YAŞAMINIZI ZEHİR EDEN İZLERİ TEMİZLEMEK

         BU YAPIT 2017 YILINDA REGULUS YAYINEVİ TARAFINDAN BASIMI YAPILAN YAZARIN 10 (ON) KİTABINDAN PSİKOLOJİ KONUSUNDAKİ İLK YAPITIDIR. İNTERNETTEN SATIŞI  YAYINEVLERİ TARAFINDAN YAPILMAKTADIR. 1. BASKISI TÜKENMİŞTİR. 2. BASKISI YAPILINCA YAYINEVLERİNCE İNTERNETTEN SATIŞA SUNULACAKTIR.

 

              AŞAĞIDA KİTAPTAN  BAZI BÖLÜMLER ALINTI YAPILARAK EKLENMİŞTİR. KEYİFLİ OKUMALAR DİLEKLERİMLE…

                                                                                                                         YAZAR/ UZMAN PSİKOLOG HALİL TÜRKMEN

 

                                                                                                               ARKA KAPAK

         Değerli Okuyucularım, bu yapıtın ismini okuyunca, Yaşamı Zehir eden İzler ne demek diye merak edip, düşünebilirsiniz. ŞİMDİ Yukarda Resimde küçük puntolu yer alan ve  bazı okuyucularımın  okumada güçlük çekeceği Arka  Kapak metni aşağıya olduğu gibi yapıtımdan eklemiş bulunuyorum.

           Bu izler her bireyin bebeklik, çocukluk, ergenlikten bu yaşa kadar,  geçmişinde yaşadığı güçlükler, zorluklar ve başına gelen, kendisinde derin yaralar açan, tahribatlar oluşturan kötü ve olumsuz yaşamın bitmek bilmeyen duygusal, düşünsel etkilerinin izleridir. İsteyip de kavuşulmayan, arzulanıp da gerçekleşmeyen, engellenip, yasaklanan, bastırılan, bilinçaltına atılan, özgürce ifadeye yer verilmeyen özlemi içinizde bir hançer yarası açan anılarınızın ve geçmiş yaşamın derin izleridir. Yaşanmak isteyip de yaşanmayan geçmişin karanlık zindanlarına hapsedilen, depolanan, biriktirilen, bastırılan, doyuma kavuşmamış her türlü bedeli ödemeyi göze alan insani, ilkel ve hayvani duygularınızın iz düşümünün, yansımasının derin, güçlü izlerini taşır ve siz isterseniz, kontrolü kaçırırsanız, yaşamınızı zehir ederler.

   Aslında üstü örtülerek unutulmuş, ateşi küllenmiş sandığınız, benzer olaylarla anımsanarak düşüncelerinizde yer almasına izin verdiğiniz ve canlandırarak alevlendirdiğiniz için bu duygular; bazen kor ateş misali sizi yakar, kavururlar. Size acı, ıstırap vererek, üzerinizde kaygı ve korku yaratarak, elem, endişe, gerginliğe yol açarak, tedirginlik, umutsuzluk yaşatarak, sıkıntılar ve üzüntüler çekmenize neden olurlar. İstenmeyen bu duygular sizde aşağılanma, beceriksizlik, çaresizlik, düşmanlık, gerginlik, güvensizlik, karamsarlık, kızgınlık, kin, kötümserlik, nefret, öç alma, şüphecilik, umutsuzluk, yetersizlik oluşturarak, yaşamınızı çekilmez etmekle kalmaz, sizi yıpratarak, yaralar açarak, rahatsızlık vererek, yaşamı zehir, zindan etmekle kalmaz, yıpranmanın, beklenenden önce yaşlanmanın, yok oluşun geri dönülmez kapılarını açarlar.

   Geçmişi geri döndürmenizin, zamanı durdurmanızın olası olmadığı gerçekliğinin farkına varınız, duygularınızla yüzleşiniz, düşüncelerde büyüttüğünüz içsel canavarların izlerinin bilincinde olunuz.  Bu izler siz Dün Dünde Kalmıştır, Geçmiş Geçmişte Kalmıştır. Diyemediğiniz için alt edilemez, dize getirilemez, durdurulamaz, engellenemez ve hükmedilemez güce erişirler. İnsanın özlemini duyduğu daha iyi bir yaşama, geleceğe kavuşmak için verdiği yaşam mücadelesinde zorluklar, güçlükler ve olumsuzluklarla karşılaşması, bunlara göğüs gererek kişisel bütünlüğünü ve canlılığını koruması yalnız kendisinin elindedir. İnsan bilinçli, düşünen, duygusal, sosyal varlık olarak doğru kararlar almasını bilen evrendeki canlıların en değerlisidir. Pozitif duygular insana can katan, bireylere haz, huzur, neşe, mutluluk vererek yaşandıkça yaşanmak istenen olumlu, beklenen, istenen ve onay gören kişiliğin temel yapı ve mihenk taşlarını oluştururlar. Yaşamınızı size zehir, zindan, çekilmez eden izlere geçit vermemek, akılınızdan, bilincinizden, düşüncelerinizden söküp atmak ve sıfırlamak için yeri geldiğinde, vicdanınızın ve kalbinizin sesini dinlemeniz önem kazanmaktadır.

   Yaşamınızı Zehir Eden İzleri temizlemek, silip süpürerek uzaklaştırmak, ehlileştirmek, değiştirmek, pozitif yapmak, sıfırlayarak etkisiz kılmak ve yok ederek, kurtulmak sizin elinizdedir. Size zarar vereceğinin farkına varmak, kontrol altına alınarak Temizlemek yine, yalnız Sizin Elinizdedir. Şimdinin, içinde bulunduğunuz anın Güneş Misali aydınlatan parlak ışığı karşısında, geçmişinizin mum ışığı kadar sönük kalan zayıf ışıklarından medet ummadan sizi karanlıklardan aydınlığa çıkaracak, Bu Ana, Şu Dakikalara yoğunlaşınız. Bu anı, şimdiyi istediğinizce, haz alarak, severek, sevilerek, huzur ve mutlukla, doyasıya yaşayınız. Yaşam sürekli yok oluş ve yeniden var oluştan ibaret bir döngüdür. Her temizlik ve sıfırlama işlevi birikeni düzenlemek, değiştirmek ve pozitif yapmak için atılacak yeni bir adım ve tertemiz bir başlangıç olacaktır.  

