise yıl sonunda) dönem içindeki durumları ve dönem sonu genel sınavlar dikkate alınarak “Ortaöğretim Yönlendirme Komisyonu” kararları ile seviye dersliklerine geçişleri düzenlenir. Böylece her dönem “ Ders Öğretmenleri, Sınıf Öğretmenleri Okul Rehber-Psikolojik Danışmanı tarafından değerlendirilerek rehberlik yapılır ve gerekli önlemler alınır. Öğrencinin mevcut durumunu ve gelecekteki durumunu değerlendirmesi sağlanır.) Bir kampusta Ders Zümre Komisyonu kararları ile dönemlik derslerde dönem, bir yıl süreli derslerde, yıl sonunda; öğrenci seviyeler yeniden belirlendikten sonra eğitim-öğretim başlamadan öğretmenlerin hangi seviyedeki dersliklerde ve hangi derslikte derse gireceği isteğe uygun yeniden belirlenir. Ancak aynı yıl içinde hiçbir öğretmen aynı seviyedeki dersi tekrar alamaz ve aynı derslikte iki defa üst üste derse giremez. “Yatay Geçiş Yönetmeliği “.
Bu gün
ülkemizdeki okullaşma oranları ile ilgili yapılan araştırmalar dikkate
alındığında, elde edilen bulgular istatistiksel veriler ifade
edildiğinde Okullaşma oranı Okul öncesi ve yüksek öğretimde endişe
verecek derecede düşük olduğu, diğer okullarda durumumuzun normal
olduğu; ancak cehaletten kurtularak, gelişip, kalkınmamız için bu
sayıların yeterli olmadığı savı ile yola çıktığımızda bir ülkede eğitime
verilen önemin okul öncesi ve yüksek öğretime verilen önemle ilişkili
olduğu gerçeği ile karşılaşıyoruz.
Hal böyle
iken, gerek okulla devam etmeyen öğrenciler gerekse devam ettiği halde
yükseköğretime gelinceye kadar elenen öğrenciler topluma yararlı
bireyler olarak tam anlamı ile yetiştirilememektedirler. Bu nedenle bir
çok sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunları yaşamamız kültürlü ve üretken
bireylerin sayısını arttırmak için çözüm vardır.O da çağdaş-Bireysel ve
Yönlendirici Eğitim Dizgeci Modelidir. 1-Her mesleğin mensubu kişi bir işyeri açabilmesi için en az o meslekte lise düzeyinde eğitim alması zorunlu olmalıdır. 2-Belediyelerce koşulları uygun olmayanlara, işyeri açma ruhsatı verilmemelidir. 3- Herhangi bir işletmede veya birimde işe alınacak personel İş-Kurumu aracılığı ile belirlenmeli, nitelikleri uygun olan ( Meslekle ilgili en az lise düzeyinde eğitim almak) personelin başvuruları değerlendirilmelidir. 4-İşe hayata hazırlayıcı liselerin programları, ağırlıklı olarak o ildeki mesleki birlikler aracılığı ile mesleklerin ara gücü elaman ihtiyacını karşılayacak çok amaçlı programlardan oluşturulmalıdır. 5- Mesleki ve Teknik liseler, ağırlıklı olarak mesleki ve teknik alanında kalifiye elamanları, yeteneği uygun olan öğrencileri seçerek yetiştirmelidir. 6- Her mesleğin ya da birbiri ile ilişkili olan mesleklerin bir araya gelerek birlikler veya odalar oluşturmaları, bu meslek sahiplerinin her türlü sorunu bu birlikler aracılığı ile çözümlenip, gerçekleştirilmelidir. 7- Birliklerde en az lise düzeyinde eğitim alandan yükseköğretim, hatta yüksek lisans, doktora düzeyinde personel üye olmalıdır. Oluşturulan birliklerin işlevlerinin ne olması gerektiği konusunda iki örnek Mesleki Teknik Eğitim Liseleri bölümünde verilmiştir. Bu yapılanmalar yasalara uygun olarak oluşturulmalı ve her ilin koşullarına uygun mesleki birliklerin oluşumu zorunlu olmalı bu birlikler devlete gelirleri oranında belirli bir vergi vermelidirler. Bu yolla her vatandaşımız belirli bir birliğe üye olma zorunluluğu gereği devlete vergisini geliri oranında birliklerin aracılığı ile tüm üyeler ödemiş olacaklardır. Bu şekilde tüm meslek örgütleri, oda, birlik veya sendika gibi birlikler aracılığı ile tüm vatandaşlar geliri oranında vergilerini ödedikleri için ülkemiz gelişip, kalkınıp, zenginleşecektir. Ortaöğretimdeki okullaşma oranlarına baktığımızda gerek ekonomik gerekse kısa yoldan hayata atılmak gibi ağırlıklı nedenlerle öğrenimini tamamlayamayan gençlerimize lise düzeyinde eğitim alması sonucu iş bulma olanağı sağlandığında hem bu çocuklarımız öğrenimlerini tamamlayacak hem de bu okullar ailelere ve öğrencilere daha çekici ve cazibe merkezi olan kurumlara dönüşeceklerdir. Ortaöğretimde Yeniden Yapılanma: 1- Her ortaöğretim kurumunda, yukarıda yönlendirme konusunda belirtilen yapılanmaya gidilmelidir. 2- Genel (Düz) Liseler, Çok Programlı Liseler, Mesleki ve Mesleki- Teknik Eğitim Liselerinin tümü, Çok Programlı Mesleki-Teknik Liseler ve her iki tür lisenin dışında kalan öğrencilerin devam ettiği liseler, Çok Amaçlı İşe-Hayata Hazırlayıcı Liseler adı ile yapılandırılarak üç çeşit lise şeklinde adlandırılmalıdır. 3- Çok Programlı Liselere, öğrencilerin, yıl sonu belirli bir başarı ortalaması ölçüt alınarak, Çok Programlı Mesleki- Teknik Liselere, belirlenen başarı ölçütünden çok özel yeteneği dikkate alınarak, İşe-Yaşama Hazırlayıcı Çok Amaçlı Liselere ise her iki programa yönlendirilmeyen öğrenciler yönlendirilmelidir. 4- Her türlü lisenin programlarına öğrenciler, İlköğretim Yönlendirme Komisyonu kararları doğrultusunda yönlendirilirler. Her türdeki lise programı, aynı kampus bünyesinde ya da farklı kampuslar şeklinde yapılandırılabilir. Ancak her kampusun farklı programlarının tümünde, alan-bölüm-bilim dalı-programlardaki her dönem ya da yıl sonu ağırlıklı ortalamaları dikkate alınarak; aynı program içinde farklı seviyelerdeki sınıflar oluşturulabileceği gibi öğrencilerin tüm derslerdeki notları dikkate alınarak farklı derslikler de oluşturulabilir. Alanlar-programlar arası ve aynı programdaki farklı derslerde Seviye Derslikleri arası geçişler ve programlar arası yatay geçişler, dönemlerde ya da eğitim-öğretim başlamadan önce yeniden belirlenir. Bu programlar-alanlar ve seviye derslikleri arası geçişler “ Yatay Geçiş Yönetmeliği” doğrultusun da düzenlenir. Her lise türünde, mezun olması için gerekli dersleri alarak ve mevcut kredilik dersleri başararak, yeterli krediyi tamamlayan öğrenci diploma almaya hak kazanır. Liselerden mezun olan öğrenciler üst programlardan kendi koşullarına uygun nitelikteki programlara Temmuz ayı içinde ön kayıtlarını yaptırırlar. Ağustos ayında kabul edildiği yükseköğretim programlarından istediğine kesin kayıtlarını yaptırırlar.” Dikey Geçiş Yönetmeliği “ hükümleri doğrultusunda geçişler düzenlenir. A-Çok Programlı Liseler: Ortak derslerin ders sayıları azaltılarak, çağımız koşullarına, ülkemiz ve öğrenci ihtiyaçlarına uygun ve lüzumsuz,gereksiz bilgilerden arındırılmış işe yarayacak bilgilerden oluşan “Genel Bilgi ve Kültür Dersleri” yer almalıdır. Ayrıca her lise programında, koşulları tutan öğrencilerin, liseler arası yatay-dikey geçişlerini sağlayacak şekilde alan ya da seçmeli ders programlarından oluşmalıdır. Yöneldikleri alanla ilgili oluşturulacak ders programlarının her öğrencinin ortaöğretim ağırlıklı başarı ortalaması dikkate alınarak üst programlara ve yükseköğretim programlarına kolaylıkla yönlendirilmesine olanak sağlayacak biçimde düzenlenmelidir. Bu amaçla her alanın-programın seçmeli dersleri arasında tüm alanlara geçişe olanak tanıyacak dersler bulunması zorunlu olmalıdır. Alan- program- bölümler arası yatay geçiş yapmak isteyen öğrencilerin geçeceği alanla ilgili seçmeli dersler grubunda yer alan alan-bölüm derslerini en az bir dönem almış ve başarmış olması koşulu aranmalıdır. Geçeceği alan-bölüm-bilim dalı ile ilgili alan derslerini yalnız bir dönem alarak geçiş hakkı kazanan öğrenci eşitlik ilkesi gereği ertesi yıl her hangi bir dönemde almadığı alan derslerini alttan alması zorunludur.Bütün alan-bölüm- bilim dalı programları, yöneleceği yükseköğretim programının altyapısını oluşturarak, öğrenciyi yönelebileceği programda kolaylık sağlayacak ve bu programı tamamladığında yaşantısını topluma