STRESS, ÇAĞIMIZIN VEBASI STRESLE MÜCADELE YÖNTEMLERİ

                                      Ön Söz   

     Çağımızın hastalığı olan, veba gibi yaygın ve salgın olarak her türlü psikolojik, ruhsal ve bedensel hastalıkları tetikleyen STRES çağımızın zor, güç koşullarının üstesinden gelemeyerek, uyum sağ lama güçlükle ri oranında ortaya çıkış koşulları oluşmaktadır. Da ha önce yayımlanan Yaşamınızı Zehir Eden İzleri Temizlemek adlı yapıtta, duygu ve düşüncelerimizin özellikle negatif olanların far kında olmak, kontrolü ve yönetimi konularına ağırlık verilmiştir. Yine uzun, sağlıklı, genç, dinç kalarak ve kaliteli bir yaşam kazan ma becerilerinin sırlarının açıklandığı Yaşamınızı Uzatmanın Sırla rı adlı yapıtımdan esinlenerek; bu yapıtı oluşturmuş bulunuyorum.   

    İnsan yaşamı sürekli bir mücadeledir…   

 Medeniyet, uygarlık, gelişme, değişme, ilerleme, kalkınma ve daha iyi yaşam koşullarına kavuşmak için verilen günlük yaşam müca delesinde. Bir taraftan doğa olaylarının ve doğal afetlerin oluştur duğu olumsuz koşulları denetim altına alarak, insanlara verecek zararı en düşük düzeye indirme çabaları ve uğraşıları verilmekte dir. Diğer taraftan insanların çağa uygun, kolay ve daha iyi yaşa ması için bilim, bilişim, iletişim ve teknoloji alanlarında ani ve hız lı değişikliklerin olumsuz etkileri ve insan eli ile oluşturulan dış ca navarların etkilerine karşı mücadeleler verilmektedir. Ancak doğa olayları yeterince denetim altına alınmadığı koşullarda etkileri belirsiz olan dış canavarların olumsuz etkileri de unutulmama lıdır. Diğer taraftan insanın biyolojik canlılığını koruması için ge rekli olan ve yaşamsal öneme sahip olan istek, ihtiyaç, gereksinim duyulan beklentilerinden oksijen, su, beslenme gibi biyolojik ihti yaçları karşılanmaya çalışılmaktadır. Bunların az, çok, yetersiz o randa karşılanması,  bireyden bireye değişen, hastalıklara karşı direnç düzeyinde farklı ıklar oluşturduğu oranlarda; yaşamsal önemi ile ilişkili olarak tahribat oluşturup, sorunların ortaya çık masına vesile olmaktadır.

   Bilindiği gibi yaşamın kendisi bir mücadeledir ve yaşam mücade lesinin olumsuz koşullarına rağmen, yaşamınıza biçim ve yön ver mek, bireyler olarak tamamen yalnız sizin elinizdedir. Günlük ya şam mücadelesinde, sürekli olarak çok sayıda olumlu ve olumsuz uyaranın bombardımanı altında kalırsınız. “Temel ihtiyaçlar, is tek,  gereksinim ve beklentiler; iletişim, etkileşim ve insan ilişkileri, sosyal, duygusal ilişkiler ve yaşam biçimleri; güç ve yetersiz ekono mik koşullar, yoksulluk, işsizlik ve iş olanaklarının zorluğu; bilim, bili şim, iletişim ve teknoloji alanlarında ani ve hızlı değişiklikler, doğal afetler, doğa olayları ve kazalar, hastalıklar, dağılmış ve parça lanmış aileler, her türlü saldırı, cinsel taciz; ölüm, savaş, katliam, travma, kriz, bunalım; bilim, sosyal, toplumsal olaylar ve olgular gi bi ” Karşılaşılan bu ve benzeri olumsuz koşulların ve ya şantı biçimlerinin oluşturduğu yetersizlikler, kısıtlamalar, engeller, güçlüklere uyum sağlama ve zorlukların etkisi oranında; korku, tehdit ve kaygı oluşturan, ürküten, huzursuzluk yaratan, kasvet ve rici, iç karartıcı, sıkıntı verici, iç daraltıcı, bunaltıcı, üzüntü veren, şaşkınlık yaratan, keder oluşturan, endişelendiren, belirsizlik yara tan vb. bilinçli ya da bilinçsiz duygusal tepkiler veririz. Bu olum suz tepkilere karşı kişisel bütünlüğü korumak için olumlu algıla mak, pozitif anlamlar yüklemek için çaba göstermek gerekir.                                                           