      Bu yapıtta size zarar veren, yaşamınızı zehir ve zindan eden, bu gününüzü çalan, yarınlarınızı elinizden alan izlerden güç alan sorunlarınızı çözerek, temizleyebileceğiniz. Yaşamın ağır koşulları ve geçmişinizin iz bırak etkileri altında ezilmeyerek, direnerek, mücadele ederek sorunun bir parçası olmayan, hataların ve sorunların farkına varan, tanıyan, yüzleşen, kontrol ve denetim altına alan, sorun çözücü ve çözüm odaklı yaklaşımla sorunlarınızı çözerek, lehinize çevireceğiniz. Yetilerinizi,  gücünüzü, kişisel becerilerinizi, donanımlarınızı keşfederek zarar görmeden, yıpranmadan, genç, dinç kalarak, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmenin yalnız sizin elinizde olduğunun farkına varmanıza katkılar sunulmaktadır.

                                                                                                 PSİKOLOG/ YAZAR HALİL TÜRKMEN

 

                                                                                                                    Ön Söz   

 

    İnsan bilinçli, düşünen, duygusal, sosyal bir varlık olarak, doğru kararlar almasını bilen evrendeki canlıların en değerlisi ve en önemlisidir. Her bireyin yaşamı süresince kolay ve pozitif koşullar kadar, zor ve olumsuz koşulları yaşaması doğaldır, çünkü yaşamın kendisi bir mücadeledir. İnsanın özlemini duyduğu daha iyi bir yaşama, geleceğe kavuşmak için verdiği yaşam mücadelesinde zorluklar, güçlükler ve olumsuzluklarla karşılaşması, bunlara göğüs gererek kişisel bütünlüğünü, gerekse canlılığını koruması yalnız kendisinin elindedir. Duygularınız olmadan yaşamınızın bir anlamı yoktur, onsuz olamazsınız ve onu yaşamadan yapamazsınız, harekete ve eyleme geçemezsiniz, düşünceler geliştiremez, davranışta bulunamazsınız ve engellemek isteseniz de engelleyemezsiniz. Herhangi bir olayın, olgunun ya da yaşantının oluşumu halinde, duygular genelde insan yaşamında yararlı, pozitif ve zararlı, olumsuz olarak iki temel duygudan biri şeklinde yaşanarak, düşüncelerde yer alarak duyguları, duygularda yer alarak düşünceleri oluşturur ve kaçınılmaz olarak eylemleriniz doğrultusunda yaşam biçiminize dönüşürler.

    Olumlu duygular bireylere haz, huzur, neşe, mutluluk vererek yaşandıkça yaşanmak istenen olumlu, beklenen, istenen ve onay gören kişiliğin temel yapı ve mihenk taşlarını oluştururlar. Genelde şimdi içinde bulunduğunuz, yaşadığınız an ve durumlarla ilgili pozitif içeriğe sahip düşüncelerle beslenirler. Duygular, geçmiş yaşamın, özellikle çocukluk ve ergenlik çağının saf, temiz duyguları ebeveyn, arkadaş ve çevrenin etkileri ile yeniden şekillenir. Yaşamın tadı, lezzeti ve yararlı yaşam kaynağı, azı zarar, çoğu huzur,  neşe, mutluluk ve yaşama sevinci verdiği için yararlı olan pozitif içeriğe sahip özellikler taşırlar ve yaşama sıkı sıkıya sarılmanıza neden olurlar. Toplum ve çevrece istenen, beklenen, olumlu karşılanan, onay gören, kabullenilen ve şimdi içinde bulunduğunuz anla, yaşadığınız durumla ilişkili pozitif içeriğe sahip düşüncelerle beslenen azı yetersiz ve zararlı olan çoğu yarar getiren davranış, eylem ve girişimlerde bulunmanızı sağlarlar.

 

Pozitif düşüncenin özünde ve sürükleyici gücünde sevgi duygusu egemendir. Evrendeki ve dünyadaki tüm iyi ve yararlı şeylerin gelişimi, oluşumu sevgi duygusuna bağlıdır, sevginin eşsiz kaynağı yaşama sonsuz bir enerji katacak, yaşama nefes, can olacak mutluluktur. Pozitif düşüncenin sönmez ışığı bu iki etkili pozitif duygu insana has olan, güç veren en temel bir gereksinimdir. Sevgi, özellikle insan sevgisi doğayı ve insanları birbirine yaklaştıran, aralarında mutluluk bağı oluşturarak birleştiren ve bütünleştiren ve üretken olmaya yönelten pozitif gelişmelere ışık tutan, yol gösteren, yaşama neşe katan tek duygudur. Bedeli ise insani, olumlu bakış açısı ve pozitif düşünceyle ürününü mutluluk duygusu olarak bireye geri dönüt olarak verecektir.

       Olumsuz duygular tıpkı olumlu duygular gibi siz isteseniz de, istemeseniz de yaşamınızda yer alacak olan azı karar ve yarar, çoğu zarar veren yaşamın tuzu, biberi, baharatı, çeşnisi olan duygulardır. Bu duygular bireyi olumsuz etkilemekle kalmayan, zarar verip, yıpratan çevrece istenmeyen, beklenmeyen, onaylanmayan, ret edilen, kabul görmeyen, kötü kabul edilen ve bir şekilde mutlaka yaşanması gereken uzak durmak ve kaçınmak isteseniz de kaçınılması olanaksız olan dışsal süreçlerden çok içsel süreçlerin ürünleridir. Olumsuz anı, deneyim ve gerçekleşmemiş, yaşanması engellenmiş, bastırılmış, bilinçaltına atılmış, İz Bırakan olayların depolandığı, biriktirildiği doyuma ulaşmamış isteklerin, arzuların güç alarak, beslendiği geçmişin negatif duygularının izlerini taşırlar. Olumsuz duygular acı, ıstırap vererek, kaygı ve korku yaratarak, endişe, tedirginlik, umutsuzluk yaşatarak, sıkıntılar ve üzüntüler çekmenize neden olarak yaşamınızı elinizden çalarak gününüzü size zehir, zindan, çekilmez ve yaşanmaz ederler. Duygular yalnız sizin öznel hayatınızla ilgili olan, geçmişte yaşanıp kalmış, bedelleri ödenmiş gerçekleşmemiş arzu, istek, heves, kuruntu, tutku vesvese gibi negatif duygularla beslenirler. Düşüncelerde acı, acizlik, değersizlik, elem, endişe, güvensizlik, ıstırap, kaygı, korku, sıkıntı, üzüntü, mutsuzluk, yetersizlik gibi istenmeyen duyguları açığa çıkarırlar. Bu duygulara aşağılanma, beceriksizlik, çaresizlik,  düşmanlık, gerginlik, güvensizlik, karamsarlık, kızgınlık, kin, kötümserlik, nefret, öç alma, şüphecilik, umutsuzluk, yetersizlik gibi karmaşık duyguların eşlik ederek canlanmasına neden olan, zarar veren ve yaşamı çekilmez hale getiren yaşam koşullarını oluştururlar. Bu duygular çaresizlik, dehşet, düşmanlık,  elem, endişe, gerginlik, huzursuzluk, ıstırap,  keder, kızgınlık, kin, öç alma, sıkıntı, suçluluk, tasa, tedirginlik, nefret, umutsuzluk, üzüntü gibi geçmişin karanlığından güç alan ve bastırılarak bilinçaltına atılmış ilkel, ilkel olduğu kadar hayvani özelliğe sahip çok sayıda içsel düşmanların ortaya çıkmasına zemin hazırlayacaktır.