yararlı üretken bir birey olarak yetişmiş nitelikte olmasını sağlayıcı içerik düzenlemeleri yapılmış alan derslerinden oluşmalıdır. Öğrenciler, eğitim-öğretimini çeşitli nedenlerle bırakmış olsa bile, hayata atılabilecek,aldığı eğitimin bir işe yarayacak biçimde düzenlenmiş seçmeli derslerinde bulunması zorunlu olmalıdır.Bu durumda ders çeşitleri,her lise türünde ve her alan-bölüm ve ya bilim dalında geçerli olacak Genel Bilgi ve Kültür Dersleri, Program-alan-bölüm veya bilim dalı ile ilgili zorunlu alan dersleri, alan dersleri ve diğer alanlara geçişi sağlayıcı seçmeli alan dersleri ortaöğretimde görmesi gerekli ve tüm yükseköğretim programlarının alt yapısını oluşturan, çok çeşitli ve çok sayıda seçmeli derslerden oluşur. Diğer değişle tüm lise programları ve bu programlara alınacak öğrenci kontenjanları 5 yıllık Ülke ve İl programları doğrultusunda yönetmeliklerin belirttiği nitelikte bireyleri almak, yetiştirmek, her türlü yatay ve dikey geçiş olanaklarını sağlayarak, gerekli düzenlemeleri yapmak, eğitim-öğretimini gerçekleştirmek, yükseköğrenime yönlendirme, yükseköğretime devam etmemesi durumunda topluma yararlı bir bireye dönüşmesini sağlayıcı derslere programlarında yer vererek; gerektiğinde her düzeyde lise programını tamamladığı zaman, öğrenci istediğinde onu her hangi bir alanda istihdam etme olanaklarını düzenlemiş olması gerekmektedir. Genel bilgi ve kültür derslerinin ders ve ders saati sayıları, mümkün olduğu kadar az sayıda olmalı; Bu amaçla ortaöğretim boyunca kazandırılması hedeflenen bilgi, beceri ve kültür tüm sınıflara eşit olarak dağıtılmalı dır. Öğrencinin yöneldiği alanla ilgili ders programları yukarıda belirtilen amaca uygun yöneldiği alanla ilgili bilgileri her düzeyde öğretici, onun yaşantısında işine yarayacak ve üst öğrenime kolaylıkla yönlendirilmesini sağlayacak, öğrenciye çeşitli alternatifler sunan, daha fazla ders saati ağırlıklı olarak düzenlenmelidir. Seçmeli ders saati toplam kredisi haftalık ya da dönemlik toplam ders ya da kredi saatinin 1/3 den az olmamalıdır. Üst öğrenime geçişler ” Dikey Geçiş Yönetmeliği” doğrultusunda yapılır. Yukarıda belirtilen dersler dışında seçmeli alan-seçmeli dersler sayısı mümkün olduğu kadar çoğaltılarak, öğrencilerin alan bilgilerini geliştirip, pekiştirici ve farklı programlara geçişini kolaylaştırıcı derslerin, öğretmen-öğretim görevlilerinin öğrencilerce seçilmesine olanak tanıyan nitelikte olmalıdır. Dersler sınıf geçişi engellememeli ve alan dersler alttan alınabilmelidir.Türk Dili Edebiyatı Dersi dışında, İngilizce, Din Kültürü, Diğer Diller,Cinsel Eğitim,Türk ve yabancı kültürler vb. tüm dersler seçmeli olmalıdır.Gerekirse her kampus bünyesinde öğrenci talepleri dikkate alınarak, Yabancı Dil Öğretim Merkezleri her seviye ve düzeyde, her bireyin yararlanabileceği şekilde oluşturulabilir. Öğrencilerin istekleri halinde, bu merkezlere kendilerine uygun olan bir sürede, kendi programlarından bağımsız olarak ve programlarını aksatmadan gitmeleri kolaylaştırılır. Bu liselerde, bugünkü eğitim sistemimizdeki sınırlı sayıdaki programla yetinmeyerek; Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri, Evren ve Uzay Bilimleri, Teknoloji Bilimleri, Yönetim Bilimleri, Siyaset, Hukuk, İşletme ve İktisat, Edebiyat, İletişim, Sağlık, Bilişim vb...Bilimler ile ilgili alanların bulunduğu, tüm programların % 65-70 Türkiye 5 Yıllık Kalkınma Planları hedefleri doğrultusunda oluşturulan Genel Programlardan, en fazla % 30-35 o ilin ya da yörenin koşullarına uygun, Eğitim Kompleksinin bünyesindeki kurul ve komisyonların kararları doğrultusunda belirlenen İl Programlarından oluşturulur.Bu programlara yönelen öğrencilerin belirlenen sınıflarda alanları ile ilişkili olan bölüm ve birimlerde uygulamalar yapmaları zorunludur.Diğer programlardan geçiş koşulları uyan ve geçen öğrencilerin geldikleri okullardan bu alanla ilgili almış oldukları, istenen kredide seçmeli ders alma koşulu yanında yeni programında her öğrenci ile aynı statüde uygulamalı ders alması ya da başarması koşulu getirilir. Aynı programlara kayıtlarda alanın-bölümün-bilim dalının ilgili derslerinin ağırlıklı ortalamaları dikkate alınarak, İlköğretim Yönlendirme Komisyonu kararları doğrultusunda kayıt ve kabul işlemleri yürütülür. Aynı Eğitim Kompleksi içinde tek seviye ölçüt alınabileceği gibi farklı, farklı seviyelerde gruplar oluşturulabilir. Aynı programın farklı seviyelerindeki seviyeler arası yatay geçişler her yıl-dönem sonu seviye gruplarındaki alanın ağırlıklı not ortalaması , her seviye için belirli ortalama standardı dikkate alınarak; Ortaöğretim Yönlendirme Komisyonu kararları doğrultusunda yapılır. Aşağıda Eğitim Programına yönlendirme ile ilgili bir örnek verilmiştir. Çok Programlı Lisenin Eğitim Programına, İlköğretim Yönlendirme Komisyonunun kararları doğrultusunda, yönelebileceği alanlar içinde eğitim programının da bulunması halinde ( İlköğretim ikinci kademedeki seçmeli dersleri alarak belirlenen sayıda kredilik ders alan öğrenciler.) bu derslerdeki ağırlıklı ortalamaları dikkate alınarak belirlenen kontenjanlar doğrultusunda öğrencilerin ön kayıtları alınır. Ön kayıtlardaki eğitim derslerinin ağırlıklı ortalamaları “ Ortaöğretim Yönlendirme Komisyonu” kararları ile sıralaması yapılarak belirlenen sayıda öğrencinin tercihleri arasından eğitim programına kesin kayıt yaptırmaya hak kazanır. ( Bu amaçla ilköğretim sonunda,ortaöğretim programlarına geçişler, her öğrenci için yönlendirme komisyonu kararları doğrultusunda yönelebileceği alanlara göre tercihlerinin ayrı, ayrı değerlendirilmesi esas alınarak, kesin kayıt hakkı kazanır.) Bu amaçla her ders için dönem sonunda yapılacak genel sınavlar ÖSYM ‘ nin sınavları gibi İl Sınav Merkezlerince belirlenen Eğitim Kompleksinde yapılması esas olmalıdır. Eğitim Programının birinci sınıfında iki dönem halinde eğitim bilimleri ve öğretmenlik mesleği ile ilgili temel dersler ve alanlara geçişi sağlayıcı zorunlu dersler ağırlıklı olarak yer almalı, düzey derslikleri arası düzenlemeler standart testler uygulanarak yapılmalıdır.( Derslerin Dönem sonu genel sınavları) İki dönemin sonunda öğrencinin derslerdeki yıl sonu durumları dikkate alınarak eğitimle ilgili alanlara geçişleri düzenlenmelidir. “ Yükseköğretim Yönlendirme Komisyonu kararları ile alanlar için geçişi sağlayıcı derler % 70 diğer meslek dersleri % 30 ağırlıklı vb. belirlenen koşullar dikkate alınarak kontenjan kadar öğrenci puanları yüksekten düşüğe sıralanarak belirlenir ve yönlendirilir.” ( Ön eğitim, okul öncesi, sınıf, denetim, rehberlik ve diğer branş öğretmenliklerinin kontenjanları ayrı, ayrı değerlendirilir.) Bu programların üst programlarında belirli seviyede yabancı dil gerektiği için istenilen seviyelerde Yabancı Dil almaları zorunlu olarak getirilebilir.İlgili Programların bulunduğu Yükseköğretim Kampusları ile iletişimde bulunularak ya da kurul ve yönetim kurulu kararları ile bu derslerin Yabancı Dil Eğitim Merkezlerinden programlarına uygun almaları sağlanabilir. Bu program mezunlarından, bilim dalı-alan ağırlıklı ortalamaları yönünden koşullar uygun olsa bile belirli düzeyde yabancı dil sertifikası alma koşulu da aranabilir. B. Çok Programlı Mesleki Teknik Liseler:
Mesleki eğitim ve teknik eğitim, illerin koşullarından ve
ihtiyaçlarından başlanarak üretken bir toplumun alt yapısını oluşturan
her düzeydeki meslek sahiplerinin eğitimini kapsar. Bu yönü ile
düşünüldüğünde her bireyin sanatkar olamayacağı ya da bir mesleği
yürütebilmesi için o meslek ve sanat dalı ile ilgili yeteneğinin
bulunması bu eğitime yönlendirmede olmazsa olmaz koşullardan olmalıdır.