    Bu tür günlük sorunların çözümsüz kalması, biriktirilmesi ve de falarca düşünülmesi; en küçük olayın abartılarak soruna dönüştü rülmesi; yakınları ve değer verdikleri insanlar hakkında çevrenin olum suz görüş, düşünce ve dedikodularından etkilenmek; gerçekle bağ daşmayan hayaller ve kurgulara kapılmak vb sorunlar… As lında içsel olarak kendi elimizle oluşumuna izin verdiğimiz ve ya rattığımız canavarlardır. Bu canavarlar,  umutsuzluk, yetersizlik, karam sarlık ve çaresizlik gibi negatif duyguları geliştirirler. Ayrı ca etkisinden bir türlü kurtulması olanaksız olan geçmişteki  “Geç mişimizdeki canavarlar” yaşanan kırgınlıklar, dargınlıklar, tehdit ler, korkular, acılar, kaygılar, pişmanlıklar, olumsuz anılar, kızgın lıklar, sıkıntılar, kin ve nefret duyguları çözümlenmemiş takıntılar oluştururlar.  Henüz yaşanmamış ve yaşanması olası olan, gelecek konusundaki kaygı ve düşüncelerin oluşturduğu tedirginlik, endişe, baskı ve bıraktığı etkinin şiddeti ile orantılı olarak duygular, düşün celer, davranışlar ve eylem biçimleriniz etkilenirler.        

  Bu etki o kadar güçlü bir etkidir ki, birey üzerinde egemenlik ku rup, benliğini esir alarak, tüm enerjisini tüketir ve halsiz, kırgın, yılgın, dirençsiz, yorgun ve bitap düşmesine yol açarlar.

    Kısaca bireyin kendi kendisi olmasına izin vermez. Sürekli yaşa nan negatif koşullar bu gününü, şimdiki anını ve tüm benliğini meş gul ederek olumsuz koşullar üreterek, organizma üzerinde kalıcı tahribatlar oluşturur.“ Geleceğimizdeki canavarlar”  Duygusal yö nünüzün karşı karşıya bulunduğu ve oluşturduğu size sıkıntı veren, sizi geren, zorlayan koşullar ise algılamalarınızı, hislerinizi, önsezi lerinizi, duygularınızı, düşüncelerinizi olumsuz etkileyip, tesir ede rek; negatif düşüncelerin gelişmesine zemin hazırlar. Duygusal yönden yaşanan çok sayıda olumsuz koşullar, bilinçli, akılcı ve mantıklı düşünme süreçlerini de etkileyerek, duyguların seline ko laylıkla kapılıp, olumsuz daranış ve eylemlerde bulunulmanızı sağ lar. Bütün bu koşullar aslında kendi elinizle oluşturulan, farkın da olarak ya da olmayarak geliştirdiğiniz ancak kontrol altına alamadığınız duygularınızda, düşüncelerinizde oluşumuna kapı aralayıp, izin verdiğiniz kendisi küçük fakat etkisi şiddetli ve güç lü içsel canavarlardır. Aynı zamanda stres kaynağı ve stresi oluş turan, dış ve iç faktörleri oluştururlar.                                          