   Bu duygulardan kaynaklanan yaşamsal anılar, deneyimlerden, engellenerek baskı altına alınan, doyuma ulaşmamış ve çözümlenmemiş isteklerden güç alan bilinçaltına atılmış İz Bırakan duyguların, düşüncelerde yer alması ile geliştirilen, kor aleve dönüşen negatif yüklerle ve yakıcı ateşle beslenirler. Tüm bu negatif, istenmeyen yönlerine ve özelliklerine rağmen bazen bunlardan korunmak için uyararak, önlem almanızı sağlayan, bazen beklenilmeyen bir anda ortaya çıkarak sizi zorda bırakır, gülünç düşürür, mahcup ve rezil ederler. Bu negatif koşulların oluşumuna ortam hazırlayan, İçsel Canavarların üretilmesi ve oluşturulmasına neden olarak, duyguları gerektiğinden etkili, güçlü ve şiddetli ve yoğun hissedilip, yaşanmasının ve yaşanan bütün olumsuzlukların asıl sorumlusu dış olaylardan çok bireyin kendisi olmaktadır.  Zorlukların, güçlüklerin, sorunların üstesinden gelme becerisi kazanarak tatmin olmayı, doyuma ulaşmayı, yaşama sıkı sıkıya tutunmayı ve bağlanmayı içeren geniş kapsamlı istek, ihtiyaç, beklenti, gereksinimlerden oluşan hayaller ve umutlardan beslenir, güç alır ve olumsuz ve güç koşullara karşı direnç, dayanıklılık ve deneyim kazandırarak, yarar vererek insanın kişisel donanımlarını oluştururlar.

    Hisleriniz, duygularınız, önsezileriniz sürekli olarak iç dünyanızla ilgili mesajlar ve uyarılar verirler. Önemli olan verilen bu mesajları doğru algılamaktır. Ego gücünüzün İz Bırakan bu anıları, algı, sezgi, his ve düşünceler yolu ile yaşadığınızda, Dün Dünde Kalmıştır, Geçmiş Geçmişte Kalmıştır diyerek, izin ve geçit vermeyerek, aklınızdan, bilincinizden, zihin veya düşüncenizden söküp atarak, yeri geldiğinde insanca vicdanınızın, kalbinizin sesini dinleyerek Temizlemek, silip süpürerek uzaklaştırmak. Size zarar vereceğinin farkına ve bilincine varmak, olumsuzluk oluşturacak bu koşulları Kontrol Altına Alınarak Temizlemek, arındırmak, değiştirmek ve pozitife çevirerek yok etmek ve kurtulmak da yalnız Sizin Elinizdedir.  

   Duygular yalnız sizin öznel hayatınızdır, düşüncelerde algıladığınızda, sezdiğinizde, hissederek yaşadığınızda size zarar vereceğinin farkına ve bilincine varırsınız, olumsuzluk oluşturacak bu koşulları kontrol altına alarak Temizlemek, arındırmak, değiştirmek ve pozitife çevirerek yok etmek, yalnız sizin elinizdedir. Tüm çaba ve mücadelelerinize rağmen Temizlenmeyen duyguları iadeli olarak, geldikleri geçmişin karanlık zindanlara gönderecek yeti, beceri ve güç yalnız sizdedir. Geçmişin karanlığından gelen bu tehlikeli, zararlı ve kötü niyetli duyguları aklınızdan, bilincinizden, zihin süreçlerini oluşturan düşünce güçlerinizden söküp atarak Temizlemek olmazsa olmazlarınızdan olmalıdır. Arzu, haz almayı içeren ve ağır bedeller ödemeye hazır olan bu hayvani istekleri düzenleyerek Temizlemek, ehlileştirmek, değiştirmek, pozitif yapmak yine sizin elinizdedir.   

    Geçmişin karanlığından gelen arzu, haz almayı içeren ve ağır bedeller ödemeye hazır olan bu tehlikeli, zararlı ve kötü niyetli duyguları, hayvani ve ilkel istekleri, kontrol ederek, düzenleyerek Temizlemek, ehlileştirmek, değiştirmek, pozitif yapmak yine sizin elinizdedir ve Olmazsa Olmazlarınızdan Olmalıdır. Özellikle önemsenmesi ve dikkat edilmesi gereken husus, geçmişinizin, bilinçaltınızın, ego gücünüzün İz Bırakan olaylarının depolandığı, biriktirildiği bu anıları, dün dünde kalmıştır, geçmiş geçmişte kalmıştır diyerek izin vermeyerek düşüncelerden uzaklaştırıp, negatif duygulardan arındırmak, Temizlemek, arındırmak, oluşan boşlukları yararlı olanlarla durdurma gücü yine sizdedir. Geçmişte bedelleri ödenmiş olan koşullar için tekrar daha ağıra bedeller ödememek için hesaplaşarak, yüzleşerek, kontrol altına alıp, lehinize, gerçekçi, akılcı olana yönetecek güç yalnız insana ve size mahsustur.