Üst eğitim-öğretim kurumlarına öğrencileri yöneltmede sınavlar ve
akademik başarı belirleyici unsur ve ön planda olması nedeni
toplumumuzda mesleki eğitime karşı sanki başarısız öğrenciler
yöneltiliyormuş gibi yanlış bir izlenim vardır. Oysa mesleki eğitime
yönlendirmede akademik başarıdan çok belirli yetenek ve becerilerin ön
planda olması gerekir.Ayrıca bu yetenekler her insana nasip olmayan
bireysel farklılıklardır. Başarıyı olumsuz etkileyen bir çok koşul
bulunmaktadır. Öğrenciler, bu olumsuz koşullardan eğitim sürecinde
etkilendiği oranda başarılı olamazlar. ( Geçmişteki başarı düzeyleri
yani hazır bulunmuşluk, yararlanacağı olanaklar, öğrenmeye karşı
motivasyonu, yetenekleri, ilgisi, tutumları, değerleri, psikolojisi,
kişiliği,sosyal ve ekonomik koşulları vb. bireyden kaynaklanan nedenler;
araç, gereç, eğitim-öğretim ortamları, yöntem ve teknikler vb. çevreden
kaynaklanan, öğretimle ilgili koşullar ve öğretmenden kaynaklanan pek
çok neden başarıyı etkiler.) Bu nedenle akademik başarı koşullar
oluştuğunda yetenekleri ölçüsünde oluşturulabilir. Oysa doğuştan,
kalıtsal özellikleri ile donatılmış olan potansiyel, gizil güç
dediğimiz, çocuklukta ilgi ile başlayan ortamını bulduğunda olgunlaşıp,
gelişerek ortaya çıkan yetenekler ve özel yetenek her bireye nasip
olmayan güçlerdir.Mesleki-teknik eğitimde bireylerin bu özel
yetenekleri dikkate alınarak ilgili programlara yönlendirilmeleri esas
alınmalıdır. Kısacası akademik başarısı yüksek olan öğrenci yeteneği
uygun olmaması halinde bu programa asla yönlendirilemez. Yönlendirmede
öğretmen gözlemleri ile verilen puan kadar çok sayıda bireysel yetenek
ve ayrıcı yetenek testlerinden yararlanılarak bu testler sonucu yapılan
analiz, değerlendirme ve profiller dikkate alınmalıdır. Bu programlar için Eğitim Kompleksi bünyesinde ya da bağlı birimlerde uygulama yerleri, alanların ve işletmelerinin oluşturulması veya ildeki ilgili işletme ve kurumlarda öğrencilerin uygulama ağırlıklı dersler alarak yetiştirilmelerine olanak tanıyıcı her türlü düzenlemeler yapılmış olmalıdır. Bu alanlara yönelen öğrencilere,yaptıkları uygulamalar için belirli bir ücret ödenirken, araştırma-proje-icat vb. üretime katkıda bulunacak çalışmaları ödüllendirilerek, üretilen her şey belirli oranda teşvik edilmelidir. Ayrıca diğer programlardan bu programlara koşulları tutarak, geçiş yapan öğrencilere, uygulamalı dersleri alttan almaları zorunlu olmalı ve uygulamalı dersleri başardıktan sonra programları bitirmeleri koşulu getirilmelidir. İldeki her işletme de nitelikleri gereği bu lise, yükseköğretim ve fakülte mezunları için belirli sayıda elemanın işletmenin büyüklüğü oranında istihdam ettirilmesini sağlayıcı kontenjanların oluşturulması zorunlu olmalıdır. Çok küçük işletmeleri açacak olan kişilere, en az bu lise çıkışlı olmadan ya da bu lise programına devam etmeden işletme açma izni mesleki birlikler ve belediyelerce verilmesinin yolunu engelleyici yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bu tür programları bitiren öğrenciler, İş-Kur aracılığı ile ihtiyaca uygun alanlarda istihdam edilirler. İş-Kur yolu ile ihtiyaç duyulan sektörlerde işe yerleştirilemeyen bu program mezunları, oluşturulan birlik –oda-dernek-sendika vb. mesleki kuruluşlara üye olmak ya da izinle işyeri açmak zorundadırlar. C. İşe-Hayata Yönelik Liseler:
Bu liseler her bölgenin,yörenin ve ilin koşullarına uygun
olarak ortaya çıkan ihtiyaçlara göre belirlenen, aşçılık, tezgahtarlık,
pazarlamacılık, tornacılık, kaportacılık, döşemecilik, biçki ve dikiş,
desencilik,tekstil, dokuma, boyacılık, otomotiv,montaj,sekreterlik,
kuaför, şoförlük, turist rehberliği, cankurtaran, ilk yardım, ambulans,
itfaiye, güvenlik görevlisi, küçük işletmecilik, yöre ve ile uygun
çeşitli zanaatları kapsayan, çok amaçlı çeşitli mesleki programlardır.
Bu programlar çok amaçlı ve yörenin farklı özelliklerini dikkate alarak
düzenlenmiş mesleklerden oluşturulan programlar ağırlıklı
oluşturulmalıdır. Bu programlarla ilgili dersler birinci sınıfta teorik
verilirken, en geç ikinci sınıftan itibaren programla ilişkili ağırlıklı
ya da tamamı uygulamalı derslerden oluşturulur. Bizzat yerinde
uygulamalara-stajlara katılmak ve gerekli performans ve belirlenen
ölçütlerde başarıyı yakalamak esastır. Uygulama Komisyonlarında gerekli
nitelikte yetişmediği kararı verilen öğrenci en az bir dönem en çok bir
yıl uygulamalara devam ettirilir.Başarılı olamayan öğrenci başarılı
olabileceği bir programa yönlendirilir. Bu mesleklerini bazı
işletmelerde ve kuruluşlarda icra etmek isteyen personelin ya da ildeki
bu işletme ve kuruluşlarda görevlendirilecek personelden en az bu liseyi
bitirme koşulu aranır. Serbest küçük işletme açmak için yine aynı koşul
gereklidir. Bu durumla ilgili yasal düzenlemeler ilgili birliklerin
önerisi ve belediyelerle işbirliği içinde düzenlenir. Diğer değişle her
mesleği icra edecek kişi mesleği ile ilgili en az lise düzeyinde eğitim
almış olması, o ildeki en küçük işletme ve işyerinden en büyüğüne kadar
belirlenen oranda kontenjan ayırması ya da işyerinde birliklerin
üyelerinden yararlanarak üretimini sağlaması koşullarının düzenlenip,
getirilmesi esas olmalıdır. Örnek: Bu lisenin lokantacılık 10.sınıfta öğrenim gören bir öğrenci: Sosyal Bilimler programına geçebilmesi için bu alanla ilgili ortak dersleri, seçmeli dersler ya da alan seçmeli dersleri arasından Sosyal Bilgiler Programının alan derslerini seçerek, bu dersleri görmesi, başarması sonucu ve belirlenen kredilik ders ve not ortalaması dikkate alınarak yatay geçişine olanak tanınmalıdır. Yatay geçişte öğrencinin mağduriyetine yol açmamak ve eşitlik ilkesini çiğnememek amacı ile her alana geçiş için alması gerekli en az kredi belirlenir. Bu krediyi alan öğrenci aldığı derlerden ağırlıklı ortalaması ya da derslerdeki not ortalaması dikkate alınarak, “ Yatay Geçiş Yönetmeliği” hükümleri doğrultusunda “ Ortaöğretim Yönlendirme Komisyonu “ kararları ile yönlendirmeye hak kazanır. Yukarıda belirtilen üç tip lisede ortak ve genel kültür dersleri dışında, her üç lisedeki programlara geçişe kolaylık sağlayacak ve kaynaklık eden seçmeli dersler her programda oluşturulmalıdır. Bu derslerde daha önceden yönelecek başarı-yetenek şartları oluşmadığından; ileriki yaşlarda, daha bilinçli olarak bu şartları oluşturan öğrencilere bu olanak tanınmalıdır. Ayrıca öğrencilerin ortak,genel-kültür ve seçmeli derslerde başarısız olunduğunda sınıf geçmesini etkilememelidir.Ortak alan-bölüm-bilim dalı derslerini başaramayan öğrenci ertesi yıl alttan olanaklar doğrultusunda alması sağlanmalıdır. Her tür kampus/ okul ( lisenin) , programları-alanları-bölümleri oluşturulurken; ilgili ilin koşullarına uygun meslek ve iş alanları ile ilgili programlar en az tüm programların % 50’ si kadar, en fazla % 65-70 olmalıdır. Geriye kalan alan-bölüm- bilim dalı ve programlar Türkiye genel programlarından oluşmalıdır.Türkiye genelinde ihtiyaç bulunan programlar tüm illerin öğrenci kapasiteleri oranında yaygınlaştırılarak, ihtiyaca göre programlar belirlenip, oluşturulduğu için sorun yaşanmayacak,ayrıca çeşitli nedenlerle farklı illerde ya da Eğitim Komplekslerine geçişle, eğitim-öğretim görmek isteyen öğrencilerin eşitlik ilkesi gereği gittiği ilde aynı programa devam etmesi sağlanmış olacaktır.Ortaöğretimde aynı program olmaması halinde bile benzer programlara geçişi sürekli sağlanabilmelidir. İlköğretimde, Ortaöğretim programlarının alt yapısını oluşturacak ve bu programlara yönlendirilmesini sağlayacak dersler sınıflara göre eşit dağıtılarak zorunlu olmalıdır. Bunların dışındaki seçmeli dersler, bu gün olduğu gibi, öğretmenler kurulu kararları ya da idarece belirlenmesi yerine her dönem ya da yıl sonuna doğru öğrencinin seçeceği dersleri belirten, “Form Dilekçe” yi veli imzaladıktan sonra Sınıf/Sınıf Rehber öğretmene imza karşılığı teslim etme zorunluluğu getirilmelidir. Bu dilekçeler ilgili birimlerce değerlendirilerek seçmeli dersler hangi seviyelerde, hangi düzey dersliklerinde ve kaç şube açılacağı “ Planlama Komisyonu” tarafından belirlenmelidir. Din Kültürü ve Yabancı Dil dersleri seçmeli olabilir. Her lise türü, aynı kampusun çatısı altında oluşturulabileceği gibi her tür lise farklı, farklı kampuslar şeklinde oluşturulabilir. Ancak her alan-bölüm-program bünyesinde farklı, farklı seviyeler olabildiği gibi en az dönem sonunda ya da yıl sonunda koşulları tutturan örencilerin üst seviyelerdeki okullara geçiş koşulları, tutmayan öğrencilerin kendilerine uygun seviyedeki programlara yatay geçişleri yönetmelikle düzenlenir. Her türlü programdan ilgili yükseköğretim programlarına koşulları uygun olan öğrenciler yönlendirilir. Ortaöğretimdeki okullaşma oranlarına baktığımızda gerek ekonomik gerekse kısa yoldan hayata atılmak gibi ağırlıklı nedenlerle öğrenimini tamamlayamayan gençlerimize lise düzeyinde eğitim alması koşulu ile iş sahibi olması ya da birlik-oda ve sendikalara üye olma olanağı ile iş bulması veya üretken olma olanakları sağlandığında hem bu çocuklarımız en az ortaöğretim düzeyinde öğrenimlerini tamamlayacaklar hem de bu tür okullara yönelen öğrenci sayısı artacaktır 4. Yükseköğretim: Üniversitelerimizin bilimin beşiği ve bilimin merkezleri olarak görev yapabilmeleri için Eğitim Kompleksleri olarak yeniden yapılandırılıp özerk kurumlar haline getirilmeleri gerekmektedir. Bu kurumlar özerk olduğu kadar demokratik olarak yapılanması ve kendi bünyesinde oluşturduğu üst kurul, kurul ve komisyonlarda öğretim görevlisi, öğretmen ve öğrencilerin seçimlerle aktif olarak görev aldığı, katılımcılığın gereği kararlara katıldığı, söz sahibi olduğu ve yönettiği çağdaş bir yapıya kavuşturulmuş olmalıdır. Demokratik yapılanmanın gereği, eğitimciler ve eğitilenlerin katılımı ile oluşan her türlü kurul ve komisyonlar gibi Eğitim Kompleksi Üst Kurulu ve Yönetim Kurulu Eğitim Kompleksindeki eğitim-öğretimle ilgili her türlü kararın yasa ve yönetmelikler uygun alındığı ve uygulandığı yönetim ve denetim birimlerine dönüştürülmüştür.