   Bu dışsal ve içsel canavarlar bireyi zorlayıp, gererek baskı altı na alırlar. Süreç içinde benliğini ve kişiliğini olumsuz etkileyerek, bu olumsuz koşulların gücü, şiddeti ve yoğunluğu oranında, birey olum lu ya da olumsuz tepkilerde bulunur.  Verilen bu tepkileri po zitif karşılayamadığı, mücadele edip, denetim altına alınarak, pozi tife çevrilmediği koşullarda birçok rahatsızlık ve çağımızın sorunu olan STRES’ in yaşanması ve stresten kaçınılması olanaksız hale gelecektir.  Stres aslında her canlı varlığın, karşılaştığı olumsuz durumlarla başetmek için verdiği tepkilerdir. Bu yönü ile düşünül düğünde her canlı için yaşamsal bir önem taşımaktadır. Aşırı stres ise dış çevrede gelişen ve bireyleri olumsuz etkileyen, duygu ve dü şüncelerimizde şekillenen ve oluşan bir psikolojik sorundur. Stres birçok psikolojik, psikosomatik ve bedensel hastalığı tetikleyerek ortaya çıkarmakla kalmaz, organizma üzerinde onarılması güç tahribatlara yol açarak yaşama sevincinizi elinizden alarak, haya tınızı zehir ederek, yaşama tutunma ve mücadele etme gücünü yok ederek, mutsuz olmanıza ve ömrünüzün kısalmasına neden olacaktır. Oluşan her türlü olumsuz veya negatif koşullar karşısın da sağlam duruş sergileyerek, ayakta durmayı beceren ve başaran birey, ancak yaşamsal canlılığını devam ettirme olanağına sahip olacaktır. Bu yönü ile insan temel ihtiyaç ve gereksinimlerini, istek lerini, ar zularını, beklentilerini, hayallerini, umutlarını karşıla mak amacı ile hedeflerine uygun harekete geçecektir. İnsan yaşam mücadelesinin dikenli ve sarp yollarında, karşılaşması olası olan olgu ve olayların oluşturduğu güçlükler, zorluklar, olumsuzluk lar ve negatif ko şullara boyun eğmeden, dimdik ayakta kalabil me yetisi olan, negatif koşullara göğüs gerip mücadele edebilme azmine ve iradesine sahip doğadaki tek canlıdır.

    Günlük yaşamında karşılaşacağı olum suzluk yaratan her türlü zorluğa karşı gerekli direnci ve dayanıklılığı kazanması da bundan dır. Ayrıca olumlu duygularla beslenen duygusal yönünüzün avan tajlarını kullanarak, yaşadığı olumsuz duygu ların farkına vara rak, kabul ederek, tanıyarak kontrol altına alarak,  üstesinden gelerek, bilinçli, akılcı, mantıklı çözüm yolları üreterek, sağlıklı kararlar alma gücüne, yetisine ve zekasınada sahiptir. İnsana has bu özeliğin yetersiz kaldığı koşullarda sezgilerinin, kalbinin ve vic danının sesini dinleyerek kendine, çevresine zarar vermeyecek ka rarlar alarak. Olumsuzu olumluya, kötüyü iyiye, aleyhe olanı le hine ve sağlıksız olanı sağlıklıya çevirerek yönetebilme irade ve gücü de kendisindedir. Olumsuz veya negatif duygu ve düşünce leri, olumlu ve pozitife dönüştürdüğü her koşulda; duyguların kölesi olmaktan kurtulup, olumlu veya pozitif düşünceler geliş tirileceği unutulmaması ve bilinmesi gereken önemli bir gerçek liktir. Bu türden pozitif çözüm yöntemlerini kendinize rehber edin diğiniz her koşulda, oluşturduğunuz ve şekillendirdiğiniz pozitif, olumlu ve insancıl duygularınız, düşüncelerinize; düşünceleriniz davranışları nıza ve eylemlerinize dönüşerek. Olumlu ve sağlıklı yansımakla kal mayacak; olumsuz veya negatif yaşam koşullarına karşı göğüs gere bilme, gerekli direnç ve dayanıklılık kazanma becerilerini de kazanmış olacaksınız.

  Süreç içinde geçmişe yönelik olumsuz kaygı, anı ve deneyimlerin, geleceğe yönelik hayallerin, beklentilerin ve umutların olumsuz et kisinden arındırılmış düşünceleriniz doğrultusunda pekiştirilen o lumlu, pozitif, sağlıklı, insani davranış ve eylemler kalıcı bir yaşam biçimine dönüşecektir. Bunun sonucu sevecen, mutlu, huzurlu, sağ lıklı, verimli, edilgen ve üretken, onurlu, umutlu kişilik sahibi bire ye dönüşerek; stres ve stresin tetiklediği psikolojik, psikosomatik ve bedensel hastalıklardan korunma ve bağışıklık kazanma beceri leri ile donanmış olacaksınız.  Sosyal ve toplumsal bir varlık ola rak, yaşadığı toplum içinde çevresiyle olumlu ve sağlıklı iletişim, etkileşim ve ilişkilere yansıyan olumlu davranışlar ve özellikler edi nerek, gerekli sosyal ve insancıl beceriler geliştirilerek, pozitif alış kanlıklar kazanılmış olacaktır. İnsanın insan olmasının gerektirdi ği tutum ve davranış biçimleri aynı zaman da kişiliğinin aynası ve temel taşları olacaktır.