 Şimdinin Güneş gibi aydınlatan parlak ışığı karşısında, mum ışığı kadar sönük kalan geçmişin, bilinçaltının zayıf ışıklarından medet ummadan hiç geri dönmesi mümkün olmayan, durdurmak isteseniz durmayan zamanı canlandırmak, yaşatmak hayalleri için enerjinizi istediğinizce yaşamak olasılığı olan ve sizi karanlıklardan aydınlığa çıkaracak şu ana, şu dakikalara yoğunlaştırınız. Bu anı istediğinizce, haz alarak, severek, sevilerek, huzur ve mutlukla doyasıya yaşayınız. Yaşam devam ettiğine göre geçmişte yaşananları geride bırakıp, bugünümüzü ve yarınımızı elimizden almasına izin vermemeliyiz. Olumsuz duygulardan dersler çıkararak sevgiye, huzura, mutluluğa giden yaşam kervanına sıkı sıkı sarılarak yeni gerçekleşebilecek hayallere ve umutlara emin adımlarla, sağlıklı olarak ilerlemek ömrümüzü uzatarak uzun yaşam becerileri kazanmamıza katkılar sağlayacaktır.

   Bu yapıtta yaşamın ağır koşulları altında ezilmeyerek, direnerek, mücadele ederek sorunun bir parçası olmayan, yaşayacağı sorunların farkına vararak, tanıyarak, kontrol ve denetim altına alarak, sorun çözücü ve çözüm odaklı bilimsel yaklaşımlar sergileyen, alternatif çözüm yolları üretebilmenin koşullarına yer verilmektedir. Size zarar veren, yaşamınızı zehir, zindan eden, bu gününüzü çalan, yarınlarınızı elinizden alan yaşamın ağır koşulları altında ezilmeyerek, direnerek, mücadele ederek sorunun bir parçası olmayan, sorunların farkına varan, tanıyan, yüzleşen, kontrol ve denetim altına alan, sorun çözücü ve çözüm odaklı yaklaşımla sorunlarınızı nasıl çözeceğiniz, lehinize çevireceğiniz. Temizlenmeyen duyguları iadeli olarak, geldikleri geçmişin karanlık zindanlara gönderecek yetileri, kişisel becerileri, donanımları ve gücünüzü keşfetmeniz gerçekleşecektir.

   Bu koşullarda gününüzün her anınızın önemini değerini bilerek,  gönül gözünüzü açarak, sevgiyle yaklaşarak, içten davranarak, istediğinizce gönlünüzce doyasıya, dolu, dolu yaşayacağınız. Çözülemeyecek sorununuzun olmayacağı için karşılaşacağınız olumsuz ve güç koşullarla mücadele ederek, lehinize ve pozitife yönelterek, zarar görmeden, yıpranmadan genç, dinç, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmenin sırlarına erişme donanım, yeti ve becerilerinin yalnız sizin elinizde olduğunu farkına varmanıza ve sağlıklı ve uzun bir ömür yaşamanıza katkı getirecektir. Bireyden, bireylere, aileye, çevreye ve topluma yayılarak, insanların sevgi, huzur, mutluluk içinde özgürce, insanca, pozitif ve empatik yaklaşımla, birliği, dirliği, barışı kardeşliği pekiştireceği, mutlu bir ülke ve dünya ailesinin oluşumuna katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

   Yıllarca araştırma, deneyim, birikimlerimin ürünü olan, uzun uğraşılar, çabalar ve emekler verilerek yazılanların yapıta dönüşmesi süresince; özverili tutum ve davranışları ile katkılar sunan çok değerli eşime, aileme ve basımında katkı sunan Regulus Yayınevi sahibi Rahmi Vidinlioğlu ve emeği geçen çalışanlara teşekkürü borç bilirim.

 

                                                                                                                                   Uzman Psikolog  Halil Türkmen

     NOT: Bu bölüm kitaptan olduğu gibi eklenmiştir.

 

                                                                                                                     Yapıtın Özeti

 

    İnsanın duygusal bir varlık olması nedeniyle özellikle çocukluk çağında tüm duyguları berraktır, saftır ve temizdir. Duygularınız olmadan yaşamınızın bir anlamı yoktur, onsuz olamazsınız ve onu yaşamadan yapamazsınız, harekete ve eyleme geçemezsiniz, düşünceler geliştiremez, davranışta bulunamazsınız ve engellemek isteseniz de engelleyemezsiniz. Herhangi bir olayın, olgunun ya da yaşantının oluşumu halinde iki temel duygudan birini yaşamanız kaçınılmazdır. Olumlu duygular yaşamdan haz duymak, neşe, sevgi, sevinç, paylaşım, özgürlük, özveri, uyum, güvenilirlik, dostluk, dürüstlük, bağışlama, sabır, hoşgörü, kabul görme, keyif ve zevk almak gibi duyguları da destekleyen ve içeren duygulardandır. Yaşamın tadı, lezzeti ve yararlı yaşam kaynağı, azı zarar, çoğu huzur,  neşe, mutluluk ve yaşama sevinci verdiği için yararlı olan pozitif içeriğe sahip özellikler taşırlar ve yaşama sıkı sıkıya sarılmanıza neden olurlar. Zorlukların, güçlüklerin, sorunların üstesinden gelme becerisi kazanarak tatmin olmayı, doyuma ulaşmayı, yaşama sıkı sıkıya tutunmayı ve bağlanmayı içeren geniş kapsamlı istek, ihtiyaç, beklenti, gereksinimlerden oluşan hayaller ve umutlardan beslenir, güç alır ve insanın kişilik gelişiminin temel mihenk ve yapı taşlarını oluştururlar. Evrendeki ve dünyadaki tüm iyi ve yararlı şeylerin gelişimi, oluşumu sevgi duygusuna bağlıdır, sevginin eşsiz kaynağı yaşama sonsuz bir enerji katacak, yaşama nefes, can olacak mutluluktur. Pozitif düşüncenin sönmez ışığı bu iki etkili pozitif duygu insana has olan, güç veren en temel bir gereksinimdir. Sevmek doğayı ve insanları birbirine yaklaştıran, aralarında mutluluk bağı oluşturarak birleştiren ve bütünleştiren ve üretken olmaya yönelten pozitif gelişmelere ışık tutan, yol gösteren, yaşama neşe katan tek duygudur. İnsani özellikler taşıyan, en önemli duyguların başında gelen sevgi duygusun bedeli, ancak insani, olumlu bakış açısı ve pozitif düşünceyle ürününü mutluluk olarak bireye geri dönüt olarak verecektir. Diğer bir değişle mutluluğa giden yolda mutluğu elde etmenin bedeli insancıl özelliklerden ve pozitif düşünceler doğrultusunda olumlu bakış açısı ile desteklenmiş pozitif düşüncelerden geçmektedir, pozitif davranışlarda bulunmak ancak bu koşullarda mümkün ve esas olmaktadır. Olumlu koşullarda yaşamın kaynağı olan pozitif düşüncelerin geliştirilmesine, geliştirilen pozitif düşünceler doğrultusunda çevrece, toplumca istenen, beklenen, olumlu karşılanan, onay gören, kabullenilen ve şimdi içinde bulunduğunuz anla, yaşadığınız durumla ilişkili pozitif içeriğe sahip düşüncelerle beslenen azı yetersiz ve zararlı olan çoğu yarar getiren davranış, eylem ve girişimlerde bulunmanızı sağlarlar.

       Olumsuz duygular tıpkı olumlu duygular gibi siz isteseniz de, istemeseniz de yaşamınızda yer alacak olan azı karar ve yarar, çoğu zarar veren yaşamın tuzu, biberi, baharatı, çeşnisi olan duygulardır. Bu duygular bireyi olumsuz etkilemekle kalmayan, zarar verip, yıpratan çevrece istenmeyen, beklenmeyen, onaylanmayan, ret edilen, kabul görmeyen, kötü kabul edilen ve bir şekilde mutlaka yaşanması gereken uzak durmak ve kaçınmak isteseniz de kaçınılması olanaksız olan duygulardan oluşurlar. Negatif duyguları oluşturan dışsal süreçlerden çok içsel süreçlerin ürünleridir. Yaşanan olumsuz koşulların, güçlüklerin, zorlukların birey üzerindeki etkileri sonucu birey acı duyduğunu, aşağılandığını, canının yandığını, gururunun kırıldığını, hakaret edildiğini, kaygı duyduğunu, kendini iyi hissetmeyerek kötü hissettiğini, kendisine kötülükte bulunduğunu,  korkular yaşadığını, küçük düşürüldüğünü, onurunun ve benliğinin rencide edilerek ayaklar altına alınıp çiğnendiğini düşünmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu türden negatif duyguların içsel süreçlerin etkisi ile geçmişte yaşanan, bilinçaltına atılan düşünceleri tetikleyerek, zihinde yer almasını sağlayan bireye zarar veren duyguları oluştururlar. Bu koşulların oluşturduğu ve yol açtığı negatif düşünceleri etkisi sonucu, aynı duyguları kendisine yaşatan kişi veya kişilerin yaşamasını ve aynı şekilde canlarının yanmasını istemesinden kaynaklı tepkisel davranışların düşüncelerde canlandırılması kaçınılmaz olacaktır. Karmaşık özelliğe sahip olan bireyin kendisine zarar vermekle kalmayan, çevresine zarar vermekle sonuçlanan, birden çok kişinin ağır bedeller ödemesine neden olan tehlikeli, daha üst düzeydeki negatif duyguları açığa çıkmasına ve yaşanmasına neden olacaktır. Bu duygular çaresizlik, dehşet, düşmanlık,  elem, endişe, gerginlik, huzursuzluk, ıstırap,  keder, kızgınlık, kin, öç alma, sıkıntı, suçluluk, tasa, tedirginlik, nefret, umutsuzluk, üzüntü gibi geçmişin karanlığından güç alan ve bastırılarak bilinçaltına atılmış ilkel, ilkel olduğu kadar hayvani  özelliğe sahip çok sayıda içsel düşmanların ortaya çıkmasına zemin hazırlayacaktır.

  Yeri gelmişken negatif duyguların,  geçmişten kaynaklanan hayvani, ilkel olduğu kadar, en tehlikeli ve yıkıcı düşüncelerini oluşturan bilinçaltı faktörlerden beslenen duygulardan bahsetmenin yararlı olacağını umut ederek, bu konuda kısa açıklamalarda bulunmak istiyorum. Geçmişte istenmeyen, engellenen ve bir şekilde baskı altına alınan; genelde korku yaratan, acı veren içeriğe sahip olan; endişe, ıstırap, sıkıntı,  üzüntü yaşanmasına neden olan duygular geçmişin karanlık zindanlarından sizin doyumsuz bencilce, hayvani isteklerinizden, tutkularınızdan, arzularınızdan esinlenerek düşüncelerinizde canlanırlar. Aslında siz istediğiniz için düşüncelerinizde yer almasına, bilinç üstüne çıkmasına bilerek izin verdiğiniz ya da engelleyemeyerek, karşı koyamayarak,  ego gücünüzü aşarak düşüncelerinizde yeniden yer almalarına ve size rahatsızlık vererek, elinizde olmayan ve sizi aşan davranışlara ve eylemlere iterler. ( İÇİNİZDEKİ ÇOÇCUĞUN)      …………. Geçmiş yaşamın özellikle çocukluk ve ergenlik çağının olumsuz, yasaklanmış, kötü görülmüş, yanlış bulunmuş, engellenerek, gerçekleşmemiş üzeri küllenmiş negatif duygulardan oluşurlar. Bu duygulardan kaynaklanan yaşamsal anılar, deneyimlerden, engellenerek baskı altına alınan, doyuma ulaşmamış ve çözümlenmemiş isteklerden güç alan bilinçaltına atılmış İz Bırakan duyguların, düşüncelerde yer alması ile geliştirilen, kor aleve dönüşen negatif yüklerle ve yakıcı ateşle beslenirler. Bu koşullarda kontrol altına alınmaları zor negatif duyguların etkisi ile acizlik, değersizlik, güvensizlik, zayıflık, mutsuzluk duygularının eşlik ettiği duyguların; acı veren ve korku yaratan, ürkütücü karmaşık hal alması, bireye rahatsızlık ve gerginlik vermekle kalmaz, bireyin hırslanarak kendisine yapılan kötülüğün bedelini ödetmek daha fazlasını yapma düşüncelerinin geliştirmesine neden olur. İlkel benliğimizin, hayvansal dürtülerinden güç alan, bireyi egemenliği altına alarak yöneten ve kötü olduğu kadar istenmeyen davranışlar yapmaya sürükleyen, yönlendirmekle kalmayıp, eyleme dönüştüren ve genelde akıl ve mantık kurallarını çiğneyen ve kontrolü tamamen ele alan ego gücünden oluşurlar. Bu ego gücü bilinçsiz olduğu kadar gerçek dışı özelliğe sahip olması,  kuruntu, kuşku, vesvese kaynaklı ve hayal gücü ile beslenmesi nedeniyle, insanların veya canlıların yaptığı hataların bir nedeni veya sebebi olabileceğini düşünme affetme, bağışlama ve hoşgörü, sorgulama, uzlaşma, yüzleşme ile karşılamaktan yoksun bir işleyişe sahiptir. Çünkü duygular çoğu zaman aşırı yanıltıcı ve şaşırtıcı derecede kör, nankör ve vurdumduymaz özelliklere sahiptirler. Yıkıcı olmakla kalmayıp,  gerçeklikten yoksun ve sonradan anlamakta güçlükler yaşayacağınız bu duygular, öğle şiddetli, öğle acımasız, öğle insanlık dışı ve öğle yok edici bir özellik ve güç kazanımına sahiplerdir ki o anda bu durumu algılamanız ve anlamanız olası bile değildir. Bu güç ateşlenip yangına dönüştüğünde, intikam ve öç alma duygularının da negatif enerji yükünü içine katarak, büyüyüp, yanardağ gücünde enerji birikimine dönüşebilirler. Güçlenen negatif duyguların oluşturduğu bu yanardağın, fışkırarak çıkardığı lav denilen kızgın ve yakıcı ateşe dönüşen negatif duygu, düşünce ve davranışlarınız sizi ve çevrenizi yakıcı, yıkıcı, kavurucu etkileri sonucu; bir anda kendinizi ve çevrenizi yok edip, ortadan kaldırmakla sonuçlanabilir.

     Hatta toplumlara ve uluslara yöneldiğinde bir ulusu yok ederek, tarihin geçmişine gömebilir. Korku duygusunun yaşanması sonucu acı, acizlik, aşağılanma, değersizlik, ,dehşet, endişe, gerginlik, güvensizlik, çekinmek, huzursuzluk, intikam, kaygı, kızgınlık, kuruntu, suçluluk, şüphe, tasa, telaş, ürperti, üzüntü, yetersizlik, zayıflık gibi burada belirtilemeyen çok sayıda negatif duygunun eşlik etmesine neden olmaktadır. Bu negatif koşulların oluşumuna ortam hazırlayan, İçsel Canavarların üretilmesi ve oluşturulmasına neden olarak, duyguları gerektiğinden etkili, güçlü ve şiddetli ve yoğun hissedilip, yaşanmasının ve yaşanan bütün olumsuzlukların asıl sorumlusu dış olaylardan çok bireyin kendisi olmaktadır.

 

     Bilinçaltına atılan yaşanamamış ve özlem duyulan duyguların, düşüncelerin, davranışların ve bunlardan kaynaklanan sorunların birikimi, yoğunluğu ve şiddeti oranında yapılmak istenenlere ve duyguların ifade edilmesine direnç oluşacağı unutulmamalıdır.  Bilinçaltının verdiği direnç kırılmadığı, uygun koşullar oluşmadığı, oluşan istek ve duyguların özgürce ifade edilmesine zemin hazırlayan koşulların güçlü olmaması bilinçaltı direnci arttırıcı koşullardır. Bu koşulları, olumluya veya pozitife çeviremediğiniz her koşulda ve ortamda gerekli huzur, rahatlık oluşmayacak ve bunların sonucu mutlu olma olasılığı ortadan kalkacaktır. Ancak bilinçaltının değişimi için gerekli istek olduğunda, olumlu veya pozitif duygularla değişime açık olunduğunda ve gerekli koşullanmalar, yönlendirmeler yapıldığında, direnç kırılmakla kalmaz, bastırılarak bilinçaltına atılan duygular bir şekilde bilinç üstüne çıkarak, boşalım bularak, gerekli gevşeme ve rahatlama sağlanmış olacaktır. Gerekli boşalımın oluşumu, aynı zamanda yaşanan sıkıntı ve gerginliğin yerini gevşeme ve rahatlamaya. Huzursuzluk yerini huzur bulmaya; üzüntülerin sevince dönüşmeye; matem, yas yerini yeniden bir başlangıç yapmaya, intihar etme, ölüm düşüncesi yerini yaşamı tercihe, kısaca yaşanan tüm olumsuz ve negatif duygu ve düşünceler, olumlu ve pozitife dönüşmesi yani temizlenme işlevi gerçekleşecektir.  Özellikle duygularımızı ifade etmek yerine gizlemeye çalışarak içimize atıp, gömüyorsak, bu davranış kendimize zarar vermekten, içimize kendimizin içsel zehrini akıtmaktan başka bir işe yaramazlar…………  Geçmişte yaşanmış, olumsuz olay ve koşullarının benzerlerini günlük yaşamınızda  bir şekilde yeniden yaşadığınız her anınızda… Düşüncelerde canlanarak defalarca düşündükçe güçlenerek siz isteseniz de engellenemeyecek, gücünüz yetmeyecek, sizi aşacak eylemlerde bulunmanıza neden olurlar. Sonuç olarak yaşanan olaylar, olgular ve durumların oluşturduğu dışsal canavarların etkilerinden çok bireyi etkileyen içinde oluşturduğu ve yaşadığı acı, acizlik, çaresizlik, dehşet endişe, kaygı, korku, kızgınlık, nefret, öfke, sıkıntı, suçluluk, tasa, tedirginlik, umutsuzluk, üzüntü gibi birçoğu karmaşık yapıya sahip negatif duygunun eşlik etmesi ve oluşturulması olmaktadır. Çünkü karmaşık duygularla beslenen olumsuz düşüncelerin gelişmesine, eşlik eden birçok negatif duygunun düşüncelere dönüşerek etkinlik, yoğunluk ve şiddet kazanmasına olanak sağlamaktadır. Yaşanan negatif koşulların altında ezildikçe, baş edemedikçe, mücadele gücünü kaybettikçe sorunlardan kaçınılması olanaksız hale gelir. Sorunlar arttıkça ve çözümsüz kaldıkça acı, elem, endişe, ıstırap, kaygı, korku, sıkıntı, üzüntü gibi negatif duygulardan kaçınması olanaksız hale gelir, bu duygulara, beceriksizlik, çaresizlik, güvensizlik, karamsarlık, kötümserlik,  şüphecilik, umutsuzluk, yetersizlik gibi karmaşık duygular eşlik ederek yaşamını çekilmez hale getirirler. Tüm bu nedenlerle dünyadaki kavgaların,  acıların, şiddetin, savaşların, insanlık onurunun çiğnenerek, hiçe sayılarak işlenen cinayetlerin, katliamların, taciz olaylarının ve tüm insanlık suçu ve ayıbı sayılan hareketlerin arkasında kin, nefret ve öç alma duygularının tohumlarının atıldığı bu insana yakışmayan negatif duygular yer almaktadır.

 İşte asıl korkutucu, ürkütücü ve şeytani olduğu kadar, çok büyük olumsuz koşulların yaşanmasına yol açarak büyük bir yıkım ve zarar vermekle sonuçlanan durum ……………….

 

Karanlıktan aydınlığa çıkmanıza yardımcı olacak bu eşsiz ve tek umut ışığı ancak sevgi ve aşk duygusunda yer alır. Bu negatif duyguların etkileri gereği, kendine bu duyguları yaşatana hırslanarak ona, acı çektirerek, cezalandırmak ve üzmek amacına, hedefine ve esasına dayalı hisler ve duygular, düşünceleri besler. Bu koşullarda geçmişe ilişkin anılarınız, deneyimleriniz, pişmanlıklarınız, özlemleriniz yani dün geçmişte kalmıştır ve dünü geriye döndürmek mümkün olmadığına göre dün ile uğraşmaktan, onun etkisinde kalmaktan vazgeçerek, dünün etkilerine kapılmadan şimdiyi, bugünü doyasıya yaşamak gerekir. Özellikle ekonomik güçlükler ayak bağı olduğu koşullarda devamlı sizden daha zor ve kötü koşullarda olanların düşünülerek, ne pahasına olursa olsun küçük şeylerle bile yetinilerek ve bu koşullarda bile mutsuzluğu mutluluğa dönüştürmek yalnız sizin elinizdedir. Yaptığınız veya yapacağınız negatif davranışların vereceği zararlardan korunmak ve pişmanlık duymamak, affedilmenize ve özür dilemenize gerek duyulmaması için negatif duyguların kontrol ve denetiminiz altına alınarak, yönetilmesi olmazsa, olmazlarınızdan olmalıdır. Özellikle geçmişteki olumsuz anı ve deneyimlerinizden, bazen de geleceğe yönelik hayallerinizden ve umutlarınızdan ve beklentilerinizden beslenen ve oluşan duygular, olumsuz düşünceleri çağrıştırırlar, bunun sonucu öfke, kin, nefret gibi duygularını geliştirmenize neden olurlar…………

     Bu karmaşık olduğu kadar güç kazanan duyguları ve koşulları kontrol edemediğiniz iyi yönetemediğiniz üstesinden gelemediğiniz her durumda duygularınız eşlik edecek çok sayıda negatif duygular umulandan daha güçlü ve karmaşık olumsuz duygulara dönüşeceklerdir. Karmaşık olmakla kalmayıp, yön değiştirerek güçlenen duyguların etkisi ile geçmişte kişiye veya topluma karşı biriktirdiğiniz olumsuz ve negatif anılarınızın, deneyimlerinizin özelliğine göre insanları değerlendirip, genellemeye, yargılamaya başlayarak, tarafsız olmaktan uzaklaşıp, taraf olmaya başlarsınız. Nefretin ise tetikleyici ve ateşleyici gücü korkulardır, kaygıların ve korkuların denetiminde gelişen nefret duyguları, öfke gibi birçok olumsuz duyguyla beslendiği için aynı kin duyguları gibi kontrol altına alınması zor olan duygulardandır. Herhangi bir kişiye veya topluma karşı duyulan nefret duygularına, korku ve düşmanlık duyguları dışında; ret edilmek, dışlanmak, kötü davranmak, kabul görmemek, bağnazlık veya tutuculuk, hınç veya kin duymak gibi çok sayıda negatif duygular eşlik edecektir. Ayrıca her gelişen negatif davranış en az iki kişi arasında geliştiği için o anın duygusal yükünün etkisi ile az veya çok kendi payının olacağı düşüncesi sürekli olarak baskı altına alınarak,  gerçekçi ve akılcı düşüncelerin geliştirilmesi önlenir veya atlanır. Bu duygularının esiri olan kişilere has geliştirilen düşünce biçimi hatalı ve hatalı olduğu kadar normalden sapıcı, üstelik insani özelliklerle bağdaşmayan düşünce hatasıdır. Oysa derinliğine geçmişe doğru bir geziye çıkıldığında ve neden bu davranış bana karşı yapılıyor diye eleştiri kadar, öz eleştiri geliştirilmesi, empatik veya kendini aynı duyguyu yaşayan kişinin yerine koyabilme yaklaşımının işlerlik kazandırılması önemsenmelidir. Çünkü bu türden olumsuz koşullar bireyin yakasını bırakmamak üzere tuttuğunda,  çok büyük zararlar, yıkımlar vermekle kalmaz, bireyi gerçek dünyadan koparak, ömrünün kısalarak yaşarken ölmesine veya tamamen yok olarak bedeninin ortadan kalkmasına neden olurlar. ………………

   İnsan için büyük değer olan kavrama, anlama, empati duyma gibi yalnız insana has olan erdem davranışları dikkate alıcı en küçük bir özelliği barındırmadığı gibi tamamen egonun kontrol edemediği ilkel benliğin ve içgüdünün emrinde olan hayvani, hayvani olduğu kadar vahşi, gaddar, acımasız, şeytani düşüncelerin tutsağı olmuş, insanı insan bile denilemeyecek varlığa dönüştüren, canavarlaştıran, en ilkel ve hayvani yönü tarafından yönetilmektedir. Bu ilkel benliği kontrol altına almak gücüne sahip evrendeki bilinen tek varlık insandır ve insani özelliklerdir.

          Hisleriniz, duygularınız, önsezileriniz sürekli olarak iç dünyanızla ilgili mesajlar ve uyarılar verirler. Önemli olan verilen bu mesajları doğru algılamaktır. Bu nedenlerle negatif duyguları kontrol altına alarak yeri geldiğinde hayır diyerek, şimdi zamanı değil diyerek olumsuzluk yaşamadan erteleyerek, süreç içinde olumsuz duyguları kontrol altına almayı öğrenmek mümkündür.  Mantıklı olan istek, beklenti ve gereksinimlere uygun gerçekçi tercihler ve hedefler, genelde bilinçli olduğu kadar akla uygundur, akla uygun olanlar olumlu düşüncelerin geliştirilmesine katkılar sağlarlar. Mantıksız olanların, akıl kurallarıyla ilişkisi ve bağlantısı yoktur, genelde hayali olmaktan çok gerçekdışı sihir, büyü gibi durumlara daha yatkın özellikler taşırlar. Gözünüzde küçük ve tehlikesiz gibi görülen, bir an için bu şekilde düşünsem ve duygularıma izin versem ve yaşasam ne olur, ne kaybederim, şeklinde düşünceler geliştirdiğiniz her koşulda, her şeyin bir bedeli olduğu bilinmelidir. Zaman zaman bile elinizde olmadan geliştirdiğiniz bu tür olumsuz düşünce biçimlerini, düşünsem bir şey olmaz hatasına kapılmanız bile süreç içinde kullanılarak, bir gün mutlaka davranışa dönüştürülerek bedeller ödeneceği akıldan çıkarılmamalıdır. Düşmanlık, intikam, kin, öfke, öç alma, nefret türünden karmaşık yaşanan her duygu, tüm diğer duygular gibi size bazı mesajlar verir, öfkenin verdiği mesajlar yaşamınızda bazı durumların tersine işlediğini, yalnız kendinize değil, çevrenize yansıtarak yarar verme yerine, zararlar verdiğini görmeye, farkına varmaya yönelik ipuçları verirler.

Tüm bu olumsuz yönlerine rağmen bazen korunmak için uyaran ve önlem almamızı sağlayan duygulardır. Duygular yalnız sizin öznel hayatınızdır, düşüncelerde algıladığınızda, sezdiğinizde, hissederek yaşadığınızda size zarar vereceğinin farkına ve bilincine varırsınız. Negatif duygularınızı yansıttığınız kişi veya kişilerle yüzleşmeden kaçınmanız ve uzak durmanız halinde intikam, kin, nefret öç alma gibi karmaşık duyguların etkisinin kazandırdığı güç oranında; genelleştirildiği. Yargısal bakış açısı ile geliştirildiği veya baskı altına alınarak, bilinçaltına atılması gibi normalden sapıcı ifade biçimleri yüklenerek daha etkin ve şiddetli hale gelmesinden başka bir işe yaramaz ve yanlış, negatif oldukları kadar insanlık dışı davranışlarda bulunmanıza katkı sunarlar.  İnsanlara karşı kötü tohumlar üretecek negatif duygu ve düşünceler geliştirmek yerine yolu ve ışığı sevgi olan ve mutluluğa, özgürlüğe, barışa, kardeşliğe giden bu yolun ancak pozitif veya olumlu duygular oranında gelişeceği ve insanı karanlıktan  …………

Bu nedenle her olumsuz ve uzlaşmaz sorun yaratan koşullarda taraflar bir araya gelip yüzleşerek, yıkıcı değil yapıcı eleştiri ve özeleştiri mekanizmasını işletip, uzlaşılmaya çalışılması, yöntemlerinin mutlaka işlerlik kazandırılmasında ve denenmesinde yarar vardır. Bu koşullarda, belki taraflar arasında karanlıkta kalmış ve görülmez duruma dönüşmüş bazı olayları daha gerçeklerin, gün yüzüne çıkarak görülmesine katkı sağlayacak koşullar oluşturabilecektir. Yaşam devam ettiğine göre geçmişte yaşananları geride bırakıp, bugünümüzü ve yarınımızı elimizden almasına izin vermemeliyiz. Olumsuz duygulardan dersler çıkararak sevgiye, huzura, mutluluğa giden yaşam kervanına sıkı sıkı sarılarak yeni gerçekleşebilecek hayallere ve umutlara emin adımlarla, sağlıklı olarak ilerlemek ömrümüzü uzatarak uzun yaşam becerileri kazanmamıza katkılar sağlayacaktır. Gerçekçi, akılcı olmayan ve mantık dışı mesajları değiştirmenizle kalınmaz, akılcı ve mantıklı olanlara da katlanabileceğiniz, fazla rahatsızlık duymayacağınız, hoşgörüyle ve pozitif yaklaşımlarla olumlu duyguların yaşanmasına katkı sağlayarak, benzer ortamlarda ve koşullarda doyasıya huzurlu ve mutlu olmanız sağlanmış ve gerçekleştirilmiş olacaktır.

   Ancak her olumsuz duyguyu olumluya çevirmek için farkında olunmasında, kontrol altına alınmasında, belirli bir süre yaşandıktan sonra, yaşanmış her duygu gibi geride ve geçmişte kaldığı unutulmadan, belirli bir süre yaşandıktan sonra, geçmişe gömülmelerinde yarar vardır. Olumlu veya pozitif, insani özelliklere uygun olarak geliştirilmesine izin verilen ve olanak tanınan bu tür duygu, düşünce ve davranışlar yetişkinliğe kadar özendirilerek, eylemlerde yer aldığı oranda kişiliğin yapı taşları pozitif, insancıl ve sağlıklı yapıda gelişecek ve oluşmuş olacaktır. Yaşanan her olumsuz veya negatif duyguların oluşturduğu düşünceler, bireylere deneyimler kazandırır ve bu deneyimlerin ışığında benzeri duygular yaşandığında kabul etmeniz, tanımanız, kontrol etmeniz, mücadele ederek denetim altına almanız kolaylaşacağı  …………………………………

     BU YAPIT: 247 SAYFADIR

                                                                                                                                                               

          NOT: Değerli okuyucularım, yaşam şekliniz, kişilik özellikleriniz, içinde bulunduğunuz koşullar yukarıda açıkladığım bazı sorunlarınızı ve güçlüklerinizin üstesinden gelmenizde sizi zorluyor olabilir. Bu koşullarda size uzanacak bir yardım elinin şüphesiz psikologlar olacağını unutmadan ve çekinmeden size gerekli yardım ve desteği sağlayacak bir uzman psikologdan yardım almanızı öneririm. Şunu bilmelisiniz ki sizin paylaştığınız özeliniz aynı zamanda her  Psikolog Meslektaşımın özelidir. Bu nedenle Onunla sizin aranızda etik ve gizlilik kuralları esas olduğu için kalacağını kimseyle paylaşmayacağına kesinlikle güvenmelisiniz.  SORUNSUZ, SAĞLIKLI, MUTLU VE UZUN ÖMÜRLER DİLEKLERİMLE… 

                                                                                                                                            PSİKOLOG YAZAR HALİL TÜRKMEN