Her türlü
bilimsel çalışmalar için gerekli ödenekler ayrılarak, bilimsel
çalışmaları desteklenmektedir. Her öğretim görevlisi, öğretmen ve
öğrencilere çalışmalarının karşılığı olan özendirici ve destekleyici
maddi katkılar getirici düzenlemelere gidilmiştir.
Yükseköğretim programlarının, ağırlıklı bulunduğu ilin koşullarına
uygun ve belirli oranda Türkiye genelinde geçerli programlardan
oluşturulması esastır. Bu şekilde bulunduğu ilden ağırlıklı başlanarak,
ülkenin her seviyede insan gücü ihtiyaç ve taleplerini karşılayacak
biçimde düzenlemeler yapmak ve bu alanlarda bilimsel çalışmalar yapmak
zorundadır. ( Ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora derecelerinde
.) Alan dersleri mümkün olduğunca teorik bilgi aktarmaktan çok çağdaş
yöntem ve araç gereçlerle teoriyi uygulama ağırlıklı çalışmalarla
pekiştirilmesi sağlanmalıdır. Alan dersleri düzey derslikleri şeklinde
oluşturulmalıdır. Belirlenen düzeyde başarı sağlayamayan öğrenciler için
ek yetiştirme kursları düzenlenerek yetişmeleri sağlanmalı, buna rağmen
başarısız olanlar ilgili dersleri alttan almalılardır.Seçmeli derslerde
başarısızlık kredisini almama dışında öğrencinin mezuniyeti için engel
değildir. Yetiştirme sınavı sonucunda da öğrencinin başarılı olmaması
halinde ders öğretmeni-öğretim görevlisi değiştirilir. Buna rağmen
başarılı olamayan öğrenci ilgili dersi almakla zorunlu olmadığı eşdeğer
bir programa yönlendirilerek yükseköğrenimini tamamlaması sağlanır. Her yörede- ilde, planlamalar doğrultusunda İlköğretim Yönlendirme Komisyonu kararları gereği her alana geçiş için belirlenen normlar- kriterlere uygun öğrencilerin hangi lise programlarına kayıt yaptırıp, yaptıramayacağı gibi hususları tüm alternatifler değerlen dirilerek, açık kontenjan oluşacak biçimde belirlenir. Her lise programı için ön kayıt sonu belirlenen listeler onaylanarak asılır. Koşulları uygun olan öğrencilerin programlara kesin kayıt yapmasından sonra açık bulunan kontenjanlara yeni ön kayıtlarla öğrenci alınır. Bu ön kayıtlar sonrası açık bulunan kontenjan sayıları kadar öğrencinin ortalamaları en yüksek olandan başlanarak sıralanan sayıda öğrenci ek yerleştirme ile bu programlara kesin kayıt hakkı kazanır. Tüm illerdeki her türlü geçiş yukarıda açıklamalar doğrultusunda eşitlik ilkesi ve belirlenen normlar-ölçütler dikkate alınarak düzenlenen geçiş yönetmeliği doğrultusunda düzenlenir. Yine kontenjan açığı oluşması durumunda ya normlar düşürülmeli ya da açıkta kalan diğer eğitim kompleksi öğrencilerine de kayıt hakkı tanınması gibi düzenlemelere gidilmelidir. Kısacası, Ortaöğretim Programlarından bu programlarla ilişkili örgün yükseköğretime geçişler her Eğitim Kampusunun belirlenen normları doğrultusunda gerçekleştirilir. Yaygın eğitime ise geçişler alanı ile ilişkili üst programa koşulsuz geçişleri düzenlenmiş olmalıdır. Öğrenci sayılarını arttırıcı bu programları teşvik edici her türlü kolaylık ve düzenleme mutlaka yapılmalıdır. Sınavsız geçişin olmazsa olmaz çözüm yollarından biri Mesleki-Teknik ve İşe-Hayata Hazırlayıcı programlardaki öğrenci sayılarının % 70 civarına çıkarılmasıdır. Güney Doğu Anadolu Bölgesinde yaşamam nedeniyle yakın çevremdeki illerin koşulları gereği geçişlerle ilgili örnekler vermek istiyorum. Şanlıurfa ilimiz tarım ve hayvancılık ağırlıklı gelir kaynakları olan bir ilimizdir. Tarım sektöründe, Tahıl ve Pamuk kadar, Zeytincilik ve Fıstıkçılık önemli bir yer işgal etmektedir. Bu sektörlerle ilgili birlikler- odalar- sendikalar en az lise düzeyinde tahsil yapmış alandan kişileri üye olarak kabul etmelidir. İşe- Hayata Hazırlayıcı Lise Kampusunun Fıstıkçılık ve Zeytincilik program-alanlarını bitiren teknisyenleri, Meslek Yüksekokulu Kampusunun, Zeytincilik ve endüstrisi, Fıstıkçılık ve Endüstrisi bitiren ön lisans mezunları teknikerleri, Zeytincilik-Fıstıkçılık Mühendisliğini Lisans düzeyinde bitiren mühendisleri ve Zeytincilik-Fıstıkçılık İhtisas Akademisini yüksek lisans yada doktora seviyesinde bitiren Yüksek Mühendisler ve Dr.-Uzman Mühendisler bu birlik-oda-sendikalara üye olurlar ve demokratik seçimlerle yönetimlerini oluştururlar. Bu Birlikler gerek üyesi bulunduğu birliklere bağlı gerekse özel sektörün bu alanla ilgili birimlerine bu birlikler yetkisi ve İş –Kurumu aracılığı ile müracaatlarını yaparlar. Bu adaylar mezuniyet durumları ve notları dikkate alınarak istihdam edilirler. İstihdam edilmeyen mezunlar birliklere-odalara-sendikalara bağlı çalışırlar. Şanlıurfa ilindeki tüm zeytin ve fıstık ekili ve ekilecek yeni arazilerin yıllık belirli bir dekar başına, devlet ve yerel yönetimlerce belirlenen bir bedel karşılığında, bu alanda istenen her türlü hizmet bu odalar aracılığı ile sunulur. Bu hizmetler çağdaş araç-gereç ve yöntemlerle yapıldığı üretimi artırarak, mülk-arazi sahiplerine çeşitli kolaylıklar sağladığı ve daha az masraflı olacağı için hem üretici bu araziden ilgilenmeden farklı işlerle de ilgilenerek gelir düzeyini arttırabilecektir. Özel Mülk sahipleri, arazilerini kendine ek gelir getiren bir yer gibi düşünerek tüm hizmetlerden sözleşme ile yararlanabilecekleri gibi isterlerse bu hizmetlerden yararlanmayabilir. ( Arazisi bulunan şahsın ayrıca tarım araçları, ilaç, gübre, aşı, iş gücü vb. kanallardan ilgili birliklerden istediği hizmeti sunmasını talep edebilecektir. İsterse bu hizmetlerden yararlanmamakta serbest olacaktır.) Bu birlikler alanları ile ilgili sektörlerdeki hizmetlerden ve istihdamdan sorumlu olmaları nedeni ile iş olanaklarına kavuşacakları için bu okullara talep artacaktır. Bu yapılanmalarla, her sektörde kaliteli ve verimli üretim yapılması ülke gelişimine ve kalkınmasına katkı sağlanacaktır. Ayrıca her meslek sahibi birey, bir birlik, oda-dernek yapılmasında yer almak zorunluluğunu duyacağı için gelirleri oranında vergilendirilmeleri sağlanıp, Türkiye üzerinde yaşayan herkesten vergi alınması gerçekleşecektir. Antalya ilimizin, Turizm ve Denizcilik sektörlerinde gelişmiş olması nedeni ile bu ilimizin Otelcilik mesleğini örnek seçtim. Antalya-Atatürk Eğitim Kompleksinin Mesleki Ortaöğretim Kampusunun Otelcilik Hizmetleri, Yükseköğretim Kampusunun Otelcilik İşletmeleri, Yükseköğretim Akademisinin Otelcilik Yöneticiliği ana bilim dalı ve bu akademide mastır ve doktora düzeyinde belirlenen kontenjanlarda her düzeyde eğitim alan öğrencilerimiz, mezun olduktan sonra; daha önce oluşturulmuş olan Otelcilik İşletmeciliği Odasına üye olurlar. Aynı şekilde isteyen üye devlet ya da özel sektörlerin ilgili birimlerinde, İş-Kur aracılığı ile istihdam edilirler. Diğer mezunlar oda-birlik kanalı ile bu sektördeki istenen hizmetleri sözleşme usulü ilgili özel ve tüzel kurum ve işletmelerine belirlenen bedellerle götürürler. Kendileri işletme açabilirler. 5-Ailelerin Eğitimi Toplumumuzun kültür seviyesini geliştirmek, çağdaş değişikliklere ve gelişmelere sağlıklı uyumların sağlamak, çocuklarımızın sağlıklı yetişmesi amacı ile kitle iletişim araçları ve eğitici programlarla eğitilmeleri ile yetinmemeli,kendine, ailesine, çevresine ve topluma katkı ve yarar sağlayacak, boş zamanlarını verimli şekilde değerlendirecek, belirli saatlerde tekrarlanacak şekilde düzenlenerek, kitlelere ulaşılmasının sağlandığı Aile Eğitim Programları hazırlanıp,uygulanmalıdır. Ayrıca Eğitimin aile ortamında başladığı unutulmamalıdır. Bu amaçla, doğum öncesi,anne karnında,doğum anı,doğum sonrasından,okul çağına kadar ayrı,ayrı düzenlenen programlarla ailelerin bu koşullarda nasıl davranmaları gerektiği, yaşa uygun sağlıklı ve olumlu davranış örüntüleri ve sosyal becerilerin kazandırılması, okul çağında verilen eğitimle aile eğitiminin çelişmeyip,pekiştirilmesi vb. amaçlara yönelik programlar, eğitici,geliştirici ve öğretici programlarla aile bütçesine ev ortamında katkı sağlayan eğitim programları düzenlenmelidir. Toplumda cehaletin, bilgisizliğin ve olumsuz koşulların gereği suç işleyen,suçlu duruma düşen, ceza evine giren ya da istemediği bir mesleği yapmaya zorlanan kişilerinde bu kapsama alınarak meslek kazandırıcı programlarla yaşamını sağlayacak düzeyde bir meslek sahibi olması yolu ile toplumda üretken,verimli ve saygı duyulan bir bireye dönüşmesini sağlayıcı tüm düzenlemeler yapılmalıdır.Bu insanların bizim toplumumuzun bir parçası olduğu unutulmadan onlara sahip çıkılarak, iş bulmalarında kolaylık sağlanarak toplum içinde gerekli önem verilmelidir. 6-Yaygın Eğitim (Her zaman her yerde eğitim) Çeşitli nedenlerle yaşantısının belirli dönemlerinde hedefleri, özlemleri ve idealleri doğrultusunda eğitim-öğretim alamamış, eğitimini yarıda bırakmış ya da kendini geliştirme olanağı verilmemiş bu nedenle daha üst eğitim koşullarından yararlanamamış bireylerin koşulları uygun olan üst eğitim programlarını tamamlamaları için gerekli olanaklar yaygın eğitim yolu ile verilmelidir. Bu amaçla bireyin evinde, Televizyon, bilgisayar ve Internet ağından yararlanarak eğitim almasını ya da Eğitim Kompleksine kayıt yaptırarak ilgili programdaki derslerin sınavlarına girerek yarıda kaldığı eğitimi tamamlamasına, üst eğitimini alarak kendisini geliştirebileceği kadar geliştirmesine her zaman, her yerde ve her koşulda olanak sağlanmalıdır. Özel Eğitim Kurumlarımız: Yukarı da ülkemizin acı bir gerçeği sonucu, bilhassa Ortaöğretim kurumlarında çok fazla türde ve farklı şekillerde yapılandırılmış okullarımız kadar sorun yaratan ve zaman, zaman kavram karmaşasına neden olan eğitim kurumları Özel Eğitim kurumları / okullarıdır. Özel Eğitim kurumları denilince, en az iki tür okullar akla gelmektedir. Biri özel girişimciler, vakıflar, azınlıklar, dernekler veya farklı kurumlarca devletten herhangi bir yardım almadan ilgili tüzel kişiler tarafından açılan eğitim kurumları, diğer taraftan gerek özel sektörün gerekse devletin açtığı özel eğitim gerektirecek düzeyde her hangi bir engeli bulunan ve korunmaya muhtaç çocuklarımızın eğitim-öğretim gördüğü eğitim kurumları akla gelmektedir. Bu nedenle zaman, zaman bu kurumlar birbirine karıştırılmaktadır. Bu farklı, farklı yapılandırmalar zaman, zaman neden bu şekilde farklı yapılanmalara gidiliyor? Sorusunu sormamıza neden oluşturmaktadır. Oysa Atatürk 1924 yılında eğitim kurumlarını bir çatı altında toplarken ve yönetim - denetim yetkisini adını da Milli koyduğu bir bakanlığa devrederken; Osmanlı İmparatorluğu döneminde farklı, farklı yapılandırılan okullar arasında birlik ve eşitlik sağlamayı planlamıştı. Cumhuriyetle yapılandırılacak bu okullar arasında ileride farklı uygulamalar yapılmasını önlemek ve eğitimin ulusumuz için ne kadar önemli olduğu bilinci ile hareket ederek, eğitimi devlet politikalarına dönüştürmek için de aynı bakanlığın yönetim ve denetimine bırakmıştı. ( Talim Terbiye Kurulu süreç içinde kendisine verilen önem doğrultusunda görev yapmaktan uzaklaşarak, çıkar hesapları ile siyasilerin egemen olduğu bir kuruma dönüşmüştür.) Bu düzenleme ile her gelen siyasi iktidar dilediği gibi at oynatsın diye düzenlememişti!... Bu gün bu eserimde önerdiğim, Eğitim kompleksleri gücünü, Mustafa Kemal Atatürk’ün bu birlikçi felsefe ve eşitlikçi anlayıştan hareket ederek almıştır. Tüm eğitim-öğretim kurumları hangi türde olursa olsun kimlerce açılırsa açılsın Eğitim Kompleksi yapısı içinde herhangi bir ayrımlaşmaya gitmeden, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına uygun düzenlenen, yasa ve yönetmeliklere uygun demokratik, eşitlikçi, Atatürkçü, laik, öğrenci merkezli ve çağdaş bir yapılanmanın oluşturulması hedeflenmiştir. Eğitim kompleksleri bünyesinde, özel eğitime muhtaç olacak biçimde engeli bulunan öğrencilerimiz de eğitimde eşitlik ilkesinin gereği akranları ile ayrıma gidilmeden aynı eğitim öğretim ortamlarını, aynı koşullarda yararlanabildikleri, hatta onların engel durumlarına uygun koşulların oluşturulduğu her kademe ve düzeyde eğitim-öğretim yapılacak ortamlarda eğitim-öğretim görme olanağına kavuşturulmuşlardır. Eğitim Kompleksleri yapılanması gereği ön eğitimden ve okul öncesinden, yüksek öğretimine kadar, gerektiğinde alt özel ya da üst özel derslikler, düzey derslikleri olanaklarından eşit koşullarda yararlanarak, akranlarından soyutlanmadan, dışlanmadan sürekli onlarla birlikte yaşadığı bir dünyaya uyum sağlayıcı eğitimi almalarına olanak sağlanmıştır. Bu nedenle özel eğitime muhtaç çocuklarımız ve diğer tüm çocuklarımız için temelde hiçbir ayrımcılık getirilmediği gibi her öğrencinin potansiyelleri ve gizil güçleri oranında zorlamadan gelişebilecekleri kadar gelişebilmesini sağlayıcı düzenlemeler yapılmıştır. Bu kurumlarda demokratik, katılımcı bir anlayışla her çağda değişim ve gelişmelere uygun düzenlemeler yapılmasını sürekli açık tutarak çağdaş bir yapılanma oluşturulmuştur. Bu yapı ile Özel Eğitim Kurumu kavramı ile Devletin ya da Yerel Yönetimlerin katkıları dışında tüm olanakların kurucular tarafından sağlanarak açılan özel, çağdaş, demokratik, Atatürkçü, laik ve özerk okullar akla gelmektedir. Ülkemizde uzun sürelerden beri eğitim sistemlerinin, siyasilerin arpalık ve yaz boz tahtalarına dönüştürmeleri sonucu, eğitimde kalite ve verimlilik düşmüştür. Devlet okullarındaki bu duruma alternatif olarak daha özerk, daha iyi bir eğitim vermek amacına yönelik özel girişimciler ve vakıflarca özel okulların oluşturulduğunu gözlemekteyiz. Eğitime gönül vermiş ve ülkesini düşünen Atatürkçü vakıf okulları dışında kalan bu özel okullar bu boşluktan yararlanarak kaliteli eğitim vererek gelir sağlanan ya da farklı amaçlara hizmet eden bir işletme gibi düşünerek özel okullar açmaya başlamışlardır. Ancak şu gerçeği hiç unutmamamız gerekir. Eğitim kurumları gelir getiren birer işletme olmadığı gibi ülkemiz üzerindeki bazı kötü emellerini gerçekleştirmek amacına yönelik açılan eğitim-öğretim kurumları hiç olmamalıdır ve olamazlar. Bu kurumlar hangi amaçla açılırsa açılsınlar eğitim-öğretim kurumlarıdırlar. Bu amaçla eğitime katkı sağlayarak, ülkemizdeki eğitimli birey sayısını, hem de iyi ve kaliteli üst eğitim almış kişilerin sayını arttırmak, devlettin eğitim-öğretimle ilgili yükünü hafifletmek misyonlarını gerçekleştiren her özel eğitim kurumu devletimizce desteklenmelidir. Bu amaçla Çağdaş, Bireysel Yönlendirici Eğitim Dizgeci uygulamaya konulduğunda, Eğitim Kompleksleri yapısı içinde her kademe ve düzeydeki okullarımız yapılandırılacağı için tüm özel okullarda bu gün bazı özel vakıf okulları gibi çağdaş ve demokratik bir yapıya kavuşarak; Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitimde birlik ve beraberlik hedefi gerçekleştirilmiş olacaktır. Bu durumda Eğitim Kompleksleri modern ve çok geniş bir yapılanma olması nedeni ile devletçe ve yerel yönetimlerce bazı kolaylıklar ve maddi yardımlar sağlanması özel okulların yaygınlaşmasını sağlayacaktır. Başlangıçta Yerel Yönetimlerce tüm alt yapı ve fiziksel donanımları oluşturulan Devlet Eğitim Kompleksleri eğitim-öğretime başladıktan sonra özel eğitim kompleksleri gibi ayrım yapılmadan kendi finansmanını kendi sağlayacaktır. Bu durumda gerek özel eğitim kompleksleri gerekse devlet eğitim kompleksleri gayri milli hasıladan ayrılan belirli oranlarda devletin mali yardım ve katkısı ile ayakta duracaklardır. Devletin bu görevi dışında yerel yönetimlerce çeşitli hizmetlerden bazı muafiyetler ve özel indirimler ve kolaylıklar getirilerek ya da yerel yönetimlerin belirli gelir kaynaklarından belirlenen oranlarda halktan düşük vergilendirme yolu ile oluşturulan eğitim fonundan belirlenen oranlarda kaynak aktarımına da gidilebilir. Bazı Özel Girişimcilerin ve vakıfların belirli kademede bir kampusu Devletin Eğitim Kompleksi bünyesindeki diğer kampuslar gibi bağlı fakat özerk faaliyet gösterecek şekilde yapılandırmasına izin verilebilir.Bu kampuslar kendi oluşturduğu kurul ve komisyon kararları ile belirli seviyede Yabancı Dil dersinde zorunlu eğitim getirebilir. Devletçe yerel yönetim yasasında illeri ile ilgili kaynakların toplanması belirli oranların ilgili bakanlıklara gönderilmesi gibi yerel yönetimlerin gelirlerini arttırıcı düzenlemelerin yapılması durumunda MEB.’ nın gayri milli hasıladan eğitime ayrılan payı süreç içinde azaltılmış olacak ya da yerel yönetimlerce belirli bir oranı Milli Eğitim Bakanlığı Merkezi Yönetimine aktarılması yolu ile devletin eğitime ayırdığı kaynaklar farklı yatırımlara yönlendirilebilir.
Bu gün
özel eğitim kurumları bilhassa vakıf okulları kendi olanakları ile
eğitimi finanse etmeleri ve kuruluş amaçları gereği fakir ve çalışkan
öğrencilere bursluluk, yatılılık vb. olanakları sunmaları hatta bugün
Gaziantep ilindeki Kolej Vakfı Özel Okulları bununla da kalmayarak bu
öğrencilere kendi bünyesinde yükseköğretim kurumu olmadığı için
üniversite bursu vermektedir.Bu nedenle ülkemiz eğitimine gönül vermiş
bu insanları kutlamakla kalmamak, yatılı burslu daha fazla fakir ve
başarılı öğrencimizin bu olanaklarını arttırıcı devletçe gerekli
kolaylıklar ve destekler sağlanması devletimizin eğitimle ilgili
sorumluluklarından olmalıdır. ( Elektrik,su, telefon,ders
araç-gereçleri, okula arsa tahsisi vb. çeşitli kaynaklarda ucuz ve
indirimli destek yardımlar mutlaka yapılmalıdır.)
Eğitim Komplekslerine bağlı Kampuslar / Kurumlarda, eğitim-öğretimin
sağlıklı, verimli ve kaliteli yürütülmesi, görevlerin ekip anlayışı ile
paylaşımı ve eşgüdüm içinde verimli yürütülmesi amacı ile aynı görevleri
yapan personelin bir araya gelerek çeşitli komisyonlar oluşturmaları
esastır. Kurulacak komisyonların sayıları Yönetim Kurulu kararı ile
arttırılabilir. ( Bu amaçla her kampus bünyesinde kurulacak zorunlu
komisyonlar ve isteğe bağlı komisyonlar, katılması gereken personel ve
diğer hususlar yönetmelikle belirlenir.). Her kampus –okul bünyesinde
ayrı, ayrı oluşturulan bu komisyonların başkanları aynı işlevi yürütmek
amacı ile kurulan bu kurulların toplantılarına katılmak, komisyonda
alınan kararları rapora dönüştürüp, kurula ve bağlı olduğu yöneticiye
sunmak zorundadır. Eğitim kompleksi çatısı altındaki tüm eğitim
kurumlarında görevli tüm personel görev ve sorumlulukları ile ilişkili
en az bir komisyonda görev almakla yükümlüdürler. Her komisyon
personeli, görev ve sorumlulukların belirli oranlarda paylaşıldığı,
işbirliği, eşgüdüm ve karşılıklı güven içinde çalışmaların yapıldığı,
katılımcı, paylaşımcı bir anlayışla belirli görevlerin üstlenildiği,
demokratik bir yapı ve oy çokluğu ile kararların birlikte alındığı, ekip
çalışması anlayışı ve ruhuyla alınan kararların ve paylaşıldığı, görev
ve sorumlulukların bilincini taşıyarak, faaliyetlerin koordinasyon güven
ve özgüven içinde yürütmek, yönetmelikler gereği belirlenen usul ve
esaslar doğrultusunda görev ve sorumluluklarını yapmak, yetkilerini
kullanmak, çalışmaları yürütmekle yükümlüdürler. Çalışmalarının verimli
ve kaliteli olması için hazırlanan raporlar doğrultusunda yönetimce
gerekli yetki verilerek, her türlü katkı, kolaylık hizmetlerine sunulur.
Komisyonların Oluşumu:
Yukarıda
belirtilen ya da kampus-okul yönetimince ihtiyaç duyularak oluşturulan
komisyonların, mezun oldukları alan,unvan ve yaptıkları görevlerle
ilişkili olan personelden oluşumu esastır. Ancak her komisyonda
katılımcı anlayışın ve işbirliğinin ve eşgüdümün sağlanması amacı ile bu
üyeler dışında görev alması gerekli olan komisyonların üyeleri;
yönetmelik hükümleri, komisyonların ve Yönetim Kurulunun aldığı
kararlarla belirlenir. ( Her komisyona, Yönetim , Denetim-Teftiş,
Rehberlik -Psikolojik Danışma, Araştırma-Geliştirme vb. komisyonlarının
kendi aralarından seçimle belirlediği her komisyon için en az bir üye
ilgili komisyonların üyesidir. ) Ayrıca, Kampus-Okul Öğrenci ve Aile
Birliğinden birer üye bu komisyonlara gözlemci olarak katılır.
Komisyonların oluşumu, genel amaçları ve ilgili işlevleri yönetmelik
hükümleri, yönetim kurulu ve diğer kurullarca kendilerine verilen yetki
ve görevlerini yapmakla yükümlüdürler.
1- Yönetim
Komisyonu 1-Yönetim Komisyonu:
Kampusun-Okulun her bölüm-birim ve komisyonu tarafından eğitim-öğretim
başlamadan demokratik usullerle belirlenen ve komisyonca yetki verilen
başkan, yönetim görevini yürüten yöneticiler ve en az bir öğrenci ve
aile birliği başkanının katılımı ile oluşur.. Başkanlığını kampus/ okul
müdürü yürütür. Kampus yönetim komisyonu diğer komisyonlar ve kurullarca alınan kararları inceler, önlemler alır ve uygulanması yönünde onay verir.Uygulanmasında sakınca gördüğü ya da tereddüt ettiği hususları üst kurula havale eder.Kampus-okul bünyesinde her türlü yönetim faaliyetlerini yürütür. 2-Denetim Komisyonu :
Her
komisyonun alanı ile ilişkili ( Bu birimlerde görevli memurlar dışında,
Memurlar ve hizmetliler Diğer Personel Komisyonun üyeleri olarak
belirlenirler.) personelin, diğer değişle mezun olduğu branş ve yaptığı
ve yürüttüğü görevin gereği ilgili denetim görevini yürüten personel, bu
komisyonun asil üyeleridirler. Bu amaçla ağırlıklı olarak,
yönetim-denetim-teftiş vb. bölümleri mezunları ve rehberlik, planlama,
programlama, ölçme-değerlendirme, araç-gereç, araştırma-geliştirme vb.
birim-bölümlerin seçimle belirlenen bir üyesi, Okul öğrenci
Kurulundan ve Aile Birliğinden birer temsilci bu komisyonun asil
üyeleridirler. Başkanlığını aynı usullerle seçilen, ilgili komisyonun
başkanı yürütür. Yılda en az 2 en fazla 4 defa toplanır. 3-Rehberlik ve Psikolojik Danışma Komisyonu: Bu komisyon her Eğitim Kampusunun bünyesinde ayrı, ayrı oluşturulabilir. Bu komisyonda kampusta rehberlik ve psikolojik danışma faaliyetlerini yürüten personel, denetim, planlama, programlama, ölçme-değerlendirme, araç-gereç,araştırma geliştirme,öğretim ilke ve yöntemleri vb. birim-bölüm ve kurulların seçimle belirlenen temsilcilerinin katılımı ile oluşur. ( Tüm komisyonlar, adı geçen komisyon ile ilişkili kampusta görevleri yürüten eğitimci personelden oluşur. Diğer üyeler, kampus içinde eğitim-öğretim-yönetim-rehberlik ve denetim vb. faaliyetleri yürüten birim ve merkezlerin başkan ya da temsilcileri, bazı komisyonlara yönetim kurulu üyelerinin katılımı ile oluşan komisyonları ifade eder.) Dönemde iki yılda dört kez olmak üzere toplantı yapar. Faaliyet programında, toplantı kararları ile ilgili düzenlemeler yapar ve uygulanması için önlemler alır. Yıl sonunda faaliyet raporu hazırlayarak yönetime ve ilgili kurullara sunar. 4- Araştırma ve Geliştirme Komisyonu. Araştırma ve Geliştirme birimi üyeleri ve her kademedeki kurul,komisyon bölüm-zümre başkanlarının ve temsilcilerinin katılımı ile oluşur. Bu kurul dönemde iki, yıl da dört toplantı düzenler, her komisyonun başkanlığını işlevi ile ilgili birimin-merkezin-bölümün başkanı yürütür. Komisyonda alınan kararlar doğrultusunda faaliyet programını düzenler. Yapılan faaliyetlerle ilgili hazırladığı raporu yönetime ve ilgili kurullara sunar. 5-Ölçme Değerlendirme Komisyonu: Ölçme Değerlendirme birim ya da merkezi personeli, diğer kurul, komisyon, birim-bölüm başkan ve temsilcisinin katılımı ile oluşturulan komisyonu ifade eder. Başkanlığını ilgili birimin başkan ya da yöneticisi yürütür. Biri dönem başında diğeri Yeterlilik Sınavları öncesi olmak üzere dönemde iki yılda dört defa toplanır.Ölçme ve değerlendirme faaliyetlerinin objektif,geçerli ve güvenilir olarak düzenlenmesi ve yapılması için önlemler alır ve uygulama yönünde kararlar alır. Hazırladığı raporu yönetime ve ilgili kurullara sunar. 6-Planlama Komisyonu: Bu bölümde görevli personel, diğer kurul ve komisyon, birim-bölümlerin başkan ve temsilcisinin katılımı ile oluşur. Kampus içindeki her türlü planlama faaliyetlerini yürütür ve kararlar alır.Dönemde iki defa olmak üzere yılda dört defa toplantı yapar. Bu toplantılarda alınan kararları, öneri, tavsiye ve çözümleri rapora dönüştürür.Yönetime ve ilgili kurullara sunar. 7-Program Komisyonu: Kampus yöneticisi ve ilgili yardımcısı, Okul Rehber-Psikolojik Danışma, Denetim Birimi Araştırma ve Geliştirme komisyonu başkanları ve birer temcileri, Her sınıf seviyesinde bölüm-zümre başkanları ve birer temsilcileri, Okul Öğrenci ve Aile Birliği temsilcisinin katılımı ile oluşan komisyonu ifade eder. Bu komisyon en az yılda iki, dönemde bir olmak üzere Kampus yöneticisi veya yardımcısının başkanlığında toplanır. İlgili Kampustaki her türlü programlama çalışmaları, sorunlar ve çözüm yolları görüşülüp kararlar alınır. Kararlar rapor edilerek, yönetim ve program kurullarına iletilir. Alınan onay doğrultusunda düzenlemeler ve çalışmalar yapılır. 8-Yönlendirme Komisyonu: Rehberlik hizmetlerinin temel işlevlerinden biri öğrencinin kendini tanıması, ilgi, istidat, yetenek, kişilik ve değerlerini bilmesi bu bireysel ayrıcalıkları oranında eğitim olanaklarından yararlanarak, optimum gelişmesi, meslekleri, ilişkili programları, üst eğitim programlarını tanıyarak; gelecek yaşamında mutlu olup, iş doyumuna ulaşacağı kendine en uygun olan programlara yönlendirilmesidir. Yönlendirmede öğrencinin potansiyeline uygun seçeneklerin sunulması ve bu seçenekler arasından isteğine uygun bir programa yönelmesi esastır. İlköğretimde yönlendirme üçüncü sınıfın ikinci döneminden başladığı için bu sınıfın Sınıf Öğretmeninin her öğrenciye belirlenen yetenekler için bir puan kullanma yetkisi bulunmaktadır. Kampus Yöneticisi, Sorumlu Yönetici Yardımcısı ve 4,5,6,7,8. Sınıf/ Sınıf Rehber Öğretmenleri, her öğrenci için ayrı, ayrı iki puan, her sınıftan sorumlu okul Rehber- Psikolojik Danışmanı ya da danışmanları her sınıfta uyguladığı psikolojik ölçme araçlarının analiz ve değerlendirme sonuçlarına uygun bir veya iki puan takdir hakkını kullanma yetkisine sahiptir. Sekizinci Sınıf sonunda yapılan, Yönlendirme Komisyonu toplantısında her öğrencinin yıllara göre durumu ayrı, ayrı değerlendirilerek her üst öğretim programına geçiş için 0,1,2 şeklinde puanlar komisyon üyelerince teyit edilir.Öğrenci yeteneği ve başarı durumuna uygun olan üst programlar için her yıl sonunda ilgililerin takdir ettikleri puanları ayrı, ayrı değerlendirirler.Bu değerlendirmeler doğrultusunda gerek yeteneği ile ilgili gerekse başarı durumu ile ilgili programlara yönelmede öğrencinin ( 14-29 puan ) aldığı alanlara yönlendirilebileceği kararlaştırılır. Her öğrencinin, belirli bir yeteneğinin belirlenmesi ya da bir dersten başarılı olması durumunda, ilgililerce öğrenciye puan takdir edilmesi esastır. Her öğrencinin, bir dersten ya da yetenekten en alt düzeyde geçerli puan alması durumunda bile değerlendiren tarafından en az bir puan en çok iki puan takdir edilmelidir. İlgililer her öğrenci için bu puanları her yıl ayrı, ayrı kullanırlar. Bu şekilde her yıl her öğrencinin durumları ayrı, ayrı puanlanarak, sekizinci sınıf sonunda başarı durumuna ve ilgi, yeteneklerine uygun hangi üst kampusların programlarına yönlendirilebilecekleri verilen puanlarla “ Yönlendirme Komisyonu “ kararları ile belirlenir. Öğrencilere sekizinci sınıfa gelinceye kadar her yılın ( 3,4,5,6,7,8. sınıf ) sonunda her öğrencinin gözlem, görüşme, etkinlik ve aktivite vb. durumları, Sınıf- Sınıf Rehber Öğretmenince ayrı, ayrı değerlendirilerek öğrenci dosyasına işlenir ve imzalanır. Fotokopisi ilgili öğretmence saklanır. Aynı şekilde ilgili sınıflardan sorumlu Okul Rehber –Psikolojik Danışmanının yıllık çalışma programı gereği uygulanan psikolojik ölçme araçları kullanılarak, ( İlgi, yetenek, temel kabiliyet, kendini değerlendirme, kişilik, ölçülen yetenek, akademik yetenek, vb. ) sonuçları için puan takdir edilir. Her yıl sonunda öğrenci ile ilgili ilgi, yetenek ve kişilik özelliklerinden elde edilen bulgular ve analiz sonuçları değerlendirilerek, sonuçları belirten bir yazı yada öğrenci dosyasındaki ilgili bölüm doldurulup, imzalanır. Bu belgeler son olarak ilgili yönetici yardımcısınca onaylanıp, mühürlenir ve öğrenci bilgi işlem merkezine teslim edilir. Aynı usulle her yılın sonunda her öğrencinin Sınıf-Sınıf Rehber ve Sorumlu Okul Rehber-Psikolojik Danışmanı ve Yönetici Yardımcısı tarafından gerekli yönlendirme cetveli doldurulur. İlgili belgeler öğrenci İlköğretim Kampusunu bitirdikten üç yıl sonrasına kadar muhafaza edilir. İlgili sonuçlar öğrenci Bilgi İşlem Merkezi kayıtlarına işlenir. Öğrencilerin üst programlara yönlendirilmesinde, her öğrenciye her sınıftaki Sınıf-Sınıf Rehber Öğretmeni ve sorumlu Okul Rehber-Psikolojik Danışmanı olumlu olarak en az bir puan verdiği düşünüldüğünde öğrenci sekizinci sınıf sonunda en az 12 puan toplamış olacaktır. Yönlendirmede en alt dilimin üstünde bir puanın objektif yönlendirme kurallarına uygun olacağı ve Kampus Yöneticisi ve sorumlu Yönetici yardımcısının da her öğrenci için en az bir en çok iki puan uyuşmazlık durumunda puan kullanma yetkisi bulunduğu için birer puandan, iki puanı daha eklersek; asgari bir üst programa yönelme koşulu 14 puana çıkacaktır. Bu puan alt dilim olarak kabul edildiğinde bir öğrenci ilköğretim sonuna kadar maksimum 29 puan alabilecektir. ( Öğrencinin her sınıftaki bireysel ayrıcalıkları ve notları dikkate alınarak, yeteneği ve ilgisinin ya da başarısının en alt düzeyde olduğu durumu en az bir puan olarak belirleneceği, üst düzeydeki yeteneği, ilgisi ve başarısı en fazla iki puan takdir edileceği için yeteneği bulmayan alanlarda puan takdir edilmeyerek, eksi yazılacaktır.) Sekizinci sınıf sonunda, ilgi-yetenekleri ve başarı durumları ayrı,ayrı değerlendirildiğinde, öğrencinin başarı ve yetenek puanı değerlendirme sonucu ( 14-29 puan) arasında olacaktır. Başarı durumu notla ifade edildiği en düşük başarıya bir puan takdir edildiği için bir sorun yaşanmayacaktır. Başarı olduğu derslerin üst programlarına ilgili puanı tutturan öğrencilerin yönlendirilmesi kolay olacaktır. Ancak yetenekler, ilgiler dikkate alınarak yönlendirmede sorun çıkmasını önlemek için yöneticilerin her öğrenci için en az bir puan en çok iki puan verme koşulu getirilmiştir. Yöneticilerin takdir edeceği puan yönlendirme komisyonunun çoğunluğunun verdiği puanlamaya uygun olması esastır. Bu hali ile yönlendirme öğrenci merkezli olarak düzenlenmiştir. Öğrencinin bu yolla haksız yönlendirilmesi engellenmiştir. ( Çünkü her öğrenci her sınıfta ilgi ve yetenekleri farklı sınıf öğretmenince değerlendirilmektedir.) Altı sınıfın iki veya üçünde öğretmen diğer öğretmenlerin belirlediği yeteneği belirlemese bile çoğunluk sağlanamayacaktır. Ayrıca her sınıftaki sınıf-sınıf rehber öğretmenleri objektif değerlendirme yapamasalar bile hiç puan vermediklerini düşünürsek yalnız okul rehber-psikolojik danışmanının ölçme araçları sonuçları doğrultusunda verdiği puan dikkate alındığında öğrenci her sınıf için bir- iki puandan asgari ( 6-12 puan) almış olacaktır. Öğrenci ile ilgili bir tereddüt durumunda, objektif verilere hiçbir öğretmen kayıtsız kalmayacaktır. Ölçme araçları sonuçlarına uygun karar vermesi sorumluluğunun gereğidir. Tersi durumda her öğretmenin her sınıfta öğrencinin yeteneğini belirlerken gelişigüzel ve olumlu not kullandığını düşünelim. Bu durumdaki öğrenci (6-11 puan) alacaktır. Ölçme araçlarından her yıl elde edilen veriler, öğrencinin öğretmenlerin takdir ettiği yeteneklerin bulunmadığı yönünde ise ilgili yetenek için her yıl bir-iki puandan (6-12 puan) takdir edilmemesi yeteneğin belirlenmesinde ölçüt alınacaktır. Yani yönlendirmede etkin olan Rehberlik ve Psikolojik Danışma birimince, aynı yetenekle ilgili hiçbir puan takdir edilmemiş olması , üye çoğunluğunun bu yönde bir karar vermesini vermese bile en az puan olan bir puanı takdir etmesini gerektirmektedir. Hal böyle olunca öğrenci her yıl için bir puandan sınıf-sınıf rehber öğretmenlerince toplam altı puan takdir edilmiş olacaktır. Bazı yıllarda ölçme araçları sonuçlarındaki güvenirlik ve ölçme hataları da dikkate alındığında hiçbir koşulda yeteneği olmayan bir alandan yönlendirme için asgari puan olan 14 puan takdir edilmeyecektir. Tereddütlü durumlarda okul yöneticileri puanlarını, alandan uzman kişilerden oluşan Rehberlik-Psikolojik Danışma Merkezinin kararı yönünde görüş bildirmek sorumluluğunu taşıyacaklardır. Tüm objektif yönlendirme koşulları dikkate alınarak üst programlara yapılan yönlendirmeye rağmen, birey yaşantısının her hangi bir döneminde koşullar gereği kendine yeterince tanıyamamış ya da geliştirememiş olabilir. Daha sonraki dönemlerde kendini geliştirdiğinde istekli olduğu bir programa koşulları uygun olduğunda yıl sonunda geçişi yani yönlendirilmesi düzenlenmelidir. Ölçme Değerlendirme ve Araştırma Geliştirme bölümünde her türlü yatay ve dikey geçişler konusunda ayrıntılı bilgi verilmiştir. Yönlendirme sonrası herhangi bir öğrenci ile ilgili tereddüt oluştuğu ya da öğrencinin itirazda bulunması veya dava açması halinde, Çok Programlı Liseler yönlendirmede alan-bölüm derslerinin Standart Başarı Testi sonuçları, Yetenek, Kabiliyet, İlgi, Değer, Kişilik vb. özelliklerinin belirlenmesinde Rehberlik ve Psikolojik Danışma Merkezi ya da Kampustaki Biriminin Ölçme Araçları sonuçlarından yararlanılır. ( Dava açması halinde ilgili birimlerden görevlendirilen komisyonca daha önceki yıllarda öğrenciye uygulanan ölçme araçları incelenerek yeniden değerlendirilip, analiz sonuçları karşılaştırılarak karar bağlanır. Ölçme araçlarının objektif değerlendirilmesi esas olduğu ve bilimsel normlar doğrultusunda değerlendirilip, analizi yapıldığı için farklı uzmanlarca değerlendirilmiş olsa bile aynı sonuçlar elde edilecektir.) 9- Ders Araç ve gereçleri Komisyonu Her kampus bünyesinde ayrı, ayrı oluşturulur. Kampus genel müdürlüğünce görevlendirilen kişinin başkanlığında, her bilim dalı-zümre ve komisyon,birim ve merkezlerin başkanlarının katılımı ile oluşturulan komisyonu ifade eder. Her dönem de olmak üzere yılda en az iki defa toplanır. İlk toplantıda Öğretim Materyalleri ve Ders Araç-Gereçleri konusunda ayrıntılı açıklanan, araç-gereçlerin ilgili mekanlar ve birimlerde bulunup, bulunmadığı tespit edilerek gerekli önlemler önerilir, istekler belirlenir ve araç-gereçlerin geliştirilmesi, etkin ve verimli kullanılması, tüm branş ve bilim dallarının yararlanması vb. bu konularda karalar alınır. Alınan kararlar yönetime iletilerek önlemler alınması istenir. Gerektiğinde yönetimce planlama ve programlama kuruna gönderilerek bazı mekanlardan ortaklaşa yararlanılmasını sağlayıcı program hazırlanarak, uygulamaya konulur. 10-Öğretim Yöntem Teknikleri Komisyonu: İlgili bölüm personelinin ve kurul,komisyon,birim,bölüm başkanları ve temsilcilerinin katılımı ile oluşur. Kampustaki öğretim ilke ve yöntemleri ile ilgili düzenlemeler, geliştirme ve uygulanması çalışmaları doğrultusunda kararlar alır,önerilerde bulunur ve çözümler üretir.Toplantıyı rapora bağlar, ilgili kurullara ve yönetime sunar. Dönemde iki olmak üzere yılda dört toplantı düzenler. 11-Personel Komisyonu: Diğer komisyonların oluşturulduğu gibi bu komisyonda her kampus-okul-birim bünyesinde çalışan memur kadrosundaki tüm personelin katılımı ile ayrı, ayrı oluşturulur. (Okul Öncesi, Eğitim Personel Komisyonu, Sağlık Kampusu Personel Komisyonu gibi) İlk toplantıya Kampus-okul yöneticisinin görevlendirdiği yönetici yardımcısı başkanlık eder.Daha sonra başkanlık seçilen başkanca yürütülür. Başkanlığa ve yönetim kurulu üyeliklerine aday olan personelden en fazla kıdemi bulunan personel Kurul-Kampus Yönetimince sıralanarak, personel sayısının en fazla üçte biri kadar aday kesin aday olarak belirlenir. Seçimler en geç Eylül ayı başlarında, eğitim-öğretim başlamadan yapılır. Adaylara propaganda için beş süre verilir ve hafta sonunda demokratik usullerle seçim yapılır. En çok oyu alan adaydan başlanarak başkan ve yönetim kurulu üyeleri belirlenir. Bu komisyon biri birinci dönem, diğeri ikinci dönem başlamadan ve yıl sonuna doğru olmak üzere yılda üç defa toplanır. Toplantıda işbölümü,görev dağılımı, yıllık izin süreleri, mesai ve çalışma alanları, karşılaşılan sorunlar,çözüm önerileri vb. konularda alınan kararların bir örneği Okul-kampus yönetimine sunulur.Kampus yönetimince gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra uygulamaya konulur. Başkan üyeleri temsil yetkisi ile Personel Kurulu toplantılarına katılmak zorundadır. Her hangi bir sorunun çıkması durumunda yönetimin muhatabı kurul ve komisyon yönetim kuruludur. Toplantılarda alınan kararlar rapor edilerek başkanca yönetime sunulur. 12- Diğer Personel Komisyonu Memur kadrosu dışında kalan tüm personel bu komisyonun üyeleridir. Personel komisyonunun kuruluş, oluşum ve diğer faaliyetleri gibi aynı usullerle oluşturulur ve aynı haklara sahiptirler.( Personel Komisyonu gibi) 13-Sosyal Etkinlikler ve Aktiviteler Komisyonu: Her kampusun bünyesinde bu komisyonun oluşturulması esastır. Öğretmen-öğretim görevlileri kurulu, ilk toplantısında gönüllükle o yıl kampuslarında oluşturulacak etkinlikler, sosyal, kültürel, sanatsal faaliyetler ve sportif faaliyet ve aktivitelerle ilişkili Sosyal-Kültürel Ekipleri belirlenir. ( Sosyal, kültürel Etkinlik, sporsal, sanatsal faaliyetler ve diğer etkinlik ve aktiviteler vb. her eğitimcinin bir ekipte görev alması sağlanır) Bu sosyal ekiplerde görevli eğitimciler bir araya gelerek o yıl yapılacak faaliyetleri planlarlar, her ekip açın ayrı, ayrı planlanan ve sınıflarca gönüllü belirlenip, seçilen öğrencilerle genel kurul toplantılarını yapar, ekibin oluşum amaçları, planlamalar görüşülür, öğrencilerin görüş ve önerileri doğrultusunda program şekillendirilir. Her etkinlik için gönüllü öğrencilerden ekipler oluşturulur, yönlendirici eğitimcisi belirlenir ve bu ekiplerin yapacakları çalışmaları işbirliği içinde araştırarak, planlamaları istenir. Planlamalar doğrultusunda yönlendirici eğitimcinin kontrolünde ekip yönetim kurulu ve üyeleri katılımcı ve aktif olarak faaliyet programına uygun çalışma ve etkinlikleri yaparlar. Bu örnekte olduğu eğitimcilerden oluşturulan her ekibin, kampustaki sınıflardan gönüllü seçilerek katılan üye her öğrencinin faaliyetlerle ilişkili aktif görevlendirme verilen öğrenci ekipleri ve sosyal-kültürel ekiplerin içinde yer alması ve faaliyetlere katılması esastır. Her ekibin yapacağı görevle ilişkili ekip eğitimcisinin rehberlik ve denetiminde, etkinliği programa bağlamak seçimle oluşturduğu yönetim kurulu aracılığı ile her öğrenci aktif görevler almakla sorumludurlar.Bu şekilde her öğrencinin aynı yıl içinde bir ekip çalışması ile etkinlik,faaliyet ya da aktivite gerçekleştirmesi sağlanır. 14 Sosyal-Kültürel Ekip Yönlendirici Eğitimciler Komisyonu: Öğretim Görevlileri-Öğretmenler Kurulunda gönüllükle istediği bir ekipte görev alan eğitimcilerin bir araya gelerek, genel kurulda oluşturulan sosyal-kültürel öğrenci ekiplerinin yönlendirilmesi diğer ekiplerle işbirliğinin sağlanması, gerekli yardımların yapılması vb. konularda birinci dönem ve ikinci dönem başında ve etkinliğin uygulanması zamanında olmak üzere yılda üç defa toplantı yapar.Bu toplantıda alınan kararlar doğrultusunda işbölümü,işbirliği ve koordineli olarak ekip çalışmaları faaliyet programı gereği yürütülür. 15-Döner Sermaye ve Eğitimin Finansmanı Komisyonu: Kampus yöneticisi-genel müdürünün başkanlığında, ilgili birimin uzman personeli, İlli kurul ve rehberlik-denetim koordinasyon kurulu, Kampus yönetim kurulu gibi kurulların yönetim kurullarının katılımı ile oluşan komisyonu ifade eder. Kampus gelirlerinin yönetmelikler doğrultusunda etkin ve verimli kullanılması amacı ile önlemler alır,uygulamalar yapar ve Eğitim Kompleksi ve Üst Kuruluna öneri ve tavsiyelerde bulunur.Alınan kararların bir örneğini ilgili birimlere gönderir. Eğitimin Finansmanı Kurulu ve ilgili birimlerle işbirliği ve eşgüdüm içinde çalışır. 16- Eğitim Sistemini Değerlendirme Komisyonu: Her Kampusun bünyesindeki, eğitim-öğretimin etkili, verimli ve kaliteli olarak verilip, verilmediği, çağdaş düzenlemelere gidilmesi, sürekli yenileştirmelerin yapılması, uyum sağlayıcı önlemler alınması vb. sürekli yenileme ve düzenleme çalışmalarının yapılıp,yapılmadığının değerlendirilmesi amacı ile Eğitim Sistemi değerlendirme Kurulu ile koordinasyon ve işbirliği içinde faaliyet yapar.Bu komisyon, Eğitim Kampusu Yönetim, Rehberlik-Denetim,Rehberlik-Psikolojik Danışma vb. komisyonların yönetim kurulu üyeleri ve diğer komisyonların başkanlarının katılımı ile oluşur. Başkanlığını Kampus Genel Müdürü yürütür. Birinci ve ikinci dönem sonlarında olmak üzere yılda iki defa toplanır.Eğitim sisteminde ortaya çıkan sorunlar, çözümler, ilin ve ülkenin değişen ve gelişen koşullarına uygun düzenlemeler ve gelecek yıllarda sistemde yapılacak iyileştirmeler konusunda kararlar alır.Eğitim Sistemi Değerlendirme Kurulu ve diğer kurullara gönderir. |
||||||||||||||||||||||||||
Halil TÜRKMEN
|