     Bu olumlu ve insancıl özellikler doğrultusunda, yaşadığınız top lum içinde sevilen, sayılan, önemsenen, değer verilen bir bireye dö nüşmenizi sağlamakla kalmayacak, yaşamın, yaşamanın ne kadar önemli, gerekli, yaşamaya değer olduğunu sezmenize ve anlamanı za, hayata dört elle sarılmanıza vesile olacaktır. Yaşama karşı ge liştirilen olumlu, pozitif, insancıl duygular, düşünceler; yaşama se vincini kazanmanızı, yaşama sıkı sıkı sarılmanızı, yaşamdan haz al manızı, canınıza can katarak huzurlu, neşeli, sevecen, mutlu olma nızı ve sağlıklı, başarılı, kültürlü, kişilikli bir bireye dönüşüp, sağ lıklı, uzun ömre katkılar sağlayacaktır.

   Okuyacağınız bu yapıtta insanın canlılığını koruması ve muhafa za edebilmesi kadar, yaşanan stres ve diğer psikolojik ve ruhsal hastalılara direnç ve dayanıklılık kazanarak bedensel hastalıklar dan korunmak için neler yapmanız gerektiğine yer verilmektedir. Ayrıca yaşadığınız duyguların yol açtığı negatif düşüncelerin farkı na vararak, kontrolünüz altına alabilmeniz; lehinize geliştirip, de ğiştirmek, size zarar vermemesi için ne gibi önlemler almanız, sağ lıklı yönetme becerileri kazanmanız gerektiğinin yolları ve yöntem leri açıklanmaya çalışılmıştır.  Özellikle insancıl özelliklerle donan mış ve sağlıklı kişilik sahibi bireyler olarak toplum içinde yer alma Sağlıklı, neşeli, mutlu, huzurlu, sevinç ve sevgi dolu, bağımsız, ü retken, özgür, kendisi ve çevresiyle barışık, geleceğine güvenle ba kan umutlu bir bireye dönüşerek. Günlük yaşamında karşılaştığı güçlüklerle, zorluklarla mücadele edebilecek bireye nasıl dönüşe bileceği, konusunda bilgilere yer verilmiştir.

   Yaşamın ağır koşulları altında ezilmeyerek, direnerek, mücade le ederek; sorunun bir parçası olmayan, yaşayacağı sorunların farkına vararak, tanıyarak, bilimsel yaklaşımlarla kontrol ve dene tim altına alarak, sorun çözücü, çözüm odaklı, alternatif çözüm yolları üretebilmenin. Pozitif özellikler ışığında kendine ve başka larına zarar vermeden en olumlu ve insancıl yaklaşımla, gerekli çabayı göstererek, yönetebilme becerilerinin nasıl kazanabileceği nin ilke, yöntem ve koşulları örneklerle işlenerek; yaşam sırları na yer verilmektedir.  İnsanlarla sağlıklı ilişkiler, iletişim, etkile şim kurabilmek insancıl davranan, yargılayıcı değil, bireylerin ye rine kendini koyarak empati kurabilen; yıkıcı değil yapıcı yakla şan; eleştiri kadar özeleştiri verebilen; yalnız olumsuz değil, olum lu davranışları da dikkate alan ve süreç içinde yaşam biçimine dö nüştüren; duygu, düşünce, tutum, davranış örüntülerinin olumlu kazanımları sonucu, uzun yaşamın sırlarını keşfetmekle yetinme yerek, gerekli becerileri kazanarak; uzun süre sağlıklı yaşamanın verdiği avantajlardan yararlanarak ömrünüzün uzaması olanaklı hale gelip, gerçekleşecektir. Bu yapıtta insana özgü olumlu, sağ lıklı kişilik özelliklerinin nasıl kazanılacağı ve yaşamı uzatmanın sırlarına nasıl erişeceği hususunda konular, PSİKOLOJİK YAK LAŞIMLA ele alınıp, işlen meye çaba ve özen gösterilmiştir.

Uz. Psikolog/Yazar Halil Türkmen ( Yapıtın basıma hazır tarihi: Kasım-